Documentos de Académico
Documentos de Profesional
Documentos de Cultura
Fayol planlama ve örgütlemeyi en önemli;diğer üçünü ise ikinci derecede önemli yöneticilik
fonksiyonları olarak kabul etmiş ve dolayısıyla denetime yeterince önem vermemiştir.
Fayol da Taylor gibi yöneticiliğin teknik bilgiden farklı olduğunu işçi için gerekli
bilginin teknik bilgi olup,orta ve üst kademelere doğru çıkıldıkça teknik bilgi ihtiyacının
yerini giderek artan ölçüde yönetim bilgisi ihtiyacının aldığını ileri sürmüştür.
MAX WEBER VE “BÜROKRASİ YAKLAŞIMI”
Max Weber’ in üzerinde durduğu bürokrasi,günlük dilde kullanılan “işlerin yokuşa
sürülmesi”, “geciktirilmesi” anlamının tam aksine etkinlik açısından ideal bir organizasyon
yapısını göstermektedir.Sosyal açıdan bürokratik yapıların neden gerekli olduğu ve etkin bir
organizasyon yapısının özellikleri üzerinde duran Weber’ in görüşlerinin temel noktaları
şunlardır:
I. Fonksiyonel uzmanlaşmaya dayan bir iş bölümü
II. Açık/seçik belirlenmiş bir hiyerarşik yapı ve böylece her kademenin bir üst kademece
kontrol edilmesi
III. Her kademede işlerin yapılışına ilişkin pozisyonlara gelen herkesin uyacağı ilke ve
yöntemler
İşletmenin amaçları:
I. Kar sağlama:Klasik iktisatçılardan beri geleneksel olarak işletmenin kar sağlamak
amacıyla kurulduğu ve müteşebbisin maksimum kar peşinde koştuğu varsayımı genellikle
kabul edilmiştir.Kar,işletmenin belirli bir dönemdeki faaliyetleri sonucu olup,genellikle
toplam gelirlerin toplam giderlerden farkı olarak düşünülür.
İşletmelerde karı hesaplama nedenleri;
Devlete vergi ödeme
Ortaklara ne kadar kar payı dağıtılacağına karar verme
İşletmenin başarı durumunu değerlendirme ve politikalarını saptamak için temel
oluşturma
Kısaca söylemek gerekirse,kar işletme için çok önemli bir kavramdır;işletmenin başarı
derecesini ölçme aracı,denetleme aracı,verimli çalışanları özendirme aracı ve hepsinden
önemlisi varlığını,yaşamını sürdürme aracıdır.
II. Satış geliri sağlama:Satış gelirlerinin maksimizasyonu bazen amaçlar sırasında karın
yerini alabilmektedir.Bu görüşü ileri süren Amerikalı iktisatçı William J. Baumol’ a göre
özellikle az sayıda işletmenin pazara hakim olduğu oligopol piyasalarında işletme yöneticileri
en çok karı değil,belirli düzeyde karı sağlamak kaydıyla satış gelirlerini maksimum düzeye
çıkarmaya çalışmaktadır.Böylece maksimum kardan kısmi bir fedakarlıkla daha çok satış
sağlamayı yeğlemektedirler.
III. İşletmenin(ya da yöneticinin)sosyal sorumluluğu:İktisadi işletmelerin bir ölçüde kamu
kurumlarına benzemesine yol açan bu kavram;
Ortaklara uygun veya adil bir kar payı
Personele uygun ücret ve iyi çalışma şartları
Tüketicilere uygun fiyat ve kaliteli mal
Hammadde ve malzeme satıcılarına uygun fiyat
Çevre halkına karşı çevreyi koruma ve iş imkanı sağlama
Devlete vergi verme
gibi görev ve sorumlulukları yüklemektedir.
IV. Varlığını sürdürme ve büyüme:İşletme varlığını tehdit eden sayısız tehlikelerle dolu
bir iktisadi çevre içerisindedir.Bu çevrenin her zaman değişiklik gösteren koşullarına ayak
uydurarak yaşamını sürdürmesi ve büyüyüp gelişmesi gerekir.Büyüme
karlarda,satışlarda,pazar payında,üretimde veya bunların birkaçında artışlar şeklinde kendini
gösterebilmektedir.
İŞLETMENİN KAYNAKLARI
Üretim miktarı üretimde kullanılan kaynaklara bağlı olarak değiştiğine göre üretim
fonksiyonu;
Q=(E,S,Dk,Y)
Q=Üretim miktarı
E=Emek
S=Sermaye
Dk=Doğal kaynaklar
Y=Yönetim
Emek=İnsan emeği olup en önemli üretim faktörüdür.Aslında,işletmede tümüyle insan en
önemli unsurdur.En modern araç,gereç ve makinelerin kullanıldığı bir işletmede bile onları
kullanan,yönlendiren ve tüm faaliyetleri yöneten insan unsurudur.
Sermaye=Özellikle iktisatçılarla kastedilen,fiziksel sermaye olup,iktisatta basit olarak üretime
tahsis edilen üretim araçlarını ifade eder.
Doğal kaynaklar=Çoğunlukla toprak,arazi veya tabiat şeklinde ifade edilirse de daha geniş
kapsamlıdır;maden,orman,petrol,su ve benzeri kaynakları kapsar.
Müteşebbis=Genellikle kar etme ihtimali yanında zarar etme tehlikesine de katlanmak
suretiyle üretim faktörlerini tedarik eden ve üretime yönlendiren kişi olarak düşünülür.
İŞLETME FONKSİYONLARI
İşletmelerin çeşitli yönleriyle incelenmesi iki şekilde olabilir:1)Statik bakımdan veya
durgun halde 2)Dinamik bakımdan veya faaliyet halinde iken.
Statik inceleme tarzında, işletmenin yapısı,kısımları ve organları üzerinde durulur.İşletmenin
üretim faktörleri,maddi ve beşeri faktörler olarak ele alınır,organizasyon yapısı incelenir.
Dinamik inceleme tarzında ise işletmenin çeşitli kısım ve organlarının
fonksiyonlarını,gördükleri iş ve faaliyetleri ele alma yoluna gidilir.
Konunun dinamik açıdan incelenmesiyle birlikte işletme faaliyetlerinin
gruplandırılmış hale getirilmesi söz konusu olur.Böylece işletme fonksiyonları sekiz grupta
ele alınır:
I. Yönetim
II. Üretim
III. Pazarlama
IV. Finansman
V. İnsan kaynakları
VI. Muhasebe
VII. Halkla ilişkiler
VIII. AR-GE
İŞLETME ÇEŞİTLERİ
Ekonomik yapı bakımından işletmeler:
I. Mal üreten işletmeler:Tarım,inşaat ve sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren ve fiziksel
mal üreten işletmelerdir.
II. Satıcı işletmeler:Genellikle ticaret sektöründe çalışan,toptancılık,yarı toptancılık ve
perakendecilik yapan işletmelerdir.
III. Hizmet üreten işletmeler:Doğrudan doğruya hizmet üretimi ve satışı ile uğraşan
işletmelerdir.
Ülkeler sanayileştikçe ve geliştikçe genelde üretici işletmelerin sayıları ve büyüklükleri
artmakta ise de sayıları en hızlı artan işletmeler hizmet işletmeleri olmaktadır.
İşletmelerin faaliyet konuları bakımından sınırlandırılması:Üç ana sektöre göre sınıflandırma
yapılabilir:Tarımla uğraşan,sanayi ile uğraşan ve hizmet sektöründe çalışan
işletmeler.Ülkemizde milli gelir hesaplamaları yapılırken bu alanın ayrımı sekize
ayrılmıştır.Bunlar:
Tarımlar uğraşanlar
Sanayi ile uğraşanlar
İnşaat ile uğraşanlar
Ticaretle uğraşanlar
Ulaştırma ve haberleşme ile uğraşanlar
Finansal kuruluşlar
Serbest meslek ve hizmetler
Konut geliri sağlayan işletmeler
I. Özel sektör işletmeleri:Sermayenin tamamı veya büyük kısmının özel kişilere ait
olduğu işletmeler.
II. Kamu sektörü işletmeleri:Bunlar sermayesinin tamamı veya büyük kısmının devletçe
konulanlar,yerel yönetim kuruluşları ve KİT ler.
III. Yabancı sermayeli şirketler:Bunlar dış ülkelerin girişimcilerinin girdikleri ülkede özel
veya kamu işletmeleri ile işbirliği yaparak kurdukları işletmelerdir.
İşletmelerin hukuki açıdan sınıflandırılması
TTK’ ya göre “ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler ticari
işletme sayılır.” Ticaret sicili tüzüğüne göre(TST’ ye göre):Ticari işletme gelir sağlamak
amacıyla kurulmuş,devamlılığı ve bağımsızlığı olan esnaf faaliyetlerini aşmış müesseselerdir.
Bir işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye(gerçek veya tüzel kişi) tacir denir.
I. Özel işletmeler:
Tek kişi işletmeleri:İşletmenin sahibi aynı zamanda tek yetkili ve sorumlu kişidir.Her türlü
işletme faaliyetiyle ilgili kararı kendisi alır,uygular ve denetler.Tüm karlar ve riskler ona
aittir.İşletmenin tüzel kişiliği yoktur.
Şirketler(ortaklıklar):Bir işletmenin şirket sayılabilmesi için şu özelliklere sahip olması
gerekir:
Şirketi kuranların sayısı birden fazla olmalıdır.
Ortak bir amaç bulunmalıdır.
Ortak amaca ulaşmak için ortaklar arasında bir anlaşma bulunmalıdır.
Belirlenen hedefe ulaşmak için para,mal veya emek sermaye olarak konmalıdır.
Adi şirketler(ortaklıklar):BK’ ya göre;bir şirket TTK’ da tanımlanan şirketlerin ayırt edici
niteliklerini taşımıyor ise adi şirket sayılır.Adi şirketlerde ticaret şirketlerinden farklı olarak
şirket sözleşmesi şekle bağlı değildir;sözlü veya yazılı olabilir.Açık ya da kapalı anlaşma ile
adi şirket kurulabilir.Şirketin onu oluşturan kişilerden ayrı bir kişiliği yoktur.
Şirket kazançları ve zararları ortaklar arasında belirlenen oranlarda veya eşit olarak
dağıtılır.Her ortağın sorumluluğu sınırsız olup tüm şirket borçlarından kişisel varlığı ile
sorumludur.Her ortağın yönetim yetkisi vardır,ama yönetim bir veya birkaç ortağa
bırakılabilir.
Ticaret şirketleri:Adi şirketlerden farklı olarak şirket sözleşmesi yazılı olmak ve bu kanunun
bulunmasını istediği asgari unsurları taşımak zorundadır.Bu şirketlerde adi şirketlerden farklı
olarak şirketin tüzel kişiliği olabilir.İki ana gruba ayrılır:
Şahıs şirketleri(Kolektif şirketler,komandit şirketler):Kuruluş ve faaliyetler süresince
ortakların kendi varlıklarının,yeteneklerinin ve kredilerinin büyük önemi vardır.
Sermaye şirketleri(Anonim şirketler,limited şirketler,sermayesi paylara bölünmüş
komandit şirketler):Birer sermaye teşkilatlandırılması şeklindeki yapılardır.
Anonim şirketi kural olarak pay sahiplerinin oluşturduğu genel kurulun seçtiği(veya bazen
ana sözleşme ile belirlenen) en az üç kişiden oluşan yönetim kurulu yönetir.Yönetim kurulu
pay sahibi üyelerden seçilir veya pay sahibi üyelerden seçilmişse pay sahibi sıfatını kazanınca
işe başlayabilir.Ayrıca,yönetim ve uygulama için yönetim kuruluna bağlı olarak çalışan ana
sözleşme veya genel kurulca veya yönetim kurulunca seçilen bir şirket müdürü atanır.Şirket
müdürleri ve diğer müdürler yönetim kuruluna,hisse sahiplerine ve alacaklılara karşı
sorumludurlar.Yönetim kurulu ise pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına müteselsilen
sorumludurlar.Anonim şirketlerin denetimi de en az bir en çok beş kişiden oluşan denetçiler
tarafından yapılır.
Üstünlükleri:
Ortakların sorumlulukları payları ile sınırlıdır
Yönetim çoğu kez profesyonel yöneticilere bırakılır
Şirketin veya payların devri kolaydır,şirket uzun süre yaşayabilir
Büyüme yeteneği fazladır
Büyüklüğün çeşitli avantajlarına sahiptir
Sakıncaları:
Kuruluş işlemleri karmaşıktır
Hareket serbestisi sınırlı olup kanun hükümleri ve formaliteler fazladır
Özel durumlarda kredi bulma güçlüğü olabilir
Yönetimi daha güçtür
Limited şirketler:İki veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında
kurulup,ortaklarının sorumluluğu koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve ana
sermayesi belirli şirket türüdür.Ortaklarının sayısı en az 2 en çok 50 olabilir.Hisse senedi
çıkarma yetkisi yoktur.
Katma bütçeli işletmeler:Bu işletmelerin kendilerine bağlı gelir getiren işletmeleri vardır.Bu
işletmelerin kendi tüzel kişilikleri yoktur.Sağladıkları gelir fazlası bütçeye gelir olarak
kaydedilir.Tekel,devlet üretme çiftlikleri,karayolları ve üniversiteler örnek olarak verilebilir.
Döner sermayeli işletmeler:Genel bütçeye bağlı dairelerin Bütçe kanunu ile verilen
ödeneklerle kurulan işletmeleri olup yine tüzel kişilikleri yoktur.Sağlık bakanlığı
hastaneleri,darphane ve damga matbaası örnektir.
Yerel yönetim(mahalli idare işletmeleri):Daha çok kamu ve belediye hizmetlerinin görülmesi
bir kısım kamu mallarının işletilerek gelir sağlanması amaçlarını güderler.
Kamu iktisadi teşebbüsleri:İkili bir ayrıma tabi tutulmuşlardır:
İktisadi devlet teşekkülleri(İDT)
Kamu iktisadi kuruluşları(KİK)
İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ
Kuruluş yerinin seçiminde gereken özen gösterilmezse başlangıçta iyi olan bir yerin
değişen koşullar nedeniyle elverişsiz bir duruma gelmesi de mümkündür.Gerek daha
başlangıçta gerekse sonradan görülen değişmeler yüzünden uygun olmayan yerde
faaliyetlerini sürdüren bir işletme maliyet giderlerinin yüksekliği nedeniyle diğer işletmelerle
rekabet edemez.
Planlama organlarının(DPT vs) kullandıkları kriterler, ulusal gelirin maksimum
kılınması,tam istihdamın sağlanması,geri kalmış bölgelerin geliştirilmesi,yoğun yerleşim
bölgelerinin birikimli sosyolojik ve çevresel sorunlarına çözüm bulunması gibi genel kriterler
veya ölçütlerdir.
Müteşebbis açısından ön planda tutulan kriterler ise işletme karının maksimum
kılınması veya toplam satış gelirlerinin maksimum kılınmasıdır.Ancak uygulamada en uygun
kuruluş yeri sorunu daha çok,kar ya da gelirlerin maksimizasyonu yerine toplam maliyetlerin
minimizasyonu açısından çözümlenmeye çalışılmaktadır.
İşletme açısından optimal kuruluş yeri,toplam üretim masraflarının en düşük olduğu ve
işletme amaçlarının en iyi biçimde gerçekleştirildiği yerdir.
Kuruluş yeri bakımından işletmeler:
Hammaddeye dönük
Pazara dönük
Hammadde veya pazara yakın olması fark etmeyen
Kuruluş yerinin seçimini etkileyen faktörler:Bir işletme veya fabrikanın kuruluş yerinin
seçiminin genellikle üç aşaması vardır:
Kuruluş bölgesi seçimi
Kuruluş yerinin seçimi
Şehrin hangi noktasında kurulacağının tespiti
Bölge seçimini etkileyen faktörler:
Pazara yakınlık:Özellikle ulaştırma sisteminin yetersizliği ve taşıma maliyetlerinin
yüksek olduğu durumlarda daha da önem kazanır.Genel olarak küçük bir Pazar alanı için
faaliyet gösteren KOBİ’ lerin kuruluş yerlerinin pazara dönük olacağı söylenebilir.Tüm
ülkeye mal arz eden işletmelerde pazara yakınlık avantajından yararlanmak için ya çeşitli
yerlerde üretim bölümleri açma yoluna giderler ya da merkezde üretip dağıtım için bölge
depoları veya satış şubeleri kurma yoluna giderler.
Hammadde,enerji,iklim ve su:Hammadde ve diğer yardımcı maddeler sürekli tedarik
imkanları,kalite,fiyat ve taşıma maliyetleri gibi yönlerden kuruluş yerini kendilerine
çekerler.Günümüzde bir yandan ulaştırma sisteminin gelişmesi öte yandan sentetik
hammaddelerin doğal hammaddeleri ikame etmesi kuruluş yerinin hammaddeye olan
bağımlılığını azaltmıştır.
İşgücü:Geniş ölçüde işgücü kullanan büyük işletmelere emek yoğun teknolojiyi seçen
işletmeler yeterli sayıda kalifiye elemanı kolayca tedarik edebilecekleri bölgelere yönelirler.
Taşıma:Limanlar,demiryolu ve karayolu yakınları veya kavşaklar sırf ulaşım
olanakları ve taşıma kolaylığı nedeniyle pek çok işletmeye kuruluş yeri olur.
Devletin teşvik ve sınırlamaları:Devletin etkisi teşvik,sınırlandırma veya yasaklama
şekillerinde görülür.Belirli yerlerde işletme kurulması zorlaştırılabilir veya kamu yararı için
gerekli görülürse tamamen yasaklanabilir.
Diğer faktörler:İşletme dışı tasarruflar,sosyal ve kültürel şartlar ile politik etki ve
tercihlerdir.
Kuruluş yöre ve noktasının seçimini etkileyen faktörler:Kuruluş bölgesi belirlendikten sonra
bu bölge içinde çeşitli il ve ilçe aday kuruluş yerleri olarak saptanır.Bu aday yöreler arasında
toplam maliyetleri minimum kılan yöre optimum kuruluş yeri olarak seçilir.Daha sonra belirli
bir yörenin şehri seçilmekle kalmayıp bu şehrin hangi kısmı,hangi arsa ve arazisinin daha
uygun olduğu belirlenir.
YÖNETİM
Süreç olarak yönetim bir takım faaliyet veya fonksiyonları,sanat olarak bir
uygulamayı,bilim olarak da sistemli ve bilimsel bilgi topluluğunu ifade eder.
Bir bilim dalı ve uygulama alanı olan yönetimin temel özelliği çeşitli disiplinler
tarafından geliştirilmiş bilgilerin ve analitik yöntemlerin birleştirilerek
uygulanmasıdır.Yönetici işletmeyi bir bütün olarak ve bölümleriyle birlikte ele alarak çeşitli
bilgi ve teknikleri mevcut şartlara uygunluklarına göre kullanmalı ve uygulamak
durumundadır.
PLANLAMA
Belirli bir gelecekte nereye ulaşılmak istendiğinin ve oraya nasıl ulaşılacağının
önceden belirlenmesidir.Planlama ile “neyin,niçin,nasıl,ne zaman,nerede,kim tarafından
yapılacağı kararlaştırılır.”
Yönetim sürecinin bu ilk aşamasında çeşitli konuların önceden belirlenmesiyle
bulunulan yer ile gelecekte ulaşılmak istenen yer arasında bir köprü kurulmakta gelecekte
ortaya çıkacak olay ve durumları şansa bırakmamaya çaba gösterilmektedir.Böylece
işletmenin riski azaltılmaya çalışılmaktadır.
Planlar olmadan denetim anlamsız olur;çünkü önce nereye gidileceğinin belirlenmesi
gerekir ve planlar denetim için gerekli standartları veya ölçüleri sağlar.
ÖRGÜTLEME(ORGANZİASYON)
Organizasyon terimi iki farklı anlamda kullanılmaktadır:
Organize etme işlemi
Bu işlem veya süreç sonunda ortaya çıkan yapı
Örgütleme veya organize etme genel bir ifade ile beşeri ve maddi faktörlerin işletme
amaçlarını etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirmek üzere düzenlenmesidir.Etkin bir
örgütleme işlemiyle ortaya çıkan iyi bir örgüt yönetimin yöneltme,koordinasyon ve kontrol
fonksiyonlarını kolaylaştırmak ve etkinliği artırmak için gereklidir.Bu şekilde organizasyon
yönetimin diğer tüm fonksiyonları ile yakından ilişkilidir.
Örgütlemede işletme amaçlarını verimli bir şekilde gerçekleştirmek için oluşan unsurlar:
I. Yapılacak işler
II. İşleri yapacak insanlar ve bu insanlar arasında yetki ve sorumluluk ilişkileri
III. İşleri yapmaya yarayacak yer,araç ve yöntemler
Örgütlemenin aşamaları:
I. İşlerin organizasyonu:Plandan daha ayrıntılı olarak amaçların,faaliyetlerin ve işlerin
belirlenip gruplandırılması.Bu aşama planlama aşamasında tasarlanan işlerin
programlanmasıdır ki işleri benzerliklerine göre gruplara ve bölümlere ayırmayı
gerektirir.Böylece her grup bir bölüm veya departmanı meydana getirir ve her bölümde alt
bölümlerden oluşur.Gruplama ve bölme bir ferdin yapabileceği ölçüdeki iş birimlerini ortaya
çıkarır.Bunun sonucu olarak belli bir işbölümü ve dolayısıyla belli bir uzmanlaşma derecesi
meydana gelir.
Dikkat edilmesi gereken husus optimal sayılabilecek bir işbölümü belirlemektir.Aksi halde
aşırı uzmanlaşmanın yarattığı moral düşüklüğü ile onun sonucu olan israf ve verimsizlikten
kurtulmak mümkün olmaz.
II. İnsan gücünün organizasyonu:Personelin belirlenip görevlendirilmesi ve karşılıklı
yetki ve sorumlulukların belirlenmesidir.İşletmenin dikey şekilde düzenlenmesinden hiyerarşi
(kademeleşme) ortaya çıkar.Hiyerarşi personelin alt-üst ilişkilerini ve bu yöndeki yetki ve
sorumluluklarını belirler.Personelin yatay şekilde düzenlenmesinden fonksiyonel bölünme
ortaya çıkar.Fonksiyonel bölünme aynı düzeydeki insanları gruplamaktır.
İşler ve faaliyetlerle ilgili çalışmalardan sonra,sıra bunları kimlerin yapacağının
belirlenmesine gelir.Böylece her ferdin ne iş yapacağı,sorumlulukları ve kime karşı sorumlu
olacağı belirlenir.Bu amaçla organizasyon şemalarından ve organizasyon el kitaplarından
yararlanılır.
Organizasyon şemaları,işletme içi yetki yapısını ve hiyerarşisini gösteren
şekillerdir.Organizasyon el kitapları ise,organizasyon şemasında görülen her pozisyonun
amacının ne olduğunu,yetki ve sorumluluklarının nelerden oluştuğunu açıklar.
Organizasyon şemaları ve el kitapları bir işletmenin formel ya da biçimsel
organizasyonunu belirler.İşletmelerde ve her türlü örgütte bir de bu şemalarda görülmeyen
İnformel organizasyon vardır ki,örgütün faaliyetlerinde ve başarısında büyük rolü vardır.
Örgüt yapısını belirleyen unsurlar:Örgütleme ile formel örgüt yapısı ortaya çıkar ki bu yapının
sürekli olarak değişen şartlara göre değiştirilmesi de amaçlanmaktadır.İnformel organizasyon
yapısı ise işletmede kendiliğinden ve doğal olarak oluşan ilişkilerin ifade ettiği yapıdır.
Unsurlar:
I. Amaç:Ulaşılmak istenen amaçların ve bu amaçlara ulaşmak için gerekli işlerin ve
faaliyetlerin niteliği organizasyon yapısını etkiler.
II. İşbölümü ve uzmanlaşma derecesi:İşlerin çok küçük parçalar halinde görevlere
ayrılması ve böylece işbölümüne gidilmesi ile her görevin sürekli olarak bir kişi tarafından
yapılması demek olan uzmanlaşma,etkinliği ve verimliliği artırır.
III. Denetim alanı ve kademe sayısı:Bir üste kaç astın bağlanacağını ifade eder.Bir üstün
kaç astı etkili ve verimli olarak denetleyebileceği ile ilgilidir.Denetim alanının geniş olması
halinde geniş tabanlı,az kademeli bir yapı,dar olması halinde ise yüksek tavanlı çok kademeli
bir yapı ortaya çıkar.
IV. Merkezileşme derecesi:Karar verme yetkisinin kademeler arasında dağıtımıyla
ilgilidir.Bu yetkinin alt kademelere kaydırılması ile ademi merkeziyetçi,yetkinin üst
kademelerde toplanması halinde ise merkeziyetçi bir yapı söz konusudur.
V. Bölümlere ayırma:İşbölümü ve uzmanlaşma derecesine göre belirli işler bir araya
getirilerek de bölümler oluşturulur.Söz konusu bölümlerin ayrılmasında temel alınacak kriter
önemlidir.
VI. Komuta ve kurmay organları ve ilişkileri:Organizasyonda yürütme işini üstlenecek
komuta organlarının ve ayrıca bu iki birim arasındaki ilişkilerin belirlenmesi önemlidir.
Başlıca örgütleme ilkeleri
Fonksiyonlara göre bölümlere ayırma:Aynı işler ve görevler niteliklerine göre bir araya
getirilerek aynı bölüme konulur.İşletme birbirinden çok farklı mallar da üretse
üretim,pazarlama ve diğer türsel faaliyetler tek elden birer fonksiyonel bölüm eliyle
yürütülür.Böylece üretim,pazarlama,finansman,personel ve diğer bölümlerden oluşan bir yapı
meydana getirilir.Birinci kademede fonksiyonlara göre oluşturulan yapı,ikinci ve daha alt
kademelerde en uygun diğer kriterlere göre alt birimlere ayrılır.
Fonksiyonel organizasyon:
Şebeke(network) organizasyonu:Bir mal veya hizmeti üretmek için iki veya daha fazla
kuruluşun aralarında iş bölümüne giderek uzun süreli işbirliğine yönelmelerinden oluşan
yapıdır.
Şebeke organizasyonun başta gelen özelliği bir mal veya hizmeti üretebilmek için
yapılması gereken faaliyetleri ve bunları destekleyecek kaynakları tek bir işletme bünyesinde
toplam yerine farklı işletmeler dağıtıldığı bir yapı olmasıdır.
Şebeke organizasyonunda temel faaliyetlerin her biri ayrı bir yönetim altında çalışan
ayrı bir organizasyonun konusu olmaktadır.Örneğin;satın alma işleri satın alma konusunda
uzmanlaşmış ayrı bir işletme,üretim ve pazarlama işleri bu konularda uzmanlaşmış ayrı ayrı
işletmeler tarafından gerçekleştirilmektedir.
Bu organizasyon tipinin ortaya çıkma nedeni işletmenin çevresel değişmelere hemen
cevap verebilecek bir kıvraklığa kavuşması böylece etkinliğin arttırılması,büyük işletmenin
kendi iyi bildiği işi yapıp diğer işleri bir piyasa disiplini içinde başka organizasyonlara
devretme düşüncesidir.
Organizasyonla ilgili diğer sorunlar:
Yetki ve yetki devri:En basit ifadeyle başkalarına iş gördürme,belirli faaliyetleri yaptırma
hakkıdır.Yönetici belirli amaçlara ulaşmak için gerekli işlerin yapılmasını başkalarından
isteme hakkına sahip olmalıdır ki görevini yapabilsin.
Yetki devri;yöneticinin iş gördürme,belirli faaliyetleri başkalarına yaptırma hakkı
konusunda başkalarını yetkili kılmasıdır.Ancak belirli görevlerin yapılması ve kararların
alınması için geçici veya sürekli olarak başkalarına yetki tanınmasını ifade etmektedir.
Komuta ve kurmay yetkileri:Komuta yetkisi ast ile üst arasındaki hiyerarşiyi gösteren
yetkidir.Üst,ast üzerinde komuta yetkisine sahiptir.Her şahıs kendi bölümü veya biriminde
kimden emir alacağını kime karşı sorumlu olacağını bilir.
Kurmay yetkisi ise,yöneticiye yardımcı olunması fonksiyonunu görür.Kurmay
personel veya yetkili kendi uzmanlık alanı,bilgi ve tecrübesi ile yöneticiye vereceği kararlarda
yardımcı olur.
Fonksiyonel yetki:Kurmaylık yetkisinin istisnai bir çeşididir.Fonksiyonel yetkiye sahip kimse
belirli bir iş ve görevlerle ilgili olarak direkt kendisi emir verebilir.
Sorumluluk:Görevlerin yerine getirilmesi bakımından hesap sorulabilmesidir.Yönetim ve
organizasyonda temel ilkelerden biri yetki ve sorumlulukların denkliğidir.Çünkü yetkisiz
sorumluluk işlerin yapılmamasına,sorumluluk olmadan yetki ise yetkinin kötüye
kullanılmasına yol açar.
YÖNELTME(YÜRÜTME)
Yöneltme,planlar yapılıp organizasyon yapısı oluşturularak işlerin gereğine göre
kişiler görevlendirildikten sonra bu organizasyonun ortak amaç doğrultusunda hareket
geçirilmesi demektir.Bu aşamada artık örgüt amaçlara yöneltilmeli,işletme içindeki kişiler ve
gruplar bu amaçları gerçekleştirecek yönde motive edilmelidir.
Yönetimin ilk aşamasında yapılan çalışmalarla ortaya çıkan plan tahminlere
dayanmakta ve olması arzu edilenleri göstermekte;örgütleme,plan hedefleri yönünde iyi
işleyen bir yapı ve süreç oluşturmayı hedef almakta ve nihayet yürütme organizasyonu plan
hedeflerine göre yürüten bir yönetsel faaliyet olarak örgütlemeyi izlemektedir.
Yöneltme,yöneticinin astlarının faaliyetlerini etkilemesi ve onlara ne yapmaları
gerektiğini bildirmesiyle ilgili bir yönetsel faaliyettir.Bu,yöneticinin genel tutumuyla ilgili
olup tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra personeli çalışmaya sevk etme süreci olarak kabul
edilebilir.
Yöneltme süreci;
I. Yöneticinin,açık-seçik ve tam olarak astlarının yeteneklerine göre onlara
yapabilecekleri emir ve talimatları vermeyi kapsar.
II. Astların mevcut durumda belirli görevleri sürdürmelerinde yol gösteren devamlı
eğitim faaliyetini ifade eder.
III. Yöneticilerin beklentilerini karşılama yolunda işçilerin motivasyonu ile gerekli şekilde
ilgilenir.
IV. Çalışmada disiplin sağlamayı ve iyi çalışanları ödüllendirmeyi kapsar.
Liderlik tipleri
I. Diktatör lider:İşlerini ceza korkusu ile tenkit edici ve olumsuz sayılabilecek tavırlarla
sürdürür.Astların çok iyi çalışmalarını bekler aksi halde cezalandırır.Kısa dönemde etkili
olabilen bu yaklaşımla uzun dönemde astların iş tatminini yok etmesi nedeni ile başarılı bir
çalışma ortamı yaratılamaz.
II. Otokratik lider:Astların iş tatminine önem veren ve kendisine güven duyulmasını
isteyen babacan kişi rolündedir.Bu tip liderliğin başarısı saygı ve bağlılık yaratacak
kişilikte,güçlü ve akıllı olması ile mümkündür.Astların tatmini,üstlerin iyi niyetine
bağlıdır.Genellikle tek başına karar verir.Astların liderliğe yükselmesi imkansızdır.Liderin
hep işin başında olmasıyla işler yürür.
III. Demokratik lider:Sadece kendi yetenekleri ile değil astlara danışarak onlarla tartışarak
iş görür.Astları,planlama ve örgütleme faaliyetlerine katılmaya teşvik eder.İş tatminine grup
başarısı ile ulaşılır.
IV. Liberal lider:Astların kendi amaçlarını kendilerinin belirlemelerine ve kendi
kararlarını kendilerinin vermelerine dayanır.Lider kendi rolünü diğer grup üyelerininki gibi
görür.Grup üyelerinin bireysel hareket etmesine izin verir.
X ve Y teorileri
X teorisi:
Ortalama bir insan çalışmayı sevmez,tembeldir
İnsanların çoğunun işinde gereken çabayı göstermesi ve iyi çalışması için sıkı
denetlenmesi,zorlanması gerekir.
Ortalama bir insanın yükselme hırsı sınırlıdır,güven içinde olmayı,sorumluluk
almamayı tercih eder.
Y teorisi:
Ortalama bir insan çalışmayı sever
Amaçlara ulaşma da sıkı kontrole gerek yoktur,insanlar kendi kendilerini
denetleyebilirler.
Bir insanın örgütsel amaçlara ne ölçüde bağlandığı başarı için verilen ödüllere
bağlıdır.
İnsanlar sorunları çözmede yüksek derecede hayal gücüne sahiptirler
Modern sanayi toplumunda ortalama bir insan zihni yeteneklerinin yalnızca sınırlı bir
bölümünden yararlanır.
KOORDİNASYON
DENETİM
Olması gerekenle olanın karşılaştırılması aradaki olumsuz farkların belirlenerek
düzeltici tedbirlerin alınmasıdır.
Denetim,işletme faaliyetlerinin kabul edilen planlara,verilen talimatlara ve tesis edilen
ilkelere uygun olarak yapılıp yapılmadığını anlamaya yarar.Burada güdülen amaç her
düzeydeki işletme faaliyetlerinin veya denetim konusu olan belirli faaliyetin zayıf ve hatalı
yanlarını bularak gerekli tedbirleri alarak tekrarını önlemektir.
Denetim bir çeşit geri bilgi akışı veya geri besleme temeline dayanır.
ÜRETİM
Beşeri ve maddi faktörlerin mal ve hizmetlere dönüştürülmesi sürecidir.Üretim sadece
işletmeler için değil;bir ülkenin refah düzeyi olan GSMH,GSYİH gibi göstergelere de esas
teşkil ettiğinden önemlidir.
Prodüktivite(verimlilik)=Çıktı
Girdi
Cebirsel yoldan başa baş noktasının bulunması:Başa baş noktası tanım gereği sabit ve
değişken giderlerin toplamına eşit satış gelirlerinin sağlandığı üretim ve satış miktarını
gösterir.Şu halde toplam gelir=toplam gider eşitliğinden hareket edilirse başa baş noktası;
Q= f veya Q= b
P-V (f-a)
PERT şeması
Bir işin çeşitli kısımları arasında zaman uyumu sağlama,üretimde
gecikmeleri,duraklamaları,ihtilafları minimize etme,kaynakları işi vaktinde bitirmeye yönelik
olarak bütçeleme ve programlama tekniğidir.
PERT şeması özellikle zaman değişkeni üzerinde durur.Ancak,bir projenin
gerçekleştirilmesinde geçen zamanın maliyetle doğru orantılı olarak arttığı varsayımı ile
sadece zaman ve miktar olarak değil dolaylı olarakta maliyet ve miktar açısından da kontrol
sağlar.
PERT şemasının en önemli iki temel kavramı işlem ve olaydır.Bir projeyi oluşturan
çeşitli parça veya kısımların her biri ayrı bir işlem olarak ele alınır.Bir işlem kendisi için
zaman ve kaynak sarfı gereken,belirli bir iş,bir proje parçasıdır.Olay ise belirli bir zamanda
ulaşılan durumu ifade eder.
Şemanın düzenlenmesinde şu soruların cevapları çok önemlidir:
Belirli bir olaydan önce hangileri tamamlanmalıdır?
Hangileri belirli bir olay tamamlanmadan önce başarılamaz?
Hangileri eş zamanlı olarak aynı zaman diliminde başarılabilir?
II. Sabit sipariş dönemi yöntemi:Eldeki stok miktarına bakılmadan belli dönemlerde
sipariş verilmesidir.Sipariş dönemi geldiğinde eldeki stok miktarı belirlenir ve bu miktarı
önceden belirlenmiş hedef stok düzeyine(max düzey) tamamlayacak kadar sipariş verilir.
III. Maksimum-minimum sistemi:Önceki 2 yöntemin temel denetim mekanizmalarını
birleştirir.Bir minimum stok düzeyi ve bir maksimum stok düzeyi belirlenir.Stoklar sabit
dönemlerde gözden geçirilir.Eğer eldeki stok düzeyi minimum düzeyde veya altındaysa bu
miktarı maksimum düzeye tamamlayacak kadar sipariş verilir.
Hareket etüdü
Daha kolay ve daha etkili metodların geliştirilmesi,uygulanması ve maliyetlerin
düşürülmesi amacıyla bir işin mevcut yapılış şekli ile teklif edilen yeni usullerin sistemli bir
şekilde tespit ve kaydedilmesi,analizi ve eleştirel bir yaklaşımla incelenmesidir.
Hareket etüdü daha iyi iş görme metodunu ideal veya ideale yakın metodu araştırır.Bu
araştırmada da temel olarak belirli bir iş yaparken işçinin yaptığı hareketleri bilimsel yoldan
ayrıntılı bir analize tabi tutar.İşçiyi işle ilgili hareketleri yanında kullandığı aletler,makine ve
materyal,çalıştığı yer açısından da inceler.
PAZARLAMA
Pazarlama temelde insanların ihtiyaç ve isteklerini karşılamaya yönelik bir mübadele
işlemidir.Pazarlama geleneksel olarak mal ve hizmetlerin üreticiden tüketiciye veya
kullanıcıya doğru akışını yönelten işletme faaliyetlerinin yerine getirilmesidir.Günümüzdeki
anlamıyla pazarlama tüketici yönlüdür ve tüketici ihtiyaçlarının karşılanması temeline
dayanır.
PAZARLAMA ARAŞTIRMASI
Üreticilerle tüketiciler arasındaki mesafeyi kapatmaya yarayacak bilgileri sağlama
fonksiyonunu yerine getirir.
Pazarlama fırsatlarına ve sorunlarına ilişkin olarak verilerin objektif olarak
toplanması,analizi ve yorumlanmasıdır.
Pazarlama araştırmasının aşamaları
I. Problemin tanımlanması
II. Araştırmanın planlanması
III. Planın uygulanması
IV. Verilerin analizi ve yorumu
V. Araştırma raporunun hazırlanması
Pazarlama araştırmasının işletmeye sağladığı faydalar:
Pazarlama fırsatlarını,pazarlama problemlerinin varlığını ve onları yaratan faktörleri
ortaya çıkarır
Alınacak kararların riskini azaltır vs.
Pazarlama araştırmasında veri kaynakları ve veri toplama metotları:
İkincil veri kaynakları:İşletme için kaynakları işletmenin normal faaliyetleri için
tuttuğu çeşitli kayıt ve belgelerdir.İşletme dışı kaynaklar ise DPT,DİE,TCMB,Üniversiteler
gibi çeşitli özel ve kamu kurumlarıdır.
Birincil veri toplama metotları:Birincil veri toplanması halinde kullanılırlar.Bunlar;
-Anket:Önceden hazırlanmış seçilmiş sorulardan oluşan bir anket formuna dayalı olarak yüz
yüze görüşmeyle,postayla veya telefonla soruların cevaplayıcıya yöneltilerek cevapların
alınması esasına dayanır.
-Gözlem metodu:Araştırma konusu olan olaylara hiç karışmaksızın onları gözlemek ve
bilgileri kaydetmek şeklinde uygulanır.
-Deney metodu:Kontrol edilen bir ortama belirli uyarıcıların verilmesi ve bunların sistemli
olarak değiştirilmesine dayanır.Bağımsız değişkenlerden biri değiştirilerek bunun bağımlı
değişken üzerindeki etkisi ölçülmeye çalışılır.
Mallar tüketicilerin satın alma amaçlarına göre tüketim malları ve endüstriyel mallar şeklinde
iki ana gruba ayrılırken pazarlarda tüketicilerin satın alma amaçlarına göre sınıflandırılırlar.
Nihai tüketiciler:Kişisel ve ailevi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mal veya hizmet talep
eden ve satın alan kişilerdir.
Endüstriyel alıcılar:Kişisel ve ailevi ihtiyaçları dışındaki amaçlarla mal veya hizmet talep
eden ve satın alan kişilerdir.
Pazar çeşitleri
I. Tüketici pazarları:Nihai tüketicilerden oluşan pazarlar kastedilmektedir.
II. Endüstriyel pazarlar:Her türlü malı kendi üretimlerine katmak veya satmak için alanlar
başta olmak üzere KİT’leri,diğer devlet kuruluşlarını kapsar.
III. Uluslar arası pazarlar:Hem ülke içindeki hem de birbirlerinden çok farklı özellikler
gösteren her ülke de özellikleri farklılaşan pazarlardır.
***Pazarlar bu şekilde ayrılarak bu pazarları oluşturan tüketici gruplarının satın alma
sebepleri ve güdüleri araştırılıp buralara yoğunlaşılır.
Tüketici pazarlarının bazı özellikleri:
Temel özelliği satın alma nedeninin kişisel kullanım istek ve amacına dayanmasıdır.
Demografik özellikleri:Pazar tanımında belirtilen karşılanacak ihtiyaçları olan kişilerin
nüfus özellikleriyle
Ekonomik özellikler:satın alma gücü ile
Davranışsal özellikler:satın alma isteği ile ilgilidir.
Endüstriyel pazarların bazı özellikleri:
Dört grupta toplanabilir:Üretici işletme pazarları,satıcı işletme pazarları,hükümet
pazarları,kurumsal(kar amacı gütmeyen pazarlar)
Daha çok bölgesel alımlar görülür
Alıcı sayısı azdı
Siparişlerin miktarı büyüktür
Satış masrafları azdır
Satın alma işlemi uzun sürer
Satış çabalarında kişisel satış,reklamdan daha önemlidir.
Endüstriyel mal talebinin özellikleri:
Türetilmiş taleptir.(Bağımlı talep söz konusudur)
Tüketim malları talebine göre daha inelastiktir.
Talep nisbi olarak daha fazla dalgalanır
Pazarın bilgi düzeyi yüksektir.
Uluslar arası pazarlar riski fazla,girilmesi zor ve girdikten sonra da içinde kalınması zor
pazarladır;ancak rekabet edilebildiği taktirde iç pazarla karşılaştırılamayacak ölçüde büyük
satış ve kar potansiyeli taşırlar.Bir taraftan iç pazarların doyması ve sık sık ortaya çıkan
ekonomik durgunluğun itici gücü;diğer taraftan dış pazarların belirtilen kar potansiyelinin
yarattığı çekici gücü tüm dünyada işletmeler daha fazla uluslar arasılaşmaya itmektedir.
Pazar bölümlendirmenin en büyük sakıncası artan maliyetlerdir.Tek tip mal üretip bunu tüm
pazara sunmak,özellikle standardizasyondan ve büyük ölçekli üretimden kaynaklanan
tasarruflar sağlar.Pazar bölümlendirme ile bunlardan vazgeçilmekte,genellikle birkaç veya
birçok bölüm hedef pazar seçildiğinden aynı malın farklı kalite,cins ve çeşitleri ile hizmet
verilmektedir.
Mevcut bir pazarın belirli ayırıcı özellikleri göz önünde tutularak bölümlendirme
yapılır.Burada önemli olan bir nokta mamul özelliklerinden değil,tüketici özelliklerinden
hareket edilerek bunların kriter olarak alınmasıdır.Bölümlendirme çeşitleri:
I. Coğrafi faktörlere göre bölümlendirme
II. Demografik bölümlendirme
III. Psikografik bölümlendirme
IV. Mamule ilişkin bölümlendirme
Mamulün hayat seyri:Pazarlama yöneticileri mamullerinde canlı organizmalar gibi bir hayat
seyri bulunduğunu bilmelidir.Bu konudaki bilgiler mamul planlamada pazarlama kararlarına
rehberlik etmek açısından çok önemlidir.
Ambalajın fonksiyonları:
Mamulü koruması
Taşımada kolaylık sağlaması
Malı farklılaştırması
Tutundurmaya yardımcı olması
FİYATLANDIRMA
Pazara dayalı ekonomilerde fiyat arz ile talebi karşılaştırır,alıcı ile satıcının üzerinde
anlaşması ile değişimi sağlar.Fiyatlandırma,pazarlama yöneticisinin en başta gelen
görevlerinden biridir;çünkü fiyatlar işletmenin en önemli cari gelir kaynağıdır.Fiyatlandırma
zor bir iştir ve kararları alan yöneticinin maliyet,talep,tüketici geliri,iş koşulları,rakip
firmaların tepkileri vb. konuları değerlendirmesi gerekir.
İktisat teorisine göre tüketicilerin ödeyecekleri fiyatı arz ve talep koşulları belirler,ama
uygulamada fiyatlar bu koşulları da göz önünde tutan işletme yöneticisi tarafından
belirlenir.Bu yüzden tüketicinin mal için ödediği fiyat genellikle saptanmış fiyattır.
İktisat teorisinde işletme yöneticisinin fiyat koyarken tek önemli çıkar grubu olarak
tüketiciyi göz önünde tuttuğu şeklinde basitleştirici bir varsayım mevcuttur.Gerçekte,çeşitli
çıkar grupları fiyat ve fiyatın belirlenmesi ile yakından ilgilidir.Yöneticinin fiyat kararlarını
etkileyen başlıca çıkar grupları; aracı kuruluşlar,rakipler,üretim faktörleri sahipleri,hükümet
ve işletmenin diğer bölümlerinin yöneticileridir.
Fiyatlandırma usulleri:
Maliyete yönelik fiyatlandırma
I. Maliyet artı usulü:Birim maliyete belirli bir kar yüzdesi eklenerek satış fiyatı
belirlenir.İki çeşidi vardır:
Değişken maliyet esası:Birim değişken maliyeti bulup bunun üzerine birim kar payı
eklenir.Ancak bu kar yüzdesinin hiç hesaba katılmayan sabit maliyetlerden bir birimine
düşmesi muhtemel miktarı da karşılayıp net bir kar payı bırakacak şekilde yüksek tutulması
yoluna gidilir.
Tam maliyet esası:Toplam sabit maliyet, maliyet muhasebesi usulleri çerçevesinde
belirli bir standarda göre dağıtılarak bit birime düşen sabit maliyet payı bulunur.Birim sabit
maliyet ile birim değişken maliyet toplamı olarak elde edilen birim maliyetin üzerine belirli
bir kar yüzdesi eklenir.
II. Hedef fiyatlandırma:Belirli toplam masrafların karşılığı olarak elde edilmek istenen
kar yine toplam olarak temel alınır.Önceden tahmin edilen belirli bir satış hacminde toplam
maliyetlerin üzerinde ulaşılmak istenen sabit bir kar hedefini gerçekleştirecek fiyat
belirlenmeye çalışılır.
Bu usulde pazarlama yöneticisi önce gelecek yıl belirli bir maldan üretip satabileceği miktarı
tahmin eder,ikinci olarak bu miktarın üretilmesi yolunda katlanılacak toplam maliyetleri
tahmin eder.Sonra da bu miktar yatırıma karşılık toplam olarak ne kadar kar etmeyi
hedeflediğini belirler.Bu ikisinin toplamı ulaşılması istenen toplam satış gelirleri olacağı için
hedef karı verecek satış gelirlerini üretilecek miktara bölme yoluyla birim fiyatı elde eder.
Bu fiyatlandırma usulünün en büyük sakıncası işletmenin satabileceği mamul miktarının
fiyatın belirlenmesinden önce tahmin edilmesi gereğidir.Oysa talep fiyata bağlı olarak az ya
da çok olur.
Talebe yönelik fiyatlandırma:Talebin yoğunluğu temel alınarak fiyat; talep fazla ise
yüksek,talep az ise düşük olarak belirlenir.Bu metodun temeli tüketiciye sunulan malın
pazardaki değerini alıcıların ona ne değer biçtiğini isabetli bir şekilde tahmin etmeye dayanır.
TUTUNDURMA
Satış artırıcı çabalar bütünüdür.Tutundurmanın inandırıcı,ikna edici,haberleşme veya
iletişim olma yönü onu diğer pazarlama faaliyetlerinden ayıran en büyük özelliğidir.Bu
bakımdan etkili tutundurma etkili bir iletişim demektir.
Tutundurma araçları:
I. Kişisel satış:Satış yapmak amacıyla satışçının bir veya daha fazla potansiyel alıcı ile
yüzyüze görüşmesidir.Kişisel satış en eski tutundurma çeşididir.Tüketici ile direkt ilişki
kurmaya dayanması nedeniyle en etkili iletişim yoludur.
Kişisel satışın başlıca özellikleri:
Kişisel karşılaşma
Dostluk ilişkileri geliştirme
Dinleme ve karşılık verme zorunluluğu
Birinci elden bilgi toplama
Kişisel satışta satışçı uygulamada oldukça geniş bir esnekliğe sahiptir.Mal veya hizmeti
sunuşunu tüketicinin ihtiyaç ve isteklerine yüzyüze görüşmesi sırasındaki tutum ve
davranışlarına göre ayarlayabilir.
Kişisel satışın en sakıncalı ve sınırlayıcı yanı;yüksek maliyetli oluşudur.
Kişisel satışın başarılı olabilmesi için satışçının hitap ettiği tüketicileri,mamulün
özelliklerini,rakiplerin durumunu ve genel pazar koşullarını iyi bilmesi gerekir.
DAĞITIM
Üretilen mamullerin tüketicilere doğru hareketiyle ilgili tüm çabaları kapsar ve bu
nedenle üretimle tüketim arasındaki bağlantıyı gerçekleştirir.
Dağıtımın ne ölçüde yoğun olacağı ile ilgili olarak belli başlı üç politika vardır:
Yaygın veya yoğun dağıtım:Malın alıcısının olduğu her yerde satışa sunulmasına
dayanır.Özellikle kolayda mallar ve tüketim malları için kullanılır.
Seçimli veya selektif dağıtım:Belirli bir bölge sınırlı sayıda toptancı veya perakendeci
veya sadece perakendeci kullanma politikasıdır.
Özel dağıtım:Belirli bir pazarda sadece tek toptancı veya perakendeci vasıtasıyla
mamulün dağıtılması politikasıdır.
FİNANSMAN
Fonların sağlanması
Öz kaynaklarla finansman:Bir işletme kurarak faaliyete geçirmek isteyen bir kimse veya
kimselerin kendi kişisel varlıklarından ayırarak işletmeye tahsis ettikleri maddi ve maddi
olmayan iktisadi değerlere o işletmenin öz kaynakları denir.İşletmenin faaliyete geçmesinden
sonra ayrılan ihtiyatlar ve karşılıklar da öz sermayeden sayılır.Özsermaye kapsamına
para,mal,bina,patent hakkı,işletme adı,marka vb her türlü varlıklar girer.İşletmenin tüm
risklerine öz kaynaklar katlanır.
Bir işletmenin sahip veya sahiplerince gerek kuruluş aşamasında gerekse daha sonra
sermaye artırımı yoluyla ya da kardan dağıtılmayarak şirkete fon tahsis edilmesine öz
kaynaklarla finansman denir.
Öz kaynaklarla finansmanın üstünlüğü işletmeye tahsis edilen fonların süresiz veya
çok uzun bir süre için işletme emrine verilmiş olmasına,herhangi bir sermaye maliyetinin söz
konusu olmayıp faaliyetlerden doğacak karın tümüyle sahiplerine ait olmasına dayanır.
Oto finansman:İşletmenin kendi faaliyetleri sonucu elde ettiği karların tümünün veya bir
kısmının dağıtılmayarak işletmede bırakılması yoluyla sermaye ihtiyacının karşılanmasıdır.Bu
yöntem özellikle sermaye tedarikinin güç olduğu veya sermaye maliyetlerinin yüksek olduğu
dönemlerde işletmeye kaynak sağlar.
Oto finansmanda belirli riskler için karşılıklar ayırmak,genel riskler için de yedekler
ayırmak,karları dağıtmayarak sermaye hesaplarında tutmak gibi yollar söz konusu olur.Oto
finansman bir işletmenin veya müteşebbisin karlı ve verimli çalıştığını gösteren bir ölçü
olarak kabul edilir.
Sakıncaları:
I. Bu finansman kaynağının yöneticiler tarafından gelişi güzel ve verimsiz yatırımlara
yönelik olarak kullanılması tehlikesi
II. Dağıtılması halinde kısmen de olsa piyasaya girecek ve cari faiz nispetinin düşmesine
olumlu katkısı olabilecek karların işletmede alıkonması nedeniyle sermaye piyasasını daraltıcı
etkisi
III. Küçük hisselere sahip tasarruf sahiplerinin yıl sonlarında tasarruflarından bekledikleri
yararı alamamaları riski.
Yabancı kaynaklarla finansman:İşletmenin belirli vade sonunda geri ödemek üzere sağladığı
kaynaklardır.Bunların karşılığında kaynağı sağlayanlara belirli bir faiz ödenir.İkili bir ayrıma
tabidirler:
Kısa vadeli borçlar:Vadesi bir yıla kadar olan kredilerden oluşur ve genellikle çalışma
sermayesi ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılır.Çünkü duran varlık yatırımlarını bu tür
kaynaklara dayandırmak riskli olup uygun değildir.
Uzun vadeli borçlar:Bir yıldan daha uzun vadeli yabancı kaynaklardır.Kısa vadeli
finansman:İşletmede tüm faaliyetleri kapsayan bir; “nakdi sermaye üretim faktörleri
yarı mamul mamul nakit” şeklindeki dönüşüm veya devir mevcuttur.Bu
olağan işletme faaliyetlerinin yürütülmesinde çalışma sermayesi önemli bir rol oynar.Büyük
bir değişkenlik gösteren fon ihtiyacı,kısa süreli finansmanla sağlanacak fonlarla karşılanır.
Finans yöneticisi için işletmenin duran varlık ve çalışma sermayesi miktarlarını ve
bunların arasında birini gereğinden fazla veya diğerini ihtiyaçtan az tutmayacak şekilde
optimum bir dengeyi kurmak ve bunu sürdürmek en temel görevlerden biridir.Yönetici bu
görevi yerine getirirken özellikle pazarın ve iş hayatının dinamik niteliğini göz önünde
bulundurarak bu dinamizme ayak uydurmalıdır.Herşeyden önce işletmenin kendi ürettiği
mamullerle ilgili mevsimlik dalgalanmalar,genel olarak ekonomideki ve iş hayatındaki
istikrar-durgunluk ve dalgalanmalar;politik nitelikli olmakla beraber ekonomiyi etkileyen
gelişmeler işletmenin kısa süreli fon ihtiyaçlarını etkilerler.
Hisse senedi:Sahibine şirkette ortaklık hakkı verir.Ona sahip olan hissenin büyüklüğü
oranında şirketin geliri ve varlıkları üzerinde hak sahibi olduğu gibi şirketi denetim yetkisine
de sahip olur.Her senet,genel kurulda bir oy hakkı verir.Hisse senedi olanlar şirkete ortak
olduklarından bunun karşılığı olarak giren para öz sermayedir.
FONLARIN KULLANIMI
Duran varlık yatırımları:Duran varlıklar şekil değiştirmeden kalan ve birden fazla üretim
dönemine katılarak uzun süre kullanılmakla giderek kullanılamaz hale gelen sermaye
unsurlarıdır.Bunlar işletmenin normal faaliyetlerinde paraya çevrilmeyen,periyodik olarak
alım-satım konusu olmayıp süreklilik gösteren varlıklardır.Duran varlık kalemleri işletmenin
olağan faaliyeti sırasında satılan malların maliyetlerine aşınma payı olarak eklenerek tasfiye
edilirler.
Dönen varlık yatırımları:İşletmenin normal faaliyet dönemi içinde nakde veya paraya
çevrilebilir varlıklarını kapsar.Çalışma sermayesi unsurları,satılan mal ve hizmetlerin
karşılıklarının ödenmesiyle işletmeye döner ve sürekli bir akış ve değişim içinde bulunurlar.
Dönen varlıkları toplamından kısa vadeli borçlar toplamı çıkarıldıktan sonra kalan
miktara,net çalışma(işletme) sermayesi denir.Bu fark,işletmenin varlıklarının borçlarını
ödemek ve yükümlülüklerini yerine getirmek için kullanılabilir durumda tuttuğu bir güvenlik
payıdır.
İşletmelerin çalımla sermayesi ihtiyacını belirlemelerinde şu faktörler etkili olur:
İşletmenin faaliyet alanı
Müşterilerin kredi ihtiyaçları
İmalat ve satış süresinin uzunluğu
FİNANSAL PLANLAMA
İki türlü amacı vardır:
İşletme faaliyetleri için gerekli fonları sağlamak
Fon temininde finansman maliyetini minimum kılmak
İşletmenin finansal yapısını değişen koşullar uydurmak
Sağlanacak nakit fazlalıklarını verimli kullanmak muhtemel mali açıklar için önceden
tedbir almak ve finansal dengeyi korumak.
Finansman yöneticisi yaptığı finansal planlama çerçevesinde kendi ortakları için firma
değerini maksimum kılmak üzere finansal yönetim politikaları denilen şu politikaları
kararlaştırır ve uygular:
Yatırım politikası
Finansman politikası
Temettü politikası
Finansal planların hazırlanmasında uygulanan yöntemlerden birisi
bütçelemedir.Bütçe,planların rakamlarla ifadesidir.Bütçeleme ise,işletmelerin belirledikleri
hedeflerin sayılarla gösterilmesidir.
Nakit açıklarını görmek ve ona göre gerekli önlemleri alarak ihtiyacın karşılanmasını
sağlamak
Nakit fazlalarını görmek ve ona göre verimli yatırım alanlarına yönelmek
Kısa dönemli işletme bütçe çeşitleri
Pazarlama fonksiyonu ile ilgili:
Satış bütçesi
Satış giderleri bütçesi
Üretim fonksiyonu ile ilgili:
Direkt ilk madde ve malzeme giderleri bütçesi
Direkt işçilik giderleri bütçesi
Genel üretim giderleri bütçesi
II. Uzun vadeli planlama ve sermaye bütçelemesi yöntemleri:Bir yıldan fazla süreler için
hazırlanan işletme bütçelerine uzun vadeli işletme bütçeleri denilmektedir.İşletmelerin uzun
dönemde devamlı kar elde etmeleri için büyüme amaçlarına uygun olarak satışlar,piyasa
durumları,personel,duran varlıklar,yatırım ve finansman unsurlarını esas alan uzun dönemli
analize dayanan uzun vadeli planlar hazırlanmalıdır.
Finans yöneticisi firmanın yatırım politikasını belirlerken duran varlıklara yatırılan fonlar ve
bun varlıklar için ayrılan amortisman karşılıkları ile yenileme fonlarının yatırımın yapıldığı
zaman noktasındaki değerlerini göz önünde tutar.Bu suretle duran varlıklara yapılan
yatırımlardan beklenen nakit akışlarının net bugünkü değerlerini maksimum kılma politikası
izlenir.
İç verim(iç karlılık) oranı:Bir yatırım için harcanan paralar ile bunun faizleri toplamını
yatırımın gelirine eşit kılan faiz haddidir.
Net bugünkü değer:Bu kriter bir yatırımdan beklenen nakit akışlarını belirli bir ıskonto oranı
ile yatırımın yapıldığı zaman noktasına indirger.Bu ıskonto oranı yatırımdan istenen
verimliliği yansıtır.Sermaye bütçelemesinin net bugünkü değere göre yapılması halinde
ıskonto oranı olarak alınan yüzde genellikle işletmenin sermaye unsurlarının ağırlıklı ortalama
maliyetidir.Bir yatırımdan beklenen yıllık nakit akışlarının ıskontolu değerleri toplamından o
yatırım için yapılmış olan nakit çıkışlarının çıkarılması ile yatırımın net bugünkü değeri
bulunur.
FİNANSAL ANALİZ
Finansal yönetimini etkili ve verimli bir şekilde planlanıp yürütülmesinde iki temel husus çok
önemlidir:
Firmanın mevcut finansal durumunun iyi değerlendirilmesi
Değişen ekonomik koşulların etkilerinin iyi anlaşılması
Özet bir şekilde finansal analiz,işletmenin fon yapısını ve fonların kullanımını oluşturan
bilanço kalemleri ile gelir tablosundaki değerler arasındaki ilişkilerin incelenmesi yoluyla
finansal dengenin ne ölçüde sağlandığının belirlenmesi ve bu duruma göre rasyonel kararlar
alınmasının sağlanmasıdır.
Finansal analizin amaçları:
I. İşletmenin faaliyet konusuna,hukuki şekline ve amaçlarına uygun bir finansal yapı
oluşturmak,varlıklar ile fon kaynakları arasında sürekli bir denge sağlamak
II. Faaliyet döneminde toplam gelirlerle giderler arasında olumlu bir fark sağlamak
III. İşletmeyi borçlarını zamanında ödeyebilecek durumda tutmak
IV. İşletme ile ilgili 3. şahıslara ve işletmenin sahiplerine işletmenin durumu hakkında
bilgi ve güven vermek
Finansal analiz yöntemleri:
I. Karşılaştırmalı finansal tablolar analizi yöntemi:Bir işletmenin birbirini izleyen iki
veya daha fazla dönemine ait finansal tabloların karşılaştırmalı olarak düzenlenip
incelenmesine dayanır.
II. Dikey yüzdeler yöntemi:Aktif ve pasif toplamlar 100 kabul edilerek aktif ve pasif
kalemlerin yüzde payları belirlenir,aynı şekilde gelir tablosundaki kalemlerin yüzde payları
birbirini izleyen birkaç yıl için hesaplanarak sonuçların karşılaştırılması yoluna gidilir.
III. Eğilim yüzdeleri yöntemi:İşletmenin gösterdiği gelişmelerin yıllar itibariyle izlendiği
bu yöntemde birbirini izleyen dönemlere ait finansal tablolarda yer alan kalemlerin temel
alınan finansal tablo kalemlerine göre gösterdiği artış veya azalışlar yüzde olarak
hesaplanır.Bu şekilde işletmenin finansal tablolarında yer alan her bir kalemin temel kabul
edilen yıla göre yüzde olarak gelişme trendi bulunur.
IV. Oran analizi yöntemi:Finansal analizin temel araçları olan çeşitli finansal oranların
kullanılması yöntemidir ve işletmelerde en çok kullanılanıdır.
Finansal oranlar
FİNANSAL TEKNİKLER
II. Forfaiting: Kredili mal ve hizmet ihracatından doğan ve gelecekte tahsil edilecek orta
vadeli,bir banka tarafından garanti edilmiş,senetli ve senetsiz alacağın kendilerine rücu hakkı
olmaksızın vadeden önce satılarak tahsil edilmesidir.
Forfaiting işlemlerinin temel özellikleri:
Forfaiting işlemleri ihracattan doğan ve orta vadeli alacaklarla ilgilidir.
Forfaiting sevk sonrası ihracat finansman tekniğidir.
İhracatçıların faiz,kur ve kredi gibi risklerden korunmak amacıyla yapmış oldukları
işlemlerdir.
Forfaiting işlemleri 6 ay ile 10 yıl arasında gerçekleşir.
Forfaitinge poliçe ve bono şeklinde senede bağlanmış alacaklar konu olur.
Forfaiting işlemlerinde 4 taraf vardır:
İhracatçı işletme
İthalatçı işletme
Forfaiter
Garantör banka
IV. Swap:İki taraf arasında önceden belirlenen bir sistem içerisinde belirli bir finansal
varlıktan kaynaklanan gelecekteki nakit akışlarının veya faizlerinin değiştirilmesi konusunda
yapılan bir sözleşmedir.
Faiz swap’ı:Kredi değerliliği farklı iki firmanın aynı tutarda fakat faiz koşulları
değişik olan borçlarının gerektirdiği ödemeleri belli süre değiştirmelerinden
oluşmaktadır.Başka bir deyişle faiz swap’ı sabit faizi değişken faize,değişken faizi sabit
faize,Libor’u prime rate’e veya prime rate’i libor’a çevirmek şeklinde faiz ödemelerinin
niteliğini değiştirerek borç ödemelerinin yapısını değiştirme işlemidir.
Para swap’ı: para swap’ı,farklı paralardan oluşan aynı büyüklükteki iki ayrı paranın
vade tarihinde orijinal para birimleri üzerinden ve daha önce anlaşılmış belirli bir kur
hesabıyla geri ödenmek üzere değiştirilmesidir.Para swap’ında faiz swap’ından farklı olarak
taraflar arasında ana paralar el değiştirmektedir.
V. Opsiyon: Geleceğe ilişkin hak içeren finansal sözleşmelerdir.Opsiyon sözleşmesi,iki
taraf arasında yapılan ve taraflardan birinin gelecekte bir tarihte bir malı veya varlığı satın
alma veya satma hakkını elinde bulundurmak için belirli bir miktar prim ödediği
sözleşmelerdir.Opsiyon bir vadeli işlemdir.
VI. Gelecek sözleşmeleri:Belirli nitelikteki ve miktardaki bir malın veya bir mali
enstrümanın,bugünden gelecekteki bir tarihte belirlenmiş bir fiyat üzerinden teslimini veya
teslim alınmasını hükme bağlayan yasal sözleşmelere denir.
VII. Risk sermayesi: Büyük sermaye sahibi yatırımcıların gelişme potansiyeli yüksek olan
küçük ve orta ölçekli işletmelerin oluşumu ve faaliyete geçmesi için yaptığı uzun vadeli
yatırımlardır.Risk sermayesinin özünde teknolojik yenilik-sermayeye katılma,küçük ve orta
ölçekli işletme,hızlı büyüme ve uzun vadeli yatırım gibi unsurlar vardır.Risk sermayesi az
ihtimalle büyük kar veya büyük ihtimalle küçük zararların söz konusu olduğu bir finansman
türüdür.
İNSAN KAYNAKLARI
İnsan kaynakları yönetimi,işletmede çalışan kimselerin işletme örgütüyle ilişkilerini konu alan
faaliyetlerle ilgilidir.Eğer bir işletmede çalışan kimseler,niteliklerine ve kişisel ilgi alanlarına
göre seçilip görevlendirilmişlerse ve bu görevler onlara kişisel gelişme ve ilerleme imkanı
sağlıyorsa etkili bir kadrolaşma sağlanmış demektir.İnsan kaynakları bölümü yöneticisi
işletmede kadro oluşturma sürecinde anahtar rolü oynayan kimsedir.
Ayrı bir bölüm olarak işgören istihdamı ve yönetimi üzerine alan insan kaynakları bölümünün
görevi sadece işe uygun personel seçimi ve bunların etkin kullanımı olmayıp ayrıca;
Çalışanların yeteneklerinin sürekli olarak geliştirilerek onların daha nitelikli hale
getirilmesi
Terfi,eğitim ve çalışma şartları bakımından iş tatmininin sağlanması da görevleri
arasındadır.
İşletmenin daha yeni kuruluşunda insan gücü seçimi ve işe alma işletme amaçlarını
gerçekleştirebilecek bir örgüt yapısının oluşturulması için önem kazanır.Faaliyet halindeki
işletmede de çeşitli nedenlerle zaman zaman işletmeden ayrılmalar olur ve ayrılan kimselerin
yerine yeni işgören tedariki gerekir.İşletmenin büyüme ve gelişme amacın gerçekleşmekte
olması sebebiyle de personele ihtiyaç duyulur ve bu ihtiyacın karşılanması için işe yeni
eleman alınır.
İnsan kaynakları planlaması ile iş analizi ve diğer çalışmalarla işletmenin ihtiyaç
duyduğu veya duyacağı insan gücü nitelik ve sayısal olarak belirlendikten sonra sıra eleman
bulma ve seçmeye gelir.İnsan kaynaklarına yapılan yatırımın doğru eleman bulmanın belili
maliyeti vardır.Bu maliyetin başlıca kaynakları:
İlanlar
Görüşme ve diğer seçim prosedürleri
Yeni elemanların işe ve işletmeye uyumu
Temel iş eğitimi
İşgörenlerin kısa sürede işten ayrılmaları
EĞİTİM VE GELİŞTİRME
Eğitim genel anlamda bilgi verme,yetenek ve becerileri geliştirme süreci olarak
tanımlanabilir.Eğitimle ilgili ve eğitimin birer türü olan iki önemli kavram:yetiştirme ve
geliştirmedir.Yetiştirme;daha çok yeni işe giren personele yeni yetenekler kazandırılması ve
işin gereklerine göre kişiye gerekli bilgi ve beceri düzeyine ulaştırılması için yürütülen eğitim
faaliyetleridir.Geliştirme ise var olan yeteneklerin iyileştirilmesidir.Yetiştirme sınırları belirli
bir zaman dilimi içinde yapılır,oysa geliştirme belirli süre içinde bitmeyen belirsiz bir
çalışmadır.
İşgören eğitimindeki amaçlar
Üretimde ve prodüktivitede artış
Kalite artışı
Maliyetlerde düşme
İş kazalarında azalma
İşgören devir hızında düşme
İşgören eğitimi programları üç tipte olabilir;bazıları belirli bir mesleki eğitimi temel
alır,bazıları kişinin genel eğitim düzeyini geliştirir;bazıları ise yönetim yeteneklerini
geliştirmeyi hedef alır veya gelecekte yönetici olacak kimseleri yetiştirir.
PERFORMANS DEĞERLENDİRME
Performans ya da başarı işletmede çalışan kişilerin görev ve sorumluluklarını etkili ve
verimli bir şekilde yerine getirmelerini ifade eder.Performans değerlemede personelin işletme
amaçlarına yapmış olduğu katkının ölçülmesidir.
Performans değerlemenin amaçları:
İşgöreni değerlendirme amacı.Ücret artışı,terfi,işten çıkarma gibi konularda işgören
hakkında karar vermek için kullanılır.
Personeli geliştirmeye yöneliktir.
Perfomans değerleme yöntemleri:
Sıralama ve karşılaştırma yöntemi:Uygulanması kolay,az zaman alan ve ucuz bir
yöntemdir.Basit sıralama olarak adlandırılan yöntemde yönetici çalışanları işlerindeki
başarılarına göre sıralar;önce en iyi/başarılı ve en kötü/başarısızı belirler.Sonra daha az iyi ve
daha az kötü işgörenleri seçerek alt gruplara böler.
Dereceleme yöntemi:Değerlendirmeyi yapan yönetici söz konusu ölçek üzerinde her
faktöre bağlı olarak uygun gördüğü dereceye bir işaret koyma yoluna gider ya da her derece
için önceden belirlenmiş bir puan listesi varsa bu puanları kullanır.
KARİYER PLANLAMA
İşletmede çeşitli pozisyonlarda çalışan kişilerin belirlenen hedefler doğrultusunda
gelişim sağlamasına yönelik bilinçli bir plan yapı olması sürecidir.
Kariyer planlamasının önemi;bunun kişilerin yeteneklerinin değerlendirilmesi ve
gelecekte ihtiyaç duyulacak yeteneklerin belirlenmesi yoluyla çeşitli amaçları
gerçekleştirmesi ile ilgilidir.
Kariyer planlamasının amaçları:
İnsan kaynaklarının etkin kullanımı
Yükselme ihtiyaçlarının karşılanması için işgörenlerin geliştirilmesi
İyi eğitim ve kariyer olanakları ile iş başarısının yükseltilmesi
İşgörenin iş tatmininin ve işe bağlılığının sağlanması
Kariyer planlaması çeşitleri
Bireysel kariyer planlaması:İşgören olarak birey iş yaşamında ve içinde yer aldığı
organizasyon içinde yerini bilme ve anlama ayrıca gelecekte de nerede ve nasıl olmak
istediğini belirlemek durumundadır.
Örgütsel kariyer planlama
ÜCRET YÖNETİMİ
İktisatçılara göre ücret zihinsel veya bedensel emeğe üretim faaliyetleri karşılığı
ödenen bedeldir.İşletme açısından ücret bir maliyet unsurudur ve işverenlerin ücret düzeyi
beklentisi maliyetleri minimize edeceği noktadır.
Ücret yönetimi ilkeleri
I. Eşitlik ilkesi:Yapılan işin ve işi yapan işgörenin kapasitesi saptanarak eşit işe eşit ücret
ödenmelidir.
II. Dengeli ücret ilkesi:Ücret,işgörene belirli bir hayat seviyesini sağlayacak kadar
tatminkar işletmenin maliyetlerini aşırı ölçüde arttırmayacak kadar da ölçülü ve dengeli
olmalıdır.
III. Yükselme ile orantılı ücret ilkesi
IV. Bütünlük ilkesi:Zihinsel emek sahipleri ile fiziki emek sahibi işgörenler arasında adil
bir ücret politikası uygulanmalıdır.
V. Objektiflik ilkesi
VI. Cari ücrete uygunluk ilkesi
VII. Açıklık ilkesi
Ücret sistemleri:
Hesaplanma biçimine göre ücret sistemlerini bireysel ücretler ve toplu ücretler olarak
ayrılır.Bireysel ücretler;her birey için ayrı ayrı hesaplanan ücretlerdir.Toplu ücretler;ortak
özellikleri nedeniyle belirli bir gruba aynı ölçüde ödenen ücretlerdir.Ödenme biçimine göre
ücretler ayni ve nakdi ödemeler şeklinde ayrılır.Ayni ödemeler;malla yapılan ödemelerdir ve
kullanımı azalmıştır.Nakdi ödemeler;parasal ödemelerdir.
Kök ücret sistemleri:
1. Götürü ücret sistemi:İşgören önceden saptanan bir işi belirli bir zamanda yapmayı
taahhüt
eder.Ücrette bu zaman üzerinden hesaplanır.Eğer üretim önceden belirlenen düzeye ulaşamaz
ise,işgörenin ücreti kesilir,üretim belirlenen düzeyi aştığında ise işgörene ek bir ücret
ödenmez.Burada önemli bir sakınca işini zamanından önce bitiren işgörene teşvik edici ek bir
ücret ödenmemesidir.
2. Zamana göre ücret sistemi:İşgören,saat başına,gündelik,haftalık,aylık olarak önceden
saptanan
belirli bir ücret alır.Belirlenen süre içinde ücret daima sabittir.Verimlilik artışı olursa bundan
işveren yararlanır;işgörenin ücret açısından bir yararı olmaz.Zamana göre ücret sisteminde iyi
çalışan işgören ile çalışmayan arasında bir ayrım yapılmadan aynı ücret ödendiğinden bu
sistem verimlilik artışında etkili olamamaktadır.
3. Parça başına ücret sistemi:İşin yapılması için gerekli zamana göre değil,üretilen parça
miktarına göre ücret belirlenir.İşçi bakımından kazanılacak ücret tutarı üretilen parça ya da iş
birimi ile orantılı olarak artar veya azalır.İşgören fazla ücret almak için ürettiği parça
miktarını artırır,bu nedenle de sistemin üretimi özendirici niteliğe sahip olduğu görülür.Diğer
yandan üretimin bu şekilde artırılması kalitenin düşmesine neden olabilir.