Está en la página 1de 139

A

AI,100 Yüksek gemi sınıfı,istenilen en yüksek kurallara uygun yapılmış gemi


ABACK Arkada kıç tarafta,pupada
ABAFT Arkada,kıç tarafta
ABAFT THE BEAM Kemerenin gerisinde

Terk.Sigortalının 'hükmi tam ziya' gerçekleşmiş sayılacak şekilde,hasara uğramış


gemiyi sigortacıya terkederek tam ziya teminatı ödenmesini istemesini ifade eden
ABANDONMENT sigorta terimi.
Terk klozu.Geminin hangi koşullar altında sigortalı tarafından sigortacıya
ABANDONMENT CLAUSE terkedileceğini belirten deniz sigorta klozu.
ABANDONMENT OF VOYAGE Seferi yapmaktan vazgeçmek,seferi iptal etmek.
ABANDON THE VESSEL Gemiyi terketmek
ABATE Rüzgarın hafiflemesi,rüzgarın mayna olması.
ABEAM Kemere yönü,doğrultusu,borda istikameti,apazlama,omurgaya dik açıda.
ABEAM,AT Bordada
ABOARD Gemide,geminin içinde
ABOARD,ALL Herkes gemiye
ABOARD,TO FALL Çatmak,üstüne düşmek
ABOUT SHIP Alesta tramola kumandası
ABOVE DECK GIRDER Ambar ağızları arasında,pruva pupa yönünde,vurulan Görder
A BRACKET Gemilerde şaft çıkışını sağlamlaştırmak için uygulanan braket şekli.A braketi.
ABRASSIVE Zımpara
ABREAST Borda yönü,borda bordaya
ABREAST,KEEP Borda bordaya
ABREAST,TO BE Borda bordaya
ABSOLUTE HUMIDITY Mutlak nem.Bir metreküp hava içinde bulunan su buğusu niceliği,gram sayısı.

ABSOLUTE TOTAL LOSS Mutlak tam ziya.Geminin tamamen zayi olması,tamirinin hiç söz konusu olmaması
ABSOLUTE ZERO Mutlak sıfır.Sağlanması olanağı bulunan en düşük sıcaklık.-273,16 C
Enine istif.Varil,kağıt rulosu gibi yüklerin eksenlerinin kemerelere paralel olacak
ABURTON biçimde istiflenmesi.
ABYSS Deniz uçurumu
A/C Account current-Cari hesap kısa yazılışı
a/c Account-Hesabına kısa yazılışı
Acc Accepted,Acceptance-Kabul edilmiş,kabullenme kısa yazılışı
A.&C.P. ( A.C.P.) Anchors and chains proved-Demirler ve zincirler bakıldı kısa yazılışı
A CAST Kazazede olmuş tekne
ACCEPTANCE Poliçeyi kabul etmek,imzalamak
ACCEPTANCE TEST Tesellüm ( teslim almak ) deneyi

ACCES HOLE Gemi inşa halinde iken inşaatı kolaylaştırmak için bırakılan açıklık.Giriş,çıkış menfezi.
ACCIDENT,TO MEET Kazaya uğramak
ACCOMODATE Barındırmak.
ACCOUNT Hesap
ACCOUNTANT Muhasebeci
ACLINIC LINE Mıknatısi ekvator.
ACLOUD Bulutlu.

A COCKBILL Demirleneceği zaman demirin loçadan çıkarılıp deniz seviyesine kadar salya edilmesi
ACRONICAL Güneşin batışında doğan,doğuşunda batan göksel cisim.
ACT Kanun,yasa.
ACTINOMETER Radyasyon şiddetini ölçmek için kullanılan alet
ACT OF GOD Allahtan gelen,fors majör,elde olmayan,mücbir sebep
ACTUAL TOTAL LOSS Hakiki tam ziya.Anılan hususun fiilen,gerçekten harap olması
a/d After date-anlaşılan tarihten sonra kısa yazılışı

Page 1
A

Ek su kütlesi,geminin yapabileceği 3 değişik öteme hareketinde (dalıp-çıkma,boy


ekseni boyunca öteleme,yanal öteleme) gemi ile birlikte hareket ettiği teorik olarak
ADDED MASS kaabul edilen su kütlesi.
ADDENDUM Zeyilname
ADDITIONAL POLICY Zeyilname
ADDRESS COMMISSION Donatan tarafından kiracıya ödenen komisyon
ADDRESS,FREE OF Address commission ödenmez

ADIABATIC Sıcaklığı değişmeyen.Etrafa ısı vermeden,etrafdan ısı almadan durum değişikliği.


ADJACENT ZONE Karasulardan hemen sonra gelen sular
ADJUSTER Ayarlayıcı,düzeltici,eksper,dispaçör,bölüştürücü
ADJUSTING WEDGE Denize indirilecek gemiyi yükseltmek için kullanılan siğil
ADJUSTMENT OF MAGNETIC
COMPASS Magnetik pusula düzeltimi,tashihi.
ADMISSION Üfürme.

ADMISSION OF SEAWORTHINESS Denize elverişlilik sertifikası.


ADRIFT Geminin sürüklenişi,başıboş olması
ADRIFT,BREAKING Sürüklenmeyi durdurmak.
AD.VAL. Advalorem-değer üzerinden kısa yazılışı
ADVALOREM DUTY Gümrük rüsumunun değer üzerinden alınması
ADVALOREM FREIGHT Yüksek değerli yüke vurulan konişmento navlunu

1)Avans.Alt yada üst ölü noktasından önce. 2)İlerleme.Geminin rota değiştirmeye


başladığı yer ile yeni rotasında aldığı yer arasındaki mesafe.Yeni rotaya paralel
ADVANCE çizilerek elde edilir.
Peşin,avans navlun.Geminin yükleme limanında masraflarını karşılamak üzere ve
ADVANCE FREIGHT navluna mahsuben taşıtan tarafından ödenen para
ADVANCE NOTE Kaptan tarafından gemiadamına verilen avans ödeme belgesi.

Meteorolojide geniş bir alana ve uzaklara devir yoluyla ısı taşıma şekli.Yatay hava
ADVECTION hareketi.Herhangi bir meteorolojik elemanın (hava,nem,sıcaklık) yatay olarak iletimi.
ADVECTION FOG Soğuk hava üzerinde hareket eden sıcak ve rutubetli havanın oluşturduğu sis
ADVENTURE Risk,tehlike.Sigortanın karşıladığı tehlike.
ADVICE NOTE Yükün yüklendiğini bildiren not
AERIAL Anten ( radar veya telsiz )
AEROGRAPH Aerograf.Basınç,sıcaklık ve nemi kaydeden alet
A.F. Advance Freight kısa yazılışı
AFFIDAVIT Yeminli beyan,ifade,takrir
AFFIRMATIVE Olumlu anlamda kullanılan C işaret sancağı.Evet.
AFFREIGHMENT Bir gemiyi taşıma için kiralamak.Navlun anlaşması
AFLOAT Yüzer halde,alargada.
AFLOAT ALWAYS Daima yüzer hakde.
AFLOAT,COME Oturduktan sonra yüzmek,yüzdürülmek
AFORE Önde,başta
AFT (AFTER) Geminin kıçı,kıç tarafı.
AFT,ALL Makine,köprüüstü gibi yerleri kıçda olan gemi tipi.
AFT DRAUGHT FIGURES Kıç kana rakamları.
AFTER BODY Geminin orta,en geniş kesiti gerisinde kalan kıç kısmı.Kıç payı.
AFTER CASTLE Kıç kasara.
AFTER DECK Gemi ortasından geriye doğru olan güverte.Kıç güverte.
AFTER FLAG STAFF Kıç gönder
AFTER FRAMES Gemi ortasından kıça doğru olan postalar.
AFTER MAST İki direkte grandi,üç direkte mizana direği
AFTER MAST HEAD LIGHT Grandi silyon feneri
AFTERMOST En kıç

Page 2
A

Gemi kıç üstünden dümen iğneciklerini takiben indirilen dikey hattın omurgayı
AFTER PERPENDICULAR kesmesi.Kıç dikme.
AFTER RAKE Kıç bodoslama.
AFTER SUMMER Pastırma yazı.
AFTER SWIM Geminin su içindeki kıç parçası,gemi battıkça büyür.
AGAINST THE SUN Saat yelkovanının aksine hareket.
a.g.b. Any good brand-herhangi iyi bir marka kısa yazılışı

1)Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi.
AGE 2)Yeni ve dolunay zamanı ile takip eden springtide yüksek su zamanı arasındaki fark.
AGENT DISTRICT Bölge acentesi.

AGENT FORWARDING Başkaları nam ve hesabına yük toplayan ve yükleyen kişi veya şirket.Transitör.

AGE OF DIURNAL INEQUALITY Ay'ın transiti ile,kabarma alçalmada,en çok meyil etkisi arasındaki fasıla.
Ay'ın en çok yükselim (meyil) zamanı ile takipeden günlük canlı yüksek su zamanı
AGE OF DIURNAL TIDE arasındaki fasıla.
AGE OF MOON En çok 29 1/2 gün olan değer.
Ay'ın yörüngesinde dünyaya en yakın noktası anı ile kabarma alçalmada palaktik etki
AGE OF PARALLAX INEQUALITY arasındaki fark.
Syzgy ile spring kabarma alçalmaları arasındaki fasıla.Diğer bir deyimle Ay'ın transit
AGE OF TIDE zamanı ile kabarmanın oluşu arasındaki fark,gecikme.
Beton kason yaparken kullanılan kum veya çakıl karışımı.Denizde beton,1 kısım
AGGREGATE çimento altı kısım kum çakıl olarak kullanılır.
AGGREGATE B/L FREIGHT Konişmento koşullarına göre ödenen navlun.
AGONIC LINE Doğal sapmasız noktaların birleştirilmesinden oluşan çizgi.

AGREED VALUE CLAUSE Taşınan beher parça için taşıyıcının sorumluluğunu sınırlayan bir konişmento koşulu
AGREEMENT Gemi kaptanı ile tayfa arasında yapılan anlaşma.
AGROUND Karaya oturmuş.
Agt Agent veya Against kısa yazılışı
a.h. After Hatch-kıç ambar ağzı kısa yazılışı
AHEAD Geminin baş tarafında,pruvasında
AHEAD REACH Tam yol ileriden makineyi geri yol yaparak,tam durmaya kadar geçen zaman
Seyir tecrübelerinde gemi tam yol ileri giderken dümenin değişik durumlarda test
AHEAD STEERING TEST edilmesi
AIR BLAST Hava püskürtme.
AIR COCK Hava musluğu,hava valfı.
AIR,COMPRESSED Basınçlı,sıkıştırılmış hava.
AIR FREIGHT Uçak ile sevk
AIR FUNNEL Ambarlara temiz hava göndermek için yapılan baca.Hava manikası.
AIR LIFT Helikopterle denizden insan kurtarma.
Hava kütlesi.Yatay olarak uzanan homojen bir yığın.Basınç,sıcaklık ve nemi ile
AIR MASS çevresindeki havadan farklı cephe.
AIR PIPE Tanklara konulan hava kaçırma (firar) borusu
AIR PIPE LINE İlk hareket havası tüplerini makine silindirlerine bağlıyan boru devresi
AIR PORT Lumbuz
AIR PORT COVER Lumbuz kör kapağı
AIR,PURE Berrak hava
AIR PURIFIER Hava temizleyicisi,hava süzgeci,hava filtresi.
AIR RESCUE Havadan helikopterle yapılan kurtarma.
Üzerinde yol varken teknenin su üstü kısmının havaya karşı olan direnci.Buna wind
AIR RESISTANCE resistance da denir.
AIR SCOOPS Manika,havalandırıcı
AIR SUCTION VALVE Hava giriş valfı.
AIR,TO BEAT THE Akıntıya kürek çekmek.

Page 3
A

AIR VALVE Hava valfı.Dizel motorlarda silindire basınçlı havayı veren ve ilk hareketi sağlayan valf.
AIR VENT Hava kaçırma borusu.
AIR VENTILATOR Hava manikası.Havalandırıcı.
A-LEE Rüzgaraltı
ALGAE Deniz yosunu.

ALIGNMENT 1)Transite almak. 2)Layne almak.Bir şaftın bir eksene göre düzgün biçime getirilmesi.
ALIST Bir yana yatmış durumda olan gemi
ALLEYWAY Yaşam mahallindeki dar koridor
ALL ABOARD Herkes gemiye kumandası
ALL HANDS Bütün tayfa
ALL HANDS TO MUSTER Herkes güverteye,role talimine kumandası.
ALLISION Duran bir tekneye diğerinin çarpması
Deniz poliçelerinde bu deyim,belirtilmiş muhataralara benzeyen bütün muhataraları
ALL OTHER PERILS ifade eder.
ALLOTMENT NOTE Gemiadamının ücretinin başkasına ödenmesi için verdiği belge.Mutemed kağıdı
ALLOWANCE Pay
ALL PURPOSES Hem yükleme hem de boşaltma için toplam zaman
Bütün rizikolar,tehlikeler.Hariç tutulanlar dışında bütün nedenlerden doğacak kayıplara
ALL RISKS karşı sigorta şekli.
ALL'S WELL Allah selamet versin.Bono vardiya
ALL TIME SAVED BOTH ENDS Yükleme ve boşaltmada kazanılan dispeç zamanı için kullanılan deyim
Tüm taşıma kapasitesini belirtmek üzere navlun sözleşmelerinde kullanılan
ALL TOLD deyim,bütün dedveyt
ALONG SHORE Kıyı boyunca.
ALONGSIDE,COME Aborda olmak
ALONGSIDE DATE Yükleyecek geminin hazır olacağı tarih.
ALONGSIDE,TO BE Aborda olmak.
ALOW Aşağıda
ALTAR Havuzda payandaların vurulduğu üst basamak
ALT-AZIMUTH Yükseklik ve semt ile (güney açısı) göksel cisimden mevki bulma yöntemi

ALTERATION OF AGREEMENT Anlaşmanın değiştirilmesi.


ALTERNATING AND FLASHING LIGHT Değişen ve çakar fener.
ALTERNATIVE CURRENT Alternatif akım.Değişken,dalgalı akım.
ALTERNATOR Alternatif akım üreten.
ALTIMETER Basınç yerine yükseklik gösteren aneroid barometre.
ALTITUDE Yükseklik,göksel cismin ufuktan açısal yüksekliği.
Zenith,Başucu noktasından geçen,ufku dikey olarak kesen,göksel büyük
ALTITUDE CIRCLE daire.Yükseklik dairesi.
ALUM Şap.
ALUMINIUM POWDER Galvaniz tozu.
A.M. Ante Meridiem in kısa yazılışı.
AMAIN Çabuk ve süratli.
AMALGAM Civanın bir maden ile birleşmesi.
AMALGAMATED TROUGH Civalı,yapma ufuk kabı.

Sarı renkli yarı şeffaf,topraktan çıkarılan sakız şeklinde bir maddedir.Mücevher


AMBER işlenmesinde ve pipo yapımında kullanılır.Özel yük olarak taşınır.
Güzel kokulu,ateş alabilen bir yüktür.Afrika,Hind ve Brezilya denizlerinde bulunan
AMBERGRIS kaşalot balinadan elde edilir.Parfüm sanayinde kullanılır.
Deniz poliçelerine konulan bu koşul ile,aynı değer aynı rizikolara karşı iki defa sigorta
edilmişse değer sahibi ikinci sigortacıdan,hasarı karşılamak için,birinci sigorta yeterli
AMERICAN CLAUSE olmadığı zaman tazminat almaya hak sahibi olur.
AMIDSHIP Geminin ortasında.
AMIDSHIP GUY Orta abli.Buna midship guy veya spanner guy da denir

Page 4
A

AMMUNITION Cepane.
AMORTIZATION Aşınma payı.Amortisman.

AMOUNT MADE GOOD Müşterek avaryada tazmin edilen miktar.Buna General Average Allowance da denir.
AMPHIBIA Hem denizde hem karada yaşayan hayvanlar.
AMPHIBIOUS Hem karada hem denizde kullanılan.
AMPHIDROMIC POINT Cotidal Lines ların kesiştiği yerler olup buralarda Range of Tide yoktur.

1)Genlik. 2)Değişen yıldızlarda,en fazla parlaklık ile en sönük durum arasındaki fark.
3)Sia.Bir gök cisminin merkezi tam ufuk üzerinde bulunduğu sırada,doğuşta yada
batışta,gök cisminin merkezi ile,doğu (090) yada batı (270) noktası arasında kalan
AMPLITUDE ufuk
yayına (kerteriz farkına) o cismin siası denir.
Ortalama kabarma alçalma seviyesi ile yüksek veya alçak su seviyeleri arasındaki
AMPLITUDE OF TIDE fark.
ANABATIC Isınan havanın yukarı doğru hareketi.
ANCHOR,ADMIRALTY Çipolu demir.
Deniz sigorta poliçelerine konulan bu koşul ile sigortacılar gemi yüzer haalde iken
hava nedeni ile kopan ve giden demir ve zincirin bulunması için gerekli olan
ANCHOR AND CHAIN CLAUSE masraflardan sorumlu olmayacakları ifade edilir.
ANCHOR APEAK Demir apiko
ANCHOR ATRIP Demir salpa
ANCHOR BILL Demirin gagası
ANCHOR,BOWER Göz demiri
ANCHOR BOW STOPPER Demir zinciri bosası
ANCHOR,CAST Demir atmak,demirlemek,fundo etmek.
ANCHOR CROWN Demir memesi
Demirin yeterli kalomaya sahip olamaması veya deniz dibinin özelliği nedeniyle dipte
ANCHOR DREDGING taraması
ANCHORED Demirde,demirli.
ANCHOR FLUKE Demir tırnağı
Çift demirin birbirine dolaşması,çapariz alması veya demirin dipte bir şeye
ANCHOR FOUL takılması.Demir voltalı.
ANCHOR GEAR Demir,zincir,ırgat,loça,zincirlik vb. toplamı.
ANCHOR HOLD Demir tutuyor,taramıyor
ANCHOR,KEDGE Tonoz demiri
ANCHOR OFF GROUND Demir salpa,dipten koptu
ANCHOR PALM Demir tırnağı
ANCHOR PEA OR BILL Demir gagası.
ANCHOR PEAK Demir tırnak ucu.
ANCHOR RING Demir anelesi
ANCHOR'S AWEIGH Demir salpa,demir koptu
ANCHOR SHANK Demir bedeni
ANCHOR'S IN SIGHT Demirin vira edilirken görünmesi
ANCHOR,STOCKED Çipolu demir,Admiraltı demir.
ANCHOR,STOCKLESS Çiposuz demir.Alafranga demir.
ANCHOR,STREAM Tonoz demiri.
ANCHOR,TO COME TO Demirlemek,demir yerine gelmek.
ANCHOR,TO DRAG THE Demirin taraması
ANCHOR,TO LET THE Demiri fundo etmek,demirlemek.
ANCHOR,TO LIE AT Demirde yatmak
ANCHOR,TO STOW Demiri bosalamak
ANCHOR WEIGH Demirin kalkması,dipten kesilmesi.
Sigorta poliçesinde kullanılan bu deyim ile ''poliçe müddeti içinde geminin tam ziya
AND ARRIVAL olmaması şartı'' ifade edilir.'return clause' için gerekli olan bir koşuldur.
ANEMOGRAM Kaydeden,rüzgar ölçer.
ANENOMETER Rüzgarın kuvvet ve hızını ölçen alet

Page 5
A

ANEROID BAROMETER Madensel barometre.


ANGARY Geminin ve yükün müsaderesi,tutuklanması.
ANGLE Köşebent
ANGLE BAR L şeklinde köşebent,çubuk lama
ANGLE BEAMS Köşebent profil kemereler.
ANGLE FRAMES Köşebent postalar.
ANGLE IRON L köşebentin içine konulmuş sağlamlaştırıcı,stifner.
ANGLE LUG Gemi yapımında iki parçayı birleştiren parça.Çektirme köşebendi.
ANGLE OF CUT İki mevki hattının kesişerek oluşturduğu açı.
1)Pusula ibresinin ufuk ile yaptığı açı.Buna angle of inclination da denir. 2)Ufkun
ANGLE OF DIP açısal olarak alçalma değeri.
ANGLE OF HEEL Bayılma açısı.Buna heeling angle veya list de denir.
ANGLE OF INCIDENCE Geliş açısı.
Kayma açısı.Dökme olarak yüklenen tahıl,kömür vb. yüklerin ambarda durumlarını
ANGLE OF REPOSE koruyabileceği açı.
ANGLER Olta ile balık tutan adam.
Ay yada güneş gibi gök cisimlerinin gerçek çap uçlarını gözlemciye birleştiren iki
ANGULAR DIAMETER doğru arasındaki açı.
ANGULAR DISTANCE Gözlemciye göre iki cisim arasındaki açısal mesafe.
Açısal hız.Devinen cismi duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının (yarıçap
ANGULAR VELOCITY vektörü) birim zamanda taradığı açı.
ANISETTE Anasonlu içki.
ANNEALED STEEL Tavlanmış çelikten yapılmış demir.Yumuşak demir.
ANNEALING Tavlama.
Yıllık sapınç.Yerin güneş çevresindeki dolanma deviminden ileri gelen ışık sapması
ANNUAL ABERRATION yada yıldızların yer değiştirmesi.
ANNUAL BOILER SURVEY Yıllık kazan sörveyi.

ANNUAL CONSTITUENT (OF TIDE) Güneşin dünyaya olan uzaklığı sonucu kabarma alçalmada olan değişiklik.
ANNUAL INEQUALITY Mevsimlik ve periyodik olan kabarma alçalma değişimi.
Yıllık ıraklık açısı.Bir gök cisminden,bir yıldızdan bakıldığında yer ile güneş
ANNUAL PARALLAX doğrultuları arasında kalan açının saniye biriminde değeri.Yıllık paralaks.
ANOMALISTIC Düzgün olmayan.
Ayrıksı ay.27,25964 gün.Ay'ın yörüngesindeki,yerberi noktasından ard arda iki geçiş
ANOMALISTIC MONTH arasındaki zaman farkı.
Ayrıksı yıl.Yerin kendi yörüngesindeki günberi noktasından ard arda iki geçişi
ANOMALISTIC YEAR arasındaki zaman farkı.365 gün 6 saat 13 dakika 53 saniye.
ANSAE Saturn gezegeninin etrafındaki halka.
ANSWER (The helm) Dümene bakmak,dümen dinlemek.
ANTARCTIC 66 derece 33 dakika güney enleminin güneyinde kalan dünya parçası.
ANTARCTIC CIRCLE 66 33 S enleminden geçen paralel dairesi.

ANTECIANS Ekvator,eşlek hattının her iki tarafında aynı enlem ve boylamda yaşıyan insanlar.

ANTEDATE İmza gününden evvelki gün.Yürürlük kazanması için belgeye buna göre tarih atmak.
ANTE MERIDIEM Öğleden evvel.Kısaca AM.
ANTENNA BALOON Uçurtma anten.
ANTENNA KITE Uçurtma anten.
ANTENNA RESISTANCE Anten verim kaybı.
Güneş aldatması.Gerçek güneşin karşıt yönünde görülen yalancı güneş.Güneş
ANTHELION ışınlarının buz kristallerinde kırılmasıyla oluştuğu sanılmaktadır.
ANTICORROSIVE Paslanmaz,paslanarak aşınmaz,paslanmayı önleyen
ANTICORROSIVE PAINT Birinci kat karina boyası
ANTICYCLOLYSIS Bir antisiklonun zayıflaması,kaybolması.
ANTI CYCLONE Yüksek basınç alanı.
ANTI CYCLONE REGIONS 30 derece kuzey ve 30 derece güney enlemler arasında kalan bölge.
ANTIFOULING PAINT Zehirli 2.kat karina boyası

Page 6
A

Meteorolojik koşullar ve faktörlerin normalin altında olduğunu anlatmak için kullanılan


ANTIPLEON meteorolojik bir deyim.
ANTIPODEAN DAY 180 derece boylamını batıya doğru seyirle geçişte kazanılan gün.
ANTIPODES Dünya yüzünde adı geçen bir yerin ters tarafındaki yer.
ANTI RUST Pas önleyici
ANTI SCALING Kazan taşının oluşmasını önleyici.
ANTISCORBUTIC Limon,portakal gibi iskorpit hastalığını önleyici narenciye türleri.
APEAK Apiko,demirin dipten kopması.
APERTURE Pervane evi,boşluğu.
APHELION Dünyanın güneşe en uzak olduğu nokta.Bu mesafe 152 milyon km.dir.
APLANATIC Optikde ışık sapması olmadan.
APLANATIC REFRACTION Göksel ışık sapması olmadan.
Apogee durumunda ortalama kabarma alçalma.Genellikle ortalama kabarma
APOGEAN RANGE alçalmanın 0,8'idir.
APOGEAN TIDE Ay'ın yere en uzak olduğu zaman oluşan kabarma alçalma.
APOGEE Ay ve uydunun dolanımı sırasında yere en uzak olduğu nokta.
APOSTLES Baş omuzluk postalarının başları.
APPAREL Geminin sökülebilir takımları.
APPARENT ALTITUDE Görünen gök cisminin görünen ufukdan ölçülen açısal yüksekliği.
APPARENT AREA Bu deyim ile dünyanın aya ve güneşe olan uzaklığının değişmesi ifade edilir.
APPARENT DECLINATION Işığın sapması.Aberration sonucu gözlemciye görünen gök cisminin meyli.
APPARENT GOOD ORDER AND
CONDITIONS Yükün dış görünüşü için kullanılan deyim
APPARENT HORIZON Görünür ufuk.

APPARENT MIDNIGHT Gerçek güneşin,180 derece olan karşı meridyenden geçiş anı,zahiri gece yarısı.
APPARENT MOTION Dünyadan gök cisminin görünen hareketi.
APPARENT NOON Gerçek öğle.Bir yerde gerçek güneş merkezinin meridyenden geçtiği an.
Gerçek yıldız zamanı.Gözlenen ilkbahar noktasına ilişkin günlük devinmeye göre
APPARENT SIDERAL TIME belirlenmiş zaman.
APPARENT SOLAR DAY Gerçek güneş zamanı.Gerçek güneşe göre belirlenen zaman.

APPARENT SOLAR TIME Gerçek güneş zamanı.Gerçek güneş merkezinin devimine göre belirlenen zaman.
APPARENT SUN Gözlemciye dünyadan görünen güneş.
Görünen rüzgar.Gerçek rüzgarla gemi hareketinden doğan rüzgarın bileşkesi olan ve
APPARENT WIND gemideki gözlemcinin gözleyebildiği rüzgar.
Teknenin düzgün olan su altı formundan taşan yalpa omurgası,dümen gibi parçaların
APPENDAGE genel adı.
APPRAISAL Zarar keşfi,bedel tayini.
APPRAISER Sörveyör.Hasarın nedenini,değerini anlayıp değerlendirmekte uzman kişi.
APPRENTICE Miço,stajyer,namzet.
Limana düzenli olarak gemileri gelip giden bir işletmeye sürekli kullanması için
APPROPRIATED BERTH ayrılmış rıhtım.
Artan yük.Tüm boşaltılan bir parti yükden artan (gemide kalan) ve eksik çıkan bir
APPROPRIATED GOODS başka yük partisinin gönderilenine,eksikliğin giderilmesi için verilen yük.
APRON Dok ağzı kapağının oturduğu eşik.

APSE Uydunun etrafında döndüğüne en fazlaa yaklaştığı yada uzaklaştığı yörünge noktası.
APSIDAL Apse yada apsis ile ilgili.

APSIS Uydunun etrafında döndüğüne en fazlaa yaklaştığı yada uzaklaştığı yörünge noktası.
AQUATIC Suda yaşayan.
AQUA VITAE Sert içki,ispirto,brandi.Norveçlilerin geleneksel içkisi.
A/R All risks - kısası.
ARBITRATION Tahkim,hakem karşısında duruşma.
ARBITRATION,APPEAL Temyiz tahkimi.

Page 7
A

Müşterek avarya halinde yük ve gemi ilgilileri tarafından dispeçin nasıl yapılacağı
ARBITRATION BOND hususunda varılan anlaşma.Tahkim koşulu.

Tahkim koşulu.Anlaşmazlığın normal yargı organlarına götürülmeden bir hakeme


ARBITRATION CLAUSE başvurularak çözülmesini tarafların kabul ettiğini belirten sözleşme klozu,koşulu.
ARBITRATION,ORIGINAL İlk tahkim.
ARBITRATOR Hakem.
ARBITRATOR,APPEAL Temyiz hakemi.
ARBITRATOR,ORIGINAL İlk hakem.
ARC 1)Çemberin veya eğrinin bir parçası. 2)Elektrik atlaması.
ARCFORM Keskin sintine dönümü yerine oval sintine dönümünü öngören tekne yapısı.
ARCTIC Kuzey kutbu,kuzeye ait,çok soğuk anlamına da kullanılır.
ARCTIC CIRCLE 66 33 N enleminden geçen paralel dairesi.
Soğuk havanın sıcak suya teması sonucunda deniz yüzeyinde oluşan sis.Kutup deniz
ARCTIC SEA SMOKE dumanı.
ARC WELDING Elektrik kaynağı.
ARGENTUM Parlak görünüşlü balık pulu.

ARISINGS Tamir veya yenileme yapıldığında geriye kalan eski ve hasarlı materyal,malzeme.
ARM Köşebent kenarları.
ARM OF ANCHOR Gemi demirinin memesinden tırnağına kadar olan kısmı,kolu.
ARMOUR Zırh
ARMOURED WINDOW Kırılmaz lumbuz (camı).
ARRACK Şeker yada pirinçten elde edilen bir içkidir.
ARREST Borçlarından ötürü geminin alıkonulması,tevkif.
Varmış gemi deyimi ile,yükleme boşaltma yerinde,her bakımdan hazır ve hazırlık
ARRIVED SHIP mektubunu vermiş olduğu ifade edilir.
ARSENAL Tersane,gemi yapım yada tamir yeri.
1)Denizde çatışmayı önleme tüzüğü. 2)Kaptanla tayfa arasında yapılan anlaşmanın
ARTICLES kısa deyimi.
ARTICLES OF AGREEMENT Tayfa ile kaptan arasında yapılan anlaşma koşulları,maddelari.
ARTIFICIAL HORIZON Yükseklik almak için kullanılan (civa gibi) yapay gözerimi,ufuk.
A/S Alongside kısa yazılışı.
ASBESTOS Beyaz ve gri renkli lifler halinde bir maden olup yanmazdır.Amyant.
ASBESTOS CEMENT (POWDER) Portland çimentosu ile karıştırılmış aspestos,çok tozludur.
ASCIANS Dönenceler arasında yaşayan insanlar.
Limanda alışılmış olduğu üzere yükleme boşaltma yapılacağı anlamına kullanılan bir
AS CUSTOMARY (PORT) deyim.
AS FAST AS SHE CAN Seferde,yükleme boşaltmada geminin muktedir olduğu süratle
ASH Kül
ASH BREEZE Rüzgarsız
ASHORE,DRIVEN Karaya gitmiş,sahile vurmuş.
ASHORE,STEM ON Baştan kara etmek.
ASHORE,TO GO Karaya çıkmak,oturmak.
ASHORE,TO RUN Karaya gitmek,oturmak.
AS IS WHERE IS Olduğu yerde,olduğu hali ile,olduğu gibi
ASPIRATOR Havalandırıcı,vantilatör.Emici fan.
ASSEMBLY Montaj
ASSESSOR Danışman.Eksper.
ASSIGNED RISK(S) Özel rizikolar.Yasalar ve benzeri nedenlerle sigortalanması olanaksız riskler.
ASSIGNMENT Sigorta poliçesinin cirosu.
ASSIGNMENT CLAUSE Ciro etme hakkını veren kloz.

ASSIGNMENT OF FREEBOARD Fribord için gerekli formalitelerin yerine getirilmesi.


ASSISTANCE,TO REQUIRE Yardım istemek.
ASSMAN PSYCHROMETER Higrometre,nemölçer.

Page 8
A

ASSOCIATE (PARTNER) Ortak


ASSURANCE Sigorta,teminat.
ASSURE Sigorta etmek,teminat.
ASSURED Sigorta edilen
Manyetik alanda çevirme anını Torque u ortadan kaldırmak için iki veya daha fazla
ASTATIC pusula iğnesinin bir araya getirilmesi.
A-STAY 1)Zincirin başa kumanda etmesi. 2)Zincirin geniş,tam kaloma edilmesi.
ASTERN,DROP Geriye sarkmak.
ASTERN,FALL Bir geminin gerisine kalmak.
ASTERN,LEAVE Diğer gemiyi geride bırakmak.
ASTERN,TO GO Tornistan yapmak
ASTERN,TOW Bir gemiyi kıçtan çekmek
ASTEROID Küçük gezegenler.
ASTRADDLED Apışmış.Aralarında açı olan.
ASTRONOMICAL DAY Güneşin belirli bir meridyenden 2 defa geçişi arasında kalan zaman.
ASTRONOMICAL POSITION LINE Göksel cisimden alınan yükseklik ve zamandan bulunan konum hattı.

Işının asıl ve gözlemciye gelen doğrultuları arasında kalan fark,kırılma.Yer


ASTRONOMICAL REFRACTION atmosferinden geçerken gök cisminden gelen ışınların gösterdiği sapma.
ASTRONOMICAL TIDE Equilibrium Tide

PZX üçgeni,gök üçgeni.Gök kutbunu,gözlemcinin zenitini (başucu noktası) ve gök


ASTRONOMICAL TRIANGLE cimini birbirine birleştiren 3 büyük daire yayının gök küresinde oluşturduğu üçgen.
ASTRONOMICAL TWILIGHT Güneş merkezinin ufkun altında 12-18 derece arasında kalan zaman.
Deniz sigorta poliçelerinde kullanılan bu deyim sigortanın (rizikonun) geminin limana
varması yüklemenin başlaması ile başlıyacağı (bir yerde ve buradan) anlamına
AT AND FROM gelir.Gerek limanda gerekse yolda sigortalı.
ATHWART Çapraz.Enine,bir yandan diğer bir yana.Alabandadan alabandaya.
ATHWART HAWSE Çapariz.Demirli bir geminin pruvasında,90 derece açıda olan bir gemi.
ATHWARTSHIP Borda doğrultusunda omurgaya aykırı,dik.Bir bordadan diğer bordaya doğru.
ATMOSPHERICAL PHENOMENA Havada görülen alametler.Örneğin havanın basıncı,sıcaklığı,rüzgarın yönü gibi
Atmosferin ağırlığı nedeni ile düşey yönde yaptığı basınç.Deniz seviyesinde ve 15 C
sıcaklıkta bu basıncın değeri 1 atmosfer olarak belirtilir ve basınç birimi olarak
ATMOSPHERIC PRESSURE kullanılr.(1 At. = 1,033 Kg/cm2)
ATMOSPHERICS Radyo parazitleri.
Atmosferik denge.Hava koşullarının kararlılığını tanımlayan bir terim.Yükselen ve
alçalan hava akımları fazla olduğu zaman hava kararsız,akımların azlığı yada yokluğu
ATMOSPHERIC STABILITY kararlı bir havayı işaret eder.
ATMOSPHERIC TIDES Güneş ve ayın atmosfere yaptığı etki.
ATOMIZE Zerrelere ayırmak.
Geminin yük almak veya boşaltmak için limana gelmesi,demirlemesi,yanaşması
AT PORT CLAUSE koşulu.
A TRIP Demirin dipten kopması,salpa olması.
Yükleyicinin rizikosunda.Örneğin güverteye yüklenen yük yükleyicinin rizikosunda
AT SHIPPER'S RISK olduğu bu deyim ile belirtilir.Kayıp yükleyiciye aittir.
ATTACHE COMMERCIAL Ticaret ateşesi.
ATTENDANCE Bekleme,hazır bulunma,nezaret.Gözetme.
ATTENDING Gözetme.
ATTESTATION Şahadet,yemin,onay.
AUCTION Açık artırma.
Çoğalma,artma.Ayın yere olan uzaklığı ve ufuktan olan yüksekliği ile ay yarıçapında
AUGMENTATION meydana gelen değişim.Bu değişim en çok 18" dir.
Yarıçap büyümesi.Genellikle ay için söylenen bu deyim ayın görünen yarıçapı ile
AUGMENTATION OF SEMIDIAMETER çizelgelerde verilen yarıçapı arasındaki farkı tanımlar.
AUREOLE Güneş ve ay etrafında oluşan hale.
AURORA Fecir,tulu,seher,tan.
AURORA AUSTRALIS Güney kutbu fecri,ışığı.
AURORA BOREALIS Kuzey kutbu fecri,ışığı.

Page 9
A

AURORA POLARIS Kutup ışığı.


AUSTRAL Güneyde.
AUTOGENOUS WELDING Isıtılan 2 parçanın birleştirilmesi.
AUTOMATIC TERMINATION CLAUSE Sigortanın otomatik bitmesi,sona ermesi koşulu.
Sonbahar.Gece gündüz eşitlik noktası.Bu sırada güneşin meyli kuzeyden güneye
AUTUMNAL EQUINOCTIAL POINT geçer.
AUTUMNAL EQUINOX Sonbahar.Gece gündüz eşitliği.
AUXILARY Yardımcı.
AVARIA Avarya
AVAST Aganta.
AVERAGE Avarya
AVERAGE ADJUSTER Avarya dispeççisi.Avarya bölüştürücüsü.
AVERAGE ADJUSTMENT Müşterek avarya bölüştürülmesi.Düzenlemesi.
AVERAGE AS CUSTOMARY Örf ve adetlere göre,alışılmış,mutad şekilde avarya ödemesi.
AVERAGE BOND Avarya teminatı.Avarya kefalet senedi.
AVERAGE DEPOSIT Müşterek avaryada yük alıcısının gemi sahibine verdiği depozito.

AVERAGE LAYDAYS,RIGHT TO Yükleme ve boşaltma zamanı ortalamasını almaya hak sahibi olmak.
AVERAGE LOSS Avarya kaybı.
Avarya bildirisi.Her çıkarın değeri nisbetinde müşterek avaryaya katılma payı
AVERAGE STATEMENT gösterilir.

Bu deyimle poliçenin müşterek avaryaya karşı menfaati korumadığı ifade edilir.Hususi


AVERAGE UNLESS GENERAL avarya dahil.
AWARD Kurtarma ücreti,hakem kararı.
AWARD,APPEAL Temyiz neticesi tayin edilen kurtarma ücreti.
1)Su ile beraber.Örneğin üst noktası su seviyesi ile aynı olan taş,kaya. 2)Akova.Demir
AWASH memesinin suya değer durumda olması.
İntersept uzak.Konum çizgisi,parakete konumu ile gök cisminin coğrafi konumu
AWAY arasında ise intersept uzaktır.
AWEIGH Demirin dipten kopması,salpa olması.
AWNING Tente,güneşlik.
AXES (AXIS) 1)Mil. 2)Balta. 3)Aks.
AXIAL Eksenel,şaft yönünde.
AXIS Eksen,aks,dingil,merkez hattı.
AXIS OF EARTH Dünyanın etrafında döndüğü (günlük) eksen,çap.
AXIS OF GREAT CIRCLE Dünya üzerindeki belirli bir büyük daireden dikey olarak geçen dünya çapı.
AXIS OF ROTATION Yer ekseni.
AXIS OF SYMMETRY Bir düzlemi eşit olarak ikiye bölen düz hat.Eşitlik ekseni.
AZIMUTH Güney açısı,semt.Gök cisminin yönü.

1)Semt aynasının aynı olup merkez yerine çevreden pusula üzerine konulur. 2)Göksel
yada yerel bir cismi dik olarak kesen daire.Zenit ve Nadir den geçen büyük daire,semt
AZIMUTH CIRCLE dairesi.
Kaptan Weir tarafından yapılan bu diyagrama meyil,enlem ve görünen güneş zamanı
AZIMUTH DIAGRAM ile girilince güney açısı,semt bulunur.
Yüksekliği alınan gök cisminin semtini almak için kullanılan ve pusula üzerine konulan
AZIMUTH MIRROR prizma ve aynalardan oluşan semt aynası.
AZIMUTH SIGHT VANE Hedefe

Page 10
B

BACK 1)Arka,geri,pupa,kıç. 2)Pervanenin ön kısmı.


BACKBAR Dış takviye (sağlamlaştırma) köşebendi.
Yüklerin layter yada dubalardan gemiye alındığına dair gemi simsarı tarafından verilen
BACKED NOTE not.
BACK ENGINE,TO Makinenin tornistan yapılması.
Yük gönderilen limana boşaltılmadığı ve yükleme limanına geri getirildiğinde ödenecek
BACK FREIGHT navlun.Pişmanlık navlunu.
1)Letter of Indemnity ye bazen verilen isim. 2)Ek mektup.Anlaşma veya konişmento
BACK LETTER için tanzim edilen ek mektup,zeyilname.
BACK POST Rudder post
BACK THE WINDLASS Haybocu.Irgatın ters çalıştırılması.
BACK WATER 1)Bir nehirde akıntısız yer. 2)Dümensuyu.
Sigortalının taşıyan yada bir başka emanetçiye karşı rücu için gerekli tedbirleri almayı
BAILEE CLAUSE taahhüt edeceğini şart koşan kloz.
BAILER Çamçak
BAIL PLATE Mantilya bosa terazisi.
BALANCE,CREDIT Alacak bakiyesi
BALANCE,DEBIT Borç bakiyesi
Dengeli dümen.Bu tip dümende yelpazenin önünde meydana gelen basınç,sonunda
meydana gelen basınca eşit olduğundan dümeni çevirmek için fazla bir kuvvete gerek
BALANCED RUDDER yoktur.
BALANCE,DUE Zimmet (borç).
BALANCE OF AN ACCOUNT Hesap bakiyesi.
BALANCE SHEET Bilanço.
BALANCING Dengeleme.

Üstündeki zincir dahil,demir bedeninden kaldırıldığı zaman tam dengeli bir şekilde
BALANCING BAND durmasını sağlayan demir bedenindeki çelik kelepçe ve kilidi,fişka anelesi.
BALE 1)Balya. 2)Yelkenbezi,buranda bezi,kendir kumaş,çuval gibi yük ambalajları.
BALE BAND Balya çemberi.
BALE CAPACITY Bale Space

Bir geminin balya,çuval olarak alabileceği yük kapasitesi (hacmi).Bu kapasite ambarın
ambar döşemesinden,kemerenin alt kenarına ve karşılıklı postaların iç kenarları
BALE SPACE arasındaki mesafe çarpımı ile bulunur.Dökme kapasiteden yaklaşık olarak %9 azdır.
BALLASTING Safra almak.
BALL BEARING Rulman.
BALTIMORE BERTH GRAIN CHARTER Bu tip taşıma anlaşması,ABD ve Kanada dan yapılacak tahıl yüklemesi için
PARTY (FORM C) kullanılmaktadır.
BALTWOOD Baltık limanlarından yüklenen kereste yükü için tip navlun anlaşması.
BAMBOO REEDS Bambu kamışı.
BANK Sığlık,topuk,kıyı kenar. / Banka
BANK RATE Banka rayici
BANKRUPYCY İflas
BANK,TO Yana yatma
BANNER Bayrak
Şimdi, disiplinin gevşemesi ve hakların verilmesi anlamına kullanılıyorsa da eskiden
BANYAN DAY etin çıkmadığı günlere denirdi.

1)Bir limanın ağzında kısmen dalgakıran gibi görülen sığlık.Esen rüzgarlar üstünde
karışık,çatlak denizler meydana getirir. 2)45 derece kuzey enleminde,0 derece C
BAR sıcaklıkta 29,53 pus veya 750,076 mm. civaya eşit olan 1 bar.
3)Çubuk,puntel,lama,parmaklık,profil.
BARBED WIRE Dikenli tel.
BARBELLE Balığın sakalı.
BAR DRAUGHT Bir sığlığı geçebilmek için gerekli olan enaz su çekimi.
BAR,FLAT Düz demir,lama,çubuk

Page 11
B

BARGAIN Pazarlık
BARGE Barç.
BARNACLE Midye gibi gemi dibine,karinasına yapışan bir çeşit kabuklu deniz hayvanları
BARNACLE PAINT Antifouling boyalarının ilki.zehirli boya
BAROGRAPH Kendi kendine kayıt yapan barometre.Civalı veya aneroid olabilir.
BAROMETER,ANEROID Madeni barometre.
BAROMETER IS STEADY Barometre değişmiyor.
BAROMETER,MERCURIAL Civalı barometre.
BAROMETRIC GRADIENT Basınçların düşme nispetlerini gösteren bir deyim.
Barometre basıncının değiştiği yön ve değeri.Hava gözlemlerinde bu değerler büyük
BAROMETRIC TENDENCY önem taşır.

BAROTHERMOGRAPH Hem sıcaklık hem de basınçla grafikal kayıt yapan alet.Termometreli,yazıcı barometre.
BAR PORT Sular kabardığı zaman girilen liman.Derinliği sınırlı liman.
Baratarya.Gemi sahibinin bilgisi olmadan kaaptan yada tayfa tarafından
BARRATRY gemiye,eşyaya,yüke bilerek yapılan zarar,ziyan.
BARREL Varil.
BARREL OF CAPSTAN Dik ırgat bedeni,kütüğü,tamburu.
BASE 1)Bir boyanın ana maddesi. 2)Üs.
1)Havuzlama,tamir,yükleme,boşaltma işlerinin yapılabilmesi için yapılmış havuz.
BASIN 2)Denizin kayalar arasına giren kısmı.
BATHMETRIC Okyanus iskandiline ait.
BATHMETRY Derin su iskandili ölçmesi.
BATHOMETER Okyanus derinliklerini ölçmek için kullanılan bir alet.
BATH TUB Banyo küveti.
BATHYBIC Denizin derinliklerinde olan.

1)Ambar yük tirizi,Cargo Batten. 2)Ambar ağzı tirizi.Muşambaların üstüne çekilen veya
çeşitli işlerde kullanılan ağaç veya madeni çubuklar. 3)2-4 pus kalınlığında 5-7 pus
BATTEN genişliğinde biçilmiş kereste. 4)Filika borda tirizi. 5)Siğil.
BATTEN CLEAT Ambar ağzı tirizi kulakları.
BATTEN DOWN (BATTENING) Ambar üstüne ambar muşambalarını çekmek,tirizlerini vurmak.

BATTLEDORE Halat voltalarının birbiri üstüne binmemesi için babalara konulan madeni parçalar.
1)Girişi,içeri doğru olan uzunluğundan daha geniş olan körfez. 2)Bir ambarda girişin
BAY genişliği,derinliğinden az olmayan bölme,yer.
BAY,SICK Gemi reviri.

1)Kemere.Karşılıklı postalar yada eğriler arasına çekilen ve gemi alabandalarının


çökmesini önleyen,omurga hattına dikey,güverteyi üstünde taşıyan kirişlere denir.
BEAM 2)Ölçü olarak geminin en geniş yerini, 3)Kerteriz olarak geminin borda yönünü gösterir.
BEAM,ABAFT THE Kemere gerisinde
BEAM,BEFORE THE Kemere önünde.
BEAM ENDS Alabandalar
BEAM ENDS,ON HER Alabora olurcasına bir geminin yatması,yalpaya düşmesi.Küpeşte suda.
BEAM,HALF Öksüz kemere,ambar ağızlarına ratlayan kesik kemere
BEAM KNEE Kemere braketi.Kemereleri postalara bağlayan braketlere denir.

Kemere profilleri.Başlıcaları şunlardır: Angle-Eşit dallı köşebent. Built T-Yapma T


profil. Bulb angle-Balblı eşit dallı köşebent. Bulbed T (Or Butterfly)-Balblı T profil. T
BEAM SECTIONS Bar-T profil. T Bar bulbed-Balblı T profil.
Bakliyat,kuru fasulye cinsleri (soya dahil).Islanabilir ve fermantasyona
uğrayabilir.Genellikle bu tür taneler kızışmaya elverişlidirler.Rutubetli olarak
BEANS yüklendiğinde hızla bozulur.
Bu durumda konişmentoya "Dış görünüşü iyi durumda yüklendi - Shipped in apparent
good condition" yazılmalıdır.İyi istif edilerek havalandırılmalıdır.
BEAR DOWN 1)Yaklaşmak. 2)Belirli bir tarafa doğru gitmek.
1)Kerteriz. 2)Makine yatağı. 3)Hareket halinde olan parçaların üzerinde döndüğü kısım
BEARING yer,yuva.
BEARING PINTLE Dümeni taşıyan enalt erkek iğnecik

Page 12
B

BEARING,TAKE A Kerteriz almak


BEAR OFF Açılmak,avara etmek,alarga etmek,olmak.
BEAT FREQUENCY Radarda iki frekansın birbirine karışması.
BED OF CAPSTAN Dik ırgatın güvertede konulduğu (bağlandığı) sağlamlaştırılmış yer.
BEESWAX Balmumu.
BEFORE Ön tarafta,ilerde.
BEFORE THE BEAM Kemere önünde.
BEFORE THE MAST Gemi direğinin önü.
BEFORE THE WAVES Dalgaların önünde.
BELAY Koç boynuzuna,armadora çeliğine veya bir babaya halatı volta,suga etmek.
BELL Kampana
BELL BOOK Makina manevraların yazıldığı defter
BELL BOY Nöbetçi kamarot.
BELL ROPE Kampana diline bağlı ucu cevizli kısa halat.
BELL STRIKER Kampana dili,tokmağı.
BELLY Bayrak uçkurluğu.
BELOW Üst güvertenin altı.Ambar ağızlarının altı.
1)Bağlamak,iki halatın birbirine bağlanması 2)Gemi hasarlarında eğilmek,bükülmek.
BEND 3)Dönemeç (nehirlerde).
BENDING Eğilme
BENDING MOMENT Bükmek için gerekli olan kuvvet.
BENDING ROLLS Saç kıvırma tezgahı.
BENDING STRENGHT Eğilme mukavemeti.
1)Kabarma alçalma nedeniyle suların en düşük olduğu zaman (neap tide) sığlığı
geçemiyen gemi. 2)Dokda oturan bir geminin suların yükselmasinin az olması
BENEAPED nedeniyle hareket edememesi.
BENEFICIARY Lehtar
1)Geminin bağlandığı rıhtım,iskele,şamandıra vb.yerler,yada demirlendiği yer,demir
yeri. 2)Demirli bir geminin salabileceği saha. 3)Yatak,ranza. 4)Bir gemide yapılan
BERTH çalışma. 5)Tersanede geminin yapıldığı yer.
BERTH CHARGE Rıhtım ücreti.

Bir gemi "On the berth-Yanaşma yerinde yükleme" üzerinden kiralanmış ise yapılan
navlun anlaşmasına "Berth charter-Bağlama yeri" anlaşması denir.Bu durumda
kiracı,gemiyi tamamen dolduramazsa kalan boş yer için ölü navlun ödemek
BERTH CHARTER zorundadır.
Navlun anlaşmalarındaki bu koşul ile,astarya günleri,gemi yerine
BERTH CLAUSE gelmedikçe,sayılmayacağı ifade edilir.
BERTH,FOUL İskarça ve tehlikeli liman.

BERTH,GIVE THE LAND A WIDE Karadan,sahilden açık geçiniz anlamında uyarı


BERTH,LAY BY Yanaşık halde
BERTH NOTE Bir parti yükün yüklenmesi.
BERTH,TO Bir gemiyi istenilen yada talep edilen yere bağlamak,demirlemek,getirmek.
BERTH,WIDE Açık geçmek.
BESET Tamamiyle buz ile çevrilmiş gemi.
Dünyanın ekvatordaki çapı 6377397 mil,kutuplardaki çapı 6356079 mil olarak
BESSEL'S FIGURE OF EARTH hesaplanmıştır.Buna göre basıklık (Compression) 1/299,2 dir.
Dikeyler (kaimeler) arası boy.Yüklü su hattının (dizayn su hattı) baş bodoslamayı
kestiği nokta ile,kıçta dümen rodu ekseninden (dümen dönme ekseni) geçen dikeyler
BETWEEN PERPENDICULAR,LENGHT arasındaki mesafedir.
BEVEL 1)Gönye. 2)Posta kenarının diğer kısımlarla oluşturduğu açı.
BEVELLING Posta eğilmesi,şivleme.
B.H.P. Brake Horse Power - kısa yazılışı.
BID İhale
BIGHT 1)Koy,körfez. 2)Halatın ortası,iki ucu,çımaları arası,beden.
1)Sintine.Double bottom'ın kenar saçı (margin plate) ile gaset saçı arasında kalan
BILGE kısımdır. 2)Varil yada fıçının çevresinin en geniş kısmı.

Page 13
B

BILGE AND CANTLINES Dengeli ve ekonomik fıçı istifi.

BILGE BLOCKS Gemi kuru havuza alındığında sintinelerine vurulan büyük bloklar.İskemle,takarya.
BILGE BRACKET Sintine dönümünde tank üstünü postaya bağlayan braket.
BILGED Karaya oturan ve sintineleri su yapan,delinmiş tekne.
BILGE EJECTOR Sintinelerde biriken suları dışarı basan aygıt.
BILGE INJECTION Sintine basma devresi.

BILGE SHORE Kuru havuzlamada yada gemi yapımında sintine hizasına vurulan ağaç payandalar.
BILGE SPACE Sintine boşluğu.
BILGE STRAINER Sintine süzgeci.Rose box.Sintine çamur sandığı süzgeci.
Sintine süzgeci.Sintine suları basılırken yabancı maddelerin boru donanımına ve
BILGE STRUM BOX oradan tulumbaya geçmemesi için alıcı ağzına konulan süzgeç.
BILGE SUCTION PIPE Sintinelerde biriken suların atılması için yapılmış olan boru donanımı.
BILGE TURN Sintine dönümü.
BILGE WELL Sintine kuyusu

BILLET 1)Kesit alanı 36" dan daha küçük olan çelik parçası. 2)Yer,konum. 3)Meslek,görev.

1)Rizikosu ve sefer şansı yükün ilgilisine ait olduğunu ifade ederek yükü ilgilisi namına
yükleyen tarafından tanzim edilen imzalı evrak. 2)Rizikosu kendisine ait olmak üzere
BILL OF ADVENTURE yüklenen yük için kaptan yada acentası tarafından tanzim edilen imzalı belge.

İthalatçılar yada ihtacatçılar tarafından yüklenen yada boşaltılan yüklerin


BILL OF ENTRY cinsi,orijini,miktarını ve değeri için gümrüğe verilen beyanname.Gümrük beyannamesi.
BILL OF EXCHANGE Poliçe,tahvil,kambiyo senedi.

Patenta.Sahil sağlık dairesi tarafından kaptana verilen tıbbi sertifika.Bu sertifikada


liman ve gemi personelinin sağlık durumu bildirilir.Sari hastalığın olmaması yada
BILL OF HEALTH olabileceği hallerde bu belge "clean-temiz","foul-bulaşıcı","suspected-şüpheli"
patenta verilir.
Konişmento.Kaptan yada gemi sahibi veya mümessili tarafından yükün yüklendiğine
dair verilen belge.Konişmento taşınan yükün hangi koşullar altında taşındığını kısaca
BILL OF LADING belirtir.
BILL OF LADING BEARER Hamiline,ciroya gerek olmayan konişmento.
BILL OF LADING,CLEAN Temiz konişmento

BILL OF LADING,DIRECT Doğru,direkt konişmento.Bir limandan diğer bir limana yapılan taşımada düzenlenir.
BILL OF LADING,FOUL Rezerveli,'dirty','unclean','claused' konişmento

BILL OF LADING,INTER OFFICE Acenteler arası kesilen konişmento.


BILL OF LADING NON NEGOGIABLE Alınıp satılamayan konişmento.
BILL OF LADING,ON BOARD Bill of lading shipped.
BILL OF LADING,OPEN Alıcının ismini belirtmeyen konişmento.
BILL OF LADING,ORDER Emre konişmento.Ciro edilmezse yükü yalnız yükleyiciler alır.
BILL OF LADING OUTWARD İhraç konişmentosu.
BILL OF LADING,RECEIVED Buna "Custody bill of lading " de denir.Yükleyici gemi gelmediğinden yada hazır
FOR olmadığından yükü taşıyıcının nezaretine bırakması halinde tanzim edilir.
BILL OF LADING,SHIPPED Yüklenmiş konişmento.Yükün gemiye yüklendiğini belirtir.
BILL OF LADING,SHORT Koşulları bir kira anlaşmasına,yasaya veya anlaşmaya bağlı konişmento
BILL OF LADING,STRAIGHT Bir USA deyimi olup konişmento yükleyicinin emrine tanzim edilir.
BILL OF SALE Temlik senedi.Gemi mülkiyetini devreden vesika.

Yük hakkında yeterli bilgi olmadığında bill of entry yapılamazsa bill of sight,muayene
BILL OF SIGHT senedi tanzim edilir.Sonra yeterli bilgi alınabildiğinde bill of entry düzenlenir.

1)Rüsum ödenmesi gerekli olmayan yedek parça vb. gibi yüklerin rüsum ödenmeden
BILL OF STORE gemiye alınması yetkisini veren belge. 2)Kumanya bildirisi,beyannamesi.

Page 14
B

BILLS Direk yatağı.


BINARY STAR Tek olarak görülen çift yıldız.
Bir acente veya kumpanya tarafından poliçe hazırlanıncaya kadar geçerli olmak üzere
BINDER yapılan ön anlaşma.
BINNACLE Pusula dolabı,kürsüsü,ayağı ve tası
BINNACLE LIST Hasta listesi.
BINOCLE Dürbünün doğru deyimi olduğu halde,kullanılmamaktadır.
BINOCULARS Dürbün
BITE Demirin dipte tutması,taramaması.
BITT Çift baba.
BITTER END 1)Hırça. 2)Halatın çıması,ucu.
Fazla miktarda zift ihtiva eden boyalar.Madenler üzerinde etkisi olmayıp su
BITUMASTIC PAINT geçirmez,elastiki ve dayanıklıdır.
BLADE 1)Kürek palası. 2)Türbin kanadı. 3)Pervane kanadı.
BLADE,EDGE OF Kanat kenarı.
BLADE FACE Kanat yüzeyi.
BLADE,LENGHT OF Pervane kanat yüksekliği.
BLADE SECTION Kanat profili.
BLADE SHAPE Kanat şekli.
BLAST 1)Sert rüzgar sağanağı. 2)Hava veya gazın kuvvetli akımı. 3)Düdük sesi.
BLEEDER(S) Boşaltma (drain) tapası.
BLEEDING Çuvalı delip yükü ambara akıtmak
BLENDE Çinko madeninin cevheri.
BLIND BUCKLERS Halat loçası kapağı.
BLIZZARD Soğuk ve karlı,kuvvetli rüzgar.Şiddetli soğuk rüzgar.
1)Makara,torno. 2)Tıkamak. 3)Mendirek,rıhtım yapmak için betondan küp şeklinde
BLOCK yapılan taşlar.Bunlara kason da denir. 4)Makine gövdesi.
BLOCKADE Abluka.
BLOCK BREECH Makara dilinin altta bıraktığı boşluk.Swallow'un karşısı.
BLOCK,CARGO Yük makarası.Genel olarak çelik makaralar olup bumbalarda kulanılır
BLOCK CHAIN,HEEL Topuk makarası zinciri
BLOCK DOUBLE WOOD Çift dilli ağaç makara
BLOCK EYE PLATE,HEEL Topuk makarası mapası
BLOCK,GIN Cunda makarası.Yük bumba donanımında,bumba cundasında olan makara
BLOCK,HEAD Cunda makarası

BLOCK,HEEL Topuk makarası.Yük bumba donanımında bumba ıskaçası yakınına konan makara
Makara bülbülü.Makara sapanlarının alt başlarına halat çımalarının bağlanması için
BLOCK HOOKING AND LASHING EYE yapılan halka veya kilitlere denir.
BLOCKING DEVICE Kilitleme tertibatı.
BLOCKING OFF Ambarda bulunan yükün kaymaması için siğillenmesi.
BLOCK,LEAD Yön bastikası,ayak torno.
BLOCK PIN Makara pimi.Makara dilinin ortasından geçen bu pim etrafında dil döner.
BLOCK,SHEAVE (VANG) Demir abli makarası
BLOCK,SINGLE STEEL Tek dilli çelik makara
Menteşeli,karnıyarık bastika.Ayak torno.Uç vermeyen halat,bastikanın menteşeli kısmı
açılarak makara diline oturtulur ve menteşesi kapatılır.Genel olarak halatın yönünü
BLOCK,SNATCH (Block,Hinged) değiştirmede kullanılır.
BLOCK'S SHEAVE Makara dili.Halat bu dil üzerinde hareket eder.
BLOCK STEEL STROP Makara çelik sapanı.Makara bu sapan ile askıya alınır ve bir yere bağlanabilir.
BLOCK SWALLOW Kanal.Makarada dilin tabla ile arasında kalan boşluk olup halat buradan geçer
BLOCK,TAIL Kamçı makarası
BLOCK,TOP Cunda makarası
BLOW Üfürme
BLOWER Körük,mekanik fan.Düşük basınçlı fazla hava sağlar.
BLOWN UP Ambarları şişirerek yüklemek.Şişirme istif.

Page 15
B

BLUBBER Balinanın derisi altındaki kalın yağ tabakası.


BLUFF Denize doğru uzanan sarp,yüksek,geniş yar
BOARD A SHIP, TO Bir gemiye saldırmak.
BOARD, CALL ON Gemiye çıkmak,ziyaret etmek
BOARD EYEBOLT Borda mapası.
BOARDING VISIT Nezaket ziyareti.

BOARD(S) Kalınlığı 2 1/2" dan daha az ve genişliği 4" den daha fazla olan biçilmiş kereste.Tahta.
BOARD OF DIRECTORS Yönetim kurulu
BOARD SHIFTING Dökme yükün kaymaması için ambarlara yapılan bölmeler.
BOARD, TO GO BY THE Denize gitmek,düşmek.
BOARD, TO MAKE A 1)Bir aşağı bir yukarı dolaşmak. 2)Voli çevirmek. 3)Volta vurmak.
BOATABLE Filika ile gidilebilir.
BOAT BEAM Filika kalastrasının üzerine oturduğu sehba.
BOAT BRAKES Filika bosaları
BOAT CANVAS COVER Filika örtüsü
BOAT CHOCKS Kalastra,filikanın üzerine oturduğu ağaç yatak
BOAT CRADLE Boat chocks.
BOAT CRUTCH Kürek yarımayı
BOAT DAVIT Filika mataforası
BOAT DRAIN Filika lavra deliği
BOAT DRILL Filika talimi
BOAT FALL Filika matafora palangası
BOAT HOOK Filika kancası.Bir ucunda kanca olan uzun sırık.
Bir layter içinde bordaya getirilmiş bulunan bir parti yük için gemi güverte zabiti
BOAT NOTE tarafından verilen alındı,makbuz.Bu sonra Mate's Receipt olur.
BOAT PAINTER Filika halatı,pariması
BOAT PLUG Filika lavra deliği tapası
BOAT'S SKATE Meyletmiş gemiden filikayı rahat mayna edebilmek için kullanılan borda kızağı.
BOAT'S SKIDS Filikanın üzerine oturduğu sehba,kalastra,iskemle.
İzbarço tahtası.Direklerde,bacalarda çalışacak (boya,temizlik) gemi adamlarının
BOATSWAIN'S CHAIR kullandığı,ayarlanabilir tahta oturak.

BODY PLAN Gemi endazesi.Geminin su hattı,kıç hatları,diyagonelleri ile birlikte eğri resimleri.
BODY POST Tail shaft'ı taşıyan kıç bodoslamanın ön kısmı.
BOILER Kazan.
BOILER HATCH Fistan etrafında bırakılan boşluk.Kazan dairesi kaportası.
BOLLARD Büyük tek baba.
Özellikle kurtarma gemilerinde ve romorkörlerde statik (bir yere bağlı olarak) çekme
kuvveti için kullanılan bir deyim.Yaklaşık olarak beher 100 beygir gücü için 1 ton kabul
BOLLARD PULL edilir.(Kort nozulda %30 fazla).
Demirin bodoslama levhalarını hasara uğratmaması için loça altına vurulan dablin
BOLSTER PLATE saç,yastık saçı
BOLT Saplama,civata,pim,harbi,damaklı mapa
BOLT,FENDER Yumru saplaması
BOLT,FISH Perçin saplaması
BOLT FOR SHAFT Şaftı pervaneye bağlayan civata,somun.
BOLTING Civatalama.
BOND 1)Teminat,kefalet,bono,senet,tahvilat. 2)Antrepoya koymak.
BONDED GOODS Antrepoya konulmuş eşya.Gümrüğü ödenmemiş,transit mal.
Üzerinde yol olan bir geminin kafasında meydana gelen köpük.Bu köpük fazla olduğu
takdirde gemi için "Have a bone in her teeth-Dişlerinin arasına bir kemik almış" deyimi
BONE kullanılır.
Enine kesitlerinin alan ve statik momentlerini veren iki çeşit eğridir.1)Bonjean alan
BONJEAN CURVES eğrileri. 2)Bonjean moment eğrileri.
BONUS İkramiye

Page 16
B

BOOKING 1)Deftere kaydetme. 2)Bilet almak.Yer ayırtmak. 3)Ön bağlantı.

Ön bağlantı.Berth note.Gemi kiralamalarında,yüklemelerinde ana anlaşmaya esas olan


ön anlaşma.Anlaşma taslağı.Taşıma şartlarını içeren bağlantı.İmzalanınca booking
BOOKING NOTE note olur.
1)Bumba. 2)Denize dökülen akaryakıtı sürükleyerek temizlemek için yada bir yerde
BOOM durdurmak için kullanılan yüzer engelleyiciler,sınırlandırıcılar (oil boom).
BOOM CLAMP Bumba askı çemberi,bumba kelepçesi

BOOM CRADLE Bumba yastığı.Seyirde güvenlik amacıyla bumba bu yastıklara yatırılır ve bağlanır.
BOOM CRUTCH Çatal yastık.Çatal puntel.Boom cradle.
BOOM GUY Bumba ablisi
BOOM GUY PENDANT Bumba kamçısı
BOOM HEEL Bumba topuğu

BOOM,INBOARD İçeri bumba.Yükleme,boşaltmada çift çalışan bumbaların ambara kumanda edeni


Bumbanın ucunda makara,abliler ve mantilyanın bağlandığı çember.Buna Spider Band
BOOMLINK da denir
Yükleme,boşaltmada çift çalışan bumbaların dışarı kumanda edeni.Buna Shore Boom
BOOM,OUTWARD da denir.
BOOM STAYS Mantilya
BOOTTOP Faça
BOOTTOPPING Gemi façasına sürülen özel boya.
BORDER LINE RISK Sigorta poliçelerinde riziko hududu.

1)Nehirlerin daralmasından ve derinliğin azalmasından dolayı bazı nehirlerde kabarma


alçalma önünde giden aşırı derecede kabarma alçalma dalgası.Severn,Seine,Trent ve
BORE Ganj nehirlerinde görülür. 2)Silindir çapı,silah çapı. 3)Delik. 4)Burgu,matkap.
BORE BIT Delik delme kalemi.
BORING Delme,oymak.
BOS'N Boatswain'in kısa yazılışı.

1)Pervane göbeği.Pervane kanatlarının bağlandığı kısım olup şaft ile devam eder.
BOSS 2)Şaftın,pervane evinde çıktığı yer. 3)Magnetik pusulada mıknatısın oturduğu yer.
BOSS FRAME Kıç kepçe postası.
BOSS PLATE Şaft ve kıç kepçe civarındaki şaft kovanı,göbek levhaları.
1)Küpeşteler. 2)Yükleme ve boşaltma sonları.Bu deyim üzerinden yapılan
anlaşmaların,hem yükleme hem de boşaltma limanlarında uygulanacağı anlamını
BOTH ENDS taşır.
BOTH TO BLAME COLLISION CLAUSE Her iki tarafı suçlu bulan çatışma klozu.
BOTTLESCREW Liftin uskuru.
1)Geminin dibi,karinası,omurga ile sintine dönümü arasında kalan saçlar. 2)Geminin
BOTTOM su altında kalan bütün saçları için de kullanılır. 3)Geminin milliyeti.

Filika farş tahtaları.Eğriler üzerine konulan bu ince tahtalar sayesinde ağırlık eşit
şekilde eğriler üzerine dağıtıldığı gibi filikada bulunan su,ayaklarıda ıslatmamış
BOTTOM BOARDS olur.Ayrıca eğrileri koruyucu görevide vardır.
BOTTOMED SHIP Düz karinalı gemi.
Deniz ödüncü.Gemi yada navlunu veya her ikisini karşılık gösterip,seferi tamamlamak
için deniz ödüncü almak.Gemi ipoteği.Yalnız gemi sahibi tarafından yapılabilir.Bugün
BOTTOMRY pek kullanılmamaktadır.
Deniz ödüncü veren kimseye verilen yasal belge.Gemi ipotek senedi.Salimen varış
BOTTOMRY BOND yapıldığında ödemenin yapılacağını garanti eder.
BOTTOM STRAKE Karina saç kaplama sırası,levhaları.
BOULDER Taş,iri kaya,taş yumru (rıhtım,havuz kenarlarında).
BOUND Belirli bir yere yada yöne gitmek.Yönelmek.
BOUNDARY Sınır,limit.
Sınır tabaka.Gemi hareket halinde iken tekne etrafında oluşan su tabakası.Bu tabaka
BOUNDARY LAYER hemen hemen gemi ile aynı hıza sahiptir.
Sınırlı liman.Örneğin Bergen,Hong Kong,Rio de Janeiro vb.Bu limanlardan yapılan
BOUNDARY PORT yüklemeler mevsimlere bağlıdır.

Page 17
B

BOUND HOMEWARD Geminin kendi memleketine doğru yol alması.


BOUND,INWARD İçeriye doğru.
BOUND,OUTWARD Dışarıya doğru.
1)Geminin baş kısmı,bodoslaması,pruvası,göğüsü. 2)Pruvadan 45 derece
BOW sancak,iskele açıklık,baş omuzluk. 3)Kilidin bükülmüş kısmı.
BOWER ANCHOR Göz demiri.Ağırlıkları gemi büyüklüğüne ve kurallara göre saptanır.
BOWER CABLE Göz demiri zinciri.
BOW CHOCK Başda bulunan kurtağzı.
BOWED Başlı gemi.
BOW FAST Geminin başından verilen halat,baş palamarı.
BOW GATE Bodoslama rampası.
BOWL 1)Pusula tası. 2)Pruva direğindeki gözcü yeri.
BOWLINE İzbarço.

İzbarço bağı.Tekli izbarço bağı.Kasa yapmaya zaman olmadığında,halat çımasına


BOWLINE HITCH yapılan bağ.Üzerine yük binince dayanıklı,boşalıcı,çözülmesi kolay bir bağdır.
BOWLINE ON THE BIGHT Çifte izbarço bağı.
BOW LOCKER Portuç.Baş bodoslamanın tam gerisindeki bölme.
BOW ON Pruvasını gösteren.
BRACE Dümen dişi iğneciği.
BRACE OF SHAKES Çok kısa bir zaman fasılası.
BRACKET FRAME Köşebentlerle sağlamlaştırılmış döşek veya postalar.
Bir çeşit köşebent.Hemen hemen bir açısı 90 derece olan üçgen şeklinde madeni
levha.Genellikle kemere ile postaların birbirine bağlanmasında kullanılır.Kemere
BRACKET KNEE praçolu.
Bir levhayı dikey olarak birleştiren demir veya çelik levha.Dayanak ve kuvvetlendirici
BRACKET PLATE olarak kullanılır.Bayrak.
BRAKE 1)Irgat kastanyolası. 2)Fren. 3)Bosa.
BRAKE BAND Kastanyola çemberi
BRAKISH Tatlı su ile tuzlu suyun karışması,melez yapması.
BRASS Sarı döküm,pirinç.
BRASS PLATE Pirinç levha
BRAZE Bakır veya pirinç ile lehim yapmak.
BREACH Dalgaların gemi üzerinde çatlaması
BREACH OF CONTRACT Anlaşmanın ihlali.
Teminatın ihlali.Poliçede uyulması zorunlu olan hususlara uyulmadığında poliçe
BREACH OF WARRANTY hükümsüz olur.
BREADTH 1)Genişlik. 2)Bayrağın dikey genişliği,yaprak (18 pusluk).
BREAK Dalgaların köpük çıkararak çatlaması.
1)Yükün kendi kusurlarından dolayı akma,kırılma muafiyeti.Bu durumda geminin
BREAKAGE kusuru olmaması lazımdır. 2)İstif kaybı. 3)Kopma.
BREAK BULK SHIP Karışık yük taşıyan gemi.
BREAKDOWN Bozulmak.Arıza.
Charter Party'ye veya deniz sigorta poliçelerine geminin bozulması ile ilgili konulan
BREAKDOWN CLAUSE koşullar.
BREAKING ADRIFT Sürüklenmeyi durdurmak.
BREAKING DOWN Elektro kimya ile madenin aşınması,korozyon.
BREAKING LOAD Kırılma,kopma yükü,ağırlığı.
BREAKING OF WAVES Dalgaların çullanması
BREAKING STRENGHT Kopma kuvveti
BREAK LEAVE İzin zamanını aşmak
BREAK OF DOWN Şafak sökmesi.

Demir üzerinde bir teknenin,rüzgar veya kabarma alçalma etkisi ile,rüzgarın yada
BREAK SHEER kabarma alçalmanın ters omuzluğa alınması,geminin ters omuzluk yönünde salması.
BREAK THE BULK 1)Dökme yükün boşaltılmasına başlamak 2)İstifini bozmak

Page 18
B

BREAK UP Geminin hurda olarak bozulması

Deniz sigorta poliçelerinde konulan bu tekne klozu ile gemi fiilen veya hükmen tam
ziya haline geldiğinde,sigorta bedelinin,tamir edilmiş bedel olarak kabul
BREAK UP CLAUSE edileceği,hurda değerin nazari dikkate alınmayacağı belirtilir.
BREAKWATER Dalgakıran.
BREAMING Tekne karinasını yakarak (pürmüz lambası ile) temizlemek,raspa etmek.

1)Geminin başı. 2)Geminin baş kıç hattına dikey olarak verilen bağlama halatı,koltuk.
BREAST 3)Geminin dalgalara baş vermesi,dalgaların geldiği yöne doğru gitmesi,göğüslemesi.
Teknenin iskeleden yada rıhtımdan gönder yada koltuk üstüne manevra yaparak avara
BREAST OFF etmesi,ayrılması.
Gemi bodoslamasının yan levhalarını birbirine birleştiren yatay levha,göğüs
BREAST PLATE levhası,baş yatırması levhası.
BREEZE Hafif rüzgar,meltem.
BRICK Tuğla.Ateş tuğlası.
BRIDGE,FLYING Miyar güverte
BRIG Gemide hapis.
BRIGHT WORKS Parlatılacak metaller.
Yakamoz.Gece fosforlu,mikroskobik deniz yaratıklarının çırpıntı halinde gösterdiği
BRIMING parlaklık.
1)Suyun beher galonuna 40 onz kalsiyum klorid damlatmakla elde edilen ve
soğutmada kullanılan donmayan sıvı. 2)Kazan suyunu boşaltmak.Brayn etmek.
BRINE 3)Tuzlu su.Salamura.
BRING TO Geminin demir yerine getirilmesi.
BROACH 1)Yük çalmak. 2)Yasalara aykırı olarak bir fıçıyı veya varili delmek.
BROACHING MACHINE Delik sıyırma tezgahı.Oluk açma makinesi.Freze.
BROADCAST Radyo yayını.
BROADSIDE Baş ve kıç omuzlukların,tarafların dışında gemi bordası.
BROADSIDE,LAY 1)Bordadan yaklaşmak. 2)Bir yere borda göstererek yatmak,durmak.
BROKEN BACKED Aşırı derecede bir teknenin Hogg olması,baş ve kıçının düşmesi.
BROKEN WATER Sakin denizde,sığlık,akıntı,darlık nedeni ile oluşan dalgacıklar,girdaplar.
Bronz alaşımı.Ana madenleri bakır ve kalay olup fosfor,manganez,çinko yada kurşun
BRONZE da eklenebilir.

BROUGHT TO Bir halat yada zincirin ırgat,bocurgat veya vinç kütüğüne vira için volta edilmesi.
BROUGHT UP Geminin demiri fundo ettikten sonra üzerine binmesi.
BROW Lumbuz üstü kaşı.Eyebrow.
BUBBLE SEXTANT Ufuk olmadan yükseklik alabilen sextant
BUCKET Patlak
BUCKET DREGER Devamlı dönen bakraçlarla deniz dibini tarayan tarak gemisi.
BUCKLE Saçın bombeleşerek,ondüle olarak hasar görmesi
BUCKLERS Loça kapağı
BUCKO Kabadayı ve de zalim gemi zabiti
BUILDER'S RISK Yapanın rizikosunda.
BUILT BEAM Bir çok parçaların birleşmesinden oluşan kemere.Buna built up beam de denir.
BULB Balp
BULB ANGLE Bir ucu balblı,köşebent,profil.
BULBOUS BOW Balplı,soğanbaş baş bodoslama.
BULKHEAD LONGITUDINAL Boyuna perde.Geminin boyu doğrultusunda yapılan perde.
BULKHEAD,SCREEN Kuvvetlendirme ile ilgisi olmayan (ışık,ısı vb.) perde,paravan perde.
BULKHEAD SPACING Perde arası.

BULKHEAD STIFFENER Perdeyi sağlamlaştırmak için üzerine vurulan köşebent,lama,perde stifneri,kuşağı.


Yalpa perdesi.Tank içindeki sıvının hareketini yavaşlatmak için tank içine yapılan
BULKHEAD,SWASH menfezli,sızdırır perde.
BULKHEAD TRANSVERSE Enine perde.Geminin enine paralel olarak yapılan perde.
BULKY Ağırlığı az,hacmen büyük,istif faktörü yüksek yük.

Page 19
B

Mantilya bosa zinciri.Chain preventers.Bumba istenilen duruma getirildikten


sonra,mantilyaya bağlı olan bu zincir ile güvertedeki mapaya kilitlenir ve bumba bu
BULL CHAIN durumunu korumuş olur.
BULLION Külçe halinde altın yada gümüş.
BULLIVANT'S WIRE NIPPERS Tel bosası.Tel üzerinde basınç arttıkça bosanın tutuculuğu fazlalaşır.
BULL LINE Bull rope.
BULL LINE TACKLE Mantilya bosa palangası.
BULL RING Baş tarafta halat vermek için kullanılan kurtağzı.
Bumbaların sabit mantilya halatını güverteye kilitleyebilmek için kullanılan mantilya
BULL ROPE müteharrik çıması.
BULL'S EYE 1)Mandagöz,yürek boğata. 2)Kamarada yuvarlak pencere,lumbuz.
BULL'S NOSE Dokların girişlerine konulan ağaç usturmaçalar.
BULWARK Parampet
BULWARK RAIL Parampet üst kenarına çekilen küpeşte.Balplı köşebent veya özel bir kesit.
BUMBOAT Manav,pazarcı kayığı.Gemi yanına gelerek alış veriş yapan kayıklar.
BUMPING Geminin aralıklı olarak,sığlık bir yerde,deniz dibine vurması,dövünmesi.
BUNDLE Bağ,demet
BUNG Fıçı,varil tapası.
BUNG UP AND BILGE FREE Fıçı ve varillerin doğru istifi.
Time charter kira anlaşmalarına,geminin taraflara teslimi sırasında,gemideki mevcut
BUNKER CLAUSE yakıtın nasıl hesaba alınacağı hususunda konulan kloz,hüküm.
Yüzdürücülük,yüzücülük,sephiye.Batan yada kısmen batan bir cismin ağırlığı ile içinde
buşunduğu sıvının yukarı itişi arasındaki farktır.Eğer cismin ağırlığı itici kuvvetten
BUOYANCY küçükse yüzücülük pozitiftir.
BUOYANCY,CENTER OF Sephiye merkezi.Yüzen cismin su altında kalan kısmının geometrik merkezi.
Yedek yüzücülük.Geminin su geçmez güvertesini yeterince yük hattı üzerinde tutabilen
BUOYANCY,RESERVE yedek,ihtiyat yüzücülük.Bkz:Freeboard.
Can filikalarında bulunan yüzdürücülük tankı.Filikanın taşıyabileceği insanlar için
BUOYANCY TANK yüzdürücülük temin eder.Pirinç,bakır veya sarı dan yapılır.
BUOYANT Yüzen,batmaz
BUOY WATCHING Batmayan şamandıra.
Ton olarak geminin taşıma kapasitesi.Merchant Shipping Act'e göre net register
BURDEN ton'dur.
BURLAP Çuvallık bez,kanaviçe,denkbezi.
BUSINESS LINE Poliçelerde primlerin yazılı olduğu kısım.
BUSY PORT İşlek liman.
BUTT 1)Kaplamaların,saç levhaların dikey birleşme hatları. 2)Sıvı dolu fıçı.
BUTTERFLY BULB Balblı "T" kesitli profil.
BUTTOCK Teknenin kıç tarafı.Kıç kepçe.Kıç kuruz.Batok.
Gemi boyunca orta düşey düzlemine paralel düşey düzlemlerle kesilmesiyle elde
BUTTOCK LINES edilen hatlar.Batok hatları.
BUTT SLING Bir ucu kasalı diğer ucu piyanlı halat sapan.
BUTT WELDING Düz kaynak

Basınç dağılımı ile rüzgar yönündeki ilişkiyi gösteren bir tablodur.Arkası rüzgara dönük
olan bir kişinin sol eli yönündeki basınç sağ tarafındakinden daha düşüktür.Kuzey
BUYS BALLOT LAW yarım küresinde böyle olan kural güney yarımküresinde tersinedir.
BY THE BOARD 1)Denize düşmek. 2)Gemi bordasında,yanında.
BY THE HEAD Başlı gemi
BY THE RUN Halatın serbest akmaya bırakılması,koyverilmesi,laçka,boş koyma.
BY THE STERN Kıçlı gemi

Page 20
C

C AND D Collection and delivery - Tahsil ve teslim kısa yazılışı


C AND F Cost and freight - Mal bedeli ve navlun kısa yazılışı.
C AND I Cost and insurance - Mal bedeli ve sigorta kısa yazılışı.
C.O.S. Cash on shipment - Yüklemede ödemeli.
CAB Köprüüstü alabandalarına konulan kapalı yerler.
Güverte lumbuzu.İspiralya.Güverte altındaki yerleri aydınlatmak için güvertelere
CABIN SKYLIGHT açılan lumbuzlar.Kalın,kırılmaz camlar kullanılır.
CABLE 1)Bir deniz milinin onda biri.1 gomina. 2)Demir zinciri.
CABLE CERTIFICATE Zincir sertifikası.
CABLE CLINCH (CLENCH) Hırça mapası
CABLE HOOK Zincir bosası.Bkz:Dewils Claw
Gomina,izbarçina bükümlü bitkisel halat.Sağa bükümlü üç adet yoma bükümü
CABLE LAID halatın hep birden sola bükülmesi ile oluşan halat.
CABLE LOCKER Zincirlik.
CABLE MARKINGS Demir zincirine vurulan kilit işaretleri.
CABLE SHACKLE Zincir kilidi.15 veya 12 kulaçlık zincir parçalarını birbirine bağlayan kilit.
CABLE SPLICE Yoma dikişi.
CABLE,TO PAY Zinciri kaloma etmek.
CABLET Çevresi 10 pusu geçmeyen halat.
CABOTAGE Kabotaj.
CAG Mancana.
1)Yara kapamak için içten ve dıştan yapılan yama. 2)Rıhtım inşaatında kullanılan
beton bloklar. 3)Duba. 4)Kuru havuzların kapağı. 5)Denizaltında çalışmayı
CAISON mümkün kılan su geçmez koruyucu.
CALIBRATION Aletlerin hatasını bulmak,tahsis etmek,düzeltmek.

CALIPER Dış ve iç kompas.Dairevi cisimlerin iç ve dış çaplarını ölçmek için kullanılan alet.
CALK Kalafat.
CALL 1)Uğramak. 2)Çıkmak. 3)Çağrı. 4)Yoklama. 5)Boru,düdük.
CAM 1)Kem. 2)Tırnak.
1)Sehim.Alabandadan alabandaya güverte kamburluğu.Balık sırtı. 2)Küçük dok.
CAMBER 3)Havuz kapağının oturduğu çene.
CAMBERED SHIP Başı,kıçı düşük gemi.
CAMEL İskeleye boydan boya bağlı usturmaça.Gemi ile rıhtım arasına konulan sal.
CAMPHINE Neftyağı.

Kemşaft.Üzerinde kemleri taşıyan şaft,eksantrik mili.Dizel motorlarındaki yanma


havası girişi,ekzost,yakıt ve ilk hareket valflarına kumanda eden kem'leri ihtiva
CAMSHAFT eden şaft.
CAN Teneke,çamçak,maşraba.
CANAL Kanal.İnsanlar tarafından yapılan deniz geçiti.
CANARY SEED Kuş yemi.
CANCELLATION İptal
Navlun anlaşmalarına konulan bu kloz ile cancelling date durumunda kiracıların
CANCELLING CLAUSE anlaşmayı feshedebileceği hakkı kabul edilmiş olur.

Kançello.Geminin anlaşmada belirtilen tarihde hazır olmaması halinde yük


sahibinin yada kiracının anlaşmayı feshedebileceği tarih.Geminin yüklemeye hazır
olacağı son tarih.Gemi bu tarihte hazır olmadığı takdirde yük sahibinin (yada
CANCELLING DATE kiracının) anlaşmayı
CANCER,TROPIC OF Yaz,yengeç dönencesi.
Metal çerçeve üzerine yapılmış branda örtü.Kaporta yada merdiven ağızlarına
CANOPY konur.
CANT 1)Köşe yada açı. 2)Eğilmek.
CANT HOOK Kancalı manivela.
CANT RIBBON Gemi bordasına baştan kıça kadar çekilen tiriz hattı
CANTILEVER BEAM Bir tarafı boşlukta kalan.Bkz:Girder.
1)Halat kolları arasında kalan boşluk,kanal. 2)Fıçı,varil istifinde arada kalan
CANTLINE boşluk.

Page 21
C

CANVAS Branda
CAP A ROPE Halat çımasını katranlı branda ile façuna edip piyanlamak.
CAP BLOCK Geminin üzerinde yapıldığı kızak.
CAP STAY Karanfil
CAPITAL Sermaye
CAPRICORNUS,TROPIC OF Kış,oğlak dönencesi.
CAPSIZE 1)Alabora olmak. 2)Rodayı ucu açılacak şekilde devirmek.
CAPSTAN Dik ırgat
Ticaret gemilerinde gemiyi sevk ve idare eden en büyük rütbe ve bu rütbeye sahip
CAPTAIN kişi. T.T.K.:972
CAPTAINCY Kaptanlık
CAPTAINSHIP Kaptanlık
CAPTURE Savaşta zaptetmek,tutmak,ganimet.
CAPTURE,FREE OF Deniz sigorta poliçelerine konulan zaptedilme hariç koşulu.
CARBIDE LAMP Karpit lambası.
CARBON PILE Radarda,alternatörden elde edilecek değerlerin otomatik kontrolu.
CARDBOARD BOX Karton kutu.
CARDINAL POINTS Pusulada 4 ana yön:Kuzey,Doğu,Güney,Batı.
CARGAZON Konişmento'nun eski deyimi.

CARGO BATTENS (or SPARRING) Ambar istiralyaları veya yük tirizleri


CARGO BLOCK Yük makarası.
CARGO BOARD Maliborda
CARGO BOOM BODY Bumba bedeni
CARGO BOOM HEAD Bumba cundası
CARGO BOOM HEEL Bumba topuğu
CARGO CAIRE Ambarda terleme nedeni ile yüke olacak hasarı önleyen araç.
CARGO CLEAT Yük tirizlerini posta üzerinde tutan kulaklar
CARGO FALL Yük teli
CARGO FALL FAIRLEAD Yük teli küpesi.

CARGO FALL FAIRLEAD LINK BAND Yük teli küpesi çemberi.


CARGO FALL INBOARD İçeri yük teli.
CARGO FALL OUTBOARD Dışarı yük teli.
CARGO LIEN Alacak nedeni ile yük üzerine konulan haciz.Tedbir.
CARGO MAT Yük paleti.
CARGO NET SLING Yük ağ paleti,maliborda ağı.
CARGO NET SLING BRIDLES Yük ağ paleti kolları.
CARGO NET SLING CORNERS Yük ağ paleti köşe yakaları.
CARGO NET SLING LOOPS Yük paleti köşe kasaları.
CARGO NET SLING MESHES Yük ağ paleti ağ gözleri.
Belirli bir limana değil,fakat belli bir kaç limandan birine boşaltılmak üzere
CARGO OPTIONAL yüklenen yük.
CARGO PLAN,TENTATIVE İlkel,müsvedde yük planı
CARGO RIGGING Yük donanımı.Vinç,bumba,tel,makara vb. parçalardan oluşan donanım.
CARGO RUNNER Vinç teli.
CARGO SHEET Yüklenen yüklerin listesi,yük listesi.
CARGO WHIP Vinç teli.
CARGO,DELICATE Kokudan bozulan yük.Nazik yük.
CARGO,ODOROUS Koku çıkaran yük.
Kemere praçolu çelikleri.Öksüz kemere.Fazla kuvvetlendirilmesi istenen yerlere
CARLINGS konulan baş kıç görderleri.Ambar ağızları,vinç,baba altları gibi.

Marangoz bosası.Çelik tel halatları bosalamakta kullanılan bu bosada çelik tel


halatın çapına uygun bir yuva ve tel halatı sıkıştıran bir siğil vardır.Çok etkili ve
sağlam bir çelik tel halat bosası olup kullanılması ve forası çok kolaydır.Ağır tel
CARPENTER STOPPER halat

Page 22
C

CARRY AWAY Kasdi olmayan kırılma,çatlama,kopma ve denize gitme.


CARTOGRAPY Haritacılık.
CARVEL BUILT Armuz,düz,silme kaplama.Kenarları yanyana getirilerek yapılan kaplama.
CARVING NOTE Gemi sahibi ile gemi yapıcısı arasında imzalanan anlaşma.
CASE 1)Ambalaj. 2)Dava.
CASE OF FUNNEL Baca fistanı
CASE OIL Tenekede taşınan gaz,benzin benzeri petrol yükü.
CASH FLOW Nakit akışı
CASH ON DELIVERY(COD) Mal mukabili
CASING Makine gövdesi.
1)Gemiyi istenilen yöne çevirmek,saldırmak,salmak. 2)Kurşunlu el iskandili ile
CAST iskandil etmek. 3)Fırlatmak,atmak.
CAST A NET Voli çevirmek.Dairesel atılan balık ağı ile balık avlamak.
CAST ANCHOR Demirlemek.
CAST AWAY,TO BE Karaya gitmek,kazaya uğramak,geminin leş olması.
CAST IRON Dökme demir.
CAST OFF Mola etmek
CAST STEEL Dökme çelik.
CASTANET Çalpara.Dışarı açılıp içeri açılmayan kapak.
1)Demiri kaldırmadan teknenin başını istenilen yöne çevirmek. 2)Geminin dökme
CASTING demir yada çelikden yapılan kısımları.
CASTING NET Serpme ağ.Saçma ağ.
CASTING OF THE VESSEL Teknenin çelik parçaları.
CASTLE Kasara.
Kazazede (oturan,batan,kumandadan aciz kalan,hasara
CASUALTY uğrayan,yaralanan,ölen),kaza.
CAT BEAM Geminin en geniş yeri,kemeresi.
CAT WALK Kedi köprüsü.
CATADIOPTRIC LENS Fenerlerde kullanılan bu merceklerle ışık istenilen yöne yöneltilmektedir.
CATCH A TURN Halatı volta etmek.
CATENARY İki tarafı bağlı halatın yaptığı eğri.
CATERING DEPARTMENT Kamara bölümü.Kamarot,aşçı vb. oluşturduğu personel.
(C.R.T.)Radarda saniyenin milyonda biri kadar bir zamanda giden,gelen dalgalar
CATHODE RAY TUBE arasındaki farkı ölçen lamba,ekran.Görüntü tübü.Katod tüpü.
CATHODIC PROTECTION Saçları paslanmaya karşı korumak için uygulanan yöntem.

CATTLE Büyükbaş hayvanlar.Domuz dahil geviş getiren tüm hayvanlar bu sınıfa girerler.
CAULK Kalafat.
CAUSE PROXIMA Yakın illiyet,nedensellik bağlantısı.
CAUTION Bildiri,uyarı.

Kavitasyon.Su içindeki bir profil,örneğin bir pervane kanadı üzerinde bulunan


akışkan zerreciklerinin basınçlarının suyun buharlaşma basıncından aşağı
düştüğü zaman meydana gelen olay.Bu durumda profil etrafında çok kısa bir
CAVITATION zaman içinde oluşan gaz
CAVITATION,BACK Sırt kavitasyonu.Profilin dış bükey kısmının kavitasyona uğraması hali.
CAVITATION,FACE Yüz kavitasyonu.Profilin iç bükey kısmının kavitasyona uğraması hali.
CAVITATION,SUPER Profilin akışkanı içinde bütünüyle kavitasyon içinde çalışması hali.
Çeşitli model pervanelerin kavitasyonlu ve kavitasyonsuz hallerde açık su
CAVITATION,TUNNEL pervane deneylerini yapabilen bir deney ünitesi.
CELERITY Dalga ilerleme hızı.
CELESTIAL Göksel
Tekne yapımında double bottom'ın hücrelere,göz göz ayrılması.Küçük bölmeler
CELLULAR SYSTEM halinde yapılması.

CEMENT BOX Sızdıran,yara alan yerlere içerden posta aralarında vurulan kalıp ve betonu.
CEMENT WASH Çimento badanası.Özellikle tatlı su tanklarına yapılan badana.
CEMENT,QUICK SETTING Çabuk donan çimento.

Page 23
C

CENTER BARREL Vinç kütüğü.


Geminin baş kıç yönünde merkezinden geçen düşey düzlem.Su hatları planında
CENTER LINE (üstten görünüş) geminin başından kıçına uzanan çizgi.
Geminin su altında kalan kısmının hacim (ağırlık) merkezi.Suyun gemiyi,kaldırma
CENTER OF BUOYANCY kuvvetinin uygulandığı nokta. C.B.
Yüzme merkezi.Geminin yüzmekte olduğu yüklü su hattı alanının ağırlık (alan)
CENTER OF FLOATATION merkezi.Geminin meyil ve trim yapma merkezi. C.F.
CENTER OF GYROTION Dönme merkezi.
CENTER OF IMMERSION Geminin batan kısmının geometrik merkezi.
CENTRAL SUN Evrenin etrafında döndüğü kabul edilen nokta.
CENTRIFUGAL PUMP Santrifuj tulumba.
Genellikle La Plata nehrinden yapılan tahıl yüklemesinde kullanılan taşıma
CENTROCON CHARTER anlaşması.
Zaman kira anlaşmalarında savaş rizikosu primi için gemi sahibi ile kiracılar
CENTUM CLAUSE arasındaki ilişkileri düzenliyen koşul.
CEREAL Hububat,tahıl ve bunlara ait.
CERES İlk bulunan asteroidler.
CERTIFICATE,POSTING UP OF Belgenin asılması (gösterilmesi).

Bu kloz ile,bir charter party altında yüklemenin bitiminde,kiracıların


sorumluluğunun sona ermesi koşulu kabul edilmiş olunur.Ancak donatanların
CESSER CLAUSE varsa,navlun,sürastarya,avarya için yük üzerinde tutma hakları saklıdır.
CETAN NUMBER Sıkıştırılan bir yakıtın ateş alma,tutuşma kalitesi.
CHAFE Aşınmak.
CHAFING PLATE Yastık saçı.Aşınmayı önlemek için vurulan ek saç.
CHAIN CONTROLLER Kaplumbağa,demir zinciri bosası
CHAIN DOWN Zincirle bağlamak.
CHAIN HOIST Ceraskal
CHAIN LINK Zincir baklası,halkası
CHAIN LOCKER Zincirlik
CHAIN PIPE Zincir güverte loçası
CHAIN PREVENTERS Bkz:Chain Bull
CHAIN PUMP Çalparalı tulumba.
CHAIN SPLICE Zincir dikişi.Bir halatı bir zincire bağlamak için yapılan dikiş.
CHAIN STOPPER 1)Zincir bosa 2)Kastanyola
CHAIN STOPPER CLEW Domuz tırnağı
CHAIN SWIVEL Demir ile zincir arasındaki fırdöndü
CHAIN,BULL Mantilya bosa zinciri.
CHAIN,TO HEAVE IN THE Demir zincirini vira etmek.
CHANGEABLE WEATHER Kararsız hava.
1)Doğal kanal. 2)Ana akıntının üzerinden geçtiği suyun en derin yeri. 3)U şeklinde
CHANNEL profil.
CHARCOAL Mangal kömürü.
Navlun anlaşmalarına klavuz,liman,rıhtım vb. masrafların kimin tarafından
CHARGE CLAUSE ödeneceği hususunda konulan kloz.Gider koşulu.
CHARGES Bedeller
Alçalmanın en fazla olduğu zamanlardaki derinlik yada onun hemen altındaki
CHART DATUM derinlik.Harita derinliği.
CHARTER PARTY,CONDITIONS AND
EXCEPTIONS AS Koşullar ve istisnalar charter party de olduğu gibi
Time Charter'ın aynı olup aylık istihkak yerine götürü bir ücret ödenir.Götürü
CHARTER PARTY,LUMPSUM navlun kira anlaşması.
Bu deyim standart tip anlaşmalarda gemi sahibi aleyhine bir değişiklik
CHARTER,CLEAN yapılmadığını ifade eder.
CHARTER,DEMISE Bare boat charter.
CHECK Halatı az kaçırıp volta etmek
CHECK STOPPER Tel halat zincir bosası

Page 24
C

CHECK VALVE Çek valf,geri döndürmez valf


CHERNIKEEF LOG Çernikef paraketesi.Gemi karinasından salınan elektrikli parakete.
CHILL Soğuk.
CHISEL Keski

CHOCK 1)Takoz,siğil 2)Yüklerin arasını istif tahtası ile iyi beslemek 3)Büyük kurtağzı
CHOCK ROLLER 1)Fırdöndü bastika 2)Tamburata,rolerli kurtağzı
CHOCK,CLOSED Halat loçası (kapalı).
CHOCK,DOUBLE ROLLER Çift tamburlu kurtağzı
CHOP MARK Yüklere vurulan marka
CHOPPING Geminin baş vurması
CHOPPY Hafif dalgalı,çalkantılı.
CHOW Karavana.
CHRISTMAS TREE Gaznofiski.Miyar güvertede çeşitli fenerleri taşıyan kısa direk.
CIRCUIT Elektrik devresi.
CIRCUMNAVIGATOR'S DATE Date Line'ı geçince kazanılan yahut kaybedilen gün.
Batmayan yıldız.Kutup yöresi yıldızı.Günlük deviminde çevren altına inmeyen
CIRCUMPOLAR yıldız.
CIRCUMPOLAR BODIES Kutup etrafındaki gök cisimleri.
CIRROCUMULUS Atılmış pamuk gibi bulutlar.Buz kristallerinden oluşur.Parçalı tüy bulut.
CIRROSTRATUS Tabaka tüy bulut.Tül gibi bulut.Gökyüzünü tam kaplar.
CIRRUS Tüy bulut.Beyaz,atılmış pamuk gibi bulut.Buz kristallerinden oluşur.
CISTERN Barometre civasının kabı.

CITRON Ağaç kavunu.Taze meyva halinde yendiği gibi parfüm sanayindede kullanılır.
CIVET LEAVES Misk yaprağı.Keskin kokuludur.Kuru taşınır.
CIVIL COMMOTION Halk ayaklanması.
Günlük zaman.standart ortalama zamanda gece yarısından,gece yarısına kadar
CIVIL DAY olan zaman,gün.
Güneşin bir yerin meridyen transitinden ard arda geçişi arasında kalan
CIVIL TIME zaman.Ülke zamanı.
Günlük tan.Güneş ufkun 6 derece altında iken gözlenen gün ağarması yada
CIVIL TWILIGHT kararması.Sivil tan.
CIVIL YEAR Kullanılan sene.
CLACK VALVE Emme ile açılan,ağırlık ile kapanan kapaklı valf.
CLAIM Talep,iddia,istek.Tazminat talebi
Talep için sigortacıya verilecek belgeler,evraklar.Örneğin:avarya raporu,seyir
CLAIM DOCUMENTS jurnali sureti,tutanaklar vb.
CLAIMANT İddia eden,talep eden,davacı.
1)Kerye,mandal,kilit,mengene. 2)Levha yükleri kaldırmak için kullanılan kıskaç.
CLAMP 3)Bir yanaklı bastika.
CLAPPER Kampana tokmağı.
1858 senelerinde Clarke'ın bulduğu ekvatorda ve kutupda dünyamızın çapı ve
basıklık rakamları.Ekvatorda çap : 20,926.348 kadem,kutupta çap : 20,855.233
CLARK'S FIGURE OF EARTH kadem.Basıklık : 1/294,3.
CLASP HOOK Çifte kanca.

Uluslararası tarafsız kuruluşlar tarafından gemilere verilen


sınıf,değerlendirme.Klas'ın alınması,yaptırılması zorunlu değildir.Ancak
CLASS yaptırılmasında,özellikle uluslararası deniz taşımacılığında sayısız yararları vardır.
Sınıflandırma.Uluslararası klas müesseseleri tarafından saptanmış kurallara göre
geminin yapılması ve durumunu koruması halinde gemiye verilen sınıf.Örneğin; A
CLASSIFICATION 1,100 gibi.
CLASSIFICATION REGISTER Klas müesseseleri tarafından verilen belge.
CLASSIFICATION SOCIETY Klas müessesesi,kurumu,kuruluşu.
CLAUSE Kloz,koşul,madde,hüküm.
CLAW AWAY (OFF);TO Volta yaparak (seyir) karadan kurtulmak,neta olmak.

Page 25
C

CLAY Kil.
1)Can filikasında yüzdürücü tankların konulduğu bölme. 2)Radyasyon yada
CLEADING sıcaklığa karşı kullanılan örtü.

1)Konişmento veya herhangi bir tesellüm makbuzu şerh ihtiva etmezse clean'dir.
2)Patenta clean denilince tatminkardır. 3)Gemi karinası clean denilince deniz
CLEAN yaratıklarından ve yosundan temiz demektir.
CLEAN CARGO Akmayan,kokmayan yük.
Bu deyim standart tip kira anlaşmalarında gemi sahibi aleyhine bir değişiklik
CLEAN CHARTER yapılmadığı anlamına kullanılmaktadır.
CLEAN ON BOARD Yük temiz,hasarsız yüklenmiştir.
CLEAR A SHIP Gelen yada giden bir geminin gümrük işlemi.
CLEAR ANCHOR Demirin neta olarak görünüp gelmesi.
CLEAR AWAY THE ANCHOR Demiri fundoya hazırla kumandası.
Demirleyen bir geminin demir üzerine salması ile bir tehlikeye girmiyeceği veya
CLEAR BERTH başka bir gemi ile çatışmayacağı neta demir yeri.

Neta günler.Yükleme limanında umulan hazır olma tarihin


ihbarında,bildirilmesinde,ilk ve son günlerin saptanmış zamana eklenmiyeceği
CLEAR DAYS koşulu.
CLEAR FOR RUNNING Halat rodasını akması için düzgün bulundurmak.
1)Birbiri üzerine binen veya çapariz alan halat veya demir zincirlerinin
CLEAR HAWSE açılması,neta edilmesi. 2)Zincirlerin birbirine çapariz vermemesi.
CLEAR THE DECK Güverteyi neta etmek
CLEAR THE LAND Sahilden neta geçmek
CLEAR THE VIEW Görüşü neta etmek
CLEAR VIEW SCREEN Devvar cam
CLEAR,TO MAKE Neta etmek
1)Geminin gümrük ve diğer formalitelerinin tamamlanması. 2)Gümrükden temiz
CLEARANCE kağıdı alınması. 3)İki yer yada nokta arasındaki açıklık,aralık,boşluk.
CLEARANCE INWARD Gelen bir geminin gümrük işlemi.
CLEARANCE OUTWARD Giden bir geminin yapılan gümrük işlemi.
CLEARANCE SPACE Ölü hacim.
CLEARANCE VOLUME Boşluk,klerens hacmi.
CLEARANCE,TO ADJUST Boşluk ayarlamak.
CLEARING Gerekli işlemler yapıldıktan sonra geminin limandan hareketi.Çıkış.
CLEARING BEARING Neta geçiş için saptanan kerteriz.
CLEARING LINE Neta geçiş için iki maddenin birleştirilmesinden oluşan kerteriz.

1)Koç boynuzu. 2)Cunda bastikası. 3)Sürme iskelelerde yürüyenlerin kaymaması


için üzerlerine vurulan durdurucular. 4)Havuzda,kızakda bulunan gemilere vurulan
CLEAT payandalar için gemi bordasına vurulan siğiller.
CLEAT STOPS Dümenin belirli bir açıdan daha fazla dönmemesi için konulan durdurucular

CLEAT,HATCH Siğil yuvaları.Ambar muşamba ve tirizleri için ambar mezarnalarındaki kulaklar.


CLIFF Yalçın sahil.
CLINKER 1)Kömür curufu. 2)Kilinker.Öğütülmemiş çimento.
CLINOMETRE Geminin meyil,yalpa durumunu gösteren alet.
1)Bir bumba yada serenin yaımay,çatal ucu. 2)Gemi yapımında iki parçayı
CLIP birleştiren parça.Çektirme köşebendi.
CLOAK CALM Olağanüstü sakin deniz ve hava.
CLOAK WISE Saat yelkovanı yönünde.
CLOSE ABOARD Çok yakın.
CLOSE CHOCK Kapalı kurtağzı.
CLOSE THE LAND Denizden sahile doğru yanaşmak.
CLOSE THE WIND Rüzgar yönüne yakın.
Tokada.Toka.Hoist.Örneğin sancak,işaret flamasını kaldırıldığı yere kadar
CLOSE UP basmak.
CLOSED CIRCUIT Kapalı devre.
CLOSED HARBOUR İnsanlar tarafından yapılmış liman.

Page 26
C

CLOSED PORT Yasak liman,kapalı liman.


CLOSING DATE Geminin kalkış günü
Yaprak (bayrakda).Bayrak şalilelerinin beher enine ve ekine denir.Bayrakların
büyüklükleri genellikle sahip oldukları yaprakların adedi ile anlatılır.Üç
CLOTH yapraklı,beş yapraklı gibi.
CLOUDBURST Çok yağmurlu.
CLOVE HITCH Kazık bağı
CLOVER SEED Yonca tohumu.

CLUBBING Akıntı ve kabarma alçalmaya karşı demirleyerek gemiyi dümenle döndürmek.


1)Tehlike zamanında gemiyi iyi idare edebilmek veya saldırmak için geçici olarak
CLUBHAUL demir atmak. 2)Gemiyi demir üzerinde saldırmak.
Zincir,demirden fora edilerek,bağlama için kullanıldığında,demiri askıda
CLUMP CATHEAD tutabilmek için demir loçası gerisinden uzatılan yan mataforası.
Güverte,ambar veya borda reflektörleri.Aydınlatma için bir tas içinde kullanılan
CLUSTER ampul grupları
CLUTCH Kavrama
CLUTCH LEVER Demir ırgatında feneri dişliden ayıran yada bağlıyan demir,donanım
CLUTTER Radar ekranının merkezinde oluşan eko karışıklığı.
CO LATITUDE Enlem değerinin 90 dereceden farkı (90 - enlem).
COACH WHIPPING Aşınmaya karşı yada süs için façuna yapmak.

İ.F:42/48.Maden kömürü.Isınarak yanmaya elverişlidir.Devamlı olarak sıcaklığı


COAL kontrol edilmelidir.Çıkardığı gaz (Marsh gas) patlamaya neden olabilir.
COAMING Ambar,kaporta ağzı,kenarı,mezerna.
COAMING BAR Ambar ağzını güverteye birleştiren köşebent.
COAMING STIFFENER Ambar ağzı stifneri,kuvvetlendiricisi.
COAST LINE Alçak suda sahil hattı.
COAST WISE Kıyıdan,kıyı boyunca.
COAST WISE (INTRACOASTAL) TRADE Kabotaj denizciliği,taşımacılığı.
COAT 1)Kapela. 2)Boyamada kat. 3)Fistan,kapele muşambası.
COB Taş mendirekle korunan liman.
COCHRANE BOILER Limanda kullanılan küçük dikey kazan.
COCK Musluk.
Demiri gözden çıkarmak.Salya etmek,demiri bosa ile askıda tutmak,demirlemek
COCKBILL için demiri hazırlamak.
COCKROACH Kakalak
COD END Trol ağının sonu.Torba.

CODE OF TRACK Devvar fırtına (siklon) izinin en batı ucu.Evvela kutba,sonra doğuya doğru yönelir.
COEFFICIENT Katsayı,emsal.
COEFFICIENT OF FRICTION Sürtünme emsali
Geminin dedveyt kapasitesi ile yük taşıma kapasitesi arasındaki ilişki.Balya
COEFFICIENT OF LOADING hacminin dedveyte bölünmesi ile elde edilir.

COEFFICIENT OF WATERPLANE AREA Geminin draftındaki çektiği suda kesit yüzeyi emsali.0,7 ile 0,85 arasında değişir.
Gemilerde gerekli olan yerlerde,örneğin yakıt tankı ile kamara,makine dairesi,su
COFFERDAM tankı arasında bırakılan boşluk,bölme.
COFFIN PLATE Kıç kepçe levhalarını omurgaya bağlayan levha.
COFFIN SHIP Denize elverişli olmayan tekne.
COFFIN STERN Kıç ayna.V şeklinde ve düz.Üçgen ayna kıç.
COIL Roda.113 yada genellikle 120 kulaç (220 metre) uzunluğunda olabilir.
COIL,TO Roda yapmak.
COIL,TO UN Roda açmak.
COIR Hindistan cevizi lifi.
COIR MAT Hindistan cevizi liflerinden yapılma hasır.

Page 27
C

İki alçak basınç (depresyon) yada iki anti-siklon arasında kalan semer şeklinde
COL alan.
COLD FRONT Soğuk havanın ilerlerken sıcak havayı iterek beraber oluşturdukları cephe.
COLD SECTOR Depresyon soğuk havasının yer yüzeyine temas ettiği kısmı.
COLD STORAGE Soğuk depolama
COLD STORAGE ROOM Soğuk hava deposu.
COLD STORE Soğuk hava deposu.
COLLAPSIBLE BOAT Katlanabilir filika (portatif).
COLLAR 1)Halka,kuşak. 2)Teleskop yatağı.Sekstant'da dürbünün geçtiği yatak.
COLLARS THRUST BLOCK Pervane itiş gücünü,gemi bünyesine ileten sırast ped yakası.
COLLATERAL Teminat,karşılık
COLLECTION Tahsilat
COLLECTIVE BARGAINING AGREEMENT Toplu sözleşme.
COLLIDE Çarpışmak.
COLLIDED,TO BE Çatışmak,çatışmış olmak.
COLLIERY Kömür madeni,ocak.
Bir optik cihazın optik parçalarının tam hattında olması.Optik ekseni
ayarlama.Herhangi bir ölçme aleti dürbün yada fotoğraf makinesinin optik eksenini
COLLIMATION ince bir şekilde ayarlamak.
Sekstantda,teleskopun optikal ekseninin sekstant düzlemine paralel
COLLIMATION ERROR olmamasından doğan hata.
COLLISION Çatışma,çatma,çarpışma.
Gemi yapım kurallarına göre her gemi başından geriye doğru belirli mesafede bir
çatışma perdesi yapmak zorundadır.Gemi baştan çatıştığı zaman su geçmez olan
COLLISION BULKHEAD bu perde geminin batmamasını sağlar.
COLLISION,ANTI Çatışmayı önleme.
COLLISION,BE IN Çarpışmak.
COLOUR Sancak, bayrak.
COLOUR CHEST İşaret sancaklarının konulduğu dolap.
COMBUSTIBLE Yanabilir,tutuşabilir
COMBUSTIBLE SPONTANEOUS Kendiliğinden yanabilir.
COMBUSTION Yanma.
COMBUSTION
ENGINE,INTERNAL İçten yanmalı makine.
COME ALONGSIDE Yanaşmak,bordaya gelmek.
COME HOME Demirin taraması,virada demirin gemiye gelmesi.
COME OVER Kavança olmak.Shift.Shifting.
COME TO Demire bindirmek.
COME UP 1)Laçka 2)Irgatı ayboci yapmak
COMMERCE Ticaret.
COMMERCE,CHAMBER OF Ticaret odası.
COMMERCIAL INVOICE Ticari fatura

COMMISSION 1)Komisyon. 2)Heyet,yetki belgesi. 3)Bir geminin işe başlaması,işde kalması.


COMMISSION,OUT OF Geminin işden çekilmesi.
COMMISSION,PUT IN Geminin işe başlaması.
COMMISSIONED 1)Muvazzaf. 2)Hizmete girmiş.
COMMODITY Ticari eşya ,yük.
Radarda vericiden gönderilen yayınların alıcıyı etkilememesi için kullanılan
COMMON AERIAL SWITCH anahtar.
COMMON BILL Bkz:Promisory note.
COMMON LAW Yazılı olmayan,uzun zaman uygulamadan doğan kanun.
COMMUTATOR Komütatör.Akım,kutup değiştirici.
COMPANION Kaporta.Kaporta ağzı.
1)Güverte merdiveni.Gemide bir güverteden bir güverteye inen merdiven.
COMPANION ( WAY ) 2)Kamaradan güverteye açılan kapı ağzı.

Page 28
C

COMPANION GRATING Merdiven basamakları.


COMPANION HATCH Kaporta ağzı.
COMPANION LADDER Bkz:Companion (way).
COMPARTMENTS Gemide su geçmez bölme ve kapılarla ayrılmış bölmeler,yerler.
COMPASS Pusula.
Pusula tası.Pusula kartını,sıvıyı,ibrey, taşıyan ve mıknatısi olmayan bir madenden
yapılan ve düşey durumda durması için çemberlerle (yalpalık) sehpaya bağlanan
COMPASS BOWL pusula kabı.
COMPASS BOX 1)Pusulayı koruyan kutu. 2)Pusula kürsüsü.
COMPASS CARD Pusulada 360 dereceye bölünmüş pusula kartı.
COMPASS ERROR Toplam sapma.Deviation,variation toplamı.
Pusula kartının sürtünmesini azaltmak amacıyla sıvı içinde yüzdüren kısım.Pusula
COMPASS FLOAT şamandırası.
COMPASS NEEDLE Pusula ibresi.
COMPASS PIVOT Pusula kartının üzerinde gezdiği mil.Pusula mili.
COMPASS SET Pergel takımı.

COMPENSATING EQUIPMENT Pusula hatalarını düzeltmek için kullanılan mıknatıs çubukları,küreler ve diğerleri.
1)Hasara uğrayan yada zayıflayan gemi parçalarını sağlamlaştırma. 2)Hasar
COMPENSATION tazmini. 3)Pusula düzeltmesi.
COMPETITION Rekabet
1)Verilen bir değeri tamamlamak için gerekli olan miktar. 2)Gemiyi donatmak için
COMPLEMENT gerekli olan para. 3)Gemi mürettebatı.
Karasularına girilen ülkenin baayrağı.Alışılmış olarak nezaketen bu bayrak pruva
COMPLIMENTARY ENSIGN direğine çekilir.
COMPOSITE OF POLICY Birden fazla şirketi ilgilendiren deniz sigorta poliçesi.
COMPOSITION Karışım,terkip (örneğin çeşitli boyalar).
COMPRESSED AIR Basınçlı,sıkıştırılmış hava.
1)Yer basıklığı.Ekvatordan geçen çap ile kutuplardan geçen çapın birbirine oranı:
COMPRESSION 1/297'dir. 2)Sıkıştırma,kompresyon.
COMPRESSOR 1)Irgat zinciri bosası,kaplumbağa.Bkz:Controller. 2)Kompresör.
CON Dümenciye verilen emirlerle gemiyi klavuzlamak,idare etmek.
Bilerek yada bilmeyerek,sigortalının,normal olarak elde edebileceği bilgiyi
CONCEALMENT saklamak,vermemek.
Zenginleştirilmiş cevherler.Sulu,çamur kıvamında yükler.Bakır,kurşun ve çinko
CONCENTRATES genellikle böyle dökme olarak yüklenir.
Zaptedilmenin kanuna uygun olduğu veya geminin sefere uygun olmadığı
CONDEMNATION hakkında verilen karar.
CONDENCER Yoğunlaştırıcı,kondenser.
Ambarda yük üzerinde olan terleme.Özellikle soğuk bölgelerden sıcak bölgelere
CONDENSATION geçişte rastlanır
CONDUCTION Sıcaklığın değme ve sirayet ile yayılması.
CONFECTIONERY Şekerli maddeleri havi yiyecek maddeleri.
CONFINEMENT Hapis.
CONFIRM 1)Sözlü anlaşmayı yazılı hale getirmek. 2)Teyid etmek,doğrulamak.
CONFUSED CURRENT Karışık akıntı.
CONFUSED SEA Karışık sular.

Foul berth.Foul anchorage.1)Kabarma,alçalmada yada rüzgar değişiminde demirli


gemilerin salacak alanı olmayan demir yeri. 2)Kapasitesi yeterli
olmadığından,yükleme yada boşaltma yapmak için gemileri bekleten,yeri olmayan
CONGESTION liman.
CONGESTION SURCHARGE Limanda sıkışıklık için alınan zam.

Kavuşum (kavuşma) konumu.Güneşle ayın yere göre yada güneşle herhangi bir
gezegenin aynı hizada ve aynı yanda bulunduğu konum.Göksel iki cismin aynı
CONJUCTION boylamda bulunduğu konum.Uzanım 0 derecedir.
CONN Bkz:Con
CONNECTING LINKS Zincir parçalarını birbirine bağlamak için kullanılan lokmasız bakla,halka.

Page 29
C

CONNECTION SHACKLE Zincir kilitlerini birbirine bağlayan özel yapılmış kilit.


CONNING 1)Bir geminin rotası,yönü. 2)Gemi idaresi. 3)Dümen kumandaları ve teyidi.
CONSECUTIVE DAYS Devamlı günler.Bu deyim devamlı ard arda 24 saatlik günleri ifade eder.
CONSIGNEE Yükün gönderildiği kimse.Emrine gönderilen.
CONSIGNMENT Yükün gönderilmesi
Yollama klozu.Geminin giriş ve çıkışları için donatanların mı,yoksa kiracıların mı
CONSIGNMENT CLAUSE acentelerine yollanacağı,anlaşmaya bu kloz ile konulur.
CONSIGNOR Konişmentoda yazılı gönderen.
CONSORTSHIP Donatanların yapmış olduğu yardımlaşma ve kazanç ortaklığı.
CONSPIC Conspicous - belirli nin kısa yazılışı
CONSTANT Değişmeyen faktör,sabit değer.
CONSTANT BEARING Gemi hareket ettiği halde değişmeyen kerteriz.
Pusulanın baş kıç hattı üzerinde olmaması yada geminin sancak,iskele
parçalarının eşit yapılmaması nedeni ile manyetik pusulada oluşan değişmez
CONSTANT DEVIATION sapma.
CONSTELLATION Takım yıldız.
Buna Builder's Policy de denir.Gemi yapım halinde iken olabilecek risklere karşı
CONSTRUCTION POLICY yapılan sigorta poliçesi.Gemi havuzlanınca da kullanılır.
Hükmi tam ziya.Kurtarma tamir giderlerine değmeyen,diğer bir deyimle
kurtarılmasında yarar umulmayan kazazede gemi yada yükün,eşyanın durumu ve
CONSTRUCTIVE TOTAL LOSS hakkında verilen karar.

Hasarlı yüklerin tamamen kayıpları kaçınılmaz olması nedeni ile fiilen makul
olarak terkedilmesi yada kurtarılarak eski haline getirilmesi ve belli olan varma
yerine varması için gerekli olan masraflar yüklerin değerini geçmedikçe hasarlı
CONSTRUCTIVE TOTAL LOSS CLAUSE yüklerin C.T.L.
CONSUL Konsolos.
CONSULAGES Konsolosluk ücreti ve masrafları.
CONSUMER Tüketici
CONSUMER GOODS Tüketim maddeleri
Deniz sigorta poliçelerinde bulunan bu koşul ile çatışmadan doğacak hasarların
CONTACT CLAUSE ödeneceği kabul edilir.
Makine yağı veya akaryakıta su veya yabancı maddelerin karışması.Melez
CONTAMINATION yapması.
CONTENT MARK Yük üzerine vurulan ve içindekileri bildiren marka.
CONTINENTAL POLAR Karasal soğuk
CONTINENTAL SHELF Kıta sahanlığı,eşiği.
CONTINGENT LIABILITY Muhtemel sorumluluk.
Devamlı güverte.Ambar ağızları,makina kaportaları gibi açıklıklar hariç olmak
CONTINOUS DECK üzere,gemi boyunca sürekli olarak devam eden güverteler.

Devamlı sörvey.Gemi klas kurumlarının 4 senelik özel sörveyleri için uyguladıkları


yöntem.Örneğin her sene %25 makine sörveyi gibi.Bu yöntemle,4 sene sonra
yapılacak makine sörveyi için makine tamamen sörvey edilmiş olur ve zaman
CONTINOUS SURVEY kaybetmenin önüne geçilir

Devam klozu.Zaman deniz poliçelerine konulan bu kloz ile geminin sigortalandığı


CONTINUATION CLAUSE zamanın bitiminde belirli bir zaman daha sigortasının devamı sağlanır.
Alabandadan alabandaya,yan yana istif edildiğinde fıçı,varil gibi yükler arasında
CONTLINE kalan boşluk.
CONTRABAND Kaçakçılık
CONTRABANDIST Kaçakçı
CONTRACTOR Taşıyıcı,müteahhit.
CONTRACTUAL LIABILITY Anlaşma sorumluluğu.
CONTRACTUAL LIEN Anlaşmadan doğan hapis hakkı,tedbir.
Sigorta hamilinin bir ziyanın tamamını yada bir kısmını ödemesi yada ödeme
CONTRIBUTION mükellefiyeti,zorunluluğu.
CONTRIBUTION CLAUSE İştirak klozu,koşulu.
CONTRIBUTORY Gareme.Ödemeye katılma.
CONTRIBUTORY NEGLIGENCE Kazanın doğrudan doğruya meydana gelmesinde amil olmayan ihmal.

Page 30
C

CONTRIBUTORY VALUES Müşterek avaryada garemeye katılan değerler.

CONTROLABLE PITCH PROPELLER Piçi,hatvesi,kanat açıları ayarlanabilen pervane.

Kaplumbağa.Cable holder.Clamping.Chain controller.Bow stopper.Göz demiri


loçalarının biraz gerisinde,demir loçası ile zincir loçası arasında bulunan ve zincir
baklalarını içine alacak şekilde yapılmış bulunan demir zinciri bosası.Buma Kapon
CONTROLLER da denir.
CONTROLLING DEPTH Bir demir yerinde yada kanaldaki en az derinlik.
Sıcaklık,basınç nedeni ile havanın yükselip alçalması.devir daim ve intikal.Dikey
CONVECTION hava akımı.
Sıcaklığı göçürme yağmuru.Tropikal bölgelerde ısınarak yukarı yükselen nemli
CONVECTIONAL RAIN havanın yoğunlaşması.
Uygun hız,sürat.Sefer anlaşmasında yüklemenin bitiminden sonra geminin uygun
hızla varış limanına gideceği koşulu.Bu deyim "With all reasonable speed-Bütün
CONVENIENT SPEED makul hızla" halindede olabilir.
Meteorolojide kullanılan bir deyim olup bir yere çıkandan fazla hava girmesi
CONVERGENCE olayıdır.
CONVERSION Değişikliklerle,ilavelerle geminin klasını değiştirmek.
Bir markator haritasında rhumb line rotasından büyük daire rotasına geçilirken
CONVERSION ANGLE veya ters durumda ortaya çıkan fark.
CONVEX IRON Bir yüzü düz diğer yüzü düz bombeli profil,lama.
COOKERY Aşçılık,mutfak işleri.
COOKING UTENSIL Mutfak eşyaları,aletleri.
COPAL Vernik
COPPER Bakır.
COPPER PACKING Bakır conta.
COPPER WASHER Bakır conta.

Konişmentoya " Not responsible for loss of weight through evaporation or for
deterioration through inherent vice of properties - Buharlaşmadan ötürü ağırlık
kaybından yada yükün kendi kusurundan (zati ayıp) ötürü bozulmasından
COPRA sorumluluk kabul edilmez.
CORAL Mercan kayası.
CORK Mantar.
CORK JACKET Mantar can yeleği.
CORK LIGHT TRIM Geminin çıkarılabilir bütün takımlarının gemiden çıkarılarak hafifletilmesi.
CORKING BUOY Mantar can simidi.
CORMORANT Karabatak kuşu.
Radarda şamandıraların görülebilmesi için şamandıralar üzerine konulan metal
CORNER REFLECTOR yansıtıcı,reflektör.
Pusuladaki deviation ve meyil hatalarını düzeltmek için pusulada kullanılan
CORRECTOR MAGNETS mıknatıs çubukları.
CORROSION Korozyon,paslanma,aşınma.
Elektrolitik korozyon,yenme.İki ayrı cins maden arasında,elverişli bir
CORROSION ELECTROLYTYC ortamda,oluşan elektrik akımının madeni yemesi,oyması,aşındırması.
CORROSION RESISTANT Paslanmaz.
CORROSIVE Aşındırıcı,paslandırıcı,karıncalandırıcı.
CORRUGATED IRON Kıvrımlı demir.
CORSAIR Korsan,korsan gemisi.

CORUNDUM Korindon.Elmasdan sonra en sert maden cevheri.Zımpara yapımında kullanılır.


COSMICAL Güneşle beraber doğup batan gök cismi.
COST Fiyat,değer,bedel.
COST AND FREIGHT(C&F) Mal bedeli+nakliye
COST OF LIVING Hayat pahalılığı

Fiyat,sigorta ve navlun dahil bir malın gönderilmesi istenilen yerdeki değeri.Diğer


COST,INSURANCE FREIGHT(CIF) bir deyimle yük bedeli,navlun ve sigorta priminin satıcıya ait olduğu belirtilir.
COTIDAL Kabarma alçalmaların aynı zamanda olduğu yerler.

Page 31
C

Kabarma alçalmaların aynı zamanda olduğu yerlerin haritada birleştirilmesinden


COTIDAL LINES oluşan hat.
COTTER PIN Çatal pim.

Pamuk.Yangın tehlikesi nedeniyle pamuk yüklemek,taşımak ve boşaltmak büyük


dikkat isteyen bir yüktür.Yüklerken yangın söndürücü donanımlar
hazırlanmalıdır.Yaş pamuk kızışma yapabilir.Pamuk yağlı maddelere temas
COTTON ettiğinde tehlike yaratabilir.Balyası ıslak,
COTTON CAKE Pamuk tohumu,ciğit küsbesi.
COTTON FITTED WITH Pamuk taşımaya elverişli gemi.
COTTON FORM O Pamuk taşımak için yapılmış tip anlaşma.
COTTON SEED Çiğit,pamuk çekirdeği.
COTTON SEED CAKE Pamuk çekirdeği,çiğit küsbesi.
COULOMB Elektrik miktarı birimi.Amper/saniye.
COUNSEL İngilterede dava vekili,davayı savunan.
1)Çene hattı ile su hattı arasında kalan kısım.Kıç kıvrımı,kuruz,kepçe.
COUNTER 2)Sayaç.Devir sayısı (torna) göstergesi.
COUNTER PLEA Davada karşı cevap.Savunma.
COUNTER SEA Esen rüzgara karşı olan denizler.Ters denizler.
COUNTER SHAFT Ana şaft ile ana makine arasındaki şaft.
COUNTER SIGNATURE Tasdik,onay imzası.
Birbirine paralel fakat ters yönde hareket eden iki eşit kuvvetin doğurduğu
COUPLE çevirme.
COUPLING Kavrama.Hareket eden 2 cismi birbirine bağlayan eleman,donanım
COUPLING BAR Kavrama kolu.
COUPLING FRICTIONAL Sürtünme kavraması.
COUPLING GEAR Kavrama dişlisi
COUPLING PIN İki elemanı birbirine bağlayan mil.
COUPLING,BOX Maşon kavrama.
COUPLING,RIGID Rijit kavrama.
COURSE,TO ALTER THE Rotayı değiştirmek.
COURSE,TO SET THE Rotayı tayin etmek,rotaya almak
COURSE,TO SHAPE Rota vermek,rota çizmek
COURT Mahkeme
COURT BOND Mahkeme kefaleti.
COURT OF APPEAL Üst mahkeme.Temyiz.
COURTESY VISIT Nezaket ziyareti.
Küvertür pusulası.Sigortacıların sigorta edilecek için ilk saptadıkları risk oranı ve
COVER NOTE koşullar.Poliçe buna göre yapılır.
COVERAGE Küvertür.Sigorta teminatı.
COWL Manika
CRAB 1)Küçük taşınabilir vinç. 2)Kriko.
CRACK Saç çatlaması

CRACKING Ham petrolü kulede (Cracking tower) ısıtarak çeşitli petrol ürünleri elde etmek.

1)Gemi yapımında baş ve kıç için kullanılan kızak,çatma,beşik. 2)Gemi havuzda


CRADLE iken gemi bordasını boyama işlerinde kullanılan iskele. 3)Kalastra.
CRAFT Tekne.Taşıt.
Deniz sigorta poliçesinin yük klozu.Yük gemiden laytere,sala yada başka tekneye
yada ters durumda transit durumda bırakıldığı hallerde de küver (teminat)
CRAFT CLAUSE edilebilmesi için bu kloz kullanılır.
CRANAGE 1)Kreyn (vinç) ücreti. 2)Kreyn teçhizatı.
CRANE,GANTRY Gezer sehbalı büyük sahil,rıhtım vinci.
1)Yapılışı yada yük istifi nedeniyle zayıf dengeli (small stability) gemi.
CRANK 2)Pistonlardan gelen hareketi şafta ileten kol.
CRANY Yarık,çatlak.
CRAWL 1)Bir çeşit yüzme. 2)Dalyan.

Page 32
C

CREDIT Alacak
1)Sahilden içeri giriş. 2)Nehirin kısa kolu. 3)Gümrük kurulacak kadar önemli
CREEK olmayan sahil kasabası.

1)Batık bir cismi,dört kollu bir (grapnel) demir ile deniz dibini tarayarak aramak.
CREEP 2)Basınç altında bir metalin devamlı ve yavaş yavaş deforme olması.
CREPUCULUM Ufka paralel ve 18 derece altına kadar tan dairesi.

CRESCENT 1)Hilal,Ayça.Yeni aydan ilk dördüne kadar ayın görünüşü. 2)Mataforanın şekli.
CRINGLE Halat matafyon.
CRINGLE SCORE Radansa oluğu.
Bir elemanın sürekli yada kalıcı şekil değişimine uğrayabileceği veya tahrip
CRITICAL LOADING olabileceği tehlikeli yükleme hali.
Gemi havuzlanırken havuz iskemlelerine keel block değmeye başladığı,başlangıç
CRITICAL PERIOD dengesini kaybettiği an.
1)Türbin devrinin,türbin şaftının titreşimine eşit olması hali. 2)Makine devrinin
CRITICAL SPEED gemi titreşimine sinkronize olduğu an.
CROP AND FAIR Deforme olmuş parçayı yerinden çıkarıp düzeltmek.
Gemi çiftelediğinde,180 derece dönerse zincirleri birbiri üzerine
CROSS binmesi,dolaşması.Çapariz olması.
Çapraz eğriler.Deplasmana ve doğrultucu momente dayanan ve herhangi bir
CROSS CURVES depasmanda dengeyi gösteren diagramatik eğriler.
CROSS EYE Kuruz kasa.
Birbirleri ile kesişen iki çelik tel yada bitkisel halatı bağlamak için kullanılan çelik
CROSS GRIP kelepçe.Kerye.
1)Rüzgarın ters yönünde giden dalgalar. 2)Ayrı ayrı yönlere hareket halinde olan
CROSS SEA denizlerin karışımı.
CROSS SPALL Postaları geçici olarak yerinde tutan kiriş.

CROSS TIE PLATES Stern Tube etrafını kuvvetlendirmek için vurulan sağlamlaştırıcı levha parça.
CROSS WIND Geminin rotasına yada denizlere ters,aykırı esen rüzgar.
CROSSING THE LINE Ekvatoru geçiş.
CROTCH Bumbayı tutan çatal çubuk,yastık.
CROW BAR Sivri uçlu manivela.
CROW'S NEST Çanaklık.Baş direkteki gözcü yeri kargalık.
CROWFOOT Kazayağı
CROWN Demirin memesi
CROWN OF THE TANK Tankın en üst noktası
CRUISER STERN Karpuz kıç.
Tekrar yakıt,su vb. almadan bir teknenin belirli bir hızla seyredebileceği en çok
CRUISING RADIUS mesafe.
CRUISING SPEED Ekonomik sürat.
1)Demir yatırma.Başta ve kıçta olan bu çelik parça buradaki kaplamaları birbirine
bağlar. 2)Bumba yastığı,ayağı.Çatal puntal. 3)Yarımay ıskarmoz. 4)Payanda
CRUTCH (havuzda).
CUBIC CAPACITY Gemi iç hacminin kübik kadem olarak ölçülmesi.
CUBIC FOOT Kadem küp.
CUBIC INCH Pus küp.16,387 cm küp eşiti.
CUBIC MEASUREMENT Beher 40 kadem küp 1 ton kabul edilerek yapılan ölçme ve uygulama.
CUBIC MEASURES Hacim ölçüleri.
CUBIC METER Metre küp.
CULAGE Bir geminin dokta tamir için bulunması,yatması.
CULINARY Mutfak yada aşçılığa dair.
CULTING Lumbarağzı.

CUMULATIVE CLAIMS Bazı hallerde muafiyet altında kalan özel,hususi avaryalar toplanarak alınabilir.

Page 33
C

Kömür kira anlaşmalarında gemi sahibine gemisinin hazır olabileceği tarihler


kadar hak verilmesine karşılık kiracıların geminin geç kaldığı gün kadar yükleme
CUMULATIVE HOURS zamanı elde ederler.
CUMULO CIRRO STRATUS Karışık şekilde bulut.Buna gök gürlemesi bulutu da denir.
Ağır ve yüksek bulutlar.Bazen tepede örs şeklinde olur.Yağmur,şimşek ve gök
CUMULONIMBUS gürültülü olup koyu görünüşlüdür.
Yoğun bulutlu ve şekilli olup orta yüksekliklerde bulunur.Karnıbahar
CUMULUS görünüşündedir.
CURRENCY Piyasadaki para

Deplasman eğrisi veya sephiye eğrisi denir.Arşimet prensibine göre,bir sıvı


içersine batmış bir cisim bu sıvı tarafından sıvı içersine batmış kısmının hacmine
CURVE OF BUOYANCY eşit hacimdeki sıvının ağırlığına eşit bir kuvvetle aşağıdan yukarıya doğru itilir.
CURVE OF CENTER OF GRAVITY OF
WATERPLANE Su hatları alan merkezleri eğrisi.

Su hatları alanları merkezleri eğrisi veya yüzme merkezi eğrisi olarak bilinir.Su
hattı alan merkezi geminin boy istikametinde yapacağı trimlerde dönme
CURVE OF FLOATATION merkezidir ve bu nedenle yüzme merkezi olarak bilinir.
Yük eğrisi.Sephiye eğrisi ile ağırlık eğrisi arasındaki farklar gemi boyunca çizilirse
CURVE OF LOAD yük eğrisi elde edilir.

Direnç eğrisi.Gemilerin değişik süratlerde seyretmesi halinde sudan görecekleri


dirençlerde değişik olacaktır.Genellikle sürtünme direnci ve viskoz direnç diye iki
kısımda hesaplanan bu dirençlerin toplamının hıza karşı çizilmesiyle direnç eğrisi
CURVE OF RESISTANCE oluşur.
CURVE OF RIGHTING ARMS Doğrultma kolları eğrisi.Curve of statical stability eğrisindedir.
Denizde seyreden gemilerin değişik yükleme koşullarındaki dengesini gösteren
CURVE OF STABILITY eğri.
Gemilerin belirli bir deplasmanda ve çeşitli meyil açılarındaki statik stabilitesini
gösterir.Yatay eksende meyil açıları,düşey eksende doğrultucu moment kolları
CURVE OF STATICAL STABILITY alınarak çizilir.
Bir pus batırma tonu eğrisi.Geminin paralel olarak bir pus batması için deplasman
CURVE OF TONS PER INCH IMMERSION artışıdır.

CURVE OF VERTICAL CENTER OF Yüzücülük merkezinin düşey doğrultudaki mevkii olup genellikle KB simgesi ile
BUOYANCY gösterilir.Diğer bir deyişle sephiye merkezinin omurgadan olan yüksekliğidir.

Gemi boyunca tekne,makine ve teçhizat gibi sabit ağırlıkların parabol veya trapez
tarzında çizilmesi ve bunun üzerine konumşarına uygun olarak diğer yüklerin
uygun biçimde yerleştirilmesiyle belirli bir yükleme koşulundaki ağırlık eğrisi elde
CURVE OF WEIGHTS edilir.
CUSTOM CUSTODY Gümrük nezaretinde,muhafazasında.
CUSTOM TREATY Gümrük anlaşması.
CUSTOMARY AVERAGE Muafiyetin özel avarya halinde uygulanacağı hususunda koşul.
Sigortacı tarafından yapılacak ödemede yapılacak alışılmış indirim.Örneğin eski
CUSTOMARY DEDUCTION yeni farkı gibi.
CUSTOMARY DESPATCH Mutad,alışılmış çabuklukla.
CUT AND RUN Palamarları kesip süratle uzaklaşmak.
1)Kabarma alçalmada yüksek suyun alçak suya dönüştüğü zaman yüksek su
yüksekliği. 2)Sürme iskele verebilmek için vardavele ve puntellerin kaldırılabilir
CUTTING portatif olması.
Çevrim.Yeni,devamlı,art arda ve düzenli bir biçimde olan değişme.Bir başlangıç
durumundan sonra değişmelere uğradıktan sonra yeniden ilk durumuna dönen
CYCLE olay.
CYCLE,LUNAR Ay ın 10 senelik devri.
CYCLE,SOLAR Güneşin 28 senelik devri.
CYCLE,TWO İki zamanlı.
CYNANIDE,HYDROGEN Gemilerde fare ve diğer haşaratı öldürmek için kullanılan zehirli gaz.
feshedebileceği hakkı,kabul edilmiş olur.
işlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Page 34
C

habbecikleri aniden patlayarak malzemenin yenmesine sebep olurlar.Pervane


verimi ve sevk açısından çok önemli bir olaydır.Pervane kanatlarında ve santrifuj
pompa kanatlarında oluşan aşınma olayı.
4)Neta,ıskarça,iyi demir tutan güvenilir demir yeri. 5)Charter party clean denilince
navlundan herhangi bir komisyon indirimi olmadığı anlamına gelir.
yani Constructıve Total Loss sayılmayacağı hakkında kloz.

bozuk,yırtık,markası okunmayanlar yüklenmemelidir.Pamuk yangını çıktığı zaman


her taraf iyice kapatılarak yangının hava ile olan teması kesilmelidir.Yangını
söndürmek için devamlı stim kullanılmalı,su kullanılmamalıdır.
Sephiye kuvveti dediğimiz be kuvvet denge şartı dolayısıyla geminin ağırlığına
eşittir.Su kesimine karşılık çizilmiş deplasman eğrilerinden,çeşitli su
çekimlerinde,gemi deplasmanı bulunur.

Page 35
D

D/A(DOCUMENTS AGAINST
ACCEPTANCE Kabul kredisi
D-SHACKLE Kenarları birbirine paralel olan kilit.
D.O.P. Dropping of outward pilot.
Declines to give - kısa yazılışı.Bu deyim kaptan tarafından gemi adamı için verilen
D.R. olumsuz raporu ifade eder.
1)Denize gemi indirmelerde kızak payandalarını sağlamlaştırmak için kullanılan
DAGGER küçük ağaçlar. 2)Gemi postalarına içerden vurulan bağlar.
DAILY RATE Günlük kronometre hatası
DAILY RUN Bir günde alınan mesafe.

Hasar ödenmez (Free of damage absolutely).Hasarın ödenmeyeceği hakkında


sigorta poliçelerine konulan koşul.Bu koşul altında yapılmış poliçe ile müşterek
DAMAGE ABSOLUTELY FREE avarya (büyük avarya) kurtarma masrafları,çatışma masrafları vb. ödenmez.
DAMAGE LIENS Çatışma,çatmadan doğan ihtiyati haciz,tedbir.
DAMAGE,INDIRECT Dolaylı hasar.
DAMAGE,RECEIVE Hasara uğramak
DAMAGE,SUFFERED Hasara uğramak
DAMAGE,SUSTAINED Hasara uğramak.Uğranılan hasar
DAMAGES FOR DETENTION Alıkonulmadan doğan zararlar.
DAMP 1)Nem. 2)Havayı azaltarak ateşin yanmasını ağırlaştırmak.
DAMP AIR Çok nemli hava.Havada rutubetin %85'i bulduğunu ifade eden bir deyim.
DAMPED MOTION Sönümlü hareket.
DAMPER 1)Baca kapağı,baca şapkası. 2)Manika kapağı.

Sönüm.Denizde çeşitli hareketler yapan bir gemiye,gemi ve ortamın karşılıklı


ilişkileri nedeniyle,etkiyen ve bu hareketleri önlemeye,azaltmaya çalışan dış
DAMPING etkenler.
DANGEROUS QUADRANT Siklonik bir fırtınanın ön tarafının yarısı.
DATUM Verilen seviye.
DAVIT Matafora
DAVIT FALL Matafora palangası
Filika mataforalarında askıda bulunan filikaların mataforalara dayanıp yada
çarparak hasara uğramaması için mataforalar arasında filika küpeştesi hizasında
DAVIT GRIPPING bulunan ve üzerinde usturmaça olan çubuklar.
DAVIT,LUFFING TYPE Palangalı matafora.
DAWN Sabah,gün ağarması.
DAY MARK Gemşilerin uluslararası kurallara göre gündüz gösterdikleri özel işaretler.
DAY OF SPRING Fecir,doğan güneş.
DAY SOLAR 24 saat.Arzın tam devir yaptığı müddet.
DAY STAR Sabah yıldızı.Venüs.
DAYBREAK Seher vakti,gün ağarması.
DAYS OF GRACE Mehil.Anlaşmadaki günlerin ve tarihin dışında verilen günler.
DEAD AHEAD Tam pruvada.
DEAD ASTERN Tam kıçta.
DEAD IN THE WATER Gemi durur vaziyette.
DEAD LIGHT Lumbuz kör kapağı
DEAD LINE Bir geminin güvenle seyredebileceği,harita üzerindeki hat.
DEAD NEAP Kabarma alçalmada ölü yüksek suyun en alt değeri.
DEAD ON END Rüzgar tam pruvada.
Teknenin omurgadan itibaren sintine dönümüne kadar yapmış olduğu
DEAD RISE yükselme.Dip veya karina kalkımı.
DEAD WIND Geminin rotasına ters yönde esen rüzgar.
DEADEN THE SPEED Yol kesmek,yolu yavaşlatmak,ağırlaştırmak.
DEADFLAT 1)Geminin geniş yerindeki orta posta.Mastori posta. 2)Devamlı orta kesit.

DEADWEIGHT RATIO Yararlı yük kapasitesinin (ton olarak) yükleme draftının,maimahrecine oranı.

Page 36
D

DEBARKATION Gemiden çıkma.


DEBIT Borç
DECIPHER Şifreyi çözmek.
DECK HEAD Tavan (ambar yada kamara tavanı)
DECK OUT Donatmak.
DECK PIPE Irgat zincirlik loçası
DECK RAILING Vardavele.
DECK SPRINKLER Güverte yağmurlama sistemi.
Güverte alabanda levhası.Ağız kuşağı levhası (sheer strake) ve postalarla
güvertede birleşen ve güverte saçlarından daha kalın saç levhalar,boyuna levha
DECK STRINGER kirişler.
DECK TURTLE Güverte sırtı.
DECK UP Güverteye yığmak

Gök cisminin meyli,yükselimi.Gök cisminin,gök küresinde ekvator düzlemine göre


DECLINATION açısal uzaklığı.Başka bir deyimle gök cisimlerinin gök küresindeki enlemleri.
Güneş ve ayın yükselimlerinde (meyil) olan değişikliklerden dolayı kabarma
DECLINATION INEQUALITIES alçalma yükseklik ve aralarında olan değişmeler.
DECODE,TO Kodu açmak.
DEDUCTIBLE AVERAGE İndirimli avarya.Gemi poliçelerinde muafiyet maddesi.
Ölçmelerde gros tonaja girmekle beraber yük taşımaya elverişli olmayan yerlerin
DEDUCTIBLE SPACES çıkarılması.
DEEP Genişletilmiş,derin posta yada stringer.
DEEP FRAME Derin posta.Normal postadan %50 daha kalındır.
Çatışma perdesi gibi ek kuvvetlenme isteyen yerlerde postaların arasına konulan
DEEP FRAMING derin postalar.
DEEPEN Derinleştirmek.
DEFAULT MANAGEMENT İdari kusur.
Tahıl taşımalarında kullanılan bu kloz ile navlunun boşaltmada tartı üzerinden
DEFICIENCY CLAUSE ödeneceği kabul edilir.
DEFORMATION Şekil,biçim değiştirme.
DEKAD Meteorolojide 10 günlük müddet,zaman.
DELETION Sicilden düşme.
DELETION CERTIFICATE Sicil terkin belgesi.Satışta gemi sahipliği iptal belgesi.

1)Teslim. 2)Kurtarmada,gemi kurtarıldıktan sonra kabul edilebilir durumda


ise,geminin sahibine teslim edilmesi. 3)Yükün ambara girmesi (The grain delivers
DELIVERY into the hold-Hububat ambara giriyor,dökülüyor gibi). 4)Verici ağız.
DELIVERY ORDER Yükün istenilene verilmesi için düzenlenen teslim ordinosu.
DELIVERY PIPE Verici boru,çıkış borusu.
DELIVERY,DELAY IN Teslim gecikmesi.
DELIVERY,ON Teslimde.
DELIVERY,SHORT 1)Kısa zamanda teslim. 2)Eksik teslim.
DEMISE CHARTER Bareboat charter.
DEMOLISH Gemi bozma,parçalama,hurdacılık.
Sürastarya.Demoraj.Geminin yükleme yada boşaltma için anlaşılan günlerin
DEMURRAGE (Laydays-astarya günleri) aşılması ve bunu için verilen tazminat
DEMURRAGE CLAUSE Sürastarya günlerinin ne kadar olabileceğini belirten kloz.
DENSE FOG Yoğun sis.
Depozito makbuzu.Müşterek avarya talebine karşı yükün alıcısından alınan para
DEPOSIT RECEIPT için verilen teminat akçesi makbuzu.
DEPOSITION Yeminli,yazılı ifade.
DEPRECIATION Eskime,değerden düşme,amortisman.
1)Görünen ufuk ile hakiki ufuk arasındaki fark. 2)Dışarıya göre içerdeki düşük
DEPRESSION barometrik basınç alanı.
DEPRESSION OF WET BULB Islak barometre ile kuru barometre arasındaki fark.

Page 37
D

Bir cisimden olan uzaklığı bulmak için ufuk ile cisim arasındaki açı ve gözlemcinin
DEPRESSION,ANGLE OF yüksekliği arasındaki formül.
DEPTH,TO GET OUT OF ONE'S Suda ayağın yerden kesilmesi.
DERATIZATION Gemilerde fare öldürme işlemi.
DERRICK GIN BLOCK Bumba cunda bastikası
DERRICK GOOSENECK Bumba topuğu fırdöndü kilidi.Kazboynu.
DERRICK POST Dikme.Dik vento,mantilyanın bağlandığı direk.
DESCEND Alçalma.
DESERTER İzin almadan gemiden ayrılan ve dönmeyen gemiadamı
DESERTION İzin almadan gemiden ayrılış ve dönmeyiş
1)İşde çabukluk 2)Göndermek,sevketmek 3)Yükleme,boşaltmada kazanılan
DESPATCH zaman.Dispeç. 4)Avarya bölüştürülmesi.
DESPATCH,WITH ALL Mümkün olan çabuklukla
DESPATCH,WITH CUSTOMARY Alışılmış,mutad çabuklukla
DETACHED DUTY,ON Uzun süreli geçici görev
DETACHED FROM,TO BE Görevinden ayrılmak.
DETENTION Geminin yetkililer tarafından limanda tutulması
DETERIORATE Havanın,yükün bozulması,fenalaşması
DETERMINATION Bir mevkiin yada istenilen bilginin tam saptanması.
DETONATION Vuruntu
DEVELOPE A LEAK Su etmek.
DEVELOPE A LIST Meyletmek.
DEVIATION Sapma
DEVIATION CLAUSE Geminin belirtilmiş limanlardan başka limanlara uğramasına izin veren kloz.
DEVIATION OF THE WIND Rüzgar sapması.İzobarların yönü ile rüzgar yönü arasındaki fark.
DEVICE Tertibat
DEVIL'S CLAW Domuz tırnağı.Demir zincirini bosalamak için kullanılır.
DEVIL'S TO PAY AND NO PITCH HOT Hazırlığı olmayan fakat yapılması gerekli olan iş.
DEW Çiy,nem
DEWATER Suyunu boşaltmak,kurutmak
DIAGONAL Çapraz.Bir cismi meyilli olarak kesen hat
DIAMETRAL PLANE Bir kürenin büyük dairesi.
Gemi yapımında elemanların bağlanmasında kullanılan baklava şeklinde saş
DIAMOND PLATE levha,bağ levhası.
Ayırma levhası,plakası.Üst güverte ile üzerine inşa edilen yükseltilmiş güverte
DIAPHRAM PLATES arasına konulan saç levha.
DIELECTRIC Elektrik geçirmez
DIFFERANTIAL BLOCK Caraskal.
DIMENSIONS Geminin ölçüleri : Boyu,eni,derinliği.
DIMINISHING CLAUSE İndirim klozu.

1)Gözlemcinin göz yüksekliğinden geçen yatay düzlemi ile görünen ufuk


arasındaki açı. 2)Bayrağı kısa mesafede selam yada işaret için indirmek,ve tekrar
toka etmek. 3)Yüksekliğin azalmaya başlaması. 4)Bir halatı bir engelin altından
DIP geçirmek.
Mezestre,toka edilmemiş,yarı halde.Herhangi bir şeyin yerine tam sürülmeyip
DIP,AT THE yarıda bırakılması.
DIPPER Çamçak
Dünyanın hareketi ve güneşin görünen hareketi.Bütün gezegenler bu şekilde
DIRECT MOTION hareket ederler.
DISABLE Kumandadan,hareketten aciz
DISBURSMENT Masraf.Acenta tarafından yapılan masraflar,giderler.
Bu koşul ile anlaşmaya varılan tekne ve makine değeri üzerine hangi ek sigortalara
DISBURSMENT CLAUSE izin verileceği belirtilir.
Acenta tarafından yapılan masraflardan hemeh hemen bir kural olarak %2,5
DISBURSMENT'S COMMISION komisyon alınır.
1)Yük boşaltma. 2)Makina soğutma suyunun bordadan çıktığı ağız. 3)Borç
DISCHARGE ödemek.İbra etmek. 4)İşten çıkarmak.

Page 38
D

DISCREPANCY Anlaşmazlık
DISEMBARK Gemiden çıkmak,karaya çıkmak.
DISENGAGING GEAR Filika kanca kurtarma tertibatı.
DISHED PLATE Kıç ve baş bodoslamaları omurgaya bağlıyan U profil.
DISMAST Geminin direğini çıkarmak.Direksiz kalması,kırılıp denize gitmesi.
DISOBEY Emir dinlememek,itaat etmemek.
DISPATCH(TO) Sevk etmek

Belirli bir durumda yüzen bir geminin taşırdığı suyun hacmi,miktarı.Ton geminin ve
içindekilerinin ağırlığıdır.Hacim ise geminin batan kısmının hacmidir.Diğer bir
DISPLACEMENT deyimle,deplasman yüzen bir teknenin yer değiştirdiği suyun ağırlığıdır.
DISPLACEMENT CURVE Değişik draftlarda deplasmanı gösteren eğri.
DISPLACEMENT,COEFFICIENT OF Bkz:Block Coefficient.
Gemi işletme müteahhidi.Kendisinin olmayan bir gemiyi kendi adına yada kaptan
DISPONENT OWNER marifetiyle işleten kimse.T.T.K.:980-981
Boşaltma limanından başka bir limana yük boşaltıldığı takdirde talep edilecek ek
DISTANCE FREIGHT navlun.
DISTILLER Stimi suya çeviren aygıt.
DISTILLING PLANT Stimi suya çeviren aygıt.
DISTORTION OF CHART Haritanın çekme,kırışma vb. nedenlerle şekil değiştirmesi.
DISTRAINT Borç karşılığı gemi yada eşyanın yasal haczi.
DISTRESS Tehlike içinde ve yardım talep etme durumunda olmak.
DISTRESS CARGO Özelliği nedeniyle yüksek navlunla yüklenen yük.
Zaruret navlunu.Gemide boş kalan yerlerin doldurulması için düşük navlunla yük
DISTRESS FREIGHT alınması.
DISTURBANCE Denizin dalgalanması.Havanın bozulması.
DITCH Denize mal atmak.
DIURNAL Günlük,günde bir kez olan
Günlük sapınç.Yerin dönme hareketinden,deviniminden ileri gelen ışık sapması
nedeniyle gök cisminin konumunda olan görünen yanlışlık,yer
DIURNAL ABERRATION değiştirmesi.Ekvatordaki bir gözlemci için bu sapma 0,32 dir.
Dünyanın günlük hareketi nedeniyle gök cisminin gökde çizmiş olduğu zahiri
yay.Güneşin gökküresinde bir gün boyunca çizdiği çemberin gözerimi (çevren)
DIURNAL ARC üstünde kalan parçası.
Dünyada bakıldığı zaman gök cisminin hareket halinde olduğu kanısıyle göksel
DIURNAL CIRCLE dışbükeyde çizdiği daire.
Kabarma alçalmada tahminen azami değere günde bir defa varılan kabarma
DIURNAL COMPONENTS alçalma unsurları.
DIURNAL MOTION Bir gün içinde olan yada her gün tekrarlanan hareket,devinme.
Güneş sistemine ilişkin herhangi bir gök cisminden yerin merkezine ve
DIURNAL PARALLAX yeryüzündeki bir gözlemciye bakan iki doğrultu arasındaki açı.
DIURNAL TIDE Bir kabarma alçalma gününde bir kez yüksek su ve bir kez alçak su olması.
Barometrik basıncın sabah 04:00-10:00 arasında hafif yükselmesi,öğledensonra
16:00 ya kadar düşmesi ve 22:00 ye kadar yükselmesi,sabah 04:00 e kadar
DIURNAL VARIATION OF BAROMETER düşmesi olayı.
DIVE Dalmak (denize).
Poliçe koşullarının taraflardan biri tarafından bozulması halinde poliçenin diğer
DIVISABLE CONTRACT CLAUSE sigortalılar için hükümsüz kalmamasını temin eden kloz,koşul.
1)Ödenen dok ücreti makbuzu. 2)Diğer bir anlamıda geminin hareketine izin veren
DOCK PASS resmi belge.
DOCKED,TO BE Gemiyi havuzlamak
DOCKED,TO BE UN Gemiyi havuzdan çıkarmak
DOCKER Tersane yada rıhtım işçisi.
DOCKET Yük hakkında bilgi veren yafta,etiket.
DOCKING KEEL Havuzlama omurgası.Buna Grounding Keel de denir.
DOCKING PLAN Gemi havuzlamalarında kullanılan plan.
DOCKING PLUG Balast tanklarının sularını boşaltmak için yapılmış tanklar.

Page 39
D

Geminin havuzlanmasında,altından sular çekildikçe gemi bünyesinde meydana


DOCKING STRESS gelen stres.
DOCKING SURVEY Havuza giren gemiye yapılan muayene,kontrol.
DOCKYARD Tersane.
DOG WATCH Öksüz vardiya.16:00-20:00 arasında tutulan vardiyaya denir.
DOLDRUMS Kuzey ve güney ticaret rüzgarlarının arasında kalan sakin hava bölgesi.
DOLLAP Küpeşteden geçip güvertede patlayan deniz.
DOLPHIN 1)Yunus balığı. 2)Gemi bağlamak için denize çakılan kazık.
DON'T YAW Kaçma (serdümene rotanın bozulmaması için verilen emir.
DOT Mors işaretinde nokta.
DOUBLE Burunda rota değiştirmek.
DOUBLE ACTING İki taraflı çalışan,çift etkili.
DOUBLE BLOCK Aynı pim üzerinde iki dilli palanga makarası.Çifte makara.
DOUBLE INSURANCE Gemi,yük üzerine yapılan iki sigorta.
DOUBLE UP Bütün halatları çiftelemek,doblin vermek.
DOUBLE WHIP Kabasorta palanga.

İki kat yöntemi.Passing distance abeam.Gidilen rotada geçilecek yerin (örneğin bir
DOUBLING ANGLE ON BOW fener yada burun) ne kadar açık geçilebileceğini önceden saptama yöntemi.
DOUBLING PLATE Dablin saçı.Konulan ek saç.
DOUSE 1)ani ve çabuk olarak mayna etmek. 2)Söndürücü kullanarak söndürmek.
DOWEL Güvertede bulunan tahata tapalar
DOWN 1)Yüklü. 2)Şafak,seher vakti.Tan.
DOWN BY THE HEAD Başlı gemi
DOWN BY THE STERN Kıçlı gemi
DOWN STREAM Akıntı boyunca.
DOWN THE RIVER Nehrin aşağısına doğru.
DOWN THE WIND Rüzgar yönünde.

DOWNTON PUMP Sintine yada denizden alıcı tulumba.Piston sabit olup valfler yakın yapılmıştır.
DOWSE Mayna etmek.Aşağı bırakmak atmak.
DRAFT 1)Hesabından para çekme yetkisi veren belge,keşide. 2)Draught.
Çekim,tartı.Özellikle Austrol tahıl navlun anlaşmalarında navlunun tartı esası
DRAFTAGE üzerinden ödenmesi şartı.

1)Demirin deniz dibinde taraması. 2)Seyirde gemi süratinin pervane süratinden


daha fazla olması halinde aradaki fark. 3)Geminin üzerinde yol varken,dümen
basıldığında,dümen yelpazesinin gidilen yöne dikey etkisi. 4)Geminin yapılışında
DRAG kıç tarafa başa göre
Gemi kızakdan kayarken denize hızla inmemesi için kullanılan bosa
DRAG CHAINS zincirleri,ağırlıklar.
DRAGGING CARGO Yük çektirmek.Örneğin ambar alabandalarından ortaya
DRAIN HOLE 1)Lavra deliği. 2)Balast tankları döşekleri arasında bulunan delik.
DRAIN PLUG Docking plug.
1)Geminin çektiği su,draft. 2)Geminin yüzebileceği derinlik. 3)Ağ çekmek,balık
DRAUGHT tutmak. 4)Baca çekmesi.
DRAUGHT MARKS Kana rakamları.
DRAUGHT,FORCED Zorla,cebri havalandırma.
DRAUGHT,NATURAL Doğal havalandırma.
Kambiyo senedi yada havalenameyi almak zorunda olan kişi yada
DRAWEE firma.Muhatap,ödemek zorunda olan.
Centrocon anlaşmalarında kiracılara tahıldan başka yük yükleme hakkını veren
DREADING CLAUSE kloz.
DREDGER Tarak gemisi

1)Kurtarma gemisinin pervanesiyle,oturan geminin yüzeceği tarafa doğru deniz


DREDGING dibini taraması. 2)Demirde yeterli kaloma olmaması nedeniyle demirin taraması.
DRIER(S) Boyanın çabuk kuruması için içine konulan katkı,sikatif.

Page 40
D

1)Sürüklenmek,düşmek. 2)Sabit rüzgarların etkisi ile okyanusta oluşan akıntı.


DRIFT 3)Akıntı boyunca sürüklenmek. 4)Delikle saplama arasındaki çap farkı.
Demirli olan bir geminin tarayıp taramadığını anlamak için el iskandilinin gemiye
DRIFT LEAD bağlanarak kurşun kısmının deniz dibine bırakılması.
DRILL 1)Talim. 2)Matkap.
DRIVEN ASHORE Karaya gitmiş,sürüklenmiş.Karaya vurmuş.
DROP ASTERN Kıça doğru düşmek,gitmek.
DROP AWAY Akıntı ile beraber yol almak.
DROP DOWN Akıntı ile beraber yol almak düşmek.
DROP OF PRESSURE Basınç düşüşü.
DROP OF VELOCITY Hız düşüşü.
DROP PILOT Kılavuzu çıkarmak.
DROPPING Demirin dipden kesilmesi ile teknenin akıntı ile düşmesi.
DROSS Maden curufu.
DROWN Suda boğulmak.
DRUM Vinç tamburu,kütüğü,dram
DRUM HEAD Dik ırgat başı,tablası,ırgat palamar babası.
DRY TANK Kazanın altındaki çift dip tankı.
DRYER Sikatif.

DRYING FEATURES Alçalmada su üstüne çıkan ve sonra sular yükselince su altında kalan cisimler.

Çift değerli poliçe.Tekne poliçelerine konulan bu kloz ile total loss için piyasa
değeri üzerinden (veya düşük) geminin kıymeti kabul edilir.Diğer istekler (claims)
DUAL VALUE POLICY (DUAL VALUATION) için yüksek olarak kabul edilen gemi değeri üzerinden işlem yapılır.
DUCK Denize dalmak.
DUCTED PROPELLER Nozullu pervane.
DUCTILITY Maddenin (asfalt gibi) uzama özelliği.
DUE 1)Geminin varacağı zaman. 2)Ödenmesi gerekli olan.Vergi,rüsum.
DUE DILIGENCE Gereken özen.
DUE EAST Doğuya doğru.
DUE,OVER Varış zamanı geçmiş,geç kalmış
DUMB BARGE (DUMB LIGHTER) Dümensiz,makinesiz yedekte çekilen duba.
DUMB COMPASS İbresiz pusula,ayarı elle yapılır.(Palenoras).
DUNE Alçak kum tepe.
DUNGAREES Mavi işbaşı elbisesi.Blucin.
DUNNAGE 1)İstif gereçleri. 2)Gemicinin kişisel eşyaları.
DUPLICATE Suret,iki nüsha

DURATION CLAUSE Devam klozu.Deniz zaman poliçelerinde riskin başlangıç ve bitiş tarihini gösterir.
Bir kabarma alçalma sürecinde alçak su düzeyinden yüksek su düzeyine gelene
DURATION OF RISE kadar geçen zaman yada tersi.
DURATION OF TIDE Kabarma alçalmada yüksek su ile alçak su arasındaki zaman fasılası.
DUSK Alacakaranlık,akşam karanlığı.
DUST STORM Kum fırtınası.
DUTCHMAN Kusurlu,hasarlı yapı üzerine vurulan yama.
DUTIABLE Gümrüğe tabi
DUTY ON BOARD Gemi görevi.
DUTY PAID Gümrüğü ödenmiş
DYNAMICAL STABILITY Tekneyi belirli bir açıya kadar meylettirebilmek için gerekli olan iş.
DYNAMO Mekanik enerjiyi elektrik akımına çeviren makine.

İki kerterizden oluşan bu yöntemde 2.kerteriz birincisinin iki katıdır.2.kerteriz


alındığında,2 kerteriz arasındaki mesafe,2.kerterizde,geçilecek maddeye olan
mesafeye eşit olduğundan konum bulunmuş ve cisim bordalanmadan açıklık
saptanmış olur.

Page 41
D

verilen draft farkı.

Page 42
E

Errors and omissions.Excepted - Yanlışlar ve unutmalar hariç in kısa yazılışı.Bu notu imzanın
E. AND O.E. yanına koyan ilerde itiiraz hakkına veya düzelrme olanağına sahip olabilir.
EARPHONE Kulaklık.

1)Halatı az laçka ederek halat üzerindeki binmeyi,gerilmeyi azaltmak. 2)Dümen açısını


azaltmak gemi başının gelişini,dönüş hızını azaltmak. 3)Fazla sıkıştırılmış bir parçayı
EASE gevşetmek.
EASE AWAY Laçka
EAST INDIES Hindistan,Hindiçini ve Doğu Hind adaları.
EBB Kabarma alçalma etkisiyle su seviyesinde olan azalma
EBB TIDE Kabarma alçalmada yüksek sudan alçak suya iniş.

ECCENTRIC Eksantrik.Merkezi etrafında olmayan fakat ekseni etrafında dönen daire yada makara mili.
Silindir içinde stimin hacmini artırmaya ait zamanı saptamaya özgü valf.Buna göre stimin giriş
ECCENTRIC VALVE zamanı ve kesme kapama zamanı saptanır ve sınırlandırılır.
ECLIPSE Tutulma.Güneş yada ayın tutulması.
Tutulma dairesi.Güneşin görünen yörünge düzlemi.Yerin merkezinden geçen sabit bir düzlem
ECLIPTIC olup,bu düzlemin gök küresi ile ara kesiti olan büyük daireye denir.
ECONOMIZER Baca gazlarından yararlanmayı saağlayan aygıt.
1)Girdap,anafor. 2)Rüzgar yada tozun girdap gibi dönmesi. 3)Kabarma alçalmada ters yönde
EDDY akan akıntı.
EDGE 1)Pervane kanatlarının kenarları. 2)Bir saçın ölçülen kenarı.
EDGE DOWN Bir geminin rüzgar üstünden ağır ağır yaklaşması.
EDGE IN WITH Sokulmak.
EDGE OFF Kıyıdan yada gemiden ağır ağır uzaklaşmak.
Gemi model deneyinden ve diğer hesap metodlarıyla elde edilen ve dümen,takıntılar ve
EFFECTIVE HORSE POWER pervane olmaksızın teknenin su içinde ilerleyebilmesi için gerekli güç.
EFFECTIVE SUPERSTRUCTURE Geminin ortasında,alabandadan alabandaya geminin 0,15 boyunda yapılan üst yapı.
Verim.Örneğin kazan verimi:%65-70,makine verimi:%90,bir makinenin stim verimi:%20-
EFFICIENCY 30,pervane verimi:%60 civarındadır.
EJUSDEM GENERIES Aynı türden (sigorta) hasarları için kullanılan bir deyim.
Bu teoriye göre kuzey yarım küresinde rüzgar esişi sonucu oluşan denizin yüzey hareketi
EKMAN THEORY OF DRIFT rüzgar yönüne göre 45 derecedir.
ELEMENT Unsur,eleman (rüzgar,kar,deniz,güneş,rutubet,yağmur,soğuk gibi dış etkenler).
ELEVATION Belirli bir yüzeyden olan yükseklik.
Ay'ın yer etrafında çizmiş olduğu eliptik doğru dolayısıyla kabarma alçalma yüksekliğinde ve
ELLIPTICAL CONSTITUENTS arasındaki azalmalar ve çoğalmalar.
EMBARGO CIVIL Bir devletin kendi vatandaşlarının gemilerine uyguladığı ambargo.
EMBARK Gemiye binmek,bindirmek,gemiye çıkmak,gemiye koymak.
EMBED Oturan geminin deniz dibine gömülmesi,yerleşmesi.
EMERY Zımpara
EMIGRANT Göçmen.
Navlun anlaşmalarında kaptanın gerek yüklemede,gerekse boşaltmada kiracıların emirlerine
EMPLOYMENT CLAUSE uyacağı hususunda koşul.
ENAVIGATE Sefere çıkmak.
END 1)Halat çıması. 2)Saç'ın,levhanın kısa kenarı.
END ON Tam pruva pupa hattı üzerinde.
ENDORSE Çek,poliçe vb. arkasına imza koyarak ciro etmek,tasdik etmek,devretmek.
ENDORSE BLANK Beyaz ciro,açık ciro.
ENDORSE IN FULL Tam ciro.
ENDORSEE Poliçeyi hamil.
ENDS ON Pruva pruvaya.
Bir geminin belirli bir sürat yada beygir gücü ile akaryakıtı bitinceye kadar yapabileceği miı
ENDURANCE olarak seyir.Dayanma.
ENGAGEMENT 1)Kiralama yada işe alma hareketi,bağlanma. 2)Zeyilname.
ENGINE BLOCK Makine gövdesi.Casing.Makineyi oluşturan beden.
ENGINE DRIVEN Makineden hareket alan.Makine ile yürütülen.
ENGINE SEAT Makinenin oturduğu kuvvetlendirilmiş döşekler,yerler,kürsü,taban.

Page 43
E

ENROUTE Yolunda.
ENSIGN Ulusal sancak,bayrak.

ENTANGLE Halatın bir yere dolaşması.Bu deyim genellikle pervaneye dolaşan halatlar için kullanılır.
ENTERING IN Kaptanın gümrüğe,gemisinin limana girdiği zaman verdiği bildiri.
ENTERING OUT Yükü gemiye almadan evvel gümrüğe verilen bildiri.
ENTREPOT Antrepo,depo.
ENTRY IN LOG Jurnale kaydetmek.Olayları yazmak
EPIDEMIC Salgın
EPOCH Tarihbaşı.Diğer zamanların üzerinden hesaplandığı zaman başlangıcı.
EQUATION 1)Eşitlik. 2)Sabit sayı,konstant anlamına da kullanılır.
EQUATION OF MOTION Hareket denklemi.

Zaman denklemi.Ortalama zaman ile gerçek zaman,ortalama güneş ile gerçek güneş saat
açıları,ortalama güneş ile gerçek güneş right ascension farkı.Gerçek zamana 16 3/4 dakşka
EQUATION OF TIME ilave yada 14 1/2 dakika çıkarma arasında değişir.Yaklaşık olarak Nisan 15,
EQUIDIURNAL Gündüz ve gecenin aynı olması.
EQUILIBRIUM Denge.
EQUILIBRIUM,INDIFFEREN
T Basınç ve sıcaklık gradyanları arasında fark olmaması.
EQUILIBRIUM,NEUTRAL Nötr denge.Ağırlık merkezi G M ile üst üste gelmiştir.
Gündüz ve gecenin birbirine eşit olduğu zamanlar.Yaklaşık 21 Mart ve 23 Eylül.İlkbahar ve
EQUINOX sonbahar başlangıçları.
ERECTION Montaj.Yerleştirme.
ERROR(S) AND OMISSION(S)
EXCEPTED Hata(lar) ve unutma(lar) hariç.
ESCAPE Firar,kaçış.
Özellikle makina dairesi,şaft yolu ile geminin en alt yerlerinden tehlike anında kurtulabilmek
ESCAPE TRUNK için bir adam çıkabilecek büyüklükte yapılmış merdivenli yol,tünel
ESCAPE,MEANS OF Kaçış yolları.
ESCUTCHEON Kıça yazılan gemi adı ve bağlama limanı
ESTUARY Bir nehrin,halicin girişi,ağzı.
EUXINE SEA Karadeniz.
1)Boşaltmak.Tahliye etmek (özellikle su dolmuş olan kompartımanların tahliyesi). 2)Gemiyi
EVACUATE terketmek.
EVAPORATE Buharlaştırmak.
EVENING STAR Akşam yıldızı.Güneş battıktan sonra görünen merkür veya venüs.
Hidrografik sörveylerde kullanılan değerler.Kutuplar arası yarıçap 20,853.375 kadem.Ekvator
EVEREST FIGURE OF EARTH da 20,922.932 kademdir.Kompresyon,basıklık 1/300 dür.
EVERY INCH OF IT Halatın mümkün olduğu kadar boşunu almak.
EVOLUTION Manevra.
EX Teslim edilecek yeri gösteren ön takı.Örneğin Ex Works.
EX QUAY Rıhtımda malları alıcının emrine vermek,teslim etmek
EX SHIP Yüklerin gemiden araçlara teslimi.Buna free overside de denir
EX WORKS İş yerinde yükü alıcının emrine vermek,teslim etmek.

İstisna muhataralar.Act of God (Allahtan gelen) force mejeur (mücbir sebep,önlenemeyen


EXCEPTED PERILS hal),public enemies (savaşda düşman),robbers (hırsızlar),leakages (akmalar) gibi.

EXCEPTIONAL CLAUSE İstisna klozu.Charter party ve konişmentolarda gemiyi bazı sorumluluklardan kurtaran kloz.
EXCESS CLAUSE Tekne kıymetinin muhtemel artışlarına karşı sigortalı tarafından yapılır.
EXCESS OF HATCHWAYS Tonaj hesaplamasında nazarı dikkate alınan ambar ağzı fazlalığı.
Artan değer.Sigorta priminden ekonomi sağlamak amacı ile gemi değerinin tam
gösterilmemesi sonucu bazı rizikolara karşı açıkta kalan değer.Bu değer yalnız tam kayba
EXCESS VALUE karşı sigorta ettirilebilir.
EXCHANGE Kambiyo,borsa.

Page 44
E

EXCLUSION Sigorta ile küver edilmesine teminat altına alınmasına olanak olmayan,poliçe dışı koşul.
EXEMPT PILOT Klavuz zorunluluğu olmayan yerlerde alınan klavuz.
EXEMPTED SPACES Hariç tutulan yerler.Tonaj ölçmelerine katılmayan yerler.
EXEMPTION Bazı işlerin yapılmasından,vergi yada rüsum ödenmesinden muaf tutulmak.
EXGRATIA Lütfen yapılan ödeme vb. bağışlama.
EXPANSION Enerji yada kuvvet uygulayarak hacim artırmak yada basınç kaçırmak.Genişleme.

1)Genişleme tankı.Tankerlerde mal taşındığında sıcaklık nedeniyle hacimde olacak değişikliği


önlemek için yedek mal taşıyan bölüm,tank.Altındaki ana tankla bağlantısı vardır. 2)Hidrolik
EXPANSION TRUNK devrelerde bulunan yağın genişleme durumunda güvenceyi ve verimli
EXPENSE CONSTANT Hasar durumu,hakim takdirinin altında kalan bir riskin,primine eklenen kati meblağ.

EXPERIENCE 1)Hasar durumu,sigortalı yada klaslı bir küvertürün ziyan cetveli. 2)Karşılaşmak (fırtına vb.).

Bitme klozu.Bkz:Continuation clause.Time charter poliçelerinin ihtiva ettiği bu kloz anlaşmanın


EXPIRATION CLAUSE bitiminde geminin anlaşmaya göre bir müddet daha sigorta edilebileceği anlamına gelir.
EXPLODE İnfilak ettirmek.
EXPLOITATION İşletme.
EXPLOSIVE Patlayıcı madde.
Açık teminatlar.Deniz poliçelerine ilişkin dökümanlarda açık ve etraflı şekilde belirtilen
EXPRESS WARRANTIES teminatlar.
Bu kloz ile sigortalı sapma,kendi kontrolu dışında gecikme,zorla boşaltma,tekrar yükleme
EXTENDED COVER CLAUSE yada aktarma vb. durumlar için devamlı küver,teminat altına alınır.
EXTENSION Temdit
EXTINGUISH Söndürmek
EXTRA RISK Savaş rizikosu,tehlikesi gibi riskler.
EXTRACT (LOG BOOK) Seyir jurnali sureti,özeti.
EYE 1)Halat kasası 2)Anele 3)Mapa
EYE BOLT 1)Mapa. 2)Gözlü civata.
EYE BROW Lumbuz üzerinde dairevi kaş,su oluğu
EYE EYE SIR I understood and I will be carried out.
EYE OF ANCHOR Demir anelesi (gemi demirini zincire bağlayan bakla,kilit,halka).
EYE SPLICE Kasa dikişi
EYE WITNESS Görgü tanığı
Haziran 15,1 Eylül ve 24 Aralık da sıfırdır.
çalışmayı sağlamak amacı ile kullanılan tank.

Page 45
F

F.A.C. Fast as can - mümkün olan hızla nın kısa yazılışı


F.A.S. Free Alongside Ship - Gemi bordasında teslim.
f.a.s. Fast as she can - Olabildiği kadar çabuk.
F.I / LINER OUT Yükleme giderleri taşıtana,boşaltma giderleri taşıyana ait in kısa yazılışı.

Free in and out - Taşıyanın,geminin yükleme ve boşaltma masrafları ile bir ilişiği
olmayacağının kısa yazılışı.Diğer bir deyimle yükleme,boşaltma giderleri
F.I.O. taşıtana,yüke aittir.
Free in and out stow - Taşıyanın,yükün istifi dahil yükleme ve boşaltma masrafları
F.I.O.S. ile ilişiği olmayacağı nın kısa yazılışı.
Free in and out stow trim - Taşıyanın,istif ve hap dahil yükleme boşaltma
F.I.O.S.T. masrafları ile bir ilişiği olmayacağı nın kısa yazılışı.
F.O. Free out
F.O.B. Free on board - gemide teslim
F.O.B. LST. Loading,stowing,trimming - yükleme,istif,hap dahil FOB satış
Roterdam da teslim (örnek).Roterdam da,malı satın alan tarafından kiralanan gemi
F.O.B. ROTTERDAM adı belirtilerek bu gemide teslim (örnek).
F.O.B. STOWED İstif dahil FOB satış.
f.o.c. free of charge
F.O.Q. Free on quay.
F.O.R. Free on rail.
F.O.S. Free on Ship-Gemide teslim.

F.O.T. 1)Fuel oil treatment-akar yakıt katığı. 2)Free on truck-Vagonda,araçda teslim.


F.O.W. Free on wagon-Vagonda teslim
Web frames,stringers ve bracket gibi elemanların iç taraflarına vurulan
FACE ANGLES köşebentler.Alın köşebentleri.
Alın demiri.Düz ve dar demir çubuk olup alın köşebenti gibi aynı amaçla
FACE BAR kullanılmak için kuşaklar,kirişler iç kenarları boyunca donatılır
Poliçenin hukuki mahiyeti.Genellikle temin edilen sigorta (teminat) anlamına
FACE OF POLICY kullanılır.
FACE PLATE Alın saçı.

Gemi yapımında değişik elemanları birleştirmek için kullanılan levha parça.En çok
FACE STRAP(S) diamond plate ve half diamond plate şeklinde kullanılır.Alın kuşak parçası.
FACILITY Limandaki olanaklar.
FACING Kaplama.
Kırılma kuvveti,güvenlik katsayısı,güvenlikle çalışma yüküne kıyaslandığı zaman
ortaya çıkan değerdir.Pervane şaftında 6,tekne saçında 4 1/2 , piston rodlarında 12
FACTOR OF SAFETY dir.
FADING Radyo dalgalarının atmosferde kuvvetinin azalması.
FAG OUT (END) Halat kollarının açılması
FAILURE TO DELIVER Teslim etmemek.
FAILURE TO JOIN Gemiye belirli bir zaman içinde katılmamak
FAIR 1)Şekline ve çapına uydurmak,düzeltmek. 2)Açık,iyi,güzel hava durumu.
FAIR IN PLACE Yerinde düzeltmek
FAIR OFF Yerinden çıkararak düzeltmek ve tekrar yerine takmak
FAIR WEAR AND TEAR Normal aşınma ve yıpranma.
FAIR,MAKE Düzeltmek,iyileştirmek
FAIRING Gemi yüzey datasını düzeltmek.
FAIRLEAD Halatın gambasız,düzgün alınıp verilmesi.
FAIRLEADER Kurtağzı
FAIRWATER Form saçları.
1)Güverteye roda edilmiş olan bir halatın,bir kangalı,bir sırası. 2)Roda etmek
FAKE (gambasız,çaparizsiz).
FALL 1)Bir palanga yada donanımın bütün halatı 2)Vinç teli

FALL ABOARD Rüzgar yada akıntı etkisiyle hemen hemen borda bordaya bindirmek,düşmek.

Page 46
F

FALL ASTERN Sürat azaltarak bir geminin arkasına kalmak.Gerisinde kalmak.


FALL AWAY 1)Açık düşmek. 2)Rüzgar altına düşmek.
FALL CLOUD Alçak stratus bulutu.

FALL DOWN Akıntı tesiri ile bir nehirde aşağıya yada ağıza doğru sürüklenmek,seyretmek.
FALL HOME Gemi bordasının içeri (küpeştede) kayıklığı.
FALL IN WITH Denizde bir geminin görüşe girmesi yada bir gemiye yaklaşılması.
FALL ON Yakın düşmek
FALL OUT Gemi genişliğinin yukarıya doğru artması.
FALL WIND Ani sağnak.
FALL,DOCK Dış bumba vinç teli.Burton fall,yard fall da denir.
FALL,HATCH İç bumba vinç teli.Up and down fall,stay fall da denir.
FALL,MARRIED Çift bumba,tek kanca yöntemi
FALL,SINGLE Tek bumba yöntemi
FALSE CIRRUS Kumulonimbus bulutları üstüne uzanan bulut.
FALSE POINTS Denizci pusulasında üç harfli yönlere verilen isim.NNE,SSE,WNW gibi
FALSE RAIL Sağlamlaştırmak yada başka amaçlar için ana küpeşteye eklenen küpeşte.
FANAL Bir deniz fenerindeki lamba ve mekanizması.
1)Geminin merkez hattı üzerinde ve kıçta pervanenin döndüğü boşluğun çerçevesi.
FANTAIL 2)Kıç kepçe.
FANTOD Sinirli ve kararsız kimse.
FARCOST Bir gemi,bir tekne,bir sefer anlamına kullanılır.
FARE Ücret,bilet parası,navlun.
FAREWELL BUOY Liman dışındaki şamandıra.
FAREWELL WHISTLE Selam yada limanı terkederken çekilen 3 uzun düdük.
FAST 1)Geminin bağladığı yoma halatı. 2)Halatlarla bağlanmış gemi.
FAST AS SHE CAN,AS Kabil olduğu kadar süratli bir şekilde.
FASTENING Tesbit.
Titreşim,sıcaklık değişikliği,metal üzerindeki gerilme ve diğer faktörlerin etkisi ile
FATIGUE madenin sağlamlığının azalması,metal yorgunluğu.
FATIGUE OF MATERIAL Malzeme yorgunluğu.
Ticari kusur.Taşıyan ve adamlarının yüke göstermeleri gereken özende yaptıkları
FAULT COMMERCIAL kusur.
FAULT IN MANAGEMENT İdari kusur
FAULT IN NAVIGATION Seyir hatası,teknik kusur
FAVOURABLE WEATHER Uygun hava.
1)Yakın birleştirme.Saç yada kaplama kenarlarının düz bir düzey meydana
getirmek üzere yan yana konulması. 2)Borda kaplamalarının postalara
FAYING bağlanması.

FEATHER SPRAY Gemi yol alınca baş tarafda yukarı doğru oluşan köpüklü su (to cut a feather).
FEATHERS Yatak yapımında kullanılan normal tüyler.
FEEDSTUFF Yiyecek maddeleri.
FELT Keçe.Yün ve kıldan yapılır.
FEND,TO Usturmaça tutmak
FENDER Usturmaça
FETCH AWAY Alıp götürmek.
FHEX Friday Holiday excepted - Cuma,tatil hariç.
FIBER İplik,tel,lif,elyaf.
Halat fitili.1)Çelik tel halatların merkezini,göbeğini oluşturan bitkisel halat. 2)Kol
sayısı üç koldan fazla olan halatlarda ortada oluşan boşluğu doldurmak için
FIBER CORE konulan fitil.
FIBER GLASS Cam elyafı.
FIBER ROPE Manila,keten,kenevir,pamuk vb. bitki liflerinden yapılma halat
FID HAMMER Bir tarafı uzatılmış ve inceltilmiş çekiç.

Page 47
F

Fırtınalı havalarda,masalardan yemek tabaklarının düşmemesi için masa


FIDDLE kenarlarına konan çıtalar
1)Kazan dairesi ve baca yerleri. 2)Bir açıklık etrafına çevrilmiş
FIDDLY,FIDLEY vardavele,puntel,korkuluk.
FIELD MAGNET Alan mıknatısiyeti.
FIELD OF VIEW Optik bir aletin görüş alanı.
FILAMENT Flasa.
FILE Eğe,törpü
FILE,FLAT Düz eğe.
FILE,ROUND Yuvarlak,kıl eğe.
FILE,SQUARE Dört köşe eğe.
FINAL COAT Son kat boya.
Son çap.Gemi,dümen alabanda yapılarak döndürülürse çizilen dairesel yörüngenin
FINAL DIAMETER çapı.
FINANCE(TO) Finanse etmek
FINDINGS Deliller,bulgular
FINE 1)Güzel,berrak. 2)Ceza (Master was fined 200 $ due to oil pollution) gibi.
Narin gemi.Blok katsayısı 0,55-0,60 dan az olan gemiler.Örneğin muhripler,yolcu
FINE SHIP gemileri vb.
FIRE APPLIANCES Yangınla mücadele aygıtları,aletleri.
FIRE BREAKS OUT Yangın çıkması,başlaması
FIRE BRIGADE İtfaiye.
FIRE CRACKERS Havai fişekler.
FIRE FIGHTING Yangınla mücadele.
FIRE IS GAINING Yangın genişliyor
FIRE PROOF Yanmaz,yangın geçirmez,ateş geçmez.
FIRE RESISTING Yangına dayanıklı.
FIRE RETARDING Yangında hemen yanmayan.Yangını,yanmayı geciktiren.
FIRE UP Fayrap.
FIRST OF EXCHANGE Birden fazla poliçe tanzim edildiğinde pullanmış poliçeye 1. poliçe denir.
FIRST REFUSAL Yük bağlantılarının bazı durumlarında donatanların rüçhan hakkı.
FIRST WATCH 20:00-24:00 vardiyası.
FIRTH Haliç,nehirağzı olan uzun ve dar körfez.
FISCAL YEAR Mali yıl
FISH MANURE Balık gübresi.
Balık unu.Yağı alındıktan sonra geriye kalan balık posası.Buğu yaptığından
FISH MEAL taşınırken iyi havalandırılmalı.
FISH POND Livar.
FISH ROD Olta kamışı.
FISH SCALE Balık pulu.
FISH TACKLE Balık avlama takımı
FISH TAIL Balık kuyruğu.
FISH WELL Livar.
FISHERY Dalyan.Balıkçılık.
FISHING LINE Olta.
FIT,TO Donatmak
Ekleme (boru) parçaları.Donanım (boru vb.) ara parçaları,eklenti,birleştirme
FITTING parçaları,takım.
FITTING OUT Gemiyi sefere hazırlamak için donatmak.
FIX Kira bağlantısı yapmak.Gemiye yük bulmak.
FIX OF LAYDAYS Adet olarak saptanmış astarya günleri.
Bağlantı mektubu.Gemi kiralama simsarı koşulları saptadığında,düzenlediği ve
FIXING LETTER bunların özetini ve esaslarını gösteren mektup.
FIXTURE Gemi yük bağlantısı.
FIXTURE AND EQUIPMENT Demirbaş eşyalar.
FLAG CHEST Köprüüstünde işaret sancakları dolabı.

Page 48
F

FLAG CLAUSE Kiralanan geminin yasalarının geçerli olduğuna dair kloz,koşul,anlaşma.


FLAG HALF MAST,HANG THE Matem için bayrağı yarıya indirmek
FLAG OF CONVENIENCE Kolay bayrak.
FLAG,HOIST A Bayrak çekmek
FLAME Alev,ateş
FLAME PROOF Tutuşmaz,yanmaz,ateş geçmez.
FLAME,BURST INTO Tutuşmak,alev almak.
FLAMMABLE Tutuşabilir.Yanıcı.
FLANGE 1)Flenç.İki boruyu birleştiren parça. 2)Profil,saç kenarı.
FLAP Kapak,süpap.
1)Göğüs.Gemi bodoslamasının yukarı doğru genişleyen kısmı.Dışa volta.Bu kısım
FLARE öne doğru uzatılırsa raked olur. 2)İşaret fişeği.
FLARE UP LIGHT Maytap ışığı.
FLASH Birden alev almak,yanmak,çakmak.
FLAT SCRAPER Saplı,düz raspa
FLAW Rüzgar sağanağı bora.
FLAX Keten.
1)Zinciri salya etmek. 2)Hareket etmek,gemi yerini değiştirmek. 3)Küçük
FLEET ırmak,dere,çay.
FLEET A CABLE Zinciri ırgat üzerinde salya etmek
FLEET AWAY Laçka etmek
FLEMISH COIL Bir halatı tek sıra yada oval olarak güverteye roda etmek.
Merkezi bir fitil etrafında 6 koldan oluşan ve beher kolda 12 tel olan yumuşak çelik
FLEXIBLE STEEL WIRE ROPE tel halat.

Pusula düzeltmesinde dikey etkenleri ortadan kaldırmak için kullanılan ve pusula


FLINDERS BAR sehpasının önüne yada arkasına dikey olarak konulan yumuşak demir.
1)Yüzerlik hali. 2)Makinesiz,dümensiz şat. 3)Tek dişli kaba eğe. 4)Bir valf yada
FLOAT musluğu çalıştıran yüzer şamandıra.
FLOAT OFF Yüzdürmek,yüzmek (Come afloat).
FLOATATION,CENTER OF Geminin meylettiği veya trim yaptığı nokta.Su alanı merkezi.
Geminin daima yüzer halde olacağını ifade eden (Vessel always lie safely afloat)
FLOATING CLAUSE bir kiralama koşulu.
FLOATING HARBOUR Yüzer dalgakıranla korunan liman.
Açık,serbest poliçe.Abonman poliçesi.Sigortayı genel hükümlerde tarif eden sigorta
poliçesi.Yükleyici tarafından toptan bir değer üzerinde yapılan poliçe.Yük
FLOATING POLICY yüklendikçe yüklenen değer poliçeden düşürülür.

FLOATSAM Gemiden atılan yada kazaya uğramış bir gemiden geriye kalan yüzen eşya.
FLOATSAM AND JETSAM Gemiden atılan,denizde yüzen yada kıyıya atılan enkaz.
FLOGGING HAMMER Varakola

FLOOD 1)Ambara su girmesi,su dolması yada doldurulması. 2)Sel,tufan. 3)Bkz:Flood tide.


FLOOD ANCHOR Geminin üstünde durduğu,yattığı demir
FLOOD COCK Selbastı,taşkın valfi.
FLOOD LIGHT Projektör.
FLOOD TIDE Kabarma alçalmada suyun yükselmesi nedeniyle oluşan akıntı
Bir geminin yaralanması halinde tekneye dolan suların,gemiyi marjin hattından
daha fazla batırmaması için,enine su geçmez perdelerin arasındaki uzaklığın
FLOODABLE LENGHT olabileceği en büyük değer.
Döşek,gemi dibinde posta uçlarını birbirine bağlayan enine,dikey saç levhalar veya
FLOOR profiller.
FLOOR HALLOW İç bükey döşek.
Döşeklerin alt kenarlarının omurgadan sintineye doğru yapmış olduğu
FLOOR,RISE OF yükselme,döşek kalkımı.
FLOUR BEETLE Un kurdu
FLOUR MOTH Un güvesi

Page 49
F

FLUID COMPASS Sıvı pusula.Pusula kartı sıvı üzerinde yüzer.


FLUID(S) Sıvı(lar),akışkan(lar)
Akışkanlık.Sıvının akmaya karşı gösterdiği direnç.Bir sıvı tabakasının hareketine
FLUIDITY karşı altındaki tabakanın gösterdiği iç direnç,iç sürtünme.
1)Rüzgarın ani sağanaklanması. 2)Geçici yağmur fırtınası. 3)Zıpkınlanmış
FLURRY balinanın çırpınırken çıkardığı sular.
FLUSH Bir düzeyde,düz.
FLUX Kaynak tozu,macunu
FLY Bir bayrağın tam dalgalanması.
FLYING BRIDGE Miyar güverte.
1)Akaryakıt yangınlarını söndürmede kullanılan köpük. 2)Suyun karışmasından
FOAM meydana gelen görünüş.
FODDER Hayvan yemi,saman vb.

Sis.Havada askıda olan su damlacıkları nedeniyle deniz düzeyinde görüşün


azalması.Deniz düzeyinde bulut,kara yakınında dumandır.Duman ve sis karıştığı
FOG zaman yoğun sis oluşur.
FOG BANK Deniz düzeyinde yoğun sis.Sis bankı.
FOG EYE Sisde görünen güneş.
FOG PATCH Küçük bir alanı kaplıyan sis parçası.Sis örtüsü.
FOG,DENSE Ağır,kesif sis
FOG,THICK Kalın sis.
FOLLOWING SEA Gemi rotası yönünde giden denizler.Kıçtan gelen denizler
FOOT ROPE Marsepet.
FOOT VALVE Çalpara.
FOOTING Tahta ızgara.
FORCED LABOUR Angarya.
FORCEMAJEURE Forsmajör,mücbir sebep,önlenemeyen hal.
FORE Geminin ön kısmı içinde yada baş tarafa doğru,pruva.
FORE AND AFT Baş bodoslamadan kıç bodoslamaya,gemi boyunca aynı yönde olmak.
FORE BODY Geminin başından ortasına kadar olan kısmı.
FORE HOLD En başta olan ambar.
Gemi pruvasında yatay bir levha olup stringerlere bağlanarak geminin başta iki
FORE HOOKS tarafını birleştirme görevi yapar ve bodoslamayı oluşturur.
FORE RAKE Gemide dikey hatta göre direk,bodoslama,baca vb.nin öne eğikliği.
1)Fırtınadan önce görünen işaretler,bulutlar. 2)Demir zincirini demire bağlayan
FORE RUNNER fırdöndü ile baklalar.
FORECASTLE HEAD LADDER Başüstü merddiveni.
Baş bodoslama topuğu,bodoslama ile omurganın birleştiği yer.Omurganın bir
FOREFOOT devamı olup bodoslama bunun üzerine inşa edilir.
FOREIGN AFFAIRS Dışişleri bakanlığı.
FOREIGN COMMERCE Uluslararası ticaret.
Deniz sigorta poliçelerine konulan bu koşul ile müşterek avaryanın York-Anvers
kurallarına göre yada seferin son bulduğu memeleketin yasalarına göre
FOREIGN GENERAL AVERAGE CLAUSE uygulanacağı belirtilmiş olur.
FOREIGN INVESTMENT Yabancı sermaye
FOREIGN TRADE Dış ticaret.
FORELAND Denize doğru uzanan kara parçası.
FORELOCK 1)Kilit harbisi,emniyet pimi. 2)Çatal pim.
FOREMAST Pruva direği
FORENOON Öğleden evvel.
FORENOON WATCH 08:00-12:00 vardiyası.
1)Kabarma alçalmanın sahilde kapladığı alan. 2)Dalgakıranın deniz tarafındaki
FORESHORE meyilli kısmı.
FORGE Tavlamak,madenin ısıtılarak çekiçlenmesi,dövülmesi.
FORGE AHEAD Ek bir kuvvetle geminin yol alması.Zorlayarak yol almak.
FORGE OVER Teknenin bir sığlık üzerinden zorlanması
FORGERY Sahtekarlık,bilerek hatalı yazılmış belge

Page 50
F

Sigorta kumpanyasının sahte yazılmış evrakı kanıtlayıncaya,ispat edinceye kadar


FORGERY BOND belirli bir süre için verdiği bono,teminat.
FORGING Sıcak döğme,bükme.
FORGING HAMMER Şahmerdan.
FORKBEAM Ambar ağzındaki kesik kemere,öksüz kemere.
FORM STABILITY Çeşitli durumlarda geminin hesaplanmış dengeleri.
FORMING Şekil,biçim vermek.Bir kirişi,bir profili,postayı tam istenilen şekle sokmak.

Taşıma işlerinde kabul edilen tip kira anlaşmaları şunlardır:AUSTRAL-Australian


grain.BALTIME-Uniform Time charter(Tip zaman kira anlaşması).CENTROCON-
River Plate C/P(doğu sahili kira anlaşması).TRANSITEME-Deniz ticaret odası kira
FORMS OF CHARTER PARTIES anlaşması.

FORTIES,ROARING Kuzey ve güney 40-49 derece enlemleri arasındaki fırtınalı gök gürültülü kuşak.

FORWARD 1)Baş bodoslamada yada bodoslamaya doğru. 2)Geminin baş tarafı.Ön taraf.
FORWARD MASTHEAD LIGHT Head light.Pruva silyon feneri.
FORWARDER'S RECEIPT Nakliyeci tesellümü
1)İhracatçı yükünün gönderilmesinde uzman olan acenteler.Nakliye acentesi.
FORWARDING AGENT 2)Başkaları adına yükü toplayan ve gönderen acente.
FORWARDING CHARGES 1)Müşterek avaryada ikame masrafları. 2)Gönderme masrafları.
Üstüpü doldurulmuş buranda yastıkla,gemi karinasında çatlak kapayarak sızıntıyı
FOTHERING durdurmak.
FOUL 1)Dolaşmak,gambalı,çapariz vermek 2)Midye,yosun bağlamak,sakal
FOUL ANCHOR Kendi zincirine dolaşan yada dipde bir maddeye takılan demir.
Kabarma alçalmada,akıntı ve rüzgar değişiminde salacak alanı olmayan demir
FOUL BERTH yeri,ıskarça liman.
FOUL BILL OF LADING Rezerveli konişmento.
FOUL BOTTOM Kayalık,leş vb. uygunsuz deniz dibi.
FOUL GROUND İyi demir tutmayan deniz dibi.
FOUL WATER Sınırlı seyir alanı.
1)Gambalı çapariz almış,dolaşmış. 2)Midye,yosun vb. bağlamış.
3)Rezerveli.Örneğin hasarlı yüklenen yada boşaltılan yüklerin teslim belgelerine
FOULED (alındılarına,konişmentolarına) verilen bilgi.
FOULING Gemi karinasının dibinin midye,yosun vb. bağlaması.
FOUNDATION Döşek.Temel.Ana ve yardımcı makinelerin oturduğu kısım.
Temel levha.Merkezi iç omurganın üzerine oturan ve döşeklerin üzerine vurulan
FOUNDATION PLATE baş kıç yönündeki levha.
FOUNDER Su dolarak batmak,kaynamak.
FOUR CYCLE Dört zamanlı makine.
FOUR FOLD Dört dilli makara.
FOUR POINT BEARING Rotaya göre 45 derece kerterizinde olan cismin yönü.45/90 kerterizinin ilki.
Sefere kalkmadan önce unutulmaması gereken dört S. 1.Steering gear 2.Side
FOUR S's lights 3.Side ports - borda lumbar ağızları 4.Stowaways
FPA(FREE FROM PARTICULAR
AVERAGE Özel avarya hariç
Bu terim meteorolojide düzensiz,bozulmuş,kırılmış anlamına kullanılır.Yırtık,pırtık
FRACTO paçavra şeklinde.
FRACTURE Gemi hasarlarında kırık,yarık,çatlak anlamına kullanılır
FRAGILE Kırılır,nazik,ince.Dikkat isteyen yük.
FRAME REVERSED Ters posta.Postayı kuvvetlendiren köşebent,profil
FRAME SPACING Posta arası
FRAME,SQUARE BODY Mastori posta
FRANCHISE Sigorta poliçelerinde kabul edilen muafiyet,bağışıklık klozu.
Hariç.Bu kelime önceden ödenmiş yada bütün masrafların hariç olduğu,diğer bir
deyimle anılan fiyat içinde yapılmış olanlar ve alıcıya teslime kadar yapılacak bütün
FRANCO masraflar vardır anlamında kullanılır.
Dispeç yok.Gerek yüklemede,gerekse boşaltmada dispeç için ücret ödenmeyeceği
FREE DESPATCH koşulu

Page 51
F

FREE DISCHARGE Boşaltma masraflarının gemi sahibi ile bir ilişkisi olmadığı hususunda koşul
Gemilerin satış anlaşmalarında tedbir,ipotek vb. borçların gemi üzerinde olmaması
FREE FROM INCUMBRANCES koşulu.
FREE FROM PARTICULAR AVERAGE Hususi avarya hariç,franko.
Oynak tahıl yüzeyi.Sinkage nedeni ile tahıl yükü üzerinde oluşan ve kayabilen
FREE GRAIN SURFACE yüzey.
Taşıyıcının,geminin yükleme,boşaltma giderleri ile bir ilişiği olmayacağı hususunda
FREE IN AND OUT koşul.Kısaca F.I.O.
Geminin gideceği limanda yapılacak belirli masrafların gemiye ait olamayacağı
FREE OF ADDRESS hususunda koşul
Belirli kayıpların,avaryanın sigortacıya ait olmayacağı hususunda deniz sigorta
FREE OF AVERAGE poliçelerine konulan koşul.

İğtinam ve el koyma klozu.Sigorta poliçelerine konulan bu koşul ile sigortacılar


düşman yada hücum edenlerin alıkoyma yada zaptetmelerinden dolayı meydana
FREE OF CAPTURE AND SEIZURE gelecek kaybı karşılamıyacakları kabul edilmiştir.
FREE OF CHARGE Ücretsiz,bedelsiz
Hasarın ödenmeyeceği hususunda sigorta poliçelerine konulan koşul.Bu koşul
altında yapılmış poliçe ile müşterek büyük avarya,kurtarma masrafları,running
FREE OF DAMAGE ABSOLUTELY down masrafları ödenmez.
1)Yükleme ve boşaltma masraflarının gemiye,taşıyana ait olmayacağı hakkında
FREE OF EXPENSES koşul. 2)Giderler hariç.
FREE OF GENERAL AVERAGE Müşterek avarya hariç koşulu.
FREE OF PARTICULAR AVERAGE Hususi (özel,küçük) avarya hariç koşulu.
Yanaşma yeri olsun veya olmasın geminin varışından sonra astarya günlerinin
FREE OF TURN sayılacağı hakkında koşul
FREE OUT Tahliye masrafları alıcıya ait.Taşıyıcı ile bir ilişkisi yok.
FREE OVERBOARD Gemiden verildikten,boşaltıldıktan sonra teslim.
Yük bordadan dışarıya verildikten sonra gemiye bir masraf yüklenmeyeceği
FREE OVERSIDE hususunda koşul.Bordada teslim.
Geminin yükleme limanına varması ile yüklemenin derhal başlıyacağı anlamına
FREE STEM kullanılan bir deyim
FREE TANK Tam dolmamış tank.

FREE TIME Hazırlık mektubu verildikten ve astarya günlerinin sayılmasına kadar geçen zaman.
FREEING PORT Firengi lumbarları
Güverteye dolan deniz ve yağmur sularını denize boşaltırken açılan fakat deniz
FREEING SCUTTLE suyunu içeri sokmayan çalpara,firengi.
FREEZE Donmak,buz tutmak
FREEZE OVER Yüzü buz tutmak.
1)Varış yerinde ödenecek navlun. 2)Kurtarma esnasında kurtarmaya giren
FREIGHT AT RISK ödenmemiş navlun.

FREIGHT BILL OF LADING Buna aggregate B/L freight de denir.Navlun anlaşmasına göre ödenecek navlun.
FREIGHT BROKER Yükleyici,taşıtan ile taşıyıcı arasında taşıma koşullarını saptayan simsar.
FREIGHT COLLECTED Tahsil edilen navlun.Havale navlun.
FREIGHT FORWARD Navlun alıca tarafından varış limanında ödenir
FREIGHT FORWARDER Yük sahibi adına yükü gönderen.
FREIGHT IN FULL OF ALL PORT
CHARGES Bütün liman ve benzeri masrafların navlunun içinde olduğunu belirten bir deyim.
FREIGHT LUMPSUM Götürü navlun.
FREIGHT PAYABLE Navlunu ödeyiniz (ödeme yeri belirterek).
FREIGHT POLICY Navlun poliçesi.Rizikodaki (ödenmemiş) navlun için yapılan sigorta poliçesi.
FREIGHT PREPAID Peşin navlun,navlun peşin ödenmiştir
FREIGHT TO BE COLLECTED Bkz:Freight payable.

Kaptan ve gemi sahiplerinin kusuru olmadan boşaltma limanında boşaltılmayan ve


FREIGHT,BACK yükleme limanına geri getirilen yük için talep edilen navlun.

Page 52
F

1)Ölü navlun,gemide boş kalan yerler için kiracının,taşıtanın ödemek zorunda


kaldığı navlun. 2)Pişmanlık navlunu.Taşıtanın,kiracının yolculukdan vazgeçmesi
FREIGHT,DEAD halinde ödeyeceği navlun (yarı navlun).
Yük anlaşma limanında boşaltılmayıp ona yakın bir limanda boşaltılırsa aradaki
FREIGHT,DISTANCE mesafe için navlun anlaşmasına göre ödenecek mesafe navlunu.
Navlun piyasası durgun olduğu zamanlarda normalin altında navluna yük kabul
FREIGHT,DISTRESS etmek.Zaruret navlunu.

Aksine anlaşma yoksa gemi sahibi gemisinde,geminin denize elverişli olabilmesini


FREIGHT,PAYING BALLAST sağlamak amacı ile safra ve istif tahtaları bulundurma zorunluluğunu ifade eder.
FREIGHTAGE 1)Freight. 2)Geminin yük taşımaya elverişli olan tüm kapasitesi.
FREIGHTER 1)Yük gemisi. 2)Yük gemisi kiralayan.Kiracı.
FREIGHTING Gemiyi yükle yüklemek.
FREQUENCY MODULATION Frekans ayarlaması.
FREQUENCY,BEAT Radarda iki frekansın birbirine karışması.
Geminin tuzlu suda yapmış olduğu yüklemede,su hattının,daha az tuzlu suda
FRESH WATER ALLOWANCE göstereceği fark.
Halatı az vira yada laçka ederek temas yerini değiştirmek.Bu suretle halatın
FRESHEN THE NIP aşınması önlenmiş olur.
FRICTION Sürtünme.
FRICTION CLUTCH Sürtünme kavraması.
Gemi karinasının suya sürtünmesinden ötürü gemi boyunca akan su.Dümenin
FRICTIONAL CURRENT verimini azaltan etkisi vardır.
FRICTIONAL HORSE POWER Makşne parçaları arasında sürtünme nedeniyle harcanan güç.
Sürtünme akıntısının dümene olan etkisi.Dümene bir açı verildiği zaman dümenin
FRICTIONAL WAKE önünde suyun basıncı azalır.
Dünyanın coğafi güney ve kuzey kutuplarının etrafında kalan alan.Arktik ve Antartik
FRIGID ZONE daireleri tarafından sınırlandırılmıştır.
FRINGE BENEFIT Ek gelir,yan gelir
FRONTOGENNIS Yeni cephe doğuşu.
FRONTOLYSIS Cephenin azalması yada ortadan kalkması.Cephenin eriyişi.
FROST Don,ayaz,kırağı
FROST BOUND Buz bağlamış.
FROTH Köpük.
Elde olmayan nedenler ve koşullar altında anlaşmanın yerine getirilememesi
FRUSTRATION sonucu anlaşmanın iptali.
FUEL HANDLE Gaz kolu.
FUEL OIL TREATMENT Akaryakıtların verimini artırmak için,içine konulan katık.
FULL Gemiyi tam yüklemek
FULL AND CHANGE En büyük kabarma (med).
FULL COVERAGE Küvertür dahil hasarın kesinti yapılmadan ödenmesi koşulu.Tam teminat.
FULL DRESS SHIP Alay sancakları ile donatılmış gemi.
İşin bitişini ve devamlılığını ifade için kullanılan bir deyim.Örneğin:Belay for a full
FULL DUE due-Tam bağla.
FULL INTEREST ADMITTED Tam çıkar müsellemdir.Sigorta deyimi.Tam çıkar kabul edilmiştir.
Bu koşullar altında pirinç yada hububat,tahıl satın alındığında fiyat teslimde
FULL OUT RYE TERMS bulunan ağırlık üzerinden ödenir.
FULL POWER TRIAL Tam yol deneyi
FULL RATE Tam navlun.
FULL REACH AND BURDEN Hacimden tam yararlanma ve yükleme.
Navlun piyasasında kullanılan bu deyim ile,adı geçen navlun içinde,geminin
çalıştığı ticarette olağan olan bütün komisyonlar yahut indirimler dahil ifade edilmiş
FULL TERMS olur.
FUND Fon
FUNNEL Baca
FUNNEL CAPE Baca fistanı
FUNNEL CASING Baca fistanı
FUNNEL DRAUGHT COVER Baca kapağı.

Page 53
F

Genel olarak 200/220 derece C arasında,bacada bulunan egzost gazlarının


FUNNEL TEMPERATURE sıcaklığı.
Geminin direk,mataforaları,bumbaları,viçleri gibi esas donanımlarına verilen
FURNITURE isim.Buna outfits de denir.
FURS Kürk çeşitleri.
FUSE Elektrik sigortası
FUSTIAN Pamuklu kadife.

Page 54
G

GAFF CLEAT Bumba yarımayı


1)Bir geminin rüzgara yada diğer bir gemiye göre olan durumu. 2)Her çeşit
GAGE ölçü aleti.
GAIN Saatin ileri gitmesi.
GALACTIC Samanyolu ile ilgili.
GALAXY Samanyolu.
GALLEY Gemi mutfağı,kuzine.
GALLOWS BITTS Babadalya
GALLOW STANCHIONS Bkz:Gallow bitts.
GALLOWS TOP Babadalyalara çapraz vurulan keresteler
GALVANIC Galvanik,elektrik çarpmasına benzeyen.
GALVANISE Galvanik pil ile elektriklemek,elektrikle kaplama yapmak.
Saç levhaların çinko ile kaplanmış hali,galvaniz saç.Çinko ile kaplanmış saç
GALVANISED IRON levha.
GALVANISED WIRE Galvaniz tel halat
GALVANISM Kimyasal kuvvetle oluşan elektrik.
Ortada sigorta edilecek bir değer yokken yapılan sigorta poliçesi.Kumar
GAMING OR WAGERING POLICY poliçesi. Bkz:Wagering policy.
GANGBOARD Sürme iskele
GANG PLANK Sürme iskele
GARBAGE CHUTE Çöp torbası.
GASH Çatışma neticesinde gemi bordasında açılan yara.
GAS,INERT Atıl,durgun gaz.
GASKET Conta,salmastra.
GAS OIL Motorin.
GASOLINE Benzin.
GAS TIGHT Gaz geçmez,geçirmez.
GAT Sığlıklar arasında seyre elverişli geçit.
GATHER WAY Hızı artırarak ilerlemek.
GAUGE GLASS Seviye şişesi.
GAUGE,PRESSURE Manometre.
GAUGING Ölçme.
GAUSSIN ERROR Rota değiştirirken pusuladaki oluşan geçici hata.
GEAR 1)Dişli takım,düzen,donanım,aygıt,alet yada esas parçalar. 2)Donatım.
GEARED Şanzumanlı.
GEARING Dişli takım.
GEARLESS Donanımsız.Bumbasız,vinçsiz.
Baltık ve Uluslararası denizcilik konferansında kabul edilmiş bulunan Uniform
GENCON General Charter ın kod adı.

Müşterek avarya,büyük avarya,genel avarya.Kaptanın,gemi,yük ve navlunun


içinde bulunduğu tehlikeden kurtarmak için iradesiyle,bilerek ve isteyerek
verdiği karar ve hareketler sonucunda yaptığı fedakarlıklar,harcamalar ve
GENERAL AVERAGE zararlara denir.
GENERAL AVERAGE ACT Müşterek avarya hareketi,girişimi.
Buna amount made good da denir.Müşterek avaryada tazmin
GENERAL AVERAGE ALLOWANCE adilen,zararı,kaybı ödenen.
Anlaşmalara müşterek avaryanın York-Anvers kuralları ile halledilebileceği
GENERAL AVERAGE CLAUSE hususunda konulan kloz.
GENERAL AVERAGE DISBURSEMENT
INSURANCE Müşterek avarya masrafları için yaptırılan sigorta.

GENERAL AVERAGE,DISTRIBUTIONS OF Müşterek avarya iştirakleri.


Müşterek avarya için yapılan masraf yada masraflar.Bunlar tehlikede olan
GENERAL AVERAGE EXPENDITURE değerleri kurtarmak için yapılan fevkalade masraflardır.

GENERAL AVERAGE LOSS Müşterek avarya hareketi yada masrafı nedeni ile yapılan fedakarlık,kayıp.

Page 55
G

Bu kolz ile geminin hareketinin buzla sınırlanması halinde tarafların nasıl


GENERAL ICE CLAUSE hareket edecekleri saptanır.
GENERAL SACRIFICE Müşterek avarya için bilerek yapılan fedakarlık.
GET DOWN Arya etmek.
GET UNDERWAY,TO Seyre kalkmak.Sefere başlamak
GET UP Hisa etmek.
1)Bir kreynin değişik açılardan hareket eden ve yükü kaldıran kolu,bumba.
GIB 2)Kilid harbisi,güvenlik pimi
GIBBOUS Ayın yarım ile tam arası hali.
Yalpalık.Pusula tasını kürsüye bağlayan ve pusulanın gemi hareketinden
etkilenmemesini sağlayan çemberler.Bu çemberler,kronometrelerde,gaz
GIMBALS lambalarındada kullanılır.
GIN 1)Kaldırma aygıtı. 2)Demir bastika. 3)Ardıç rakısı.
GIN BLOCK Bumba cunda makarası
GIPSY CAPSTAN Yalnız halat virası için kullanılan dik ırgat
Görder.Güverte altı tulanisi.Güverte omurgası,kiriş.Güverte kaplamalarının
GIRDER bağlandığı boyuna putrel,döşeme tabanı
GIVE THE LAND A WIDE BERTH Kıyıdan açık geçiniz.
GIVE WAY Yol vermek
GLACIER Buzul.
GLAND Salmastıra
GLASSES Dürbün.
GLASS,MAGNIFYING Büyüteç,pertavsız.
GLAZE Cam gibi buz.
GLAZED FROST Yüzey sıcaklığının düşmesi ile buz olan yağmur.
GLAZING Balık dondurma işlemi.
GLOBE Küre,yer yuvarlağı.
GLOBE,CELESTIAL Gökküresi.
GLOBE TERRESTRIAL Yer küre.
GLOMOY Kararan,kasvetli hava.
GLORY Parlak hale.
GLUCOSE Üzüm şekeri,glikoz.
GLUE Tutkal.Hayvanların deri,tırnak gibi maddelerden elde edilir.
Alkol ve suda eriyebilir.Hayvansal ve bitkisel yağlardan ve hindistancevizi
GLYCERINE yağından elde edilir.
Uzak doğuda ve Hindistanda yada diğer doğu ülkelerinde yüklerin konulduğu
GO DOWN depo yahut antrepo.
GOGLES CHIPPING Raspa gözlüğü
GONNIES Albatros kuşları.
Sigorta poliçesi yapılırken tarafların azami derecede iyi niyetle hareket
GOOD FAITH edecekleri koşulu.
GOOD SAFETY Geminin fiziki güvenliği.
GOOD SHIP Denize elverişli gemi.
İyi niyet.Sigortalanacak yükün kesin değeri bilinmediğinde yapılan kıymet
GOOD WILL takdirinde,iyi niyet söz konusu olur.
Bumba kazboynu.Özellikle ağır bumba bu tip topuk sayesinde daha iyi
GOOSENECK saldırılır.

GOVERNER Gereğinde makine devrini ayarlayan ,devire kumanda eden mekanizma.


GRAB Kapma.Kepçe

Dökme yük taşındığında ve kapma ile boşaltıldığında ambarda olacak


GRAB DAMAGE hasarların nasıl karşılanacağı hususunda kira anlaşmasına konulan kloz.
GRAB LINE Can filikası etrafındaki veya altından dolaştırılan tutamaç halat
Vardavele can halatı 1)Kötü havalarda gemiadamlarının güvertede
tutunabilmeleri için gerilen can halatı 2)İskele kenarlarına,giren çıkanların
GRAB RAIL düşmemesi amacıyla konulan can halatı

Page 56
G

GRADIENT 1)Barometrenin düşme ve yükselmesi. 2)Sıcaklık değişmesi.


GRADIENT LOW Barometrenin yavaş değişmesi.
GRADIENT STEEP Barometrenin hızla değişmesi.
GRADIENT WIND Yerin dönüşünden ve merkezkaç kuvvetten doğan rüzgar.
Mesafenin ölçülebilmesi için markator haritası kenarındaki taksimatlı
GRADUATED MERIDIAN meridyen.
Markator haritasındaki boylamın ölçülebilmesi için harita alt ve üst
GRADUATED PARALLEL kenarlarına konan ölçü.

Yaş yüklenenler kızışabilir ve bozulabilir.Karada iyi korunmamış tahıl gemide


bozulunca gemi sorumlu tutulabileceğinden yüklemede çok dikkat
edilmelidir.Bu nedenle konişmentolara daima şu kayıt konulmalıdır:"Vessel
GRAIN (AND SEEDS) not responsible for quality or character

of the goods on shipment or any loss,claim or consequence arising out of the


shipment of the goods on imperfect quality or which prove in fact to have
been unfit for shipment".Miktar ve kalite için de şu kloz konulur:"Weight and
quality unknown".Bütün
tahıllar istifde %5 kadar yerleştiğinden iyi hap etmek ve iyi havalandırmak çok
önemlidir.Dökme alınan tahıl yükünün %15'i kadar çuvallı yük verilir.Bunun
tayin edilmesi çok önemlidir.
Merchant Ship Act'e göre,100 ayak küp 1 recister ton için,1/3'üne kadar
GRAIN LADEN yüklenmiş gemiye denir.
GRAPHITE Grafit,kurşun kalemin içine konan madde.
GRATING SHEETS Izgara farş tahtaları.
Gemi karinasındaki yabancı maddelerin yakılarak temizlenmesi,raspa
GRAVE edilmesi.
GRAVEL Çakıl
GRAVEYARD WATCH 00:00-04:00 vardiyası.
GRAVING DOCK Dry dock.
GRAVITY 1)Ağırlık. 2)Yerçekimi.
GRAVITY, SPECIFIC Özgül ağırlık.
İçindeki sıvıyı kendi ağırlığı ile istenilen yere göndermek için yüksek bir yere
GRAVITY TANK yapılan tank.

Çeşitli viskozitede mineral yağlara kalsiyum,lityum,alüminyum tuzları


karıştırılarak elde edilen katı yağlar.Yağlama yağının kullanılmasında yarar
sağlanamayan yerlerde kullanılır.Örneğin sızıntının önlenemediği,deniz
GREASE suyuna açık olan,toz gibi maddelerin
girme olanağı olan yerlerin yağlanması gibi.
GREASE NIPPLE Gres başlığı
GREASER CUP Gres yağdanlığı.
GREASER GUN Gres tabancası.
GREASER PUMP Gres yağdanlığı.
GREAT CIRCLE Düzlemi kürenin merkezinden geçen daire,büyük daire.
Güneş doğumundan evvel veya batışından sonra görünen kuvvetli
GREEN FLASH ışık.Güneş ışıklarının kırılmasından oluşur.
GREEN SEA Çatlamadan teknenin üstünden geçen deniz.
GRINDING Taşlama
GRINDING WHEEL Zımpara taşı
GROMMET Halat sapan yada simit.

Halat sapan dikişi.Sling lere uygulanan dikiş biçimi.Ayrıca makara yada


bastikaların yanaklarını,tablalarını kuvvetlendirmek ve alt tarafına palanga
halkalarının çımalarını bağlamak için halattan yapılan kasalara yada simite
GROMMET SPLICE uygulanan dikiş.
GROOVE Yiv,oluk
GROOVING Saçda korozyon,paslanma dolayısıyla oluşan derin oyulma,yenme
GROSS 1)Gros,daralı,gayrisafi,net değil. 2)Giderler dahil.
GROSS ADVENTURE Deniz ödüncü.
GROSS FREIGHT Giderler,yakıt vb. çıkarılmadan ödenen navlun.

Page 57
G

Geminin bütün işletme masraflarına ilaveten liman,yükleme,boşaltma,puantaj


vb. masrafların da gemi sahibine ait olacağına dair yapılan kira anlaşması
GROSS TERMS (CHARTER) koşulları.
GROUND 1)Deniz dibi. 2)Karaya oturma.
Tonoz.Beach gear.Ground tackle.Gemi kurtarmada,oturan bir gemiyi
kurtarmak için yüzdürme yönüne yada yüzdürmeye yararlı olabilecek yöne
GROUND GEAR atılan ağır demir(ler).
Deniz sigorta poliçelerine oturmaların hariç tutulacağı hususunda konulan
GROUNDING CLAUSE kloz.
GROUND TIER Ambardaki en alt yük sırası
Gemi sahibinin kusuru yoksa,yük anlaşma koşullarına göre teslim
GUARANTEED FREIGHT edilemezse bile,navlun garanti edilmiştir.

Ton başına garanti edilen hacim.Bu deyim genellikle tahıl yüklemelerinde


GUARANTEED SPACE PER TON kullanılır.

Garanti müddeti.1)Örneğin yeni alınan bir geminin veya makinenin


anlaşmaya göre görülecek arızalarının belirli bir süre içinde satıcı tarafından
giderilmesi teminatı. 2)Kurtarılan geminin,kurtarma ücretine karşılık
GUARANTEE PERIOD yatırılacak teminat için beklediği zaman
Kurtarma teminatı yatırılıncaya kadar kurtarılan geminin ve varsa içindeki
GUARANTEE PORT yükün anlaşmaya göre beklemek zorunda olduğu liman.
GUARANTOR Teminat veren,kefil.
Vardavelelerin ağaçdan yapılma en üst sırası,küpeşte.Buna accommodation
GUARD RAIL rail de denir
GUARD ROPE Borda iskelesinin puntellerine çekilen halat.Vardamana halatı
GUDGEON Dümen dişi iğneciği,iğnecik yatağı.
GUILD,TO Temizlenen yere astar boya çekmek
Gulfstream'ın taşıdığı otlar.Daha ziyade 19-47 batı boylamları ile 20-45 kuzey
GULF WEED enlemleri arasında rastlanır.
GULL Deniz kuşu.
GULL,SEA Martı.
GUM Zamk.
GUNNEL Küpeşte
GUNNIES Çuvallık bez.
GUNWALE 1)Stringer saçı ile borda saçının birleştiği kısım. 2)Filika küpeştesi.
Güverte stringer levhasını,ağız kuşağı levhasına ve postalara bağlayan
GUNWALE BAR köşebent lama
GUNWALE DOWN Küpeşte suda
Gaset saçı.Margin plate ile posta arasına vurulan ve geminin enine kuvvetini
GUSSET PLATE artıran saç
GUST Rüzgarın sağnak hali
GUTTER BAR Yalıkütüğüne içten vurulan köşebent lama.
GUY Abli
GUY AMIDSHIP Orta abli,iki bumba arasında bulunan abli
GUY BLOCK,LOWER Alt abli makarası.
GUY BLOCK,UPPER Üst abli makarası.
GUY BOOM HEAD EYE PLATE Bumba başı abli mapası
GUY CLEAT Abli koç boynuzu
GUY DECK EYE PLATE Abli güverte mapası
GUY INBOARD İç abli.
GUY OUTBOARD Dış abli.
GUY PREVENTER Abli kamçısı.
GUY TACKLE Abli palangası.
GYPSUM Alçı taşı.
GYPSY Irgat fenerliği.
GYPSY HEAD Irgat,vinç palamar babası,fener.
Gemi dengesinde doğrultma kolu.Gemi ağırlık merkezi ile yüzücülük merkezi
GZ arasındaki dikey hat.

Page 58
G

GNP(GROSS NATIONAL PRODUCT) Gayri safi milli hasıla

Page 59
H

HAIL 1)Çağırmak,selamlamak. 2)Bir limandan kalkmak. 3)Dolu.


HALF BEAM Öksüz kemere.Ambar ağzı,kaporta vb. yerlerde kesikleşen kemereler
Geminin merkez hattından sancak yada iskelesine doğru yarısının planı.Bu plan
HALF BREADTH PLAN çeşitli batok hatlarını,omuzluk hatlarını,su hatlarını gösterir.
HALF MAST Bayrak yada sancağın matem amacıyla yarıya çekilmesi,mezestre edilmesi
HALF MOON Ayın yarı çevresinin aydınlanması.İlk ve son dördünler.
HALF ROUND STRIP Yarım daire kesitinde kangal yada çubuk demir.
HALSHED CHAIN Bir ucu baklalı zincir sapan.
HAMBROLINE Katranlı 4 kollu sicim,gırcala ( 3 kollu).
Navlunu tayin etmek için yük tartıldığında yapılan masrafların alıcı tarafından
HAMBURG CARGO,BILL OF LADING ödeneceği hususunda koşul.
HAMMER,FLOGGING Varakola.
HAMMOCK Hamak.
HAMMOCK NETTING Parampet.
HAMPER Çapariz,kalabalık,fazlalık.
HAND Bir gemi adamı,mürettebattan biri
HANDBRAKE Kastanyola.El freni.
HAND GEAR Bir makineyi hareket ettirmek için kullanılan el donanımı.
HAND GRAB Gemi sallandığında tutunacak el tutamakları
HANDLE 1)Topaç.Kürekde tutamaç,sap,tutulacak yer. 2)Makinede kumanda kolu.
HAND LINE El incesi
HANDLING Elleçleme
Bir gemiye, makine yahut yelkenle, dümen kullanarak manevra yaptırmak, kumanda
HANDLING SHIP etmek.
HAND OVER Teslim etmek
HAND OVER HAND Bir eli diğerinin önüne koyarak, bir halatın çekilmesi
HAND RAIL 1)Küpeşte,korkuluk 2)Vardavele
HANDS,ALL Bütün tayfa
HAND SPAR Yuvarlak kesitli düz ağaç.
HANDSPIKE 1)Manivela 2)Kavela
HAND TIGHT Halatın el ile mümkün olduğu kadar boşunu almak
HAND VICE El mengenesi
HANDY Manevrası kolay
HANDY BILLY 1)Hafif işlerde kullanılan el veya adi palanga 2)El tulumbası
HANG Aganta tutmak (Hang on).
Bir kolu güverte veya kemere altına diğer kolu bordaya dikey olarak bağlanan
HANGING KNEE praçol,köşebent
HARBOUR MANAGER Liman işletme müdürü.
HARBOUR REACH Nehirden limana giriş yeri.
HARD AND FAST Karaya,kayaya,sığlığa tam oturmuş gemi.
HARD LAID Sıkı bükülmüş halat.
HARD LEFT İskele alabanda
HARD OVER Dümeni alabanda yapmak
HARD RIGHT Sancak alabanda
Özellikle başı çok kalkarak,yüzücülüğünü önemli miktarda kaybederek oturmuş gemi
HARD UP (dokuz oturak).
HARD UP IN A CLINCH Kritik ve güç bir durumda olduğunu ifade eden gemici deyimi.
Dümen dolabının küçük bir hareketi ile dümenin çabuk hareketini temin eden dümen
HARFIELD'S COMPENSATING GEAR donanımı.

HARMONIC CONSTANTS Belirli yerde belirli zamanda oluşan dalgalar,yükselmeler için teorik açısal değerler.
HARPOON SHACKLE Bedeni ağzından daha geniş olan kilit.Admiraltı demir kilidi.

HARTFORT SHACKLE Bir şamandıranın anelesine palamar tel haladını kilitlemek için kullanılan özel bir kilit.
HASHISH Haşiş,esrar

Page 60
H

HATCH BAR Ambar kapaklarının üstüne vurulan demir veya çelik kuşak,ambar kuşağı,laması.
Ambar üstüne çekilen muşambayı ambar kenarlarına sıkıştırmak için üzerine vurulan
HATCH BATTEN tirizler.Lama.

Ambar mezernası,ambarağzı kemeresi,sürme kemere,ambar ağızlarına konulan bu


demir veya çelik kirişlerin üzerine ambar kapakları konulur.Çıkarıldığı zaman ambar
HATCH BEAM ağzı açılmış olur.Konulduğu zaman enine kuvvet temin edilir.
HATCH,BOBY Menhol.
HATCH CARLING Ambar ağzında kemerelerin üzerine oturduğu baş kıç yönünde görderler.
HATCH CLEAT Hatch batten'leri tutan kulaklar.
HATCH COAMING Ambar ağzının etrafında yükselen duvar,ambar ağzı kenarları,mezerna.
HATCH COVER HAND GRIP Ambar kapağı tutamacı.
HATCH CROSS BATTEN Ambar üstü çemberi.
Güvertede açılan ağzın oluşturduğu zayıflamayı ortadan kaldırmak için ağzın sonuna
HATCH END BEAM vurulan kuvvetli kemere.
HATCHET Küçük saplı balta.
HATCH FIDDLEY Kazan üstü kaportası.Baca fistanı etrafında filika güvertesine açılan kaporta.
HATCH MONEY Boşaltmayı tam yapan gemi kaptanına eskiden verilen prim.
Ambar ağzı kenarlarına,ambar kapaklarının uçlarının oturmasını sağlamak amacıyla
HATCH REST SECTION konulan ve özel olarak yapılmış çelik tiriz.
HATCH SIDE BATTEN Ambar tirizi.
HATCH SIDE BRACKET Ambar ağzı yan braketi.
HATCH TARPAULING Ambar brandası
HATCH TENT Ambar çadırı
HATCHWAY Bir güverteye merdivenli olarak iniş açıklığı,yolu,menfezi.
HATCHWAY,EXCESS OF Yürürlükteki tüzüğe göre gross tonilatoya ilave edilen ambar ağızları fazlalığı.
HATCH WEDGE Siğil
HATCH WHIP Ambara yük veren yada alan,kumanda eden donanım.
HAUL 1)Çekmek,vira etmek (yatay olarak). 2)Yedeklemek 3)Rota değiştirmek.
HAUL A SHIP Gemiyi kızağa çekmek
HAUL BLOCK Yük teline yön veren makara.Yük makarası.
HAUL CLEAR Gemiyi netaya almak,yüzdürmek.
HAUL DOWN Mayna etmek.
HAUL IN 1)Tek halatla çekerek içeri salya etmek,vira etmek. 2)Rota değiştirmek.
HAULING 1)Çekmek,vira etmek. 2)Yedeklemek. 3)Yer değiştirmek şifting.
HAULING LINE El incesi.
HAULING THE NET Ağ toplamak
HAUL OFF Halatı laçka etmek
HAUL ON Halatı çekmek
HAUL OUT Salya.Dışarı salya etmek
HAUL TAUT THE BOWLINES Aganta borina borinata.
HAVEN Liman.
1)Demirde yatan bir teknenin demiri ile baş bodoslaması arasında kalan yatay
HAWSE mesafe. 2)Demir loçalarının bulunduğu yer.
HAWSE BLOCK Loça kapağı.
HAWSE BOLSTER Baş bodoslamalardaki yuvarlak loça ağızları.
HAWSE BUCKLER Çelik loça kapağı.
HAWSE,CLEAR Zincirler neta.
HAWSE FALLEN Gemi baş-kıç yapınca loçaların suya girmesi.
HAWSE FLAPS Loça kapakları.
HAWSE FULL Loçaların suya girmesi.
HAWSE HOLE Loça ağzı,deliği.Palamar loçası
Loça.Demir zincirlerinin geçmesi ve demir bedenlerine yataklık etmesi için açılmış
HAWSE PIPE deliklere,ağızlara konulan silindir borular

Page 61
H

Yoma halat.Genellikle bağlamada palamar halatı olarak kullanılır.Bitkisel veya çelik


HAWSER tel olabilir.
HAWSER BEND Yoma bağı
Halatın sağa bükülü flasaları sola bükülerek kolları meydana getirilir.Bu kollar sağa
HAWSER LAID bükülerek yoma bükümü halat meydana gelir.
HAWSER LASHING İki yomayı kasalarından birbirine bağlamak.Yoma bağı.
HAWSER PORT Halat loçası
HAWSER SEIZING Çıma piyanı.
HAWSER SPLICE Yoma dikişi.
HAY Balyalı kuru ot.
HAZARD Kaza,risk,tehlike
HAZING Bir adama devamlı iş vererek ezmek.(Köpek hayatı yaşatmak).
HEAD 1)Gemi başı,pruva. 2)Tuvalet,hela. 3)Bayrağın uçkurluk yakası.
HEADING Geminin gittiği rota.
HEAD LAND Burun.
HEAD LEDGE Ambar ağzının enine kenarı.Paladur Mezarnası
HEAD LIGHT Pruva silyon feneri.
HEAD OF A FLAG Bayrağın uçkurluğu
HEAD SEA Bir geminin başına doğru gelen dalgalar.
HEADWAY Geminin üzerinde ileri yol olması
HEAD WIND Tam pruvadan esen rüzgar.
Bir halat kasasının içine konan oyuk radansa,bir taraf yarım daire diğer tarafı
HEART THIMBLE silindir.Yürek radansa.
HEAVE 1)Vira etmek. 2)Denizin veya dalgaların dikey iniş ve çıkışı.
HEAVE A BACK Aybocu.Irgatı geri çalıştırarak demir zincirinin,boşaltılması,kaloma edilmesi.
HEAVE AHEAD Gemiyi halat veya demir virası ile ilerletmek,sıkmak.
HEAVE AND HOLD Hiç kaçırmamak üzere kuvvetli vira
HEAVE AND RALLY Zorlayarak vira emri

HEAVE AND SET Demirli bir geminin denizlerin etkisi ile kalkıp süratle düşmesi,kalkıp kalkıp vurması
HEAVE AROUND Vira emri
HEAVE ASTERN Gemiyi halatla vira ederek gemiyi geri çekmek,hareket ettirmek
HEAVE AWAY Vira
HEAVE DOWN Halatı laçka etmek.
HEAVE IN SIGHT Geminin görülecek mesafeye girmesi.
HEAVENLY Göksel.
HEAVE OF THE SEA Denizlerin gemi üzerine etkisi.
HEAVER İskele üzerindeki yük işçisi.
HEAVE RIGHT UP Demir vira.
HEAVE SHORT Demiri az,kısa kalomalı hale getirinceye kadar vira
HEAVE TIGHT Kaçırmadan vira
HEAVE TO Traverse çıkmak.
HEAVILY LADEN Fazla yüklü.
HEAVILY ROLLING Fazla yalpa
HEAVING Deniz yada dalga etkisi ile geminin kalkması.
HEAVING ALONGSIDE Bir gemiyi bir halat ile vira ederek,çekerek yanaştırmak.
HEAVING LINE El incesi
HEAVING LINE NUT El incesi cevizi
HEAVY GRAIN Buğday,arpa,çavdar ağır tahıl olarak kabul edilmiştir.
HEAVY LIFT Ağır yük.
HEAVY ROLLING Fazla,ağır yalpa.
HEAVY SEA Ağır deniz.

1)Rüzgar etkisi ile yada yük kayması neticesi gemide meydana gelen meyil,bayılma.
2)Kıç kepçe ile omurganın birleştiği yer. 3)Direğin,bumbanın,puntelin bağlanan alt
HEEL ucu,topuk,ıskaça. 4)Köşebentin dikey açılı köşesi,topuğu.

Page 62
H

HEEL GUDGEON Dümen topuk iğneciği.


HEELING EXPERIMENT Geminin doğrultucu kuvvetini ve KG sini bulmak için yapılan meyil tecrübesi.
HEEL KNEE Omurga ve kıç bodoslamayı birbirine bağlayan praçol.
HEEL OVER Meyletmek,yana yatmak
HEEL POST Pervane şaftının sonuna destek olan dikey eleman.
HEIGHT Bir bayrağın dikey genişliği.
Kuvertür altında tutulmak.Açık poliçe.Sigorta poliçesi imzalanmadığı halde sigortanın
HELD COVERED yapıldığı ve riskin kabul edildiği durumlar.Bkz:Continuation clause.
HELIOCENTRIC Güneşi merkez olarak almak.
HELM (TILLER) Yeke
HELMET Dalgıç başlığı.
HELM INDICATOR Dümen müşiri.
HELM PORT Dümen rodunun gemiye girdiği yer
HELM PORT TRANSOM Dümen rodunun gemiye girdiği yerde yapılan sağlamlaştırıcılar
HELMSMAN Serdümen
HEMP ROPE Kendir halatı
HERRING POND Atlantiğin kuzey kısmı.
HIDES Hayvan derileri.
Bu deyim cayro pusula için kullanıldığında olması gerekenden fazla gösteriyor
HIGH anlamına gelir.
HIGH CHARGED Yüksek üst yapılı,kasaralı tekne.

İngiltere'de deniz davalarına bakan mahkeme.Bu mahkemede resmi kuruluşların


HIGH COURT OF ADMIRALTY kaptanları danışman olarak bulunur.
HIGH NOON Tam öğle zamanı.
HIGH SEAS Okyanusla bitişik dış karasularu,engin,açık deniz,karasuları dış denizler.
HIGH TENSILE STEEL Yüksek gerilim çeliği.
HINGED BLOCK Bkz:Snatch block.

Zaman kira anlaşmasına kira bedelinin ne kadar ve ne zaman ödeneceği hususunda


HIRE AND PAYMENT CLAUSE konulan koşul.
HIRE MONEY Navlun anlaşmalarında kira bedelinin nasıl ödeneceği koşulu.
HITCH AND SEIZING Meze voltalı yoma bağı.Palamar halatlarını birbirinr eklemekte kullanılır.
HOBBLING PILOT Belgesiz fakat yerel suları iyi bilen klavuz.
HOG Gemi altını temizlemek
HOG FRAME Hogging'i önlemek için baş ve kıç taraflara konulan sağlam postalar
1)Teknenin baş ve kıç tarafındaki yapılarında aşağı doğru düşme,sarkma 2)Gemi
HOGGING karinasını temizleme
HOGGING STRAIN Hogin'den dolayı tekne yapısının uğradığı zorlanma,gerginlik.
HOIST 1)Hisa,toka etmek.Yukarı kaldırmak,yukarı çıkarmak. 2)Cereskal.
HOLD A BACK Alarga durmak
HOLD BATTEN CLEAT Ambar istiralyalarını bordalara tutturmak için postalara kaynak edilmiş kulaklar
HOLDER Konişmento veya poliçenin aktarıldığı kişi.
HOLDFAST 1)Tutucu,bosa. 2)Aganta etmek.
HOLDING GROUND Demir yeri iyi demir tutan deniz dibi
HOLDING ON Bir rotaya devam etmek.
HOLD ON Aganta
HOLE Makara kanalı
HOLEPIN Filika iskarmozu.
HOLIDAYS Temizlik veya boya yaparken dikkatsizce bırakılmış yerler.
HOLLOW MAST İçi boş direk
HOLLOW PILLAR İçi boş puntel
Sığlık veya dalgalara karşı akıntı nedeniyle oluşan ve esen rüzgara bağlı olmayan ölü
HOLLOW SEA dalga.
HOME Yerinde,yakınında
HOMEPORT Bağlama limanı

Page 63
H

HOME,THE ANCHOR IS COMING Demir tarıyor.


HOME,TO BE RIGHT Yerine iyi uyan
HOMEWARD BOUND Kendi ülkesinin bir limanına giden gemi.Vatana dönüş.
Şeref poliçesi.Açık kuvertür.Sigortacı tarafından döküman veya kanıt istemeden
sigortalıya güvenilerek yapılan deniz sigorta poliçesi.Güven ortadan kalkınca sigorta
HONOUR POLICY otomatik olarak feshedilir.
1)Ambar ağzı çadırı,ambar ağzı veya kaportayı kapamak için kullanılan örtü. 2)Kürsü
HOOD üzerine konulmuş pusula örtüsü,kapela. 3)Kapak.
HOPE Küçük bir barınak yada liman.
HOPPS Şerbetçi veya maya otu.
HORIZON SHADES Sextant da ufuk aynasını gölgelemek için kullanılan renkl camlar.
HORIZONTAL Ufuk ile ilgili,yatay,ufka paralel.
HORN 1)Koçboynuzunun bir tarafı 2)Sis düdüğü
Ekvatorun her iki tarafında 30-35 derece enlemleri arasında batı rüzgarlarının ticaret
HORSE LATITUDES rüzgarlarına dönüştüğü bölge.Hafif rüzgarlı ve devamlı açık hava.
HORSE POWER,EFFECTIVE Gerçek beygir gücü.
HORSE POWER,INDICATED İş'ari beygir gücü.
HORSESHOE PLATE Dümen rodunun gemiye girdiği yere vurulan saç levha
HOSE Hortum
Bir hortumun diğer bir hortuma bağlanması için hortum uçlarında bulunan
HOSE COUPLING kaplinler,birleştiriciler
HOSE NOZZLE Hortumbaşı
Biriken saatler.Bazı navlun anlaşmalarında gemi,belirtilen hazırlık gününde
yüklemeye hazır olmaması halinde kiracıların accumulatıve hours'a hakları olduğu
HOURS ACCUMULATIVE koşulu.
HOUSELINE Mürnel.3 flasalı katranlı veya katransız ip,sicim.
HOUSING STOPPER Liftin uskurlu,kancalı demir zincir bosası
Tekne.İç ve dış donanımları hariç,binalar,güverteler,omurga,döşekler,saç
HULL kaplamalar,postalar,kemereler dahil tekne
HULL DOWN Ufukta direk ve bacası görünen,teknesi ufuk altında olan gemi
HULL INSURANCE Bütün teçhizatı ve makineleri dahil olarak yapılan tekne sigortası.
HULL POLICY Tekne sigorta poliçesi.
HUNG Kıçı karaya oturmuş gemi.
HUNG UP Sahile veya işsiz bırakılmak.
Özellikle Cape Verde adaları,USA Atlantik sahilleri,Karaipler,Meksika körfezi,Bengal
HURRICANE körfezi,arap denizi civarında meydana gelir.
HYDRANT Yangın musluğu.
HYDROGRAPH Nemölçer
HYDROGRAPHY Deniz haritaları ilmi,deniz vb. ve onların kuvvetlerini anlatan ilim.
HYDROMETER Sıvıların yoğunluğunu ölçen alet.
HYDROSTATIC Durgun bulunan sıvıların basınç ve denkliliğine ait.
Teknenin değişik su çekimlerinde hidrostatik ve geometrik eğrilerle verilen denge
HYDROSTATIC CURVES eğrileri.
HYGROGRAPH İnsan saçı ile işleyen nem ölçer.

Page 64
K

K Tekne stabilite işlemlerinde K harfi omurga noktasını gösterir.


KAPPA Yay derecesi olarak kabarma alçalma harmonik değeri.

Yüksek yerden alçak yere doğru esen soğuk rüzgara verilen isim.Aynı zamanda sıcaklık
KATABATIC yayılması dolayısıyla havanın aşağı doğru olan hareketine de denir.

KB Geminin batan kısım,yüzme (sephiye) merkezinin omurgadan olan dikey yüksekliği.


KEDGE ANCHOR Tonoz demiri
KEEL Gemi omurgası
KEEL,BAR Lama omurga.Çubuk demir,çelik omurga.
KEEL BLOCKS Havuzlarda geminin omurgadan üzerine oturduğu kütükler.Omurga takozları.
KEEL,DUCT Tünelli omurga,kutu omurga.
KEEL HAUL Ceza olarak birini geminin altından geçirmek.
KEEL OVER Alabura olmak.Devrilmek.

KEEL PIECE OF STERN Omurga payı.Dümen tabanı.Pervane evi alt kemeri.Öksüz omurga.
KEEL PLATE Levha omurga.Çelik saç levhadan yapılma omurga.
KEEL,TO LAY DOWN A Bir gemi yada filikayı inşa etmek.Omurgasını atmak.
KEEP AWAY Alargada tutmak,açık,alarga.
KEEP ABREAST Yan yana (yakın) bulunmak.
KEEP CLEAR OFF Açık,neta bulununuz.
KEEP HEADWAY,TO İleri yol.Teknenin üzerinde yol bulundurmak.
KEEP OFF Yaanaşma,alarga.Açık ol.

KEEP OFF PROPELLER Pervaneden açık bulununuz.


KEEP WAY Alargada tut.
KELP Büyük deniz otu.
KELTER İyi sıralanmış ve hazır durumda.
KENTER SHACKLE Harbisiz,geçme kilit,kenter kilidi.
KEROSEN Gaz yağı
KEVEL Demir tırnağı.
KEYING DEVICE Manüple (telsiz)
KEY,PROPELLER Pervane siğili
KEYWAY Siğil yeri
KG Gemi ağırlık merkezinin omurgadan olan dikey yüksekliği.
KINETIC ENERGY Hareketten doğan enerji,canlı güç.
KING POST Bumba için kullanılan kısa dikme,direk
KIT Alet,takım.
KIT BAG Gemicilerin giyeceklerini içine koydukları buranda torba.
KM M (maetacenter) noktasının omurgadan olan yüksekliği.
Braket,praçol.Birbirine dikey iki elemanı bağlamak için kullanılan üçgen biçiminde
KNEE çelik,demir parça.Dirsek

Page 65
L

Longitudinal center of buoyancy - Geminin deplasman merkezinin


L.C.B. boyuna istikametteki yerinin kısa yazılışı.
L/C Letter of credit - Akreditif mektubu.

Kamaraların,valflerin vb. yerlerin,aygıtların üstüne veya yanına


LABEL PLATE konulan bu plakalarla isim,görev veya tahsis edildikleri işler belirtilir.
1)Liman amelesi 2)Büyük ve ağır olarak baş kıç yapan ve yalpaya
LABOR düşen gemiye denilir.
LACQUER,LACKER Lak,cila.

LADDER BRIDLE İskele terazisi.Borda iskelelerinin alt başlarını askıda tutan terazi
LADDER CHAIN BRIDLE Borda iskelesi askı zincirleri

İskele vardavelesi.Manrope.Borda yada sürme iskelelerinin yan


LADDER HAND RAIL taraflarına dikilen puntellere çekilen halat yada vardaveleler.
LADDER JUMPING Portatif,küçük iskele.
LADDER LOWER PLATFORM Borda iskelesi alt tavası

LADDER LOWER PLATFORM TOGGLE PINS Borda iskelesi alt tava pimleri
LADDER ROUNDS İskele basamakları
LADDER UPPER PLATFORM Borda iskelesi üst tavası
LADDER WAY Lumbarağzı
LADDER,ACCOMMODATION Borda iskelesi.
LADDER,SIDE Can filikası,borda şeytan çarmığı
LADEN Yüklü
LADING Yük,yükleme işlemi.
LAGOON Denizle birleşimi olan,etrafı kara ile çevrili sığ su,göl.

LAMINAR FLOW İlerleyen bir geminin etrafında birbirine paralel şekilde oluşan akış.
LAND BLINK Buzla kaplı kara parçasının üzerinde,uzaktan görülen sarı ışık.
LAND ON WATER,TO Suya inme,indirme.
LAND,BY Karadan
LANDFALL Denizden karaya doğru yaklaşırken ilk görülen kara parçası
LANDFAST ICE Karaya bağlı buz.
1)Saç levhaların veya kaplamaların üst üste gelmesi,bindirilmesi.
LANDING 2)Karaya çıkma,çıkış.

LANDING BOOM Göller bölgesinde kara ile ilişki kurulmasını sağlayan yan mataforası.
LANDING EDGE Saç levhanın üstte kalan ve binen kısmı,armuz kenarı.
LANDING ORDER Yükün gemiden sahile çıkarılması için lüzumlu olan emir belge.
LANE Buz arasında seyre uygun dar yol.
LANTERN Fener
1)Flasa. 2)Birşeyi bağlamak veya iliştirmek için kullanılan
LANYARD ip,çıma,halat,kısa savlo.
LAP Kaplamaların,levhaların birbiri üzerine bindirilmesi.
LAPPED THE SHORE,THE WAVES Dalgalar sahili dövdü.
Atmosferde yükseldikçe sıcaklığın düşme derecesi.Her 100 metrede
LAPSE RATE 0,6 C derecedir.
LARD Domuz yağı.
LARIDAL Bir çeşit martı kuşu.
LARINAE Gerçek martı kuşu.
LASH Façuna etmek.Bağlamak.
Gizli kusur,gereken özen gösterildiği halde farkına varılamayan
LATENT DEFECT kusur.
LATERAL RESISTANCE Geminin su altında kalan kesiminin yan harekete karşı direnci.
Yanlaç şamandıralama.seyir alanı şamandıralar arasında kalan
LATERAL SYSTEM geçittir.

Page 66
L

LATEX Kauçuğun ham maddesi,kauçuk sütü.


LATHE Torna tezgahı.
1)Tekneyi karadan denize indirmek. 2)Bir cismi uzunlamasına
LAUNCH hareket ettirmek.
LAUNCHING WAYS Kızak
LAW COMMERCIAL Kara ticaret kanunu.
LAW INTERNATIONAL Devletler hukuku.
LAW MARITIME Deniz ticaret hukuku.
1)Devletler arası deniz hukuku. 2)Deniz hukuku devletlerarası deniz
LAW OF THE SEA hukuku.
LAWFUL TRADE Kaçak yada yasalara aykırı olmayan ticaret.
LAWSUIT Dava
LAY A COURSE TO (ON A CHART) Haritaya rota çizmek
LAY ABOARD Bordadan yanaşmak
LAY ALONG 1)Meyletmek 2)Yatmak
LAY ALONGSIDE THE QUAY Rıhtımda yatmak

LAY BY Dar kanallarda geçişi sağlamak için yapılmış gemi bağlama yerleri.
LAY BY BERTH Yanaşık halde.
LAY DOWN Omurgayı kızağa koymak.
LAY OFF Sahilden uzaklaşmak.Liman dışında kalmak.
1)Bir gemiyi beirli bir yerde belirli bir zaman için tutmak. 2)Halatı
LAY OUT bağlanacağı yere göndermek.
LAY THE COURSE Geminin başını istenilen rotada tutmak.

LAY THE LAND Karadan uzaklaşılması nedeniyle karanın ufuk altında kaybolması.
LAY UP Gemiyi hizmetten alarak bağlamak
LAYBROADSIDE Bordadan yaklaşmak.
Astarya günleri.Yükleme yada boşaltma için kabul edilmiş
LAYDAYS günler.aşılınca sürastarya,tersi dispeç i oluşturur.
LAYER Tabaka,katman.
LAYING GROUND TACKLE Tonoz atmak.

Bir geminin devamlı 30 günden (bazen 15) fazla iş yapmadan


kalması sonucunda sigorta priminden yapılan iade.Muattal gün prim
LAYING UP RETURNS iadesi.

1)Gemi kumanyasının bulunduğu yer.Kumanyalık.Kilitli,güvenceli


LAZARETTE,LAZARETTO yer,depo. 2)Karantina altına alınan gemi yada bina. 3)Karantina.
Bir bumba yada dikmeyi hareket ettirecek veya bir yere bağlayacak
LAZY GUY tek halatlı abli.
LEAD (LED) 10/14 libre ağırlığında kurşun ağırlı.İskandil.
1)Bir halatın gittiği yön yada bastika,koç boynuzu vb. ile değişen
LEAD (LEED) yönü.Kumanda ettiği yön. 2)Buz arasında açılmış yol.
LEAD BLACK Kurşun kalemin içine konan siyah maden.Kurşun tozu.
LEAD INGOT Külçe kurşun.
LEAD WIRE Kurşun tel
LEAD,HAMMER Kurşun çekiç.
LEADING (LEAD) BLOCK İçinden geçen halatın yönünü değiştiren bastika.
LEADING AHEAD Başa kumanda.

LEADING EDGE Pervane kanadının,dümenin,A braketinin pruvaya bakan kenarı.


LEADING LINE Transit hattı
LEAK Su etmek.
LEAK,TO SPRING A Su etmek.
LEAKAGE Sızıntı.
LEAKING Akma,sızma.
LEAP DAY Şubat'ın 29.günü.

Page 67
L

LEAP INTO SEA Denize atlamak.


LEAP YEAR Dört yılda bir gelen 366 günlük sene.
LEASE Kira
LEATHERS Kösele yada deri.
LEAVE ASTERN Geride bırakmak,geçmek.
LEAVE LOOSE Kaloma etmek.
LEAVE OFF Abosa etmek.
LEAVE PORT,TO Limandan çıkmak.
LEAVE,BREAK İzini aşmak.Zamanında gemiye dönmemek.
LEDGE Su altında bulunan kaya,inişli kaya tabakası.Döküntü.
LEE 1)Rüzgaraltı. 2)Rüzgarın gittiği,estiği yön.
Rüzgar altına atılan demir veya tek demirde yatarken atılmamış
LEE ANCHOR diğer demir.
LEEWARD Rüzgar altında kalan alan.
LEFT HAND PROPELLER Pruvaya bakıldığında kanatları sağdan sola dönen pervane
LEG Dikiş yapılırken halatın açılan kolu
LEGAL Kanuni,hukuki,yasal.
LEGAL ADVISER Hukuk müşaviri
LEGAL AUTHORITY Resmi makam
Gemi adamlarının ödemeleri için geceyarısından geceyarısına kadar
LEGAL DAY kabul edilmiş gün.
LEGAL MERCHANDISE Meşru yük,mübah ticaret.
LEGAL PAPER Hukuki,kanuni,yasal vesika,belge
LEND A HAND Yardım etmek,el vermek
LET FALL Fora,mola.
LET LOOSE,TO Kaloma etmek.Serbest bırakmak.
LET OUT Voltayı aç.
LET RUN Kaçır (süratli)
LETTER OF CARRIAGE Teslim pusulası.İrsaliye.
LETTER OF CREDIT Akreditif
LETTER OF GUARANTEE Teminat mektubu
Tazminat,teminat mektubu.Konişmento ile ilgili olarak verilen bir
mektup.Bazı durumlarda yükleyici gemi sahibini sorumluluktan
LETTER OF INDEMNITY kurtarmak ve temiz konişmento almak için bu mektubu verir.

Hasar talebinde,sigortalının sigortacıya vermiş olduğu bu mektupla


sigortacı 3. şahıslardan talepte bulunmaya hak sahibi olur.Halefiyet
LETTER OF SUBROGATION mektubu.
LEVELLING Yükün düzeltilmesi,hap edilmesi
LEVER Manivela
LEVER BAR Lövye
LIABILITY Sorumluluk

Mali mesuliyet sigortası.Sigortalıyı mali sorumluluğa,başkalarına


LIABILITY INSURANCE vereceği zarara karşı koruyan sigorta.

Uğrama özgürlüğü.Navlun veya diğer anlaşmalara konulan bu


terimle,gemi belirli koşullar altında ara limanlara uğramak
LIBERTY TO CALL özgürlüğüne sahip olur.
LIE Belirli bir yerde beklemek
LIE BY Başka bir geminin bordasında olmak,yatmak
LIE OFF Alargada olmak,yatmak.
LIE ON THE BOTTOM,TO Dibe oturmak.
LIE OVER Heel over.
LIE TO Rüzgar ve denizler nedeniyle ilerleyemeyen gemi.

İhtiyati haciz.Rehin hakkı.Tedbir.Belirli talepler tatminkar bir şekilde


karşılanıncaya kadar başka birinin malik olma hakkını
LIEN alıkoymak,hareketini önlemek,tedbir.

Page 68
L

Bir charter party klozu olup geminin sahibinin kiracıya,kiracının gemi


LIEN CLAUSE sahibine karşı olan haciz hakkı.
Anlaşma altında ödenmesi gerekli olanlar için yapılan ihtiyati
haciz.Örneğin,bottomry,respondentia,kurtarma,gemi adamı ücretleri
LIEN,CONTRACTUAL vb.
LIEN,DAMAGE Çatma'dan doğan ihtiyati haciz.
LIFE BELT Can yeleği.

1)Can halatı,güvenlik ve kurtarma amacıyla donatılan halat.


2)Bordada çalışan bir adama güvenlik amacıyla bağlanmış halat.
3)Filikaların içinde çalışanlar için mataforadan indirilen can halatları.
LIFE LINE 4)Can simidine bağlı can halatı,incesi
LIFE PRESERVES Can yeleği,simidi.
LIFE SAVING APPLIANCES Gemide bulunan can kurtarma araç ve gereçlerinin tümü.
LIFE VEST Can yeleği.
LIFEBOAT SKATES Filika borda kızakları.
LIFEBOAT TACKLE Filika makarası,palangası.
LIFEBUOY Can simidi.
LIFT Mantilya
Tulumba emme yüksekliği.Teorik olarak bir tulumbanın emiş
LIFT OF PUMP yüksekliği 34 kadem ise de pratikte 26 kademdir.
Yardımcı teçhizat ile beraber dikme yada kreyn.Kaldırma
LIFTING GEAR donanımı,tertibatı.

LIFTING MAGNET Mıknatıslandırma ile hurda demir vb. yükleri kaldırmada kullanılır.
LIFTING SCREW Liftin uskuru.Turnbuckle.Bottle screw.Straining screw.
LIGHT HAND Genç fakat becerikli gemici
LIGHT HANDED Eksik adam,noksan gemici
Işığın içeri girmesi için borda yada güvertede açılan menfez,delik
LIGHT HOLE açıklık.
LIGHT PORT Camlı lumbuz
LIGHTEN Hafifletmek
Gemi yapımında ağırlığı azaltmak için elemanlar üzerine yapılan
LIGHTENING HOLE açıklıklar,kesmeler,menfezler.
LIGHTER Layter
Atmosferik elektriğin dünyaya yada buluttan buluta boşalması
LIGHTNING nedeniyle görülen parlak ışık,şimşek,yıldırım.
LIGHTNING CONDUCTOR Paratöner,yıldırım savar
LIGNITE Linyit kömürü.
1)Özellikle ay veya güneş yada bir gezegen çevresinin alt ve üst
LIMB yanı,çevresi. 2)Sekstantın derecelere bölünmüş kol yayı.
Eğrilerde,döşeklerde veya sintine braketlerinde sintine suyunun
LIMBER HOLE akması için açılmış olan delikler.Sintine su yolu.
LIME Kireç
LIMES Misket limonu
LINE ABREAST Borda hattı.
LINE ON Omuzluk hattı.
LINEN Keten bezi

1)Silindir gömleği. 2)İki parçayı ayarlamak için aralarına konan


LINER parça,layner. 3)Posta ile kaplama arasına konan parça.Ayar levhası.
Yüklemede masraflar gemi sahibine,boşaltmada giderler kiracı veya
LINER IN / FREE OUT alıcı (taşıtana) ait.

LINER OUT / FREE IN Yüklemede masraflar taşıtana,boşaltmada giderler taşıyana ait.


LINES,DRAWING Endaze
LINING Kaplama
LINK 1)Zincir baklası 2)Halka
LINK STUDED Lokmalı zincir baklası.

Page 69
L

LINSEED Keten tohumu.


LIST Geminin yana yatması.
Kaptan tarafından verilen ve tayfa,kaçak ve dışarıdan alınmış tayfayı
LIST OF ALIENS gösteren liste.
LISTED Kereste yüklemiş gemilerde görülen meyil,bayılmış gemi.
LITTORAL 100 kulaç hattı ile sahil arasında kalan deniz parçası.
LIVE STOCK Canlı hayvan
LIVELY VESSEL Oynak gemi.
1)Bir ucu radansalı halat 2)Kertenkele.Vinç telinin sarkmaması için
LIZARD bumba üzerine asan küpe

Loyd tipi kurtarma anlaşması.Kurtarma yok-ücret yok ( no cure - no


pay ) esasına göre düzenlenmiş,uluslararası denizcilik çevrelerince
LLOYD'S STANDART SALVAGE AGREEMENT bilinen ve kabul edilen loyd kurtarma anlaşması.

Geminin bordasına konulmuş 12 pus çapında olan daire ve bunu


ortadan kesen 18 pus uzunluğunda 1 pus genişliğinde çizgi.Geminin
LOAD LINE DISC klasını veren kurumun baş harfleri dairenin her iki tarafına vurulur.
LOAD STAR 1)Dümen tutarken kılavuz olarak alınan yıldız. 2)Kutup yıldızı.
LOAD,RUNNING Viradaki yük
LOAD,STANDING Askıdaki yük
Both ends.Yükleme ve boşaltma sonları.Bu deyim üzerinde yapılan
anlaşmaların hem yükleme hem de boşaltma limanlarında
LOADING AND DISCHARGING ENDS uygulanacağı anlamına kullanılır.

Yükün yüklendiği yer,tarih,cinsini,ağırlığını,KG,moment,ortalama


LOADING LIST draft,KM ve neticede GM olarak gösteren çizelge.
LOBE(S) Radar dalgaları hüzmesi.
LOCAL WEIGHT Makine gibi gemide bulunan ağırlıklar.
Open cover durumunda yüklemeden evvel meydana gelecek
hasarlardan,anlaşılan azami yüzdeden fazla sorumlu olunmayacağı
LOCATION CLAUSE hususundaki koşul.

Gemiyi bir limanda yada kanallarda bir düzeyden diğer


LOCK düzeye,seviyeye çıkarmak için kullanılan özel yapılmış geçiş havuzu.
LOCK OUT İşverenin işi durdurması.
LOCKED TOGETHER,TO BE Gemiler çarpıştıktan sonra ayrılamama durumu
LOCKER CLENCH Hırça mapası
Ambar kapakları ve muşambaları konulduktan sonra üzerlerine
LOCKING BARS vurulan çelik tirizler,ambar kilitleri.
LOCKING DEVICE Kilitleme tertibatı.
LOCKING PINTLE Kilitli dümen erkek iğneciği.
1)Parakete.Geminin süratini yada gidilen mesafeyi gösteren
LOG alet.2)Tomruk.
LOG BOOK EXTRACTS Seyir jurnali sureti
LOLL Eksi GM nedeniyle geminin yatması,meyletmesi.
LONG BRIDGE Gemi boyunun %15'ini kaplayan uzun köprüüstü.
LONG HATCH Plansız işlemden ötürü bir ambarda çalışmak zorunda kalmak
LONG RANGE Uzak mesafe

Demirli bir gemide,zincire verilen kalomanın demir yeri derinliğinden


4 mislinden fazla olması (tam kaloma) veya deniz dibine döşenen
LONG STAY zincirin hemen hemen düz olması.Uzun kaloma.
LONG-TERM Uzun vadeli
Tulani.Tekne yapımında baştan kıça doğru boylamasına olan
LONGITUDINAL elemanlara,parçalara denilir.
Gemiyi yada bir elemanı boyuna olarak şekil değiştirmeye zorlayan
LONGITUDINAL STRESS gerilme,zorlama.

Page 70
L

LONGITUDINAL METACENTER Geminin boyuna yapmış olduğu meyil ile ortaya çıkan metasentır.
LOOF Gemi bordalarının başa doğru daralması
LOOK OUT Gözcülük.
LOOM Görüş dahilinde,görülür.
LOOMING Sis yada pus dolayısı ile olduğundan büyük görünmek.
LOOP İlmek,ilmik,doblin.
LOP Küçük dalgacıklı fakat süratli olan denizler.
LOSE WAY,TO Yol kaybetmek
LOSS Ziyan,kayıp.İki türlü olur.a)Tam ziya.b)Kısmi ziya.
LOSS CONSEQUENTIAL Endirekt meydana gelen hasar ziya.
LOSS DAY Date line'da kaybedilen gün.
LOSS OF EARNING Kazanç kaybı
LOSS OF SPECIES Tanınmayacak şekilde hasar,ziya.

Tarih hattında (180 derece meridyeni),batı boylamından doğu


LOST DAY boylamına geçilirken kaybedilen ve nazarı dikkate alınmayan gün.

1)Ziyana uğrasın veya uğramasın.Gemi sefere çıktıktan sonra


yapılan deniz sigorta poliçelerine konulan bu kloz ile sigortalının
daha önceden durumu bilmemesi koşulu altında,poliçe yapılmadan
LOST OR NOT LOST evvel meydana gelen hasar bu şart altında ödenir.
LOT NUMBER Malzeme numarası
LOUDSPEAKER Mikrofondan hopörlere ses dağıtılması.
LOUDSPEAKER Hoparlör
LOUNGES Yolcu salonu.
LOWER 1)Mayna etmek 2)Alt,dip,aşağı
LOWER A BOAT,TO Filikayı mayna etmek.
LOWER AWAY Filika mayna emri

Kerte hattı eğrisi.Rhumb line eğer meridyenleri herhangi bir T açısı


ile keserse ekvator civarında bir büyük daire ve kutuplara doğru
yaklaştıkça meyli artan bir spiral doğru olur.Buna kerte hattı eğrisi
LOXODROME denir.
LUBBER Acemi gemici.
LUBRICANT Yağlama maddesi.
LUBRICATE,TO Yağlamak
LUFF Gemi bodoslamasının en geniş yeri.
LUFFING Bir kreyn veya bumbanın dikey hareketi.
LUG 1)Kilit ağzı açıklığı 2)Dümen askı mapaları
LUG OF SHACKLE Kilit ayağı,açıklığı
LUG PIECE Parça köşebent.
LULL Rüzgar kuvvetinde geçici olarak azalma,ara verme.Kırılması.
LUMBER Biçilmiş kereste
Bir geminin belirli bir süre için belirli ücret karşılığı kiralanması,götürü
LUMP SUM CHARTER esas üzerinden kiralama.
LUNAR Ay ile ilgili
Ay çevrimi 19 senelik devir.Bu zaman geçince aynı anda,aynı günde
dolunay meydana gelir.Buna meton cycle yahut metonic cycle da
LUNAR CYCLE denir.

Bir ay gününde ay'ın belirli meridyenden peşpeşe geçişi.Ortalama


LUNAR DAY değer 24 saat 54 dakika ortalama güneş zamanıdır.
LUNAR METHOD Ay uzaklığı ile boylam bulma yöntemi.

Ay ın yer ile birlikte güneş etrafındaki bir devri.Ay'ın 12 kez yeni


LUNAR YEAR aydan yeni aya gelmesi için geçen süre.354 gün 8 saat 49 dakika.

Page 71
L

Ay'ın bütün evrelerini tamamladığı devre.29 gün 12 saat 44 dakika


LUNATION 2,87 saniye.Buna lunar month da denir.
LUNISOLAR Güneşle ayın ilişkisine veya hareketine ait.
LURCH Gemi giderken yaptığı ani ve büyük silkenti,yalpa,yatma.
LUSTRUM Meteorolojide kullanılan 5 senelik devre.
LYING AT ANCHOR Demirde yatmak
Returns clause.Lying up returns.Poliçe iptal edildiğinde yahut gemi
limanda bağlı kaldığı zaman ne miktar primi iadesi yapılacağı
LYING UP CLAUSE hususundaki koşul.

Kazaya uğrayan geminin kaptanı yada sahibi bu kurtarma anlaşması


teklif edildiğinde tereddüt etmeden anlaşmayı imzalayabilirler.Genel
kanı,bu anlaşmanın her iki tarafın çıkarlarını eşit olarak koruduğu
merkezindedir.

2)Konişmentoda bulunan bu koşul ile sefer esnasında yük zayi olsa


bile navlun taşıyıcıya ödenir.Navlun her halükarda kazanılmıştır.

Page 72
M

MACHINERY CASING Makine dairesi.


MAGAZINE Mağaza.Locker.Store.

MAGNAFLUX (TAILSHAFT) TEST Işıkla çatlak kontrolü.


MAGNET Mıknatıs
Devamlı olarak mıknatısiyeti tutabilen çelikler.Genellikle tungsten ve kobalt ile
MAGNET STEEL karıştırılmıştır.
MAGNETIC Mıknatısi.Mıknatısla ilgili.
Gemide bulunan bir pusulaya,demir gemi parçalarının yapmış olduğu etkileri
MAGNETIC COMPENSATION ortadan kaldırmak için kullanılan mıknatıs çubukları,küreler vb.
MAGNETIC COUPLING Makine ile pervaneyi birbirine bağlayan mıknatısi kavrama,kaplin.

İbre eğimi (meyli).Mıknatıs ibresinin yatay düzlemle yaptığı açıdır.Serbest olarak


asılı bir mıknatıs ibresi ekvatorda yatay şekilde kuzey güney yönünde durduğu
MAGNETIC DIP halde,kutuplara gidildikçe ibre yere doğru dikilerek yatay durumunu kaybeder.
Serbest pusula ibresinin yer üzerinde mıknatısi dip oluşturmadığı (kuzeye yada
güneye meyletmediği) noktaların birleştirilmesinden doğan hat.Bu hat aynı
MAGNETIC EQUATOR zamanda dünyanın kırmızı mavi mıknatısiyetini de ayırıcı çizgidir.
MAGNETIC INDUCTION Bir mıknatısın değmeden diğer bir maddeye olan etkisi.Mıknatıs etki akımı.

1)Dünyanın kuzey ve güney kutuplarında serbest bir pusula iğnesinin (ibresinin)


dikey olduğu yerlerdir.Bu yerler kuzeyde Hudson körfezinde,güneyde ise Güney
Viktorya arazisi üzerindedir. 2)Bir mıknatısın uçları,mıknatısiyetin en fazla olduğu
MAGNETIC POLE yerler.

Mıknatıs fırtınası.Dünyanın manyetik alanında oluşan hızlı artış,karışıklık.Saat ve


gün olarak ölçülür.Güneş lekelerinden geldiği sanılmakta olup dünyanın bütün
MAGNETIC STORM alanını kaplar,etkiler.
Mıknatısiyet ve bunu meydana getiren eleman.Demir,kobalt,nikel gibi maddeler
MAGNETISM mıknatıslanmayı kabul ederler.
MAGNETISM,INDUCED Etki ile oluşturulan mıknatısiyet.

MAGNETISM,SUB PERMANENT Yarı sürekli mıknatısiyet.


MAGNETOMETER Herhangi bir yerde mıknatısiyeti ölçebilen alet,manyetometre.
MAGNETRON Radarda yüksek frekans yapan diot lamba.
MAGNETSCOPE Mıknatıs kuvvetlerini ölçen alet.
MAGNIFYING GLASS Pertavsız
Maun ağacı.Sağlam,menevişli ağaç.Koyu kan rengindedir.Uzun ömürlü olduğu için
MAHOGAN(Y) gemilerin ağaç işlerinde aranır.Ancak çok pahalıdır.
MAIDEN VOYAGE İlk sefer
MAIN 1)Okyanus yada açık deniz. 2)Ana,esas,gemi yapısı parçası.

MAIN BEAM Gemi resmi numarasının ve recister tonunun yazıldığı ambar ağzı ana kemeresi.
MAIN BREADTH Karşılıklı iki posta arasındaki en büyük genişlik.
MAIN BREADTH LINE Geminin ortasında olan en büyük genişlik.
MAIN HATCH Ana ambar ağzı.Genellikle ambar ağızları içinde en büyüğüne denir.
MAIN HOLD Genellikle en büyük ambar
MAIN MAST Ana direk,grandi. 2.direk
MAIN PIECE Dümen yelpazesi,dümenin en büyük kısmı.Dümen anası.
MAIN RAIL Küpeşte ağacı.
MAIN SPUR WHEEL Vinç ana dişlisi.
MAINTENANCE Bakım,tutum
MAINTENANCE AND RETURN İşine son verilen gemi adamının vatanına gönderilmesi.
MAINTENANCE OF
CONDITIONS Durumun devam ettirilmesi

Mısır.Corn. İ.F:49/50 dökme,54/55 çuvallı.Mısır kızışmaya ve buharlaşma yapmaya


elverişli bir yüktür.Yüklemeden evvel bozuk olan yada olabileceği düşünülen bu yük
için konişmentoya "Shipped in apparent good condition-Dış görünüşü iyi durumda
MAIZE yüklenmiştir"

Page 73
M

1)Halatı volta etmek,bağlamak. 2)Kaska etmek.To hold fast-Germek ve gergin


MAKE FAST,TO (A LINE) durumda tutmak.
MAKE FOUL Çapariz vermek,karaya oturmak
MAKE GOOD Eksiğini tamamlamak,onarmak
MAKE TIGHT 1)Suga etmek,sıkıştırmak. 2)Su geçirmez,sızdırmaz yapmak.
MAKE WATER Tekneye su girmesi
MALINGER Yalandan kendini hasta göstermek
MAN Adamla donatmak
MAN ROPES İskele kenarlarına konulan can halatı.Vardavele halatı.
MANAGEMENT Yönetim
Demise charter party anlaşmasında gemi sahibinin,anlaşılan ücret
karşılığında,kiracıya bağlı olarak gemiyi idare etme klozu,şartı.Yönetme anlaşması
MANAGEMENT AGREEMENT CLAUSE koşulu.
Gemi veya gemilerin ticari durumlarını fiilen idare eden gemi sahibi veya
MANAGING OWNER sahiplerinden biri.
MANEUVERABILITY Manevra kabiliyeti
MANEUVERING TRIALS Dümenle ilgili seyir tecrübeleri.
MANGROVE Tropik sahillerde büyüyen ve geniş alanları kaplayan ağaç.
MANHELPER Uzun bir sopaya bğlanmış boya fırçası
Bir adamın girebilmesi için kazanda,tank üstünde yada diğer kapalı yerlerde açılmış
MANHOLE delikler,menfezler,açıklıklar.Menhol.

Manifesto.Yük yüklenince kaptana verilen belge,döküman.Yük hakkında


bilgi,yükleyenin adını,markalarını,numaralarını,miktarını,nereden
yüklendiğini,kaptanın adını,geminin adını,tonajını,bağlama limanını,konişmentoları
MANIFEST vb. gösteren belge.
1)Valf sandığı.Tulumba alıcı ve verici grubu (veya) bulunduğu küçük yer. 2)Emme
MANIFOLD borusu
MANILA HEMP Özellikle Filipinlerde yabani muz ağaçlarından elde edilen manila keneviri.
Yabani muz ağacı liflerinden yapılan halat.Aynı çaptaki kendir halattan daha hafif
MANILA ROPE fakat daha kuvvetlidir.
Manometre.Gazların,akışkanların basıncını ve elastik varlığını ölçen alet.Örneğin
MANOMETER barometre ve stim ölçerler (geyç).

Dikkatsiz ambar kapamalar,vardavele,puntellerin yerinde olmaması veya iskele


MANTRAPS altına ağ konulmaması gibi durumlarda gemi adamları için tehlikeli olan durumlar.
MANUFACTURING İmalat
MANURES Gübreler
MARBLE Mermer
MARE LIBERUM Bütün ulusların eşit haklara sahip olduğu açık deniz
Sintine dönümü braketi.Yan bağ levhası ve gaset saçını sintine dönümü levhasına
MARGIN BRACKET bağlar.

Güvenlik payı.Sınır halatı.Perde güvertesinin 3 pus (76 mm) altında düşünülen bir
hat olup tekne bu hatta kadar batsa bile geminin gene iyi havada seyredebileceği
MARGIN LINE kabul edilmiş olup 1974 SOLAS konvansiyonunca kabul edilmiştir.
Yan bağ levhası.Marcın,kenar saçı.Double bottom tanklarının kenar boyuna
MARGIN PLATE levhası.Kenar levhası.
Konişmentoyu imzalıyan kaptan yada acentenin taşıyıcının çıkarlarını korumak
MARGINAL CLAUSES IN B/L amacı ile koyacağı kloz.
MARGINAL SEA Karasuları
MARINE ADVENTURE Geminin yapacağı sefer.
MARINE CASUALTY Deniz kazası
MARINE GROWTH Sakal

MARINE INSURANCE Denizde,gemide yada seferde olacak kayıplara,hasarlara karşı yapılan sigorta.
MARINE INSURANCE CORPORATION Deniz rizikolarına karşı beraber sigorta yapan sigorta şirketleri.
MARINE INTEREST Bottomry ve Respondentia'dan alınan yüksek faiz.
MARINER'S LIEN Gemi adamının ücreti için gemi ve yük üzerine konulan haciz

Page 74
M

1)Denizsel,deniz,seyir,deniz ulaştırması ve deniz ticareti ile ilgili. 2)Deniz kenarı.


MARITIME 3)Denizcilik.
MARITIME CODE Deniz ticaret kanunu
Denizcilik mahkemeleri."Court of Admiralty","Court of Appeal","Judical Committe"
MARITIME COURTS ve "Privy Councel" deniz mahkemeleridir.
MARITIME HYPOTHECATION Deniz ödüncü nedeni ile yapılan ipotek.
MARITIME INTEREST Deniz ödüncü senedi faizi.
MARITIME LAW Deniz hukuku.Deniz ticareti hukuku.

İhtiyati haciz.Belirli istemler karşılanıncaya kadar başka birinin malik olma


hakkını,hareketini geçici olarak önlemek,tedbir.Denizcilikte yapılan anlaşmalardan
(contractual lien) yada hasar karşılığı (damage lien) gemiye konulan haciz.Hapis
MARITIME LIENS hakkı.

Deniz seferinin doğal neticesi olan veya ona bağlı bulunan deniz
tehlikeleri.Yangın,savaş
rizikoları,korsanlar,soyguncular,iğtinam,gasbetme,alıkoyma,denize yük
MARITIME PERILS atma,baratarya vb.
MARITIME POLAR Denizsel soğuk.
MARITIME POLAR AIR Yüksek enlemlerden gelen hava akımı.
MARITIME TERRITORY Karasuları
MARITIME TROPICAL Denizsel sıcak.
MARKET RESEARCH Pazar araştırması
MARKET SHARE Pazar payı
MARKETING Pazarlama
MARKING Markalama.İşaretleme.

MARKS 1)Geminin kanaları 2)Geminin kıçında yazan ismi ve bağlama limanınada denir.
MARKS,DOWN TO HER Sigorta markasına kadar yüklenmiş
MARLINE Gırcala,mürnel
Kavela.Halatlara kasa yada dikiş yapmak için kullanılan bir tarafı sivri diğer tarafı
MARLINE SPIKE kalın ağaçdan yada demirden yapılmış çelik çubuk.
MAROONER Korsan.
MARRY Dikiş yapılacak iki halatın kollarını açarak hazırlanması,kolbastı yapılması.
MARSH Bataklık
MARTIAL LAW Sıkı yönetim
MASS PRODUCTION Seri imalat
MAST Direk
MAST,DIS Geminin direğinin devrilmesi yada çıkarılması.
MASTHEAD LIGHT Silyon feneri
MASTIC Sakız.akdeniz sahillerinde yetişen bir ağaçtan elde edilir.
MASTLESS Direksiz.

Palet,usturmaça.Halat kollarından örülerek yapılan hasır yada üstüne halat dikilmiş


MAT branda parçası.Aşınmayı önleyici yada sızdırmayı önlemek için kullanılır.

Yükleme ordinosu.Geçici makbuz (alındı).Yüklenecek yükün gemiye alınması için


MATE'S RECEIPT gemi sahibi veya acentesi tarafından gemiye hitaben verilen belge.
MATERIAL Malzeme
MATS Hasır
MATTRESS Şilte,yatak
MAYDAY Uluslararası radyo imdat çağrısı.Fransızca Maider kelimesinden doğmuştur.
MEAN HIGH WATER NEAP Ortalama ölü yüksek su.
MEAN HIGH WATER SPRINGS Belirli bir yerde görülen yeterli sayıda canlı yüksek suların ortalaması.
Normal (ortalama) meteorolojik koşullar altında kabarma alçalma etkisi olmadan
MEAN SEA LEVEL deniz yüzeyi.
Belirli bir yerin meridyeninde ortalama güneşin iki geçişi arasında kalan
MEAN SOLAR DAY zaman.86400 saniye.
MEAN SOLAR TIME Ortalama güneş zamanı.

Page 75
M

Ortalama güneş.Düzgün bir zaman ölçüsünün sağlanabilmesi için düşünülen


güneş.Gerçek güneşin hareketlerinin gök ekvatorundaki izdüşümü.Gerçek güneşin
MEAN SUN ortalama hızı ile gök ekvatoru üzerinde dolandığı varsayılan güneş.
Chart datum üzerinde ortalama kabarma alçalma.Ortalama yüksek su ile ortalama
MEAN TIDE LEVEL alçak suyun yarısı alınarak bulunur.
MEAN TIME Ortalama güneş ile düzenlenen zaman.
MEANS Araçlar
Geminin deplasman,gros,net ve güverte altı tonajları,kanalar,fribord,uzunluğu
MEASUREMENT OF SHIP derinliği ve genişliğinin saptanması.
MEASURING TAPE Şerit ölçü.Şeritmetre.
MEAT BOARD Et tahtası
MEAT CHOPPER Et kıyma makinesi
MEAT GRINDER Et kıyma makinesi
MECHANICAL INTEGRATOR Geminin deplasmanı ile deplasman momentini bulmak için kullanılan alet.
MECHANICAL VENTILATION Makine kuvveti ile havalandırma.
MEET HER Karşıla

MEGACYCLE Saniyede bir milyon frekansı ifade eder.Radar frekansları bu terimle ifade edilir.
MEGAPHONE İnsan sesini yükseltmek için kullanılan borazan.Megafon.
MELTING POINT Erime noktası.
MEMORANDUM Deniz sigorta poliçesinde hariç tutulan hususların listesi.
MEND 1)Tamir etmek. 2)Halatı ince halatla bir kere daha façuna etmek.
1)Civanın barometre borusunda meydana getirdiği bükeylik. 2)İçbükey,dışbükey
MENISCUS mercek.

Bu yöntemle yapılan haritalarda,enlem ve boylam doğruları birbirine dik ve paralel


olup meridyenler arası mesafe bütün enlemler için aynıdır.Enlemler arası,o enlem
MERCATOR CHART dairesinin ekvatordan olan açısal uzaklığının secant'ı ile orantılı olarak büyür.

Merkator izdüşümü.Bu izdüşüm,ekvatorda yere teğet ve aynı zamanda yer'in


kutupsal eksenine paralel olmak üzere,Yer'in etrafına sarılan bir silindire,Yer'in
MERCATOR'S PROJECTION merkezindeki ışığın izdüşümüdür.Buna ekvatoral silindirik izdüşüm de denir.
MERCHANDISE Birleşme,füzyon
MERCHANT MARINE ACT Deniz ticareti kanunu.
MERCURIAL BAROMETER Civalı barometre.
MERCURY Civa madeni.Denizde barometre,termometre ve cayro pusulada kullanılır.

MERCURY BALISTIC Cayro pusulada cayronun meridiyen dışına kaçmasını önleyen civalı donanım.
MERGER Ticari eşya,emtia
MERIDIONAL Meridyene ait.

Meridiyen kısımları (parçaları).Belli bir enlem ile ekvator arasındaki meridyenin yer
yüzü üzerindeki gerçek boyunun,merkator haritası üzerine izdüşüm yapan
MERIDIONAL PARTS boyu,yani harita üzerindeki boyun boylam birimi cinsinden ifadesidir.
Meridyenler kısımları yönünden enlemler arasındaki mesafe.İki enlemin
MERIDIONAL PARTS,DIFFERENCE OF oluşturduğu meridyen parçaları değerleri arasındaki fark.

MERIDIONAL PROJECTION Meridyene paralel yada ona uygun bir düzeye,bir küreyi aksettirme,projeksiyon.
MERMAID Deniz kızı.
MERMAN Deniz kızının karşı cinsi.
MESH Ağ gözü
MESS Aynı masada yemek yiyen grup,karavana,tabldot.

Gemi biraz meylettiği zaman yeni yüzücülük (sephiye) "center of buoyancy"


merkezinden meyilli su hattına çizilen dik doğrunun,meyilsiz halde sephiye
merkezinden geçen doğru ile kesim noktası (kısaca M ile gösterilir) olup bu
METACENTER noktadan ağırlık merkezine

Page 76
M

Geminin değişik yüklü durumlarında metacenter'ın omurgadan olan yüksekliğini ve


METACENTRIC DIAGRAM yüzücülük merkezinin dikey durumlarını veren eğri.

Sigorta poliçesine,su etkisi nedeni ile madeni kaplamaya olan hasarın hariç
tutulacağı hususunda konulan kloz.Poliçeye konulan bu kloz ile sigortacının
geminin sefer esnasında uğrayacağı normal aşınma ve eskimeden sorumlu
METALLING CLAUSE olmayacağı belirtilir.
MICA TALK Mika.
MID CHANNEL Dar geçitlerde seyir için elverişli su yolu.
Denizde uzak bir yer.Bazen gözlemci ile ufuk arasında bulunan uzaklığın yarısını
MID MAIN ifade için kullanılır.
MID SECTION Geminin orta kesiti
MIDDLE WATCH 00:00-04:00 vardiyası.
MIDDLEMAN Aracı
MIDDLINGS Hayvan yemi olarak kullanılan ve besleme derecesi düşük tahıl unları.
MIDLAND SEA Akdeniz e verilen isim.
MIDSHIP Geminin ortası.
MIDSHIP BEAM Bir geminin ortasındaki en büyük kemere
MIDSHIP BEND Bir geminin enine en geniş orta kesiti
MIDSHIP BODY Bir geminin orta parçası.
Bir geminin en büyük postası.Baş kıç dikeylerine aynı uzaklıkta,orta kesit üzerinde
MIDSHIP FRAME olan posta.Gönye postası,mastori postası,ıskarmozu,eğrisi.
MIDSHIP SECTION Geminin enine orta kesiti.Mastori kesit.
MIDSTREAM Bir akıntının orta hattı.
MILAGE Mil hesabı ile uzunluk.
MILKY WAY Samanyolu.Samanyolu kuşağında görünen yaygın ve donuk ışık.
MILL Hadde

MILLET (DHURRA) Akdarı.Tavuk yemi yada pirinç yerine gıda maddesi olarak kullanılan küçük daneler.
MINERAL OILS Madensel yağlar
Yanlış beyan.Navlun anlaşmalarında yanlış beyan yapıldığı takdirde anlaşmanın
MISREPRESANTATION iptal edilebileceği hususunda kullanılan deyim.
Buna voyage and time policy de denir.Bu poliçe altında gemi ve makinesi vb. belirli
MIXED POLICY bir sefer ve varıştan sonra belirli bir müddet için sigortalanabilir.
Radarda lokal osilatörün doğurduğu frekans ile alıcının aldığı frekansları biribirine
MIXER karıştıran.

Emniyetli hız.Genel bir tanımlama olarak siste geminin üzerinde görüş mesafesinin
yarısı olan hız.Tehlikeli yerlerde,tehlikeye düşmemek yada tehlike yaratmamak için
MODERATE SPEED olanaklar içinde geminin üzerinde bulundurulması uygun olan hız.
MOIST Nemli,rutubetli
MOISTURE Nemlilik.
MOLD,TO TAKE A Endaze çıkarmak
MOLE Mendirek
MONITION Kişisel dava nedeni ile mahkemeye gelerek ifade verilmesi.
MONOPOLY Tekel
MOON,CRESENT Yeni ay,hilal.
Bir gemiyi 1.Çift demirle demirlemek 2.Şamandıraya bağlamak 3.Sahile halatlarka
MOOR bağlamak
MOOR HEAD AND STERN Baştan kıçtan gemiyi bağlamak
MOOR TO A DOCK Rıhtıma bağlamak
MOOR,ASTERN Kıçtan kara bağlamak.
MOOR,TO Bağlamak,yatmak
MOORING ANCHORS Geminin demirlerini çiftelemesi.
MOORING HAWSER Palamar halatı.
MOORING LINE Palamar halatı.
MOORING PIPE Palamar halat loçası

Page 77
M

Karamursal.Devamlı şekilde çift demirde yatılacağı zaman kullanılan zincirleri


tekleme birleştirme donanımı.Bu surette,gemi zincirler üzerine dönse bile zincirler
MOORING SWIVEL çapariz almaz.
Gemi ipoteği.Tescil limanında tescil memuru tarafından kaydedilmelidir.Yalnız gemi
MORTGAGE sahibi tarafından yapılır.
MORTGAGE İpotek,rehin
MORTGAGEE İpotek üzerine para veren,ipotekli alacak sahibi.
MORTGAGEE CLAUSE Gemi alım,satımında kullanılan ipotek koşulu.
MORTGAGOR İpotek tesis eden borçlu.
MOSS Yosun.
MOULD Kalıp.Model.
MOULDED BREADTH Teknenin kalıp,kütük genişliği.En geniş yeri.
Kalp derinliği.Teknenin ortasında,omurgadan geçen yatay düzlem ile fribord
güvertesindeki kemerelerin alabandalarda üstünden geçen yatay düzlem arasındaki
MOULDED DEPTH dikey mesafedir.
MOULDED DIMENSIONS Üç tanedir.1.L.B.P. 2.Moulded breadth. 3.Moulded depth.
MOUSE (MOUSING) Kanca ağzını gırcala veya ince ile kapamak.Ağız bağı yapmak.
MUD BOTTOM Çamurlu dip.İyi demir tutar.
Kazan içinde biriken curufu çıkarabilmek için kazan aynasında,dibe yakın yerde
MUDHOLE bulunan çamur menfezi,menhol.
MUFF Manşon.Boru parçalarını birbirine ekleyen parça
MULCT Cezalandırmak

Sigorta yaparken gemiyi kısım kısım değerlendirme.Büyük değerlerde franchise'in


MULTIPLE VALUATIONS etkisini azaltmak için deniz sigorta poliçelerinde yapılan uygulama.
MUSTER Toplanma.Özellikle acil durumlarda role talimi ve yerleri.
MUTINEER İsyancı
MUTINY İsyan
Deniz sigorta poliçelerinde hariç tutulan riskleri karşılamak amacıyla gemi sahipleri
MUTUAL INDEMNITY INSURANCE ve diğerleri tarafından kurulmuş bir kulüpdür.Sermayesi ödenen aidatlardır.Kar
ASSOCIATION aralarında bölünür.
Mıknatıs ibresinin yatay düzlemle yaptığı bu açıya ibre eğimi denir.Diğer bir deyimle
pusula ibresi ile ufuk arasındaki açı.

yada "Weight,quantity,quality and condition unknown-ağırlığı,kalitesi,miktarı ve


durumu bilinmiyor" kayıtlarının konulması gemi sahibini ilerde doğabilecek
sorumluluklardan kurtarabilir.İyi havalandırılmalıdır.İngilterede corn sözcüğü her
türlü tahıl için
ABD de maize-mısır için kullanılır.
Diğer bir deyimle,"Sec.Lat" oranında artan aralıklarla markator haritasına izdüşüm
yapan enlem paralellerinin ekvatordan olan uzaklığıdır.
olan mesafeye metasentır (GM) denir.GM,gemilerin enine dengesinin bir
ölçüsüdür.GM küçüldükçe gemi dengesi tehlikeye giriyor demektir.

Gemiyi görüş mesafesinin yarısında durdurabilmek için üzerinde bulundurulan hız.

Page 78
N

MANOPLANKTON Deniz üzerinde yakamoz yapan planktonlar


N.A.A. Not Always Afloat-Daima yüzer halde değil
Not Always afloat but safely agrounded-Daima yüzer halde değil fakat güvenceli olarak
N.A.A.B.S.A. oturmuş durumda.
NADIR Zenith'in karşısı.Ayakucu.

NAMED POLICY Floating policy!nin tersi.Geminin adı ve yüklenen yüklerin özellikleri yazılı deniz poliçesi.
NAPHTA Neft yağı,gaz yağının çok hafif şekli.Petrolden elde edilir.
NAPHTALENE Naftalin.
Denizde çatışmayı önleme tüzüğünün 9. maddesinde belirtilen dar geçitte,orta hattın
NARROW CHANNEL RULE kendi sancağında seyretme kuralı.
NARROW SEAS Okyanuslardan ayrı olan denizler.Fazla genişliği olmayan denizler.
NARROW WATER Sığlık yada kara nedeni ile seyre elverişli alanın daralması.
NARROWS Geçitler,sığlık yada yakın kara nedeni ile seyre elverişli suların daralması.
NASTY SEA Dalgalı deniz.

NATURAL DRAUGHT Doğal çekim.Baca yüksekliği ile gazların basınç farkı nedeni ile oluşturduğu çekim.
NATURE OF THE BOTTOM Deniz dibinin cinsi,doğası.

Deniz tanı,alacakaranlığı.Güneşin görünen ufkun 6 ve 12 derece altında olduğu sıralarda


NAUTICAL TWILIGHT alacakaranlık.Bı sırada gözerimi,ufuk parlak yıldızlardan gözlem yapmaya elverişlidir.
NAVAL ARCHITECT Gemi inşa mühendisi.
NAVAL ARCHITECTURE Gemi yapımı ile ilgili olarak yapılan hesaplar.Gemi yapım mühendisliği.
Küçük valfler,hafif braketler gibi fazla kuvvet istemeyen yerlerde kullanılan pirinç
NAVAL BRASS maden.Bronz,pirinç alaşımı.
NAVIGABILITY 1)Geminin dümen dinlemesi ve kontrol edilebilir durumu 2)seyre uygun su
NAVIGABLE Seyre uygun
Sayklonik bir deprasyonun yarısı olup sayklon merkezine rastlamak olasılığı yoktur.Kuzey
NAVIGABLE SEMICIRCLE enlemlerde sola,güney enlemlerde sağa devirlidir.
İndirme iskelesi.Yüklerin kara araçlarına boşaltılması yada karadan deniz araçlarına
NAVIGATION HEAD yüklendiği yer.
Ay'ın ilk ve son dördünde quadrature durumunda bulunmasında oluşan en düşük
NEAP gel,kabarma alçak suyu.Ölü kabarma,su.
Kabarma alçalma ortalamasına göre en düşük yükselme ve en yüksek alçalma.Ay ile
NEAP TIDE güneşin quadrature durumlarında olur.
Geminin kıçından gelen yol arttırıcı etkenler (akıntı,dalga,rüzgar vb.) altında geminin
NEGATIVE SLIP hızının artması.Slip'in azalması.

NEGLECT IN MANAGEMENT İdari ihmal.

Deniz sigortaları anlaşmalarına konulan bu kloz ile gemi sahibinin gereken önemi
göstermede bir kusuru olmaması kaydı ile,çalıştırdığı yada çalıştırmadığı adamların
NEGLIGENCE CLAUSE kusurlarından,ihmallerinden,şaft kırılmalarından,kazan patlamalarından vb. olaylardan
NEGOTIATION Pazarlık
NEPHOSCOPE Bulutların yön ve hızını ölçen alet.
NESS Burun,çıkıntı.Karanın denize doğru uzanması.
Gemisini bu koşul altında kiraya veren gemi sahibi liman,yükleme ve boşaltma
NET CHARTER masraflarına karışmaz.

GRT'den yaşama ve seyir yerleri,portuç,safra ve tatlı su tankları,tankerlerde pompa


dairesi,donki ve kazan daireleri,yürütücü yerler yelken mağazası çıkarılarak elde
NET REGISTER TONNAGE edilir.Diğer bir deyimle kazanç getiren yerlerdir.Vergi tonu,rüsum tonu.
Deniz sigorta poliçelerine konulan bu yük klozu ile,sigortacılar hususi avarya halinde
talebin,sağlam ve hasarlı değerlerin,navlun,rüsum vb.çıkarıldıktan sonra,karşılaştırılması
NET VALUE CLAUSE sonunda tasfiye edileceğini kabul ederler.

Page 79
N

Müşterek avaryaya katılacak olan gemi,yük ve navlunun seferin sona erdiği veya
NET VALUES terkedildiği yerdeki net değerleridir.Buna contributory values de denir.
NET,SCRAMBLE Borda ağı.
NETTLES Gırcala

Stress altında bulunan bir gemi parçasında çekme ve basma zorlamalarını ayıran nötr
eksen.Diğer bir deyimle bu hat üzerinde gerilme ve basınç sıfırdır.Diğer bir deyimle
NEUTRAL AXIS zorlama altındaki bir çubukta gerilmelerin sıfır olduğu eksen.
Bu durumda gemi bir tarafa meylederek durur ve ne alabura olur nede düzelir.Gemiyi
tekrar eski yani dengeli hale getirebilmek için G noktasını,M noktasının altına düşürmek
NEUTRAL EQUILIBRIUM gereklidir.
NEUTRAL PLACE Tarafsız düzlem.
NEUTRAL POINT Tarafsız yer.Yüksek basınç ekseninin,alçak basınç eksenini kestiği nokta.
Çatışma durumunda taşıyıcı ve yük sahibi arasında hasar,zarar,ziyanın karşılanması
NEW BOTH TO BLAME CLAUSE hususunda ABD yasalarında belirtilen koşul.
Hasara uğrayan eski parça yerine konulan yeni parça için yapılan indirim,eski yeni
NEW FOR OLD farkı,eskime indirimi.
NIP Halatın bükülmesi,gamba alması
NIPPLE Her iki ucuna boru dişi açılmış,iki boruyu birleştiren parça.Nipel.
NO BOTTOM Dibi bulmadı,kesmedi (iskandil yaparken)
NOCTURNAL Gece ile ilgili.
NOCTURNAL RADIATION Gece dünyadan boşluğa yayılan radyasyon.
NON COMBUSTIBLE Yanmaz
NON CORROSIVE Paslanmaz
Bu deyim kabarma alçalmada kullanıldığı zaman değerlerinin ve metodlarının gözlem ve
NON HARMONIC tecrübelerden çıkarıldığı yada bunlara dayandığı anlamına gelir.

NON SEPERATION CLAUSE Müşterek avaryada gemi,yük ve navlunun birbirine olan bağlılığı.Ayrılmazlık klozu.
Önce değil.Yüklemeye başlamak için belirtilen tarihten önce gemi hazır olursa kiracılar
NOT BEFORE belirtilen tarihden önce yüklemeye başlamak zorunda olmayacaklardır.
Kaptan tarafından yapılan bu bildiri ile hasarın yada kaybın kendi kontrolu haricinde
NOTE OF PROTEST olduğu beyan edilir.

NOTICE OF ABANDONMENT Gemi sahibinin gemisinin hükmi tam ziyaya uğradığı zaman sigortacıya verdiği bildiri.
NOTICE OF READINESS Hazırlık mektubu
Resmi bir makam huzurunda,hadisenin oluşu hakkında yeminli beyan.İlerde daha etraflı
NOTING PROTEST şekilde bildirme hakkı saklıdır.
NOZZLE Ağız,hortum başı.
NULL READING Bir cihazın,bir ölçeğin sıfıra ayarlanması.
NUT Somun
NUT,BUTTERFLY Kelebek somun
NUT,THUMB El vidası veya somunu
NYLON Naylon
sorumlu olmayacakları temin edilmiş olunur.İhmal,dikkatsizlik klozu.

Page 80
O

OAR Kürek
OAR BLADE Kürek palası
OAR HANDLE Kürek topacı.
OAR LOCK Fırdöndülü yarım ay kürek ıskarmozu,lumbarı.
OAR SHAFT Kürek bedeni
OBSERVATORY Gözlemevi.
OCC Occulting
OCCLUDE Kapatmak,tıkamak.
OCCLUDED FRONT Bir biri üzerine binmiş iki cephe.

OCCLUSION Meteorolojik bir haritada sıcak ve soğuğun birleştiği yerde oluşan hat.Kapalı cephe.
OCCULTATION Örtülme.1)Bir gök cisminin diğerini kapaması. 2)Perdeleme ile ışığı kapamak.
OCCULTING Husuflu fener.Aydınlık zamanı karanlık zamanına eşit yada fazla olan fener.
Oktan.1)Benzin hava karışımının,silindirde vuruntu yapmadan sıkıştırılma kabiliyetini
tanımlayan bir sözcük.Süper benzin 95/98,normal benzin 76/78 oktan derecesi ile
OCTANE söylenir. 2)Petrolde bulunan renksiz hidrokarbonik sıvı.
ODDMENTS Gemide boşaltma sonunda kalan sahipsiz eşya,döküntü.
1)Açıkda,dışında,alarga. 2)Avara. 3)Rota dışı. 4)Tehlşkeden uzak. 5)Rüzgardan
OFF açmak.
Gemide hasara uğramış bir parçayı yerinden çıkararak eski durumuna getirip tekrar
OFF AND FAIR yerine monte etmek
OFFENCE Kusur,kabahat,suç

OFFENCE AGAINST DICIPLINE Disipline karşı gelinerek işlenen suç.

Kiradan çıkma.1)Kira süresi sona erince kiracının gemiyi sahibine teslim etmesi.
2)Kiralanan bir geminin gerekli koşulları yerine getirmemesi nedeni ile kiranın
OFF HIRE durdurulması.
Time charter'larda gemi örneğin 48 saatten fazla işe yaramaz durumda olursa kiranın
OFF HIRE CLAUSE kesileceği,sona ereceği hususunda konulan koşul.
OFF HIRE SURVEY Kira sonu sörveyi.
OFFICIAL NUMBER Gemi sicil numarası
OFFING Ufuk ile ufuk-sahil orta hattı arasında kalan deniz alanı.Engin,açıklar.
OFFING,TO KEEP Sahilden yeterince uzak bulunmak.
OFF SHORE Kıyıdan uzak,açıkda,alargada.
OIL BOOM Denize yayılan akaryakıtı çevirici,sürükleyici yüzer cisim.
OIL CAKE Küspe
OIL CAN Yağdanlık
OILCLOTH Muşamba
OIL CUP Makine yağdanlığı
OIL FEEDER Yağdanlık
OIL GROOVE Yağ kanalı.
OILING 1)Akaryakıt almak. 2)Makineyi yağlamak.
OIL PAN Yağ tavası.
OIL PAINT Yağlıboya.
OILSKIN Gemici muşambası
OIL TIGHT Yağ geçirmez.
OIL WELL Petrol kuyusu.
OMBROMETER Yağmur ölçer.
OMNIBUS BILL OF LADING Forwarding agent tarafından yapılan ve küçük partileri içine alan konişmento.
ON AND ON Vira,vira kumandası.
ON BE HALF OF Hesabına,lehine,namına.

Page 81
O

Buna shipped bill of lading de denir.Yüklenmiş konişmento.Yükleyici isterse malın


ON BOARD BILL OF LADING yüklenmesinden sonra böyle bir konişmento isteyebilir.
ONE FOR COMING UP Halatın son defa boşunu alıp volta edilmesi.
ON HIRE SURVEY Kiraya girme sörveyi
ON THE COURSE Yolunda,rotasında.
Kurtarma anlaşmaları genellikle açık yani başlangıçta ücreti saptanmadan
OPEN AGREEMENT imzalanır.Böyle yapılmış kurtarma anlaşmalarına açık anlaşma denilir.

OPEN B/L Yükün kime gönderildiği hususunda bilgi vermeyen konişmento.Hamiline konişmento
OPEN CHARTER İçinde ne yükün cinsi ne de varış limanı yazılı olmayan kira anlaşması.
OPEN CHOCK Açık halat loçası.

Değeri belli olmayan açık,şeref poliçesi.Prim,belirli sürede yapılan yüklemelerde


ortaya çıkan değer üzerinden ödenir.Primler sigorta kesinleştikten,poliçeler veya
OPEN COVER zeyiller tanzim edildikten sonra ödenir.Açık kuvertür.
OPEN INDENT En uygun malın en uygun fiata alınması hususunda verilen sipariş.
OPENNING Açıklık,menfez.Giriş.
OPEN LINK Zincir kilidinin her iki tarafında bulunan lokmasız bakla.
OPEN PACK Yüzen buz parçaları arasında seyre elverişli olan yol.
OPEN POLICY Floating polıcy.değeri bildirilmemiş poliçe.
OPERATING İşletme.
OPERATION MANAGER İşletme müdürü.
OPIUM Afyon
ORBIT Yörünge.
ORDER B/L Emre yapılmış konişmento,ciro edilebilir.
Ordinatlar.Gemi hidrostatik ve stabilite hesaplarında nümerik entegrasyon yapmak
için,örneğin Simpson çarpanlarıyla çarpılan,büyüklükler.Yarı genişlikler,en kesit
ORDINATES alanları vb.
Cevher(ler).Cevher için verilecek konişmentoya "Weight unknown,not responsible for
loss of weight" kaydı konulmalıdır.Bazı durumlarda cevher ağırlığının %4/6 kadar
ORE(S) azaldığı görülebilir.
ORIENT 1)Uzakdoğu.Doğu yönü. 2)Yön bulmak.
OROGRAPHICRAIN Doymuş hava akımının yükselen yerle temasından oluşan yağmur.
OROPESA Sığlık,leş vb. sörvey yapmak için dip taraması.
ORTHODROME Büyük daire seyri
1)Radarda yüksek frekans doğurucu osilatör lambası,magnetron lambası. 2)Echo
OSCILATOR sounder'da ses doğurup yayıcı.
OSCULATING İki yay yada dairenin birbirini kesmeden temas etmesi.
OTTO OF ROSE Gülyağı.
OUTBOARD 1)Geminin dışında,dışına doğru. 2)Dıştan takma motor.
OUTER BOARDING STATION Gemi limana gelince sahil sağlık personelinin gemiye çıkacağı yer.
OUTFIT Teçhizat
OUTFITTING Yapımı bitmiş geminin donatılması.
OUTLET Çıkış
OUR OF GEAR Donanım takılmamış,donatılmamış.
OUT OF TRIM Trimsiz.
OUTPUT STAGE Radar alıcısının son çıkış kademesi.Buna bazen video amplifier de denir.
1)Yük bumbasının gemi bordasından uzaklığı. 2)Bumba cundasının ıskaçaya olan
OUTREACH uzaklığı.
OUTSIDE CABIN Gemi bordasında lumbuzu olan kamara
OUTWARD BOUND Vatanın bir limanından hareket etmek.
OVERALL İşbaşı elbisesi.Tulum.
OVERALL WASTAGE Yüzey aşınması.

Page 82
O

OVERBOARD Gemiden denize düşmek.


OVERBURDEN Fazla yüklemek.

OVERCAST Göğün beşde dördünden veya daha fazlasının bulutla kapalı olması.Kararmış hava.
OVERDUE Günü geçmiş.Gecikmiş,rötarlı.

OVERFALLS Deniz dibi yada rüzgardan dolayı akıntının bir yerde küçük girdaplar,dalgalar yapması.
OVERFLOW PIPE Tankların taşıntı borusu
OVERHAUL Onarım,bakım,tamir.
OVERHEAD Tavan
OVER INSURANCE Aşkın sigorta.Değerinden fazla yapılan sigorta.
OVERLADEN Fazla yüklü.
OVERLANDED Fazla boşaltma.Manifesto fazlası boşaltılan yük.

OVERLAP 1)Kiracının gemiyi zamanında teslim etmesi. 2)Kaplamaların birbiri üstüne binmesi.
OVER RUN Bir şeyin üstünden geçmek.
OVERSET Alabura olmak.
OVERSTOW Üzerine istif etmek,koymak.
OVERSTOWAGE Aktarmalı yüklemek.Aktarma gerektirecek şekilde yüklemek.
OVERTAKING Yetişen gemi.
1)Kendi rizikosu.Bazen gemi sahipleri tekne poliçesine iştirakle kendi rizikolarını
çekerler. 2)Yüklenen yük için (özellikle güverteye) konişmentoya konulan
OWN RISK açıklama.Rizikosu,tehlikesi,şansı kendine ait.
OX BOW Bir nehirde dönemeç yada reach.
OXIDE Pas
OXIDE,LAYER OF Oksit tabakası
OXIDIZE,TO Okside etmek.
Kuruz levhası.Kıç kuruzda omurga üstünde kıç bodoslama postaları üzerine vurulan
OXTER PLATE özel biçimlendirilmiş levha.

Page 83
P

PACK 1)Denk,takım,paket 2)Salmastra koymak,sızdırmaz hale getirmek

PACKAGE DEAL Paket sipariş.Gemi makinelerinin ve teçhizatının tümünün bir elden alınması.
PACKED 1)Iskarça,kalabalık. 2)Ambalajlı.
PACKED PRESS Makine ile pres edilmiş.
PACK ICE Parça,yüzen buz grupları.
1)Conta,salmastra.Parçalar arasında sızdırmazlık sağlayan parça. 2)Buz
PACKING toplanması 3)Ambalajlamak.

Geminin rotasından sapmasına sebep olan pervane padıl etkisi.Pervane alt


PADDLE WHEEL EFFECT kanadının sağlam,üst kanadının ise çürük suda çalışmasından oluşur.
PADDY Çeltik,kabuğu soyulmamış pirinç.
PAD EYE Mapa.Kaynak yada perçinle bir levha üzerine bağlanmış mapa.
PAIL 1)Gerdel 2)Patlak
PAINT,ALUMINIUM Galvaniz boya
PAINT,ANTICORROSIVE Pas tutturmayan boya
PAINT,ANTIFOULING Zehirli boya.Miidye,yosun tutturmayan boya
PAINT BUCKET Boya patlağı
PAINTER Filika pariması,halatı.
PAINTER COLIC Boyacının uğradığı kurşun zehirlenmesi.
PAINT,FINISH Son kat boya.
PAINT,FRESH TAze,yeni sürülmüş boya.
PAINT,LEAD Kurşun boya.Sülyen boya.
PALLET Palet
PALM OF ANCHOR Demir tırnaklarının düz kısmı,deniz dibinde demirin iyi tutmasını sağlar.
1)Panama kanalını geçerken gemilerin sahil lokomotifleri tarafından
çekilebilmeleri için başlarına konulan yuvarlak kurtağzı. 2)Kıç ortasındaki halat
PANAMA LEAD loçası.
PANCAKE ICE Seyre engel olmayan ve yeni oluşmaya başlayan buz tabakası.
PAN,DRIFT Yağ tavası.
PANEL Tablo.

Soluma.Su basıncının değişik olması nedeni ile gemi saç ve köşebentlerinin


PANTING içeri ve dışarı ritmik hareketleri.Özellikle baş kıç vurmada ve yalpada görülür.
Borda saçlarının panting stress'e karşı korunması için kullanılan enine
PANTING BEAM kemere.Sürme tavlun kemeresi.Soluma kemeresi.
Su basıncı farkından dolayı geminin su altı saçlarında oluşan içeri,dışarı
PANTING STRESS hareketini doğuran gerilme stres.
Soluma bağ levhaları.Baş ve kıçta postaları ve levhaları panting stress'e karşı
PANTING STRINGERS koruyabilmek için vurulan boyuna görderler.
PANTRY 1)Büfe 2)Kumanyalık

PARALLACTIC ANGLE PZX küresel üçgeninde X açısı.Buna konum açısı agle of position da denir.
Ay'ın dünyadan olan uzaklığındaki değişiklik nedeni ile kabarma alçalmadaki
PARALLACTIC INEQUALITY değişiklik.
Iraklık açısı.Farklı iki yerden,uzakdaki noktaya yönelmiş iki doğrultu arasındaki
PARALLAX açı.
PARALLEL Paralel cetvel.
PARALLEL RULER Paralel cetvel.
1)Façuna,badarna etmek.Bir halatın eskimemesi için,başka bir cisimle temas
eden veya temas edebileceği düşünülen kısmını,branda yada eski halat
PARCEL parçaları ile sarmak. 2)Ayrılmış yük partisi. 3)Paket.
Sintinede yada tank yan braketlerinde sintine suyunun,sintine kuyusuna
PARCLOSE akabilmesi için açılmış delikler.Lev delikleri.
PARHELION Yüksek enlemlerde olan yalancı güneş.Güneşin etrafında oluşan hale.
PART Kesilmek,ayrılmak,kopmak (Rope parted-Halat kesildi)
PARTICULAR AVERAGE Hususi (özel,küçük) avarya.Gemiye,yüke olan hasar,ziya kayıp.
PARTICULAR AVERAGE LOSS Özel avarya kaybı.

Page 84
P

Özel masraflar.Sigortalının korunması için yapılan masraflar (müşterek avarya


PARTICULAR CHARGES ve kurtarma masrafları hariç).
PARTICULAR LIEN Malın korunması için yapılan masraflar hakkında yapılan yasal istek.
Iskaça,ambar ağzı,bocurgat,dik ırgat sıpındılı,direk etrafı vb. yerlerde güverte
PARTNERS altında kemere aralarını kuvvetlendiriciler,çelikler,braketler.
PART OWNERS Bir geminin müşterek malikleri.
PASSING DISTANCE ABEAM Bordalanınca geçilecek uzaklık,açıklık bulma yöntemi.
PASSING SHIP Ters yönde geçen gemi
PATENT EYE Tek halata yapılan kasa dikişi yerine konulan metal kasa,radansa
PATENT FUEL Briket.

PATH Sayklonik (devvar) depresyonun geçeceği sanılan yer,iz,yön,fırtına geçidi.


PATROL BOAT Karakol gemisi.
PATTERN Şablon
PAWL 1)Dil,mandal 2)Irgat kastanyolası
PAY Halatı kaloma etmek
PAYABLE Derhal ödenmesi gereken,ödenebilir.
PAY AN OFFICIAL CALL Resmi bir ziyarette bulunmak
PAY AWAY Çok süratli olarak bir halatı kaloma etmek,laçka etmek.
PAY CABLE Zincir kaloması
PAYEE Senedin ödeneceği kimse.
PAYING Boş koyma.
PAY LOAD Navlunlu yük,navlunlu yükleme.
PAYMENT Ödeme.
PAY OFF Ticaret gemisinde adamın işine ve anlaşmasına son vermek.
PAY OUT Kaloma etmek
PAY ROLL Maaş bordrosu
PEAK 1)Demirin tırnak ucu. 2)Dikey duruma getirmek.
PEAK SNATCH Cunda bastikası
PEBBLES Yuvarlak çakıl taş.
PELICAN HOOK Çabuk kurtarmalı kancaya verilen isim.

PELORUS Kerteriz aleti.Alet,kerteriz almak için bir hedefe ile pusula kartından oluşur.
PELT Post,hayvan derisi
1)Ara teli 2)Palanganın işleyen halatları 3)Kamçı,bir çıması bir yere bağlı diğer
PENDANT çıması serbest olan halat
PENNANT Flama,bayrak
PER DIEM 1)Gündelik masraflar 2)Günde,günlük
PERILS Risk,muhatara.Tehlike.
Uzatma,temdit.Klas kuruluşlarının gereğinde bitmiş olan klas zamanı için
PERIOD OF GRACE verdikleri kısa uzatma.
PERISHABLE CARGO Bozulabilir,kokuşabilir yük.
Benzer günler gibi.Özellikle navlun anlaşmalarında sürastarya için kullanılan
PER LIKE DAY bir deyimdir.
Gece gökde görülen hafif aydınlık.Güneşin üst atmosferde mor ötesi ışınları
PERMANENT AURORA nedeni ile oluşur.
PERMANENT FENDER Sabit yumru.(Şehir hatları gemilerinin bordalarında olduğu gibi.)
PERNAVIGATE Seyir ile.
PERPETUAL DAY Uzun gün,kutup günü.Azami 6 aydır.
Pervaneye doğru akan suya iyi bir yön verebilmek için pervane şaftı hattının
PESCOLD WIND FIN biraz altına konan kanat.
PETTY OFFICER Astsubay
PETTY EXPENSES Küçük masraflar

Fener kulesi yahut işaret.İlk fener İ.Ö.3.asırda İskenderiye körfezindeki Pharos


adası üzerinde 450 kadem yüksekliğinde ve 100 milden görünmek üzere
PHAROS Sostratus Cnidus tarafından yapılmıştır.Dünyanın 7 harikasından biridir.

Page 85
P

PHASE 1)Evre,safha. 2)Elektrikde faz.


Dalga yüksekliği 45 kademden fazla olan dalga için ,korkunç
PHENOMENAL deyim.Olağanüstü.
Yakamoz.Denizde yaşayan mikroskobik hayvancıkların (planktonların)
PHOSPHORESCENSE oluşturduğu fosfor ışıldaması.
PICKET Kazık,odun.
PIERHEAD İskele başı,mendirek başı.
PIER,MASONRY Taş rıhtım.
PIG IRON Dökme demir
Domuz damı.Havuza alınan bir geminin kıç kepçesi altına yapılan payanda
PIG ROOF veya yapılan küçük yapı.
PILE DRIVER Şahmerdan ( kazık çakan )
Gemi başının fırtınalı havada çenesi görülünceye kadar kalkması ve çok ağır
PILE DRIVING bir şekilde denize vurması.
PILE MOORINGS Bağlama kazıkları buna Dolphin de denir.
PILE FENDER Rıhtımın önünde bulundurulan ağaç usturmaça.
PILE MOORINGS Bağlama kazıkları buna dolphin de denir.
PILE UP Geminin sahile,karaya bindirmesi oturması.
Bu deyim,gemi adamları yada yükleme boşaltma ameleleri tarafından yükden
yada gemigereçlerinden (store) ustalıkla yaptıkları küçük hırsızlıklar için
PILFERAGE kullanılır.
PILGRIM Haç yolcusu,hacı adayı.
PILLAR Puntel,dikme.
PILLAR,HALLOW İçi boş puntel
PILOTAGE DISTRICT Zorunlu klavuzluk bölgesi.
PILOT HOUSE 1)Dümen tutulan yer,dümen evi. 2)Geminin idare edildiği yer.
1)Güvenlik için bir yere geçirilen mil,pim. 2)Makarada dillerin üzerinde
PIN döndüğü çelik 3)Harbi,çelik.
PINCH BAR Kaldıraç,manivela.
PINTLE Dümen erkek iğneciği.Dişi iğnecik içine giren dikey pim.
İğnecik kuşağı.Yelpazeyi iki taraftan kuşatarak iğnecikleri dümene bağlayan
PINTLE BATTEN metal kollar.(Dümende.)
PIN,TOGGLE Kırma pim.
PIPE DIAMETER,INTERNAL Boru iç çapı.
PIPE WRENCH Boru anahtarı.
PIRACY Korsanlık
PIRATE Korsan

Piston segmanı.Pistonun üstünde bulunan segman (çember) kompresyonu


PISTON RING artırır,alt tarafında bulunan segman ise yağ kaçırmasını önler.
1)Zift. 2)Pervane piçi. 3)Bir dişlide iki diş arasındaki mesafe. 4)Bir vidada
PITCH somunun bir devirde aldığı mesafe.
PITCH COAL Ziftli kömür.
PITCHING Geminin baş kıç vurması
PITCH OF THREAD Kılavuz hatvesi.
PITCH PINE Çıralı çam ağacı
PITTING Demir,çelik saçın,levhanın oyulması,karıncalanması,korozyon.
PIVOT Axis.Axial.

1)Gemi dümenle döndürüldüğü zaman geminin içinde olduğu düşünülen ve


üzerinde döndüğü nokta. 2)Çivileme noktası.Gemi kızaktan denize indirilirken
yüzme kuvveti momenti ile gemi ağırlık momenti geminin baş tarafındaki bir
PIVOTING POINT noktaya göre eşit hale gelirler.Bu
noktaya çivileme noktası denir ve bundan sonra geminin kıçı yükselir.
PLAIN SAIL Normal koşullar altında yapılan seyir
PLAINTIFF Davacı
PLANER Planya tezgahı
PLANE SAILING Seyredilen yerin düz olduğu kabul edilerek yapılan seyir.Düzlem seyir.

Page 86
P

PLANING MACHINE Planya tezgahı.


Deniz yüzeyinin altında,dibinin üstüne var olan mikroskobik hayvancık yada
PLANKTON bitkiler.
PLAN POSITION INDICATOR Radar skobu,ekranı.P.P.I.
PLATE BULWARK Saç levha parampet
PLATE,DISHED Bombeli saç.
PLATING Saç levha kaplama
Bu deyim bir yerde meteorolojik faktör ve koşullar normalin üzerinde olduğu
PLEION zaman kullanılır.
PLIMSOL MARK Fribord markası.Yükleme markası.
PLUG Tapa.
PLUG,HATCH Ambar siğili.
PLUG HOLE Lavra deliği (filikada)
PLUMB İskandil ağırlığı,kurşunu.
PLUMBAGO Kalem kurşunu.
PLUMMER BEARING Şaft yatağı.
PLY Bir halatın kolu.
PLYWOOD Kontraplak.
PNEUMERCATOR Bir sıvının derinliğiniveya teknenin çektiği suyu gösteren aygıt.

1)Gladorada,posta ile stringer yada yük trizi arasında kalan boşluk. 2)Güverte
POCKET altında kazan dairesi ile gemi alabandası arasında kalan boşluk.
1)Pusula bölümünde kerte.11 derece 15 dakikalık açı değeri. 2)Küçük burun.
3)Halatın ucunu sivriltmek (makara dilinden geçirmek için).
POINT 4)Camadan,camadan vurmak.
POISINING Zehirlenme
POLAR Kutba ait,kutupsal.
Yüksek enlemlerden geçen hava ile alçak enlemlerden gelen hava arasındaki
POLAR FRONT sınır çizgisi.Kutupsal cephe.
POLICY Poliçe
POLICY,FLOATING Dalgalı sigorta poliçesi.Open cover.
POLICY,FREIGHT Rizikodaki (ödenmemiş) navlun için yapılan sigorta poliçesi.
POLICY HOLDER Sigortalı
Şeref poliçesi.Bu poliçede "policy proof interest-poliçe çıkarın delilidir"
POLICY,HONOUR hususunu kanıtlamak zordur.
POLICY,HULL Tekne için yapılan sigorta poliçesi.
POLICY PROOF OF INTEREST Genellikle buna P.P.I. denir.Poliçe çıkarın delilidir.
POLICY,ROUND Gidip gelme için yapılan poliçe.
POLICY,UNVALUED Kıymetlendirilmemiş poliçe.
POLICY,VALUED Kıymetlendirilmiş poliçe.
POLISHING Cilalama
PONTOON Ponton
POOP Pupa,geminin tam kıç tarafından yükselen kısa güverte.
PORT Güverteden su akabilmesi için yapılan firengiler,delikler
PORTAGE Gemi bordasında giriş yeri yada açıklık,lumbar.
PORT,CLOSE Nehir içinde olan liman.
PORT FLANGE Lumbuzların üzerindeki kağlar
PORT FLAP Lumbar kapağı
PORT HOLE Lumbuz
PORT HOLE DEADLIGHT Lumbuz kör kapağı
PORT HOLE EYEBROW Lumbuz kaşları
PORTLAST Parampetin en üst kısmı,küpeşte
PORT LID Lumbar ağzı,lumbar kapağı
PORT RECEPTION CAPACITY Liman gemi alma kapasitesi.
Lumbuz üzerindeki kaş.Yukarıdan akan suların lumbuzdan içeri girmesine
PORT RIGGLE (RIGOL) engel olur.

Page 87
P

PORT SAIL Maliborda brandası


PORT SILL Lumbar eşiği
1)Geminin özellikle yük istifinin istenilen şekilde olup olmadığını,gemi
güvenliğini kontrol eden yetkili kişi. 2)Bir limanın demir,palamar
PORT WARDEN yerlerini,kanallarını kontrol eden yetkili kişi. 3)Liman başkanı.
POSITIVE SLIP Artı slip.Denizler,rüzgar ve akıntı baştan olduğu zaman artar.
POST 1)Posta,ıskarmoz,kaburga 2)Dikme
Bir döküman tanzim edildiği yada imzalandığı günden sonra konulan
POST DATE tarih.Sonraki tarih.
POST,KING Dikme (özellikle içi boş olanlar).Çarmıksız dikme.
POST MERIDIEM Öğleden sonra.Kısaca P.M. olarak kullanılır.
POST,RUDDER Dümen bodoslaması
POUNDING Geminin dalgalarla kalkıp düşmesi,dövünmesi.
POWER OF COVERING Boyanın alan kaplama yeteneği.
POWER PLANT Santral.Elektrik üreten makineler ve yardımcılarının tümü.
P.P.I. Plan position indicator - radar skobu,ekranı nın kısa yazılışı
PPT Prompt - acele nin kısa yazılışı
PRATIQUE Pratika
PRECIOUS STONES Mücevher,inci gibi taşlar bu isim altında toplanır.
Deniz rizikosuna karşı yapılmış sigorta için,sigortalının ,sigortacıya ödediği
PREMIUM prim,ücret.
PREMIUM INSURANCE Prim sigortası.

Prim iadesi.Ristorno.Örneğin sigorta edilen gemi iş yapmadan belirli bir süre


limanda yattığı takdirde,ödenen pirimin belirli bir miktarı (anlaşmaya göre)
PREMIUM,RETURN OF sigortacı tarafından devre sonunda gemi sahibine geri ödenir.T.T.K:1453.
PRESERVES Konserveler
PRESS,PACKED Makine ile balya yapılmış
PRESSURE GAGE Manometre.

1)Bir yerde çok sık esen rüzgar,hakim rüzgar 2)Hüküm süren (Under
PREVAILING prevailing weather conditions - Hüküm süren hava koşulları altında ) gibi
PREVENTER Bumba kamçısı
PRICK Harita üzerine mevki koymak,rota çizmek.
PRIDE OF THE MORNING Güneş doğarken görülen pus.İyi ve güneşli havayı belirtir.
PRIMA FACIA İlk bakışta.Birinci derecede.
PRIMA FACIA EVIDENCE Aksi saptanıncaya kadar yeterli ve inanılır delil,karine.
PRIME MERIDIAN Greenwich meridyeni
PRIMER 1.kat boya
PRIME THE PUMP Pompaya almasını sağlamak amacıyla su doldurularak çalıştırmak.
PROCEED,TO İlerlemek,yol almak
PROCESS VERBAL Tutanak,keşif raporu
PROCURATION 1)Diğer bir kişinin yerine hareket eden kişi,vekil 2)Vekalet belgesi
PROFILE 1)Lama,köşebent çeşitleri,çeşitli çubuk vb. tümü 2)Boyuna kesit
Boyuna,tulani kesit.Gemi boylamasına orta merkez çizgiden bir düzlemle
PROFILE,INBOARD kesilerek merkezden dışa görünüşü.
PROFILE,OUTBOARD Teknenin sancak taraftan görünüş planı.
PROFORMA INVOICE Teklif faturası.
PROFORMA POLICY Ön poliçe,imzalanacak poliçenin taslağı.
Bir kira anlaşmasına konulan bu koşul ile,kiracılara kira anlaşmasının bitiş
tarihinden sonra da anlaşmanın devam olanağı sağlanmış olur.Uzatma
PROLONGATION CLAUSE koşulu.
PRO-METACENTER Sabit olmayan merkez ötesi.
PROMISSORY NOTE Emre muharrer senet.Taahhüd senedi.
PROMPT Acele,derhal istenen,hazır olan (kiralamada).
PROMPT SHIP Hazır gemi,yükleme için derhal aranan gemi.

Page 88
P

PROOF 1)Dayanır 2)Geçirmez,sızdırmaz 3)İspat,kanıtlama


PROPELLER APERTURE Pervane evi.Pervanenin döndüğü boşluk.
PROPELLER ARCH Pervane evi yuvası,üst kemere.
PROPELLER,BEWARE OF Pervaneden açık (neta) bulununuz.
PROPELLER BLADE Pervane kanadı
PROPELLER BLADE TIP Pervane kanadı ucu
PROPELLER BUILT UP Takma kanallı pervane
PROPELLER BOSS Pervane şaft göbeği
PROPELLER CONE Pervane koniği
PROPELLER,FIVE BLADED Beş kanatlı pervane.
PROPELLER,FIXED BLADE Sabit kanatlı pervane.
PROPELLER GUARD Pervane korkuluğu,uskundrası.
PROPELLER HORSE POWER Pervaneye iletilen beygir gücü.
PROPELLER HUB Pervane göbeği.
PROPELLER IS FOULED BY ROPE 'Pervaneye halat sarıldı'' deyimi.
PROPELLER,KEEP CLEAR OFF Pervaneden açık bulununuz
PROPELLER KEY Pervane siğili
PROPELLER KEYWAY Pervanesiğil yuvası.
PROPELLER NUT Pervane somunu
PROPELLER POST Şaft bodoslaması.
PROPELLER,RIGHT HAND Sağa dönen pervane
PROPELLER ROPE GUARD Pervane kum kapağı.
PROPELLER SHAFT Uskur şaftı,pervane mili

Pervane kayması.Pervanenin su içersinde çalışmasında,bir devrinde aldığı


mesafe ile,su yerine yumuşak olmadığı düşünülen bir ortamda çalışmasındaki
PROPELLER SLIP (bir devrindeki) alacağı mesafeler arasındaki fark.
PROPELLER STAY Şaft boyunduruğu veya praçolu.
PROPELLER STRUT Pervane braketi
PROPELLER STRUT BEARINGS Pervane braket yatağı.
PROPELLER WASH Pervane suyu
PROPELLING MACHINERY Yürütücü,yürüten makine.Ana makine.

Gros tondan net tonu bulurken makine ve kazan daireleri,şaft tüneli ve çıkışı
PROPELLING POWER ALLOWANCE vb. yerlerin çıkarılması.(En son yönetmelik sözkonusudur.)
PROPOGATION Dalga tepesinin ilerlemesi.
PROPULSION Sevkedici,itici,yürütücü kuvvet
PROPULSION ENGINE(S) Hareket sağlayan makine(ler).Ana makine(ler).
PRO-RATA Nisbet üzerine.O nisbette.

PROTECTIVE CLAUSE Konişmentoya yük hasarı yada durumu hakkında konulan şerh,ilave,ek.

PROVED Demir ve zincir test edildikten sonra istenilen kalite ve sağlamlıkda olması
Deniz sigortasında kullanılan bu deyim kayıp yada hasarın doğmasına sebep
PROXIMATE CLAUSE olan en yakın nedeni anlatır.
PRUMPET Parampet
PSYCHROMETER Nem ölçer,sıvı kuru termometre.
PUBLIC ENEMIES Bir memleketin savaşta düşmanları.
PUFF Sağnak.
PULLEY Dilli makara.Sonuncu durumda palanga (tackle) denir.
PULP Kağıt hamuru

PULSE Radarda yüksek frekans osilasyonunun kısa bir patlayışı,dare yayını,pals.


PUMP BARREL Tulumba haznesi.
PUMP BOX Tulumba üstü kapağı.
PUMP CENTRIFUGAL Santrifuj,merkezkaç tulumba.
PUMP, SUBMERSIBLE Dalgıç tulumba
PUNCH Zımba,marka

Page 89
P

PURCHASE Palanga
PURCHASE FALL Palangaya donatılan halat
PURCHASE,TO RIG A Bir palanga donatmak
PURIFIER Arıtıcı separatör

Güneş batışının 25 derece üstünde oluşan nisbeten parlak görünüş.En parlak


durum 4 derece ufkun altında olduğu zaman meydana gelir.Zodyak ışığı veya
PURPLE LIGHT mor aydınlık.
PUSH OFF Avara etmek.
PUT Gemi rotasını değiştirmek.
PUT IN Limana girmek
PUT OFF Avara etmek

Page 90
Q

QUADRANT Bir dairenin dörtte biri.

QUADRANTAL POINTS As yönler:Poyraz,Keşişleme,Lodos,Karayel.


QUADRATE İki gök cisminin arasında 90 derece bulunması hali.
1)Birbirine dik iki çap tarafından dörde bölünmüş dairenin her
bir dilimi.Dörtlük. 2)Bir gezegenin uzanımının 90 derece
QUADRATURE olması durumu.
QUARTER Kıç omuzluk

Baş kıç hattı boyunca devam eden ve gemi alabandası


QUARTER LINES ile orta hat arasına konulan düşey düzlemler.
Puntel adedini azaltmak için quarter line üzerine
QUARTER PILLARS konulan punteller.
QUARTERLY Üç ayda bir

QUARTERS Özel amaçla ayrılmış gemi bölmeleri.Yaşama yerleri.


QUILTING Şişeyi korumak için etrafına yapılan hasır örgü.
QUINTAL Kental,100 kg.
QUOIT Can simidi

Page 91
R

RACE 1)Denizin küçük bir yerinde yada sahilde oluşan süratli ve kuvvetli akıntı. 2)Yarış.
RACING Pervanenin boşta kalarak seyirdim yapması
RACK Dil,makarayı üzerinde taşıyan ağaç yada demir.
RACKING STRAIN Geminin enine olan,şeklini bozan fazla gerilme.
RACON Radar responder beacon.
Radio dedecting and ranging kelimelerinin baş harflerinin alınmasından meydana
RADAR gelmiştir.
RADAR ECHO CLUTTER Radar ekranının karışması.Parazit,piç ekoların çoğalması.
RADAR SCANNER Radar anteni.
RADAR SCOPE Radar ekranı
RADAR SCREEN Radar anteni.
RADAR WAVE GUIDE Radar dalgalarını vericiden antene ulaştıran içi boş boru.
Geçtiği ortamı ısıtmayan,elektromanyetik dalgalar halinde enerjinin
RADIATION yayılması,radyasyon.
RADIOLARIA Küresel ve konikal çok küçük deniz yaratıkları.
RADIUS Yarıçap
RADIUS OF ACTION Geminin yakıt,su,kumanya ve gereçleri ile yapılabileceği azami seyir.
RAIL 1)Küpeşte,vardavele,parmaklık. 2)Parampetin en üstü.
Borda kenarlarına konulan dikmelere çekilen yatay demir çubuk,ağaç,tel
RAILS AND STANCHIONS halat,yada zincirlerin (vardavele) oluşturduğu devamlı koruma grubu.
RAIN COVER Yağmur tentesi.
RAIN HOOD Ambar çadırı
RAISE Kara yada ışığın uzaktan görünmesi.
1)Çalım.Direklerin,bacanın,baş ve kıç bodoslamaların yada diğer eğik kısımların
baş-kıç hattına göre eğik yapılması.Voltalı. 2)Dümenin arka kenarının eğik
RAKE yapılması.
RAKISH Çalımlı.Eğik yapılmış direk vb.
RAMP Kapak.Arabalı vapurların,roroların rıhtım üzerine attıkları kapak
RANGE LIGHT Grandi silyon feneri
RANGING CABLE Demir zincirini güverteye yayarak muayene etmek,parçalarını değiştirmek.
RATCHET Kastanyola,fren.
RAT GUARD Farelik
RATIO Oran,nisbet
Geminin bağlama yeri hazır değilse bile astarya günlerinin başlayacağını belirten
READY BERTH CLAUSE bir koşuldur.
REAM Rayma salmak,bir deliği büyütmek.
REASONABLE DISPATCH CLAUSE Sigortalının kendi kontrolleri altında makul süratle hareket edeceği belirtilir.
Fiyatta tenzilat,iskonto.Taşıyanın taşıtana yapyığı navlun iadesi (anlaşmaya göre
REBATE bir yüzde).
REBELLION İsyan,ayaklanma
RECESS Koy,körfez
RECKONING Mevkinin hesap ile bulunması
RECLAMATION Denizin doldurulması ile elde edilen kara parçası
RECONDITION Yenilemek,onarmak
RECORD RUN Bir geminin seyir rekoru.
RECTOR 11. ve 15. asırlarda gemi kaptanına verilen isim.
RECURVATURE Sayklonik fırtınanın yönünde olan değişim için kullanılan deyim.
RED END Mıknatısın kuzeye yönelen ucu.
RED LEAD Kırmızı sülyen boya.
REDUCED LATITUDE Belirli bir yerde ekvator ile dünya yarı çapı arasındaki açı.
REDUCTION Mevki düzeltmesi
REDUCTION GEARING Deviri azaltan,hız düşüren fakat kuvveti çoğaltan dişli donanımı.
Dünya üstünde belirli bir yerde yer küresi ile coğrafik enlem arasındaki fark.45
REDUCTION OF LATITUDE derece enlemde azami 11'44" dir.
REEF Deniz altında veya sığ suda kaya döküntüsü,topuk.

Page 92
R

REEF CORAL Mercan kayası.


REEF KNOT Camadan bağı
Halatların kullanılmaya hazır olabilmeleri için üzerlerine sarılan yatay
REEL makara,dolap.
REEL IN Tambur,makara vb. üzerine vira
REEL OFF Tambur,makara üzerinden mayna
REEVING Makaradan halat geçirmek
Yansıma.Işının,yoğunluk bakımından farklı iki ayrı cismin birine çarptıktan sonra
yön değiştirmesi.Yansıtıcı bir yüzey üzerine çarpan ışık yada ses dalgalarının yön
REFLECTION değiştirmesi.
REFLOAT Geminin tekrar yüzücülüğünü kazanması,yüzdürülmesi.

Kırılma.Gök cisminden gelen ışığın yer atmosferinden geçmesiyle (az yoğun bir
REFRACTION ortamdan çok yoğun bir ortama) ışığın gerçek doğrultusunda oluşan değişiklik.
REFRIGERATE Soğutmak
REFUELLING Yakıt almak
REFUGE,TO TAKE Sığınmak

REGISTERED BREADTH Geminin tescil edilmiş genişliği.En geniş kemerede kaplamanın dışından ölçülür.
Tescil derinliği.Geminin ortasından çift dip veya döşeklerin üstünden tonaj
REGISTERED DEPTH güvertesi kemere üstüne kadar olan derinlk.
Tescil boyutları.Kütük boyutları.8.Nisan.1966 tarih ve 12260 sayılı resmi gazeteye
göre:Madde 17-Geminin ana ölçüleri olup tonilato belgesine yazılacak olan
REGISTERED DIMENSIONS boyutları aşağıda tarif edilmiştir:

a)Tescil boyu-Registered lenght:Baş bodoslamanın en yüksek noktasının ön


yüzünden kıç bodoslamanın arka yüzüne kadar olan mesafedir.Kıç bodoslaması
bulunmayan veya balanslı dümen ile donatılmış gemilerde tescil boyunun kıç
nihayeti dümen boğazının ön
yüzüdür.
b)Tescil eni-Registered breadht:Geminin en geniş yerinde kaplamalar dışından
ölçülen enine mesafedir.
c)Tescil derinliği-Registered depth:Tescil boyunun ortasında ve geminin simetri
düzleminde,tonilato güvertesi alt yüzünden döşeklerin veya dabılbotum üzerindeki
farş tahtalarının üzerine kadar olan mesafedir.
Üç boyut kuralı uygulanacak gemilerde tescil derinliği farş tahtalarının üzerine
değil,döşeklerin veya dabılbotumun üstüne kadar ölçülür.
Baş kasarada gemi bodoslamasının önünden kıç bodoslamaya ve dümen
REGISTERED LENGHT rodunun ortasına kadar olan gemi boyu.
RELIEVE FROM WATCH Nöbet değiştirmek
Sigorta edilmiş belirli risklerin,bir kısmının yada tamamının başka bir sigortacı
REINSURANCE tarafından alınması,reasurans.Mükerrer sigorta.
RELATIVE BEARING Nisbi kerteriz

RELATIVE HUMIDITY Doymuş havaya göre ifade edilen atmosfer rutubeti.Bağıl nem,nisbi rutubet.
RELEASE NOTE Teslim ordinosu.Kaptana bu döküman ibraz edildiğinde yük teslim edilir.
RELIEF RAIN Nemli havanın soğukla karşılaşmasında oluşan yağmur.

RELIEVING GEAR Dümene ve yekeye denizlerin yapacağı etkiyi azaltmak için konulan donanım.

RENDER Halatın fazla kuvvet binmesinden dolayı kaçması,kaloma edilmesi,işletilmesi.


RENDER,SELF Kendi kendine kaloma eden
REPATRIATION (OF SEAMAN) Gemi adamını memleketine geri göndermek
Deniz sigorta poliçelerine konulan bu kloz,koşul ile bütün makinenin değil yalnız
hasara uğrayan makine parçasının değiştirilmesi sureti ile sigortacının
REPLACEMENT CLAUSE sorumluluğunu sınırlandırmıştır.

Bir geminin yükleme yada boşaltmaya hazır olduğunu bildirdiği gün.Astarya günü
REPORTING DAY olarak sayılıp sayılmayacağı anlaşma koşullarına bağlıdır.
REPUDIATION Navlun anlaşmasının feshi.Reddedilmesi.

Page 93
R

REQUEST A PILOT Pilot istemek


RESCUE İmdat isteme neticesinde yapılan kurtarma,yardım.
Geminin su geçmez güvertesini yük hattı üzerinde tutabilen yedek,ihtiyat
RESERVE BUOYANCY yüzücülük.
RESIDUAL FUELS Artık yakıtlar

Artık direnç.Su içinde ilerleyen bir geminin toplam direncinden geminin sürtünme
direncinin çıkarılmasıyla elde edilen kısım.Bu direnç bileşeninin içinde geminin
RESIDUAL RESISTANCE form direnci,dalga direnci,girdap direnci vb. kısımlar bulunur.
1)Karter yağının dibde bıraktığı çamur.Buna sludge da denir. 2)Fuel oil,asfalt ve
RESIDUE karbon siyahı.
RESIN Reçine.
RESPONDENT Davalı,dava edilen.
Seferi tamamlamak için gemide mevcut yük için alınan borç,deniz ödüncü.Yalnız
RESPONDENTIA kaptan tarafından yapılabilir.
RESPONDENTIA BOND Yük üzerinden alınan deniz ödüncü için verilen ipotek senedi.
RESTRAINT OF PRINCES,RULERS OR
PEOPLE Prenslerin,hükümdarların yada halkın gemiyi seferden alıkoyması.
RETARDATION Gecikmek,geminin zamanında varamaması.
İş akdinin devamı sırasında Ulusal Deniz İdaresi tarafından ücretlerde bir artırma
yada eksiltme yapıldığı takdirde bu akdin başlangıcından itibaren geçerli olacağı
RETPOSPECTIVE CLAUSE hakkında kloz.
Prim iadesi klozu.1)Taraflar anlaşarak anlaşmayı bitiminden evvel
feshederlerse,2)Gemi limanda sürekli yatarsa,primin bir kısmının iade edileceği
RETURNS CLAUSE hususunda taraflar anlaşmaya varabilirler.
Şanzıman.Ana makine ile pervane arasında hız düzenini ve ileri geri hareketi
REVERSE AND REDUCTION GEAR düzenleyen dişli donanım.
REVERSED FRAME Ters,maküs posta.
Tersinir.Bir sistemin bir olayı takiben,aynı (ilk) durumuna geldiğinde özelliklerinin
REVERSIBLE aynı kalması hali.

Şumullü astarya günleri.Her iki tarafda (gerek yükleme gerekse boşaltmada)


REVERSIBLE LAYDAYS kullanılabilir ve hesabı boşaltma sonunda yapılan astarya günleri.
Yön değiştirme redüktörü.Devir yönü,değiştirme tertibatı.İleri,geri yol sağlayan
REVERSING GEAR mekanizma.
REVOLUTION Devir.

Orkan,sayklon,devvar fırtına.Buna,kuzeybatı atlantik,kuzeydoğu pasifik,güney


pasifikte harikan;kuzeybatı pasifikte tayfun;Hint okyanusu,bengal körfezi,arap
REVOLVING STORM denizinde sayklon;kuzeybatı avustralyada willy-willies denir.
RHUMB Ana yönler dışında pusula kerteleri.11derece15'.Kerte.

Kerte hattı.Yeryüzünde iki mevki arasını birleştiren ve bütün meridyenlerle aynı


açıyı yapan doğruya denir.Bu açı 90 derece ise kerte hattı meridyen olur.Bu
nedenle ekvator ve meridyenler aynı zamanda birer kerte hattıdırlar.Kerte hattının
RHUMB LINE meridyenlerle
yaptığı açıya rota denir.

İ.F:50/75 cinsine göre değişir.İlk ürün pirinç kızışmaya,buharlaşma yapmaya çok


elverişlidir.Bu nedenle ağırlığından %1,5 ile %3,5 arasında kaybeder.Genellikle
%2,5 kayıp normal kabul edilir.Havalandırmalı,yoğunlaşan su buharının pirinci
RICE etkilememesi için

önlemler alınmalıdır.Rutubetli yada ıslak pirinç derhal buharlaşma yapacağından


varsa etrafındaki yükleri etkiler.Çıkan su buharı çelik parçalar üzerinde suya
dönüşeceğinden pirinci etkilememesi ve iyi havalandırma sağlanması için gerekli
olan istif
gereçleri uygun biçimde yerleştirilmelidir.Hava izin verirse ambar ağızları sık sık
açılmalıdır.
1)Geminin deniz yada dalga üzerine binmesi 2)Geminin bütün ağırlığı ile demire
RIDE binmesi 3)Demirde yatmak
RIDER 1)Fıçı yada varillerin 2.sırası. 2)Üzerine kuvvet binen halat voltası.
RIDER KNEE Ambar praçolu.

Page 94
R

İç omurgayı (Keelson) sağlamlaştırmak için bazen döşek üzerine konulan devamlı


RIDER PLATE levha.İç omurga alın saçı.
1)Yüksek barometrik basıncın boylamasına alanı.Kama,sırt. 2)Yükselen deniz
RIDGE dibinin boylamasına uzanması.Su üstüne yakın sıra kayalar.
Irgat bitaları.Üzerine zincir volta edilen ve geminin baş üstüne konulan iki kuvvetli
RIDING BITTS baba.
RIDING SLIP Demir zincirine vurulan zincir bosa.
RIDING TURN Üzerine kuvvet binen halat voltası.
RIG Bir donanım hazırlamak.
RIG A PURCHASE,TO Palanga donatmak.
RIGGING 1)Çarmık ve basamakları. 2)Gemi donatılması.
RIGGING,CARGO Yük donanımı.
RIGHT AHEAD Tam pruvada
RIGHT A SHIP Yatmış bir gemiyi düzeltmek.
RIGHT ASTERN Tam kıçta.
Meyleden bir gemide,yüzücülük merkezinin gemiyi doğrultmak için yaptığı
RIGHTING LEVER hareket,zorlama.
1)Kolları sağa bükümlü halat. 2)Gemi ileri hareket ettiğinde pervane üst kenarı
RIGHT HANDED sancak tarafa hareket eden pervane.
RIGHT IN PERSONAM Kişiye karşı hareket etme hakkı.
RIGHT IN REM Yüke,mala karşı hareket etme hakkı.

RIGHT OF WAY Yol hakkı.Bir gemi yanından geçerken,yasal rota,sürat ve yol hakkı,olan gemi.

RIGHT TO AVERAGE LAYDAYS Ortalama astarya günleri.Yükleme boşaltma zamanlarının ortalamasını almak.
RIGHT UP AND DOWN Rüzgarsız.
RIGOL Çalpara
RIM 1)Irgat,bocurgat kasnağı. 2)Direkde çalım. 3)Kenar,çevre.
RIME Merdiven basamağı
1)Demiri zincire bağlayan bakla,kilit veya anele. 2)Mapa,halka. 3)Kampana
RING çalmak. 4)Segman.
RING BOLT Aneleli mapa
RING STOPPER Tel halat için kullanılan ve bir ucu aneleye bağlı zincir bosa.

Deniz poliçelerine konulan bu kloz ile sigortacı grevler,iş çatışmaları,isyanlar vb.


RIOTS AND CIVIL COMMOTION CLAUSE olaylardan doğacak hasarlardan sorumlu olmazlar.
1)Sahilden açığa doğru kuvvetli akıntı. 2)Kabarma alçalma akıntılarının
RIP CURRENT karışmasından olan akıntı.
RIPPLE Küçük kıvrımlı dalga.Deniz yüzeyinde oluşan karışıklık,çırpıntı.
RISE Ufuk üstüne çıkmak,doğmak.
RISE AND FALL Kabarma alçalma,met cezir,gel git.
RISE OF TIDE Kabarma alçalma nedeni ile harita derinliği üzerindeki deniz yüksekliği.
RISK,AT THE OWNERS Mal sahibinin zararına,rizikosunda olarak.Tehlikesi sahibine ait.
Zaptedilme rizikosu klozu.Sigortacı bu rizikodan kurtulmak için free of capture and
RISK OF CAPTURE CLAUSE seizure klozunu sigorta poliçelerine koyar.
RISK,TO RUN THE Tehlikeye atılmak
RIVER BANK Nehir kıyısı.
RIVER BAR Nehir sığlığı.
RIVET Perçin
ROADSTEAD İyi demir tutan ve oldukça emin demir yeri.

ROLL 1)Yalpa. 2)Hadde.Bir maddenin kesitini iki silindir arasından geçirerek küçültmek.
ROLLED Haddelenmiş.
ROLLED IRON Çekme demir.
1)Tel halat yönünü değiştirmek için kullanılan makara dili. 2)Uzun ölü dalga.
ROLLER 3)Silindir. 4)Hadde.
ROLLER CHOCK Tek tamburlu kurt ağzı

Page 95
R

ROLLER CHOCK,DOUBLE Çift tamburlu kurtağzı


ROLLING SECTION Hadde profili.
ROLLING SHOP Hadde fabrikası.
ROLLING SKIN Hadde kışırı.
ROLL TEMPLATE Saç levha şablonu
RONDOM CURRENT Orkoz,ters akıntı.
Çevresi 1 pustan küçük olanlara halat denmez.10 pustan fazla olanlara yoma
ROPE denir.
ROPE DRUM Halat tamburu
ROPE EYE Halat kasası
ROPE GRIP Kerye
ROPE IS FOUL Halat (pervane,demir vb.) dolaşmıştır.
ROPE LAY Halat bükümü
ROPE'S END Halat çıması
ROPE,TAKE A TURN Halatı volta etmek
ROSE LASHING Marsipet bağı
Bir şamadırayı,burnu yada sabit bir cismi uzaklığı ayni tutarak dönmek.Devren
ROUND bordalamak.
ROUND FENDER Balon usturmaça
ROUNDLY Süratli ve akıllıca.
ROUNDS Halat şeytan çarmığının tahta basamakları
ROUND SEIZING Kasa piyanı
ROUND TO Geminin başını rüzgara vermek,getirmek.
ROUND TURN Volta
ROUSE ABOUT BLOCK Büyük karnıyarık bastika
ROW Kürek çekmek.
ROWLOCK Yarımay ıskarmoz
RUBBER Kauçuk.Revertex.Rubber latex.
RUBBER JOINT Lastik jonta
RUBBING COMPOUND Alıştırma macunu.
RUBBISH Çöp
RUDDER ANGLE INDICATOR Dümen müşiri
RUDDER,BOW OF THE Dümen yelpazesi
RUDDER BRACES Dümen dişi iğnecikleri
RUDDER BRACKET Dümenin döndürülebileceği,basılacağı açıyı sınırlandıran durdurucu
RUDDER CASE Rudder trunk.
RUDDER CHOCK Havuza giren geminin dümen altına vurulan destek.
RUDDER CLEAT Rudder stops.
RUDDER FRAME Dümen yelpazesinin bağlandığı çerçeve,dümen iskeleti.
RUDDER GUDGEONS Rudder braces.
RUDDER HEEL Dümen topuğu
RUDDER HEEL PINTLE Dümen topuğu iğneciği
RUDDER HOLE Dümen rodunun güverteden çıktığı delik
RUDDER IRON Dümenin erkek yada dişi iğnecikleri
RUDDER,MAIN PIECE OF Dümen anası.
RUDDER NECK Dümen boğazı.
RUDDER PINTLE Dümen erkek iğneciği
RUDDER PINTLE BEARING Dümen iğnecik yatağı
RUDDER PINTLE CLEARANCE Dümen boşluğu
RUDDER POST Dümen bodoslaması
RUDDER SKEG Dümen tabanı,topuğu,öksüz omurga.
RUDDER STOCK Dümen rodu.Dümen anası
Dümen takozları.Dümenin yaklaşık olarak 38 dereceden daha fazla alabandalara
basılmaması için dümen veya dümen bodoslaması üzerine konulmuş
RUDDER STOPS önleyiciler,takozlar.

Page 96
R

RUDDER STREAM LINE Dümen suyu.


RUDDER TILLER Dümen yekesi
RUDDER,TO UNSHIP Dümeni yerinden çıkarmak.Tersi,to ship
RUDDER TRUNK Dümen kovanı.Yekenin üzerine konulduğu yer
RULES OF THE ROAD Denizde çatışmayı önleme kuralları.
RUM Rom.Şeker kamışının suyundan elde edilen sert içki.
RUMMAGE Bir gemiyi baştan başa dikkatle aramak (kaçakçılık için)
RUN Sefer.
RUN AGROUND Karaya gitmek,oturmak
RUN ASHORE Karaya gitmek,oturmak
RUNDLE Halat şeytan çarmığının yuvarlak basamakları
1)Çatışma. 2)Bir enlem dairesi üzerinde doğu yada batıya,bir boylam dairesi
RUN DOWN üzerinde kuzey yada güneye yapılan seyir.
RUNG Şeytan çarmığı basamağı
RUN INTO Bir geminin diğer bir gemiyle çatışması
RUNNER 1)Görevi mesaj almak olan kişi. 2)Kaçakçı. 3)Başkasının yerine iş yapan.
Adi günler.Astarya günlerinde tatiller dahil kesiksiz ve istisnasız olarak sayılan
RUNNING DAYS günler.
RUNNING DOWN Demirde yada seyreden gemi ile çatışma,çarpışma.

Enstitü zaman klozu.Sigortacının çatışmada sorumluluğunun sigortalı geminin


değerinden fazla olmayacağı koşulu altında sigortalıya ve diğer gemiye verilen
RUNNING DOWN OR COLLISION CLAUSE hasarın ödenmesini sağlayan kloz.Bu 3/4 veya 4/4 şeklinde olabilir.
RUNNING EXPENSES İşletme masrafları.
RUNNING GEAR Hareketli donanım.
RUNNING HIGH 1)Büyük dalgalı deniz. 2)Olması gerekenden fazla gösteren cayro pusula.
RUNNING LIGHTS Diğer gemilere konum ve yön göstermek için kullanılan renkli fenerler.

RUNNING MOOR 1.demirin demirlenmesinden sonra teknenin ilerleyerek 2.demirin demirlenmesi.


RUNNING PART Palanga çalıştığı zaman hareket eden parçalar.
RUNNING RIGGING Hareket eden donanım.
RUNNING VOYAGE Konvoy halinde olmayan serbest seyir.
RUN OUT Palamar halatlarının bağlanmak üzere dışarı verilmesi.
RUN THE LONGITUDE Meridyen boyunca seyir.
RUST Pas
RUSTY Paslı
RUT Sahilde dalga çatlaması
RYE Çavdar.Arpaya benzer bir tahıldır.

Page 97
S

SACK Çuval
SADDLE Bumbaların üzerine yerleştiği ve bağlandığı yastık,çatal puntel.
SAFE ARRIVAL Salimen,selametle varış.
Sigortanın başladığı ve poliçenin yapıldığı anda geminin bir limanda ve denize
SAFE IN PORT elverişli olduğunun beyanı.Salimen limanda.
SAFETY DEVICE Güvenlik donanımı.
SAFELY LANDED Yükün hasarsız boşaltılması.
SAFETY,HOOK Emniyet dilli yük kancası.Kilitli kanca.
SAFETY LOCK Emniyet kilidi
SAFETY PIN Emniyet pimi
SAFE WORKING LOAD Güvenlikle çalışma yükü.
SAGGING Belverme.Geminin ortasında oluşan çökme,belverme.
SAID TO WEIGH ......ağırlığında olduğu söyleniyor.İfadeye,beyana göre ağırlık,miktar.
SAIL Yelken
SAIL,HE IS A GOOD 'Onu deniz tutmaz'' anlamına kullanılan bir deyim
Kalkış,varış yerleri arasında yapılan büyük daire,markator ve paralel seyirler
SAILING,COMPOSITE bileşimine verilen isim.Mürekkep seyir.
SAILING PLANE Düzlem seyri.Seyredilen dünya parçası düz olarak kabul edilmiştir.
SAILING TRAVERSE Volta seyri.
SAILING TRIM Denize elverişli olacak şekilde dizayn draftına kadar yükleme.
SAIL,SET Sefere çıkmak,başlamak
SAINT NICHOLAS Denizcilerin aziz,mübarek olarak tanıdıkları yatır.
SALINITY Tuzluluk.
SALINOMETER Suyun tuzluluk derecesini ölçen alet.
1)Deniz seviyesinden aşağı ve tuzlu su ile işe yaramaz hale gelmiş arazi.
SALTINGS 2)Tuzla.
SALT PAN Tuzla.
SALUTE Selamlamak,selam vaziyeti.
SALUTE,TO EXCHANGE Karşılıklı selamlaşmak.
SALUTE,TO RETURN A Selama karşı selam vermek.
SALVAGE Kurtarma
SALVAGE AWARD Kurtarma ücreti.
SALVAGE CHARGE Kurtarma masrafı.

1)Geminin kira anlaşmalarına konulan bu kloz ile kiralanan gemi,gereğinde


yardım isteyen gemiyi kurtarma hakkına sahip olur.2)Sigorta poliçelerine
konulan bu kloz ile sigortacıların hisselerine düşen kurtarma masraflarını
SALVAGE CLAUSE ödeyeceğini belirtilir.
Kurtarılan gemi ve yük için verilecek kurtarma ücreti veya teminatı
verilmediğinde,kurtaranların kurtardıkları şeyler üzerindeki tedbir,haciz,hapis
SALVAGE LIEN hakkı.

Sigortalı yükler tam ziyadan kurtarıldığında ve varış yerlerine gönderileceğine


SALVAGE LOSS satılırlarsa,satış değeri ile sigortalı arasındaki farka salvage loss denir.
SALVED Kurtarılmış yük,gemi veya navlun.
SAMPING Rüzgarın şiddetini azaltması kalması.
1)Bumba taşıyan direk. 2)Yoma babası. 3)Yedekleme babası. 4)Ambar ana
SAMSON POST punteli.
SAND BLAST Kum raspası
1)Kabarma alçalma nedeni ile su yüksekliğinde olan düşme ile kum bankına
SAND WARPED oturma. 2)KAbarma alçalmada geçici oturma.
SANITARY DISCHARGE Pis su çıkışları.
SANITARY INSTALLATION Sıhhi tesisat.Gemide temiz ve pis su boru donanımı ve tankları.
Ot denizi.Atlantikde yosunlu deniz.Yaklaşık olarak boylamı 19W-47W,enlemi
SARAGOSA SEA 20N-25N'a kadardır.
SATURATED AIR Doymuş rutubetli hava.
SATURATION Doyma.Havanın taşıyabileceği ençok nem,rutubet.

Page 98
S

Dik ırgat milinin güverte altında tabak şeklinde demirveya çelik yatak.Sıpındıl
SAUCER bunun üzerinde döner.
SAVE ALL 1)Maliborda. 2)Lumbuz altına toplanan suların dolduğu küçük kap.
SAW Testere
SCALE 1)Ölçek. 2)Kazan içinde biriken,çöken taş. 3)Balık pulu. 4)Pas parçası.
SCALER Raspa,raspacı
SCALING Pas kırma
SCALING MACHINE Raspa motoru
SCAMPAVIA İşkampavya
SCANNER Radar anteni
Radarda PPI boyuna sarılı kangal.Elektronların merkezden çevreye doğru
SCANNING COIL yayılmasını sağlar.
1)Ağaç yada çelik yapıda kullanılan elemanların ölçüleri. 2)Bir ağaç parçasının
SCATLINGS normları. 3)Ölçüler,boyutlar.Full scantlings vessel.
SCARPH İki levha,kaplama yada parçayı birleştirmek için geçme yapmak,parile.
Süpürme.Dizel motorlarında silindir içindeki yanmış yakıt/hava
karışımının,silindire emilen taze hava (atmsfer basıncından az fazla) ve
SCAVENGING pistonun hareketi yardımıyla silindirden dışarı atılması işlemi.
SCEND Geminin denizli havada başının yükselip kıçının batması.
SCHEME Şema
SCOPE Radar ekranı
Demir zincirinin denizde bulunan zincir miktarı.Bu miktar denizin derinliğine
göre verilir.Derin yerlerde derinliğin 5 katı,derin olmayan yerlerde 3 katı olarak
SCOPE OF CABLE uygulanır.
SCORE Oyulma,oyuk.
SCOTCHED UP Payandalanmış.
1)Sürtünmeyi azaltmak için halat yada donanım arasına konulan ağaç parça.
SCOTCHMAN 2)Koruma amacıyla kullanılan ağaç parça.

Kuma,çamura oturan bir gemiyi kurtarmak için kurtaran geminin pervanesi ile
SCOUR oturan geminin altını oymak.Buna scouring veya dredging de denir.
SCRAP Hurda
SCRAPE Raspa etmek
SCRAPER 1)Raspacı 2)Raspa için kullanılan keski veya çekiç.

1)Buranda vardasilo. 2)Üst güvertede yapılacak dikmelerin altına enine


konulan takviye. 3)Seyir fenerlerinin görüş açısını Tüzük'e göre saptamak için
SCREEN konulan siperlikler. 4)Termometre siperliği. 5)Levha perde.
1)Geminin orta kasara binasının baş yada kıç tarafına konulan enine perde.
SCREEN BULKHEAD 2)Makine ile kazan dairesinin arasına konulan ince perde.
SCREENING FORCES Perde kuvvetleri.
SCREW 1)Uskur,pervane 2)Vida
SCREW ALLEY Şaft yolu
SCREW APERTURE Pervane evi.
SCREW BOLT Somunlu civata
Pervane padıl etkisi.Pervanenin enine etkisiyle,gemi başının rotadan
SCREW EFFECT sapması.Dümen kullanılarak doğrultulur.
SCREW JACK Kriko
SCREW NUT Vida,civata somunu
SCREW ON Vidalama.
SCREW RACE Pervane suyu.
SCREW SHAFT Pervane şaftı.
SCREW STRETCHER Liftin uskuru
SCREW WRENCH Vida anahtarı
SCRUB Güverte yıkamak
1)Kümülonimbus bulutları altında rüzgarla sürüklenen nimbüs bulutları. 2)Hızlı
SCUD giden alçak bulutlar.

Page 99
S

SCUPPER Firengi deliği


Firengi manikası.Firengi sularının bordaya akmaması için,borda üzerine
SCUPPER HOSE kaynatılan boru,firengi oluğu.
SCUPPER LEATHER Firengi ağzına,içeri su girmemesi için konulan kösele
SCUPPER LIP Frengiden çıkan suların bordaya akmaması için ağza konulan parça.
SCUPPER PIPE Scupper hose
SCUPPER SHOOT Firengi delik ağzına konulan yarım ay parça.

1)Firar kaportası.Gemi güvertesinde,bordasında veya başka bir yerinde


SCUTTLE bulunan ve istenildiği zaman kapatılabilen küçük açıklık. 2)Lumbuz.
SCUTTLE,SIDE Borda lumbuzu
SEA BATTERY Denizde kaptanın gemi adamını cezalandırması.
SEA BED Okyanus veya deniz dibi.
SEA BELCH Sıra halinde deniz çatlakları.
SEA BORNE 1)Deniz yolu ile taşınmış. 2)Denizde doğmuş,denizde meydana gelmiş.
SEA BOUND Etrafı denizle çevrili.
SEA CHEST Kinistin sandığı
SEA COCK Kinistin.Deniz suyunun gemi devresine girmesini sağlayan valf
Deniz suyunun gemide girmesi gerekli olan devrelere alınmasını sağlayan valf
SEA CONNECTIONS ve musluklar.
SEA FARER Ekmeğini denizden kazanan,denizci,gemici.
SEA FARING Geçinmek için denizde çalışma,denize açılma.

SEA FOG Sıcak ve rutubetli havanın soğuk denizin üzerinden geçerken oluşturduğu sis.
SEA,FOLLOW THE Denizci ol.
SEA GAIT Ölü deniz.
SEAGIRT Denizle çevrilmiş
SEA GOING Açık denizde çalışan gemiadamı veya gemi.Denize çıkan
SEA HORSE Büyük dalga.
SEA KEEPING Geminin denizciliği
SEA KINDLINESS Geminin fırtınalı havalarda gösterdiği uygunluk,denizcilik.
SEA LEGS Dalgalı havalarda güvertede yürüyebilen insan.

SEAM Armuz,saç levhaların uzunlamasına birleştirilmesinden meydana gelen ek yeri


SEAMANLIKE Denizciliğe uygun
SEAMANSHIP Gemicilik
SEAMLESS Dikişsiz.
SEAMLESS TUBE Tek parça boru.Dikişsiz boru.
Gemiadamlarının alacaklarından dolayı gemi ve navlun üzerine koydukları
SEMAN'S LIEN tedbir.
SEA MOSS Yosun

Kaptan tarafından deniz olayını,kazasını bildiren ve yasalara,örf ve adetlere


göre mahkemeye,liman başkanlığına yada notere verilen ve olayın
saptanmasını isteyen rapor,yazı.Deniz raporu şahitler dinlendikten ve bir
SEA PROTEST sakınca görülmediğinde kesinleşen bir

belge durumuna girer ve olay ona göre değerlendirilir.Ticaret Kanunumuzun


982.maddesine göre kaptan yolculuk esnasında gemisinde olan
kazaları,hasarları,barınma limanına girişi vb. olaylar için deniz raporu almak
diğer bir deyimle olayı yasal yollardan
saptanması gereklidir.
SEARCH AND RESCUE Arama ve kurtarma
SEARCHLIGHT Projektör.

SEA REACH Bir nehirin denize aktığı yer ile karadaki ilk dönemeci arasındaki uzunluk.
SEA SMOKE Soğuk havanın sıcak deniz üzerinden geçmesinden oluşan sis.
SEA SUCTION VALVE Deniz suyu alıcısı,kinistin.
SEA,TO SHIP Deniz yemek

Page 100
S

Seyir tecrübesi.Yeni yapılan yada tamir edilen bir geminin


makinelerini,dümenini,yardımcı makinelerini vb. denemek ve durumunu
SEA TRIAL(S) saptamak için yapılan kısa sefer.
SEA,TROUGH OF İki dalga arası çukuru
SEA VALVES Deniz valfleri.Gemi karinasında deniz suyunun giriş ve çıkışları.
SEAWARD Denize doğru
SEAWARD,FROM Denizden doğru
SEAWEED Deniz yosunu,sazlık
SEAWORTHINESS Denize elverişlilik
Eğer kiracılar gemiyi birkaç limanda boşaltacaklarsa ara seyri için,bu kloz
altında,trim yönünden geminin denize elverişli olmasını temin etmek
SEAWORTHY TRIM CLAUSE zorundadırlar.
SECONDARY Adi fırtına
Bir meteorolojik alçak basınç içinde oluşan 2.alçak basınç alanı.Genellikle
SECONDARY DEPRESSION birincinin etrafında hareket eder ve onunla birleşir.
SECOND CLASS PAPER Değeri şüpheli olan poliçe,tahvil,kambiyo senedi.
SECTION Kesit
SECURE Bağlamak (halat yada gemiyi)
SECURE ANCHORS FOR SEA Demirin deniz bağlarını,bosalarını deniz tertibi bağlamak
SECURE FORE AND AFT Baştan ve kıçtan bağlamak
SECURE TO A BUOY Şamandıraya bağlamak
SECURING FOR SEA Gemiri denize çıkmadan evvel deniz tertibi bağlamak.
SEED Tohum
SEGREGATION Yüklerin ayrı yerlere konulması
SEIZE Piyan yapmak
SEIZING ROSE Marsipet bağı
SEIZING WIRE 1 ortada,6 etrafında galvaniz tel olan çelik tel halat.
SEIZURE Gemiyi yasal kuvvetle alıkoymak,tutmak.
SELF MOUSING HOOK Güvenlik dilli yük kancası.
SELF PROPULSION Kendiliğinden hareket eden.Başka bir araç tarafından itilmeyen.
SELF RENDERING Kendi kendine kaloma eden.
Yüklenen yükün ambarın her tarafına dağılması için geniş ambar ağızlı,neta
SELF TRIMMER ambarlı gemi.
SEMIDIAMETER Yarıçap
SEMIDIURNAL Yarım günle ilgili.12 saatlik.
SENHOUSE SLIP Hırça maçası.Hırça kilidi.
SENTIMENTAL DAMAGE Hasara uğradığı sanılan.
SENTINEL Seyir feneri sigortası.Fener sönünce alarm çalar.
Bulutsuz gökden düşen yağmur.Özellikle sıcak memleketlerde güneş
SEREIN batmasından sonra olur.

SERVICE Façuna edilen halat kolları üzerine sarılan burandayı gırcala ile bağlamak.
Halat yada bir dikişi korumak için üzerine façuna edilen burandayı gırcala ile
SERVING façuna etmek,bağlamak.
SERVOMOTOR Güç artırcı tertibat,mekanizma.

SET 1)Akıntının aktığı yön. 2)Akıntı etkisi ile düşme. 3)Ayar etmek. 4)Alet,takım.
SET DOWN Güverte saçının içeri çökmesi.
SET IN Borda saçının içeri çökmesi.
SET SAIL Bir yerden hareket etmek,sefere başlamak.
SET THE WATCH Nöbet bekletmek
SETTING 1)Gemiyi rotasına almak,koymak. 2)Ayarlamak
1)Bir kara parçasını veya feneri,uzaklaşırken ufukta kaybetmek. 2)Hesap
SETTLE görmek,ödemek. 3)Havanın kalması.Bir yönde karar kılması.
SETTLING TANK Akaryakıtın kullanılmadan önce dinlendirildiği tank.
SET UP Karina saçının içeri çökmesi.
SEWAGE TANK Pis suların toplandığı tank

Page 101
S

Altında,yüzeceği sudan az su bulunan (suların çekilmiş olması nedeniyle)


SEWED oturmuş gemi.
SEWING Teknenin yüzebilmesi için gerekli olan su düzeyinin alçalması.

1)Kilit.İki parçayı,iki baklayı birbirine bağlamak için kullanılan çelik parça.


2)Başlıca kilit türleri:Eye screw-harbisi delikli;flush head screw-harbibaşı
SHACKLE düz;heart-yürek biçimi;oval pin-beyzi kilit;reverse key-bükülmüş.
SHACKLE BOLT Kilit harbisi
SHACKLE,JOINING Zincir kilidi.
SHACKLE WITH A FORELOCK Harbisi pimli kilit.
SHADES (OF SEXTANT) Fazla ışığı azaltmak için sekstant üzerine konulan renkli gölgelik,camlar.
SHAFT 1)Pervane şaftı. 2)Kürekde paladan önce gelen kısım,beden.
SHAFT ALLEY Şaft yolu.Şaft tüneli.
SHAFT BEARING Şaft yatağı.
SHAFT COUPLING Şaft parçalarını birbirine bağlayan parça,şaft kaplini,kavraması.
Makineden elde edilen beygir gücünün şaftda görülen beygir gücü.Dizel
SHAFT HORSE POWER makinelerde indicated horse power'ın %68-75'idir.
SHAFT TAIL END Şaftın pervaneye bağlanan kısmı.Pervane kuyruk şaftı
SHAFT TUBE Şaftın pervaneye bağlanmak üzere geçtiği kısım,kovan.
SHAPE Profil U,T,L vb. kesitli yapı elemanları.
SHAPER Planya
SHAPING A COURSE Geminin rotaya konulması
SHEARING FORCE Kesme kuvveti
SHEAVE Makara dili.
SHEAVE HOLE Makara dili kanalı,dilin döndüğü yer,oluk.
SHED Sundurma.
Margarita bağı.Tekrar uzatılması gereken bir halatın geçici olarak kısaltılması
yada halatın hasara uğramış kısmının üzerine binecek kuvvetten ayırmak için
SHEEPSHANK yapılan bağdır.
1)Borda çalımı.Şiyer.Geminin ortasından başa ve kıça doğru yükselmesi.Gemi
boyuna göre bu yükselme kabaca 0,2 dir. 2)Geminin demirde salması
SHEER 3)Geminin rotadan çıkması,sapması
SHEER BATTEN Çarmık,palanga gibi donanımların dönmemesi için kullanılan ağaç.
SHEER LINE Gemi bordası ile güvertenin birleştiği yerde oluşan hat,çizgi.
SHEER OFF Alargaya çıkmak
SHEER PLAN(S) Geminin boy kesitini gösteren resimleri,profil planları.

SHEER POLE Çarmık,palanga gibi donanımların dönmemesi için kullanılan madeni çubuk.
Ağız kuşağı levhası,şiyer saçı.Borda levhalarının güverte ile birleştiği levha
SHEER STRAKE sırası.
SHEET IRON Lama.Demir,çelik yassı uzun çubuk.Flat bar.

1)Derin sudan sığ suya deniz dibinin yükselmesi.Topuk. 2)Sahanlık.Kıyılardan


SHELF denize doğru ortalama 200 metre derinliği olan kısım.
SHELF ICE Karadan kopup gelen buz.
SHELL Teknenin dış kaplama saçları yada saç levhaları.
SHELL EXPANSION Dış kaplama,saç levha açılımı.
SHELL FISH Kabuklu deniz hayvanı.
SHELL LANDINGS Saç kenar markaları.
SHELL PLATING Teknenin dış levha,saç kaplaması.Borda kaplaması.
SHELLS Kabuklu deniz hayvanlarının kabukları.
SHELTER 1)Köprüüstü alabandalarına konulan barınak. 2)Barınmak.

Barınak güverte.Ana güverte üzerinde bulunan ve ana güverte gibi havaya


(yağmur,rüzgar,kar vb.) karşı devamlı kapalı olmayan güverte.(Kapalı olmayan
deyimi tonaj -tonilato- açıklıklarını tanımlamaktadır).Bu nedenle tonaj
SHELTER DECK hesaplamalarına dahil edilmez.

Page 102
S

Bu hacmin tonaj hesaplamasına girmesi için tonaj açıklıklarının kapatılması


gereklidir.Bu durumda kapalı barınak güverte oluşur ve bu hacim tonaj
hesaplarına katılır.
SHELVING Az bir eğilimle sığ sudan derin suya inen deniz dibi.Sahanlıklı.
Kayma perdeleri.Özellikle dökme yükün kaymaması için ambara yapılan tahta
SHIFTING BOARDS bölmeler.
SHIFTING SAND Gevşek kum.Batak kum.
SHIFTING SPANNER İngiliz anahtarı.
SHIP,DISABLED Hareketten kalmış,kumandadan aciz gemi.
SHIP GIRDER Geminin tüm bünyesi
SHIP,LEADING Öndeki gemi
SHIPMATE Gemi iş arkadaşı.
SHIPMENT Gemiye taşınması için yüklemek.
SHIP NEXT AHEAD Bir önceki gemi
SHIP NEXT ASTERN Bir arkadaki gemi.
SHIP,OUTWARD BOUND Limandan çıkan gemi.
SHIPPED B/L Yük gemiye fiilen yüklendiğinde verilen konişmento.
SHIPPER Gemiye,taşınmak üzere yük yükleyen,yükleyici.Yükleten,taşıtan.

Güverteye yüklenen yükün yükleyen rizikosunda olduğuna dair yükleme


belgesine konulan kayıt.(At shipper's risk).Diğer bir deyimle güverteye
konulmasına izin verilen yüke bir hasar vaki olduğunda,gemi sahibinin
SHIPPER'S RISK değil,izni verenin sorumlu olduğu anlatılır.

Deniz sigorta (yük) poliçelerlnde belirtilen bu değer yükün esas fiyatını ve


SHIPPING VALUE yükleninceye kadar olan masrafları (sigorta primi dahil) ifade eden değerdir.
SHIP PROPULSION Geminin yürütülmesi,sevki,hareketi.
SHIP'S BELL Kampana
Geminin yalın hareketleri.Geminin ağırlık merkezinden geçtiği varsayılan ve
eksenleri geminin simetri eksenleri olan sabit bir eksen takımına göre bir
SHIP'S FREE MOTIONS geminin yaptığı hareketler
1- SURGE : Boyuna eksen boyunca öteleme.
2- SWAY : Enine eksen boyunca öteleme (yanal öteleme)
3- HEAVE : Düşey eksen boyunca öteleme (dalıp çıkma)
4- ROLL : Boyuna eksen etrafında dönme (yalpa)
5- PITCH : Enine eksen etrafında dönme (Baş kıç vurma)
6- YAW : Düşey eksen etrafında dönme (Sekizleme)
SHIP'S HEADWAY Geminin ilerlemesi
SHIP'S HEADWAY,DEADEN Geminin ilerlemesini durdurmak,öldürmek.
SHIP'S SIDE Gemi bordası
SHIP STRENGTH Gemi mukavemeti
SHIPYARD Tersane
SHOAL Topuk
SHOE Bumba,direk ıskaçası,pabuç,tırnak.
SHORING Payandalamak
SHORT BLAST Kısa düdük
SHORT BRIDGE Gemi boyunun %15'ini geçmeyen köprüüstü.
SHORT DELIVERY Konişmento miktarından eksik teslim
SHORTEN IN Geminin üzerine bindiği zincirin kalomasını azaltmak.
SHORT HANDED Eksik gemi adamı
SHORT LOADING Eksik yükleme
SHORT RANGE Yakın mesafe.
Yükün gelmemesinden yada yer bulunmamasından dolayı yüklenemeyen
SHORT SHIPPED (SHIPMENT) yük,eksik yükleme.
SHORT STAY Demir kalomasının derinliğin 3 mislinden az olması
SHORT TON 907,18 kilo
SHOT LINE Kurtarma için atılan roket savlosu,incesi.

Page 103
S

SHOVEL İş küreği.
SHUT DOWN Makineyi kapamak,durdurmak.
SICK BAY Revir.
SIDE Borda
Radarda bu ekolar side lobe'lardan gelir.Antenin iyi monte edilmemesindende
SIDE ECHOS doğabilir.

SIDE ERROR Sextantda ufuk aynasının alet düzeyine dik olmamasından doğan yan hatası.
SIDE LADDER Borda iskelesi.
SIDE LIGHTS Borda seyir fenerleri.
SIDE LIGHTS SCREEN Borda fenerleri siperlikleri.
SIDE LOBES Radarda ana hüzme yanında oluşan parazit yan hüzmeler.
SIDE PIECE Borda kaplaması.
SIDERAL Yıldıza ait.
SIDE SCUTTLES Porthole.
SIDE SHEATING Alabanda astarı.Yalı kütüğü üzerine gelen ilk alabanda kaplaması.
SIDE SHELL PLATING Borda kaplama saçları.
SIDE SHORE Payanda,dayak.Borda payandası.
SIDE SKIDS Maliborda tahtası.
İstiralya.Ambar istiralyası.Gemilerin postalarını baştan kıça doğru birbirine
SIDE STRINGERS bağlayan bağlarada istiralya denir.
SIEVE Süzgeç
SIGHTING Gözle görmek,gözlem.
SIGNALMAN Vinç serdümeni
SIGNAL PISTOL İşaret tabancası.
SIGNAL,ROCKET İşaret fişeği.
SIGNED UNDER PROTEST Sonuçtan sorumluluk kabul etmemek üzere imzalanmıştır.
SIGN OFF Gemi adamı anlaşması feshi.
SIGN ON Gemide çalışmak üzere anlaşma imzalamak.
SILENCER Susturucu
SILL Lumbarağzı eşiği.
SILTING Suların biriktirdiği kum bankı.
Bir düz,iki paralel hat ve bir parabolik eğri arasında kalan alanı bulmak için
SIMPSON'S FIRST RULE uygulanan formül.
SIMPSON'S SECOND RULE Eşit aralıklarla verilmiş ordinatlar için alan hesabında kullanılır.
SINGLE ACTING Tek tesirli.
SINGLE BEND Sancak bağı
SINGLE BLOCK Tek dilli makara
SINGLE BURTON Tek bumbalı yük donanımı
Üst ana güverte altında güvertesi olmayan,genellikle dökme yük
SINGLE DECK TYPE gemileri.Tulum gemi.Tek güverteli,gladorasız gemi.
SINGLE FALL Tek bumba yöntemi
SINGLE UP Halatları teklemek.
SINKAGE Sinme.Yerleşme.Örneğin yüklenen dökme tahılın yerleşmesi.
SINKER Olta yada ağ kurşunu.
SISTER BLOCK Aynı tablada üst üste iki dilli makara.İkiz makara,bastika.
SISTER HOOK Çifte kanca
Bundan amaç eğer sigortalı gemi aynı donatana ait (yada idaresinde) diğer bir
gemi ile çatışır yada ondan kurtarma yardım talep ederse gemi sanki başka bir
SISTER SHIP CLAUSE donatana aitmiş gibi işlem yapılır.
SIX ON SIX OFF 6 saat vardiya,6 saat dinlenme çalışma düzeni

Çekirdek personel.Geminin esas,ana personeli.Bağlayan veya iş bekleyen


SKELETON CREW geminin güvenliğini sağlayan,bakım tutumu yapan gemi adamları.

SKID Kalastra,filikaların üzerine oturtulduğu enine oturaklar.Filika sehpası,oturağı.

Page 104
S

SKID BEAMS Filika oturak kemeresi.


SKIMMING CLAIM Hasarda,iyisinin dışında yapılan ödeme.Ayıklama koşulu.
SKY GRATING Kaporta kafesleri.

Kaporta.Gemilerin aşağı katlarına hava ve ışık vermek ve güverteler arasında


geçiş sağlamak için güverteler üzerine açılmış ve etrafları mezarnalarla
çevrilmiş açıklıklar,menfezler.Işık almak için yapılan kaportaların üzerinde
SKYLIGHT camlı menteşeli kapaklar var
SKYLIGHT COVER Kaporta muşambası.
SLACK THE SPEED Yol kesmek
SLACK WATER Kabarma alçalmada suların sakin olması,akıntı olmaması.Durgun su.
SLAMMING Denizde gemi başının sudan çıkıp vurması.Geminin baş vurması.
SLAT Ambalaj sandığı tahtası.
SLAVER Tutsak,esir taşıma işlerinde kullanılan gemi.
SLAVE SHIP Gemi adamlarının fazla çalıştırıldığı gemi.
SLEDGE HAMMER Balyoz.
SLEET Karlı,yağmurlu,sulu sepken.
SLEEVE Manşon
SLEEWE 1)Yatay bir düzlemde bir eksen yada mil üzerinde dönmek. 2)Layner.
SLIDE VALVE Sürgü valf.
SLIDING DOOR Sürme kapı
1)Üzerinde gemi yapılan meyilli kızak.Taşkızak. 2)Üzerinde yapılan tekne ile
SLIDING WAYS kayan kızak.
SLING Sapan
SLING HOOP Bosa çemberi.

1)Pervanenin su içersinde çalışmasında bir devrinde aldığı mesafe ile su


yerine yumuşak olmayan bir ortamda çalışmasındaki alacağı mesafeler
SLIP arasındaki fark olup,pervanenin kayması olarak bilinir. 2)Meyilli tekne kızağı
3)Bakım tutum için kullanılan rolerli kızak 4)Birden koyverme tertibatı.Maça.
5)Halatı mola edip yola devam etmek. 6)Kaçırmak 7)Doklar arası yanaşma
yeri.
SLIP HOOK Kanca kurtarma (Can filikaları kancası);bosa kancsı.Maçalı kanca.

Doblin halat.İskeleden,şamandıradan yardım almadan hareket edeceği zaman


gemiden verilen ve sahildeki babadan yada aneleden dolaştırılıp diğer ucu
SLIP ROPE gemide bulundurulan halat.
Demiri tutan zincire vurulan ve ırgat üzerindeki ağırlığı azaltan zincir
SLIP STOPPER bosa,zincir maçası.
SLIP STREAM Pervane tarafından çıkarılan ve dümene vuran akıntı,pervane suyu.
SLOB Parça,gevşek buz.
SLOP TANK Sulu akaryakıtı dinlendirip sudan ayırma tankı.
1)Karterde biriken yağ tortusu,çamuru. 2)Tarak gemisi tarafından çıkarılan
SLUDGE çamur. 3)Seyre engel teşkil etmeyen kırık buz parçaları.

Sülüs,oluk valfı.Akım yönüne dikey olarak hareket


SLUICE VALVE eder.Sintine,tank,perde,havuz kapaklarında bulunan doldurma valfleri gibi.
SLUSH Etten çıkan iç yağ.
SMOKE HELMET Dumana karşı giyilen başlık
SMOOTH FILE Düz eğe.
Yangının hava ile olan temasını kesmek için kullanılan stim yada CO2.Yangını
SMOTHERING boğmak.
SMUGGLER Kaçakçılık yapan adam yada tekne.
SNAFFLE Bumba kazboynu piminin takıldığı çene.
SNAGGING GRINDER Bileme,zımpara ve taşlama tezgahı.
SNAP HOOK Ağzını kendiliğinden kapayan güvenlik dili yük kancası.Sustali kanca.
SNATCH BLOCK Karnıyarık bastika,kilitli makara,ayak torno.
SNORTER Her iki ucu kasalı halat sapan
SNOTTER Tel sapan

Page 105
S

SNOWBERG Düz buzdağı.


SNUB Demiri birden durdurarak gemi başını çevirmek.
SNUBBING LINE Halatı babaya birkaç volta yaparak akışını kontrol etmek.
SOCKET Pabuç,yuva
SODA LIME Kostik soda
SOFTENING POINT (MELTING POINT) Erime noktası.
SOFT SOAP Arap sabunu.
SOLAR Güneşle ilgili
SOLAR SALT Tuzla tuzu.
SOLDER Lehim
SOLDERING IRON OR COPPER Havya
SOLID MEASURE Hacim ölçüleri.
SOLID THIMBLE Tel halat kasasına geçirilen metal radansa
SOLID WATER Sağlam su
SOOT Kurum,is
SOOT BLOWER Bacada oluşan kurumları temizleyen körük.Kamin aygıtı.
SOOT BLOWING Kamin yapmak.
SORGHUM Süpürge darısı.

1)İki kara arasında kalan geçit,dar deniz. 2)Saniyede 3800 frekanstan az ses
SOUND dalgası. 3)Derinlik ölçmek,iskandil yapmak. 4)Sağlam,hasarsız değer.
SOUNDING LEAD İskandil kurşunu.
SOUNDING LINE İskandil savlosu.
SOUNDING PIPE İskandil borusu.
SOUNDING ROD Bir inceye bağlanmış ölçülü iskandil çubuğu.
SOUNDING WELL Ambar sintine kuyusu.
SOUND VALUE Hasarsız sağlam değer.
SOUTAGE Hasarlı yada hasarsızı ayırma.Sotaj.
SOUTHWEST MONSOON Yaz munsonları.
SPACE,MACHINERY Makine dairesi.
SPACE,REQUIRED Gerekli hacim.
SPACER PLUG (BOLT) Tespit tapası.
SPACE SYSTEM Ambarda çuvallı yük ile yapılan tünelle elde edilen havalandırma
SPACING,BULKHEAD Su geçmez perde arası.
SPACING OF FRAMES Postalar arası
SPACING OF LONGITUDINALS Gemi yapımında tulaniler arası.
SPACING,SWINGING Gemiyi saldırma alanı.
SPACING TRANSVERSE Gemi yapımında enine konulan elemanlar arası.
SPAN BLOCK Mantilya makarası
SPANNER Civata anahtarı
SPANNER GUY Amidship guy.
SPAN SHACKLE Güverte üzerine lashing için vurulan mapalı kilit.
SPAN WIRE Mantilya teli
SPAR Seren,çubuk,direk,gönder.
SPAR CEILING Ambar istiralyası
SPAR FENDER Ağaç usturmaça.
SPECIAL SURVEYS 4 senede bir yapılan survey
SPECIFICATION Geminin tüm özellikleri.
SPECIFIC GRAVITY Özgül ağırlık.
SPELTER Tutya
SPHERE Küre,gök.
SPHERICAL TRIANGLE Küresel üçgen.
SPHEROID Kesiti elips olan küre.
SPIKE Kavela
SPIKE,MARLIN Kavela

Page 106
S

SPILE HOLE Varil yada fıçıyı boşaltırken hava girmesini sağlayan delik.
SPILL Gemiden denize akaryakıt,sıvı yük dökülmesi,etrafa yayılması
SPILLAGE Ambar süprüntüsü

SPINDLE 1)Dik ırgatı döndüren sağlam,dik,çelik çubuk. 2)Valf açıp kapayan rot,çubuk.
SPINDRIFT Kuvvetli rüzgar tarafından dalga tepesinden koparılıp savrulan su.
SPIRAL TUBE Kangal boru.
1)Kason levha.Zayıflamış postalar üzerine çekilen levha.Arası çimento ile
SPIRKETTING PLATE doldurulur. 2)Yalıkütüğü üstündeki alabanda kaplaması.
SPIT Alçak suda su üstüne çıkan kara veya kum bankı.
SPLICE Halat dikişi,dikiş yapmak.
SPLICE,CABLE Yoma dikişi
SPLICE,CHAIN Zincir dikiş.Halatın aneleden geçirilerek kendi üzerine dikilmesi.
SPLICE,EYE Kasa dikişi
SPLICE,SHORT Kasa dikiş yada kolbastı dikişi
SPLICING HAMMER Dikiş tokmağı.Bir ucu düz bir ucu sivridir.
SPLIT BREAST Bumba yastığı.
Sintinede bir yanı tank üstüne diğer yanı da saç levhaya bağlanmak üzere
SPLIT FRAME ayrılan saç profil,çatal posta.
SPLIT KNEE Kemere sonu kesilerek aşağı bükülmüş çelik kemere praçolu.
SPLIT PIN Çatal pim
SPONGE Sünger
SPONTANEOUS Kendiliğinden,kendi kendine.
SPONTANEOUS COMBUSTIBLE İçin,için yanan,kızışan.
SPONTANEOUS COMBUSTIONS İçten yanma.Yükün (örneğin:kömür) için için yanması
SPONTANEOUS HEATING Kendiliğinden kızışan.
SPOONDRIFT Fırtınada denizin ince serpintisi.
1)Kiralama yapılınca geminin derhal yüklemeye başlayabileceği bu sözcükle
anlatılır.Tabii kiralama yapılınca geminin derhal yükleme limanına gitmesi
SPOT gereklidir. 2)Derhal yüklenmeye hazır yük.
1)Ana,çekirdek gemi adamını gemide tutatarak iş bekleyen gemi. 2)Yükleme
SPOT SHIP limanına varmış ve yükü lmaya hazır gemi.
SPREADER Kantarma.İskele askısı.

1)Kurtarma ve yedeklemede verilen tel halata esneklik sağlamak amacıyla


eklenen naylon yada manila yoma,halat. 2)Kabarma alçalmada güneş ve ayın
SPRING bir doğrultuda olduğu durumda oluşan kabarma alçalma. 3)Yay.
SPRING A LEAK Geminin su yapması.Sprung a leak-su etti.
Yeni ve tam dolunayda (ay,dünya ,güneş aynı doğrultuda) ortalama su
SPRING TIDES seviyesinin en fazlasına varan kabarma alçalmalar.Canlı yüksek su.

SPRINKLER Otomatik olarak yağmurlama ile basınçlı su püskürterek yangını söndürücü.


SPROCKET Dümen dolabı,ırgat,dik ırgat zincir fenerliği,kaveletası.
SPROCKET CHAIN Cereskal zinciri.
SPUME Dalgaların oluşturduğu köpük.
Güverte zincir loçası.Demir zincirinin güverteden zincirliğe inişinde içinden
SPURLING PIPE geçtiği boru.
SPURN WATER Lumbuz üzerindeki kaş.

SPUR SHORE Layterlerden yükleme yapabilmek için gemi ile rıhtım arasına konulan ağaç sal.
SQUALL 1)Rüzgar sağanağı. 2)Bora,fırtına.
SQUARE FILE Dört köşe eğe.
Güvertedeki suyu sıyırarak kurutmak için kullanılan,ucunda tahta ve buna çakılı
SQUEEGEE lastik,maba.
STABILITY,INTACT Hasarsız denge.
STAFF Gönder,direk.

Page 107
S

1)Borda tahtası.Kandilisa tahtası.Bordada raspa,boya vb. veya ambarda gemi


STAGE adamlarının çalışabilmeleri için yapılan iskele. 2)Kalaslardan yapılan iskele.
STAGING Geçici iskele kurmak.
STAKE NET Dalyan.
STAINLESS STEEL Paslanmaz çelik
STANCHION Puntel.
STANCHION SOCKET Puntel pabucu.
STANDART CHARTER PARTIES 1)East Coast Coal Charter Party.MEDCON.
2)River Plate Charter Party.CENTROCON.
3)Australian Grain Charter Party.AUSTRAL.
4)Uniform Time Charter.BALTIME.
5)Uniform General Charter.GENCON.
STANDART COMPASS Miyar pusula.

Bütün sigorta ve kurtarma şirketleri ile kaptanlar ve gemi sahipleri tarafından


bilinen ve Lloyd kurumu tarafından yapılarak geliştirilen tanınmış gemi
kurtarma anlaşması.Tarafların çıkarlarının eşit olarak korunduğu kanısı
STANDART SALVAGE AGREEMENT kuvvetlidir.
STAND CLEAR FROM .......dan açık bulunmak.
STANDING BLOCK Sabit makara.
Yükleme veya boşaltma için gerekli olan araç yokluğu veya fena hava koşulları
STANDING BY nedeniyle geminin beklemesi.
STANDING ORDERS Kaptanın emirleri.
STAND IN TO DANGER Tehlikeye gitmek
STAND OF Yakın olmak.
STAND OFF Açılmak.
STAND OUT Liman yada karadan hareket etmek ve açığa rota vermek.
STAND TOWARD THE ANCHORAGE Demir yerine inme
STARTING DEVICE Çalıştırma talimatı.
STARTING GEAR Başlatma,çalıştırma donanımı,mekanizması.
STARTING HANDLE İlk hareket kolu.
STARTING LEVER İlk hareket kolu.
STATEMENT OF FACT Tutanak.
STATIC Durgun.
STATICAL STABILITY Geminin herhangi bir yatışında duruş dengesi.
STATION KEEPING Belirli bir gemiden uzaklık ve kerterizi aynen korumak.Konum koruma.
STATUTE MILE Kara mili.1584 metre.
STATUTORY DECK LINE Firibordun ölçüldüğü güverteyi işaretleyen güverte hattı.

STATUTORY FREEBOARD Güverte hattı üstü ile sigorta (load lines) hattı merkezi arasındaki mesafe.
STAUNCH Sağlam,her bakımdan sefere elverişli gemi.
STAVE Delmek,yaralamak.Çatışmada delik açılırsa buna stove in denir.
STAVE OFF Kanca yada gönderle aracı bir yerden avara etmek.
STAY 1)Vento. 2)Payanda.
STAY,JUMPER Karanfil
STAY,LONG Uzun kaloma
STAY,SHORT Kısa kaloma
STEAM CHEST Buhar sandığı.Slayd (çekmece) valfin bulunduğu buharla dolu sandık.

STEAM,TO PROCEED UNDER OWN Kendi makinesi ile yürümek,gitmek.


Önceleri yalnızca stim ile hareket eden tekneye denilmişsede sonraları,denizde
çatışmayı önleme tüzüğünde belirtilen ve genel anlamda bütün gemilere
STEAMER denilmiştir.
STEAMING LIGHT Denizde çatışmayı önleme tüzüğüne göre çekilen silyon fenerleri.
STEEL ALLOY Çelik alaşımlı
STEEL GRATING Çelik ızgara.

Page 108
S

STEEL SHEET Çelik saç levha


1)Geminin rotasını dümenle kontrol altında bulundurmak. 2)Dümen kullanmak.
STEER 3)Geminin dümen dinlemesi.
STEERAGE WAY Geminin dümen dinleyebilmesi için üzerinde olması gerekli olan yol.
STEER CLEAR OF Neta geç kumandası.
Dümenle,dümen dolabı arasındaki bütün makine ve bağlantılar.Dümen
STEERING GEAR donanımı.
STEERING RULES Denizde çatışmayı önleme tüzüğündeki manevra kuralları.
STEER OFF Açık geçmek.
STEER TO BY THE LAND Karaya göre seyretmek.Kılavuz seyri.
STEEVING Yükü yerine zorlayarak yerleştirmek.
STEM Baş bodoslama,gemi kafası,pruva.
Yüklemenin başlayacağı tarihi belirten bir deyim.Astarya günleri diğer koşullar
STEM DATE yerine getirildiğinde stem date den itibaren sayılır.
STEM HEAD Bodoslamanın en üst kısmı.
STEM KNEE Bodoslama ile omurgayı birleştiren parça.Bodoslama praçolu.
STEM POST Bodoslama.Buna stem bar da denir.Omurganın başta yükselen kısmı.
STEP İskele basamağı
STERN Kıç bodoslama
STERN BOSS Pervane şaftının kıçdan çıktığı yer.Pervane kovanı.
STERN BRACKET Pervane şaft braketi.
STERN BUSH Pervane şaft yatağı
Kıç döşek,posta sistemi.Dümen,şaft,bodoslamayı içine alır ve pervane ile
STERN FRAME dümeni taşır.Boca postaları.Tirhandil postaları.
STERN FRAME,ARCH PIECE Pervane evi üst kemeri.
STERN FRAME,KEEL PIECE Kıç döşek posta,omurga payı.
STERN FRAME,SOLE PIECE Pervane evi alt kemeri.
STERN,KEEL PIECE OF Omurga payı (kıç bodoslamada).
STERN KNEE İç omurgayı kıç bodoslamaya bağlayan kıç praçol.
STERN LIGHT Pupa feneri.
STERNMOST En gerideki en kıçtaki.
STERN PLATE Kıç aynalık levhası.
STERNPOST Kıç bodoslama.
STERN,SQUARE Ayna kıç.
Şaftın pervaneye bağlandığı kısımda su geçmezliği temin için yapılan,içi yağ
STERN TUBE dolu şaft kovanı.
STERNWAY Geminin geri tornistan hareketi.
STETHESCOPE Şaft vibrasyonunu ölçen alet.
Çabuk yatmayan ve hızlı kalkınan tekne.Gemiyi meylettiren kuvvetlere karşı
koyan ve doğrulması sert olan,iyi düzelen,dengesini koruyan gemiye stiff
STIFF denir.Diri gemi.
Tekne yapımında perde,ambar ağzı gibi yerlerin daha sağlam olmalarını
STIFFENER sağlamak için üzerlerine konulan sağlamlaştırıcılar,profiller.
STOCKED ANCHOR Çipolu demir.
STOCKLESS ANCHOR Çiposuz,alafranga demir.
STOCKS Gemi yapı kızağı.
STOKEHOLD Gemi kazan dairesi,kazan önü.
STOP Bosalamak.
Dümenin belirli bir açıdan daha fazla alabandaya gitmemesi için konulmuş
STOP CLEAT takoz engelleyici.
STOPPAGE Bosa.

STOPPAGE IN TRANSIT Malı gönderenin,kaptandan,malın gönderilene teslim edilmemesini istemesi.


STOPPER Halat bosa
STOPPER CARPANTER Tel halatlara vurulan sıkıştırıcı çelik bosa.
STOPPER,CHAIN Zincir bosa

Page 109
S

STOPPER,ROLLING HITCH Barbarişka.Hareket halinde olan halata vurulan bosa.


STORAGE Depolama.
STORM BEATEN Fırtınaya tutulmuş.
STORM BOUND Fırtına nedeni ile limanda kalan gemi.
Firengi çalparası.İçerden dışarıya suyu akıtan fakat dışarıdan içeriye su
STORM FLAP sokmayan klepeler.
STORM PATH Fırtına yolu.
STORM RAIL Fırtınalı havada tutunabilmek için yapılmış olan vardaveleler.
STORM,TO RIDE OUT A Demirde fırtına geçirmek.
STORM TRAJECTORY Fırtınanın takip ettiği yol,geçit çizgisi.
STORM VALVE Firangi çalparası.Buna flap valve de denir
STORM VORTEX Fırtınanın merkezi
STOVE IN Geminin delinmesi,kırılması.
STOW İstif
Yükün bir tonunun (2240 libre) kübik kadem olarak kaplayacağı hacim için
STOWAGE FACTOR bulunan rakam.Bu rakama gerekli istif gereçleri dajildir.
STOWAGE,OVER Shifting gerektiren yükleme.
STOWAWAY Kaçak
Aşırı gerilme nedeniyle gemi üzerinde oluşan geçici
STRAIN deformasyon,zayıflama,zorlama.
STRAINER Filitre,süzgeç.
STRAKE iki su arasında kalan dar kara parçası.

1)Anormal koşullar nedeniyle karaya oturmak yada oturtmak. 2)Halat


kolu.Bitkisel liflerin,çelik tellerin bükülmesiyle kollar,kolların bükülmesiyle
halatlar oluşur.Bitkisel halatlar 3 yada 4,çelik tel halatlar daha fazla kollardan
STRAND (örneğin 6) bükülerek
elde edilir. 3)Sahil.
STRANDED Halatın bir kolu kopmuş.
Strato (alçak bulut) ile kümülüs (Büyük yağmur bulutu) bulutları arasında
STRATOCUMULUS oluşan bulut.Koyu kül rengindedir.
Sise benzer alçak bulut.Yüksekliği 1 milden azdır.Gri görünüşlüdür.Kış
STRATUS aylarında olur.Çisenti yapar.
STRAWBRAID (STRAWPLAIT) Hasır.Şapka yapımında kullanılır.
STRAYS Atmosferik.
STREAM Denizde yada sığlıklar arasında oluşan akıntı.
STREAM,AGAINST THE Akıntıya karşı.
Akıntı demiri.Tonoz demiri de denir.Yaklaşık olarak göz demirinin üçde bir
STREAM ANCHOR ağırlığında olur.
STREAM,CROSS Aykırı akıntı.
STREAM,DOWN THE Akıntı ile.
STREAM,UP Akıntıya karşı
STREAM,WITH THE Akıntı ile
STRENGHT Kuvvet,sağlamlık.
STRENGHT,BREAKING Kopma,kırılma kuvveti
STRENGHT DECK Boylamasına etkilere karşı koyabilen en üst devamlı güverte.
STRENGHT OF WEATHER Havanın sertliği.
STRESS Gerilme
STRESS,BENDING Eğilme gerilmesi.
STRESS,INTENSITY OF Gerilme derecesi.
STRESS,SHEARING Kesme (kayma) gerilmesi.
STRETCHER Sedye
1)Selam anlamına bayrak indirip kaldırmak,mezestre etmek. 2)İskandil etmek.
STRIKE 3)Grev. 4)Çarpma,vurma,değme. 5)Kampana çalmak.
STRIKE A REEF Kayaya bindirmek
STRIKER Uzun saplı yuvarlak fırça.
Teknenin bordalarının iç yüzlerinde,boyuna ana
STRINGER bağlar,kirişler,stringer.Uzunlamasına kuşak.Dayanma profilleri.

Page 110
S

Ağız kuşağı levhası (sheer strake) ve postalarla güvertede birleşen ve güverte


saçlarından daha kalın stringer levhaları,boyuna kirişler.Bazen ambar
STRINGER (DECK) istiralyalarına da denir.
Stringer laması.Güverte stringer levhası ile parampet arasına vurulan
STRINGER BAR köşebent.
İstiralya laynerleri.Gemi postalarını birbirine bağlayan kuşakların (stringerlerin)
STRINGER LINERS ek yerlerine konulan sekiz köşe bağ levhaları.
STRINGER PLATES Stringer saç levhaları.Ana bağ levhası.
STRINGER,PANTING Çatışma perdesi önünde baş üstü stringer levhası
STRIPPING LINE Tank diplerindeki kalan sıvıyı boşaltma,süpürme devresi.
STROKE VOLUME Silindir hacmi.
STRUCTUAL STRESS Genel yapıyı içine alan zorlama,gerilme.
STRUCTURE Yapı
STRUM BOX Sintine süzgeç kuyusu.Buna 'rose box' da denir.
Diğer bir elemanı kuvvetlendiren,destekleyen diyaagonal eleman.Örneğin şaft
STRUT A braketi.
STUD 1)Zincir bakla lokması. 2)Saplama,iki başına diş açılmış çubuk.
STUD BOLT Pimli civata
STUDDED LINK Lokmalı zincir baklası.
STUFFING Salmastra
STYROPOR Plastik köpük,mantar.
SUB İkinci,tali.
Gemi güvenliğini ve sağlamlığını artırmak için boyuna ve enine yapılan
SUBDIVISION bölmeler.
SUBJECT OPEN Durumu belli olmayan.Henüz kesin değil.
SUBLETTING Devren kiralama.
SUBMERGE 1)Suya batırmak,su ile kaplamak. 2)Deniz altında.
SUBMERSIBLE PUMP Dalgıç tulumba
Taraflar arasındaki anlaşmazlığı hakem yada hakemler yolu ile halledileceği
SUBMISSION hususunda anlaşma.
Hukukun devri.Halefiyet.Sigortalının tazminatını aldıktan sonra bütün haklarını
SUBROGATION sigortacıya devretmesi.Letter of subrogation.
SUBSTITUTE Kiralamada adı geçen geminin yerine başka gemi koyma hakkı.İkame.
İkame masrafları.Müşterek avarya olarak kabul edilebilecek masrafların yerine
SUBSTITUTED EXPENSES yapılan diğer az masraflar.
SUBSTITUTES Verilmesi gerekli olan kumanya yerine verilen.
SUCKING AND FORCING PUMP Emme basma tulumba

1)Vakum yolu ile sıvının emilmesi. 2)Geminin hareketi ile sıvının yer
değiştirmesi. 3)Küçük gemi büyük geminin yanından geçerken büyük geminin
SUCTION küçük gemi üzerinde oluşturduğu emme,çekme.
1)Yüzmek için gerekli olan su.Örneğin "Vessel sues five feet" yada "Tide sued
six feet".Her iki durumdada geminin yüzebilmesi için 5/6 kadem suya ihtiyaç
SUE vardır anlamını taşır. 2)Dava açmak.

Dava ve Say klozu.Bir kaza vukuunda sigortalı,özellikle kaptan geminin ve


yükün ziyanını yada hasarını önlemek yada en aza indirmek için makul olan
masrafları yapmakla mükelleftir.Bu masraflar bu kloz altında sigortacıdan geri
SUE AND LABOUR CLAUSE alınır.

İF:46/48 çuvallı,yeşil 40/42 çuvallı.İki türlü taşınır.1)Kuru şeker. 2)Yeşil şeker


(ham,rutubetli,yumuşak şeker) şurup koyverir.%10-12 kadar ağırlığından
kaybedebilir.Havalandırma bu yük için çok önemlidir.Şeker yükünün çıkardığı
SUGAR gaz insanı zehirleyebilir
ve yük yanabilir.Bu tür yangınları söndürmek çok zordur.
SUGAR,RAW Ham şeker.
SULTRY Sıcak ve boğucu hava
SUMP TANK Karter altındaki yağ tankı.Karter tankı.
SUNKEN Batık.
SUPERCHARGE Aşırı doldurma.
SUPERFICIAL INSPECTION Dıştan muayene.

Page 111
S

SUPERHEAT Hacim ve basıncı artırmadan stime ek olarak verilen kızgınlık.


Baca gazlarının küçük stim borularını ısıtması için yapılan aygıt.Doymuş yaş
SUPERHEATER buharı,kızgın kuru buhar haline getirir.
SUPERHETORODYNE Radarda,alınan yüksek frekansları alçak frekansa çeviren lamba.
SUPERINTENDENT Enspektör
SUPERVISION Gözetme,nezaret
SUPPORT Payanda
SURF Sahilde dalga çatlaması.

1)Atmosferik veya sismik etkenlerle oluştuğu sanılan büyük dalga. 2)Vira


edilen halatın kaçırılması. 3)Halatı vira ederken tutamama. 4)Dik ırgat
SURGE tamburunun vira ederken zorlanması. 5)Demirli bir geminin baş kıç vurması.
SUPRASS,TO 1)Baskın çıkmak. 2)Geminin gereçlerini tüm alması
SURVIVAL Kazazede tekne
SURVIVOR Kazazede insan
SUSTAIN Maruz kalmak
SUSTAINED,DAMAGE Maruz kalınan,uğranılan hasar.
SWAB Güverte temizlemek için kullanılan maba,paspas
SWAGGY Kendi ağırlığı ile batmak
SWALLOW 1)Makara dilin üzerinde halat geçmesi için kalan boşluk,kanal. 2)Yiv.
SWALLOW THE ANCHOR Denizi bırakıp karada yaşamak.
SWASH BULKHEAD Tank içindeki sıvının hareketini ağırlaştırmak için konulan öksüz perde.
SWASH (SWATCH) Kum bankında yada kum bankı ile sahil arasında dar geçit.
Tankların içine,serbest sathı,oynak yüzeyi önlemek için yapılan perde,öksüz
SWASH PLATE perde.
SWEAT Ambarda,yükte olan terleme,yoğunlaşma.
Kamaralarda saç levhanın yaratacağı terlemenin etkisini önlemek için saç
SWEAT BOARD levha üzerine vurulan tahta kaplama.
SWEAT DAMAGE Ambarda olan terlemeden doğan hasar.
SWEEP Doblin halatla batık aramak,taramak.
SWEEPINGS Ambar süprüntüsü
SWIM azami yük hattı altında geminin yüzen kısmı.
SWING 1)Geminin salması. 2)Geminin döndürülmesi.
SWING CLEAR Demirde salan fakat neta olan gemi.
SWINGING BOOM Yan mataforası
SWINGING DERRICK Yükleme yada boşaltmada kullanılan tek bumba sistemi.
SWING OUT,BOAT Filikayı mayna için dışarıya atmak
SWITCH Şalter,anahtar (elektrik)
SWITCHBOARD Akım kaynağı ile dağılım arasında bulunan tablo.Tevzi tablosu.
SWIVEL Fırdöndü.
SWIVEL BLOCK Fırdödülü makara
SWIVEL HOOK Fırdöndülü kanca
SWORD Ağaç kavela.
Bir yüke diğer yüklerden temas yada yakınlığı nedeni ile olan,fiziki olmayan
SYMPATHETIC DAMAGE hasar.

Page 112
T

TABLE SHORE Sığ,düz sığlık.


TABULAR Çizelgelerden alınan değerler.
TACHOMETER Devir,hız ölçer.

TACKLE Bir veya daha fazla makaraların halat yada zincirle donatılarak oluşturdukları palanga.
TACKLE FALL Palanga tirentisi.
TACKLE,RUNNER AND Kabasorta palanga.
TACKLE,RUNNING PART OF A Palangayı oluşturan makaraların dilleri arasında dolaşan halat kısımları.
TACKLE UPON TACKLE Palanga üzerine palanga vurmak
TACK WELDS Punta kaynağı
Manevra çapı.Geminin dönüşünde eski rota hattı ile 16 kere döndüğü zaman aldığı
TACTICAL DIAMETER konum arasındaki dikey mesafedir.
TAFFRAIL Kıç parampet küpeştesi.
TAIL Kamçı.Bir ucu radansalı halat

Kamçılı torno.Bir yere bağlanmak için makara üzerine sarılmış halat parçası olan
TAIL BLOCK makara,halat ucundaki makara.Kamçılı palanga.Buna jigger block da denir.
TAIL OF BANK Bir giriş ağzında oluşmuş uzun sığlığın deniz tarafındaki ucu.
TAIL SHAFT Uskur şaft.Stern tube den geçen ve pervaneye bağlı olan şaft.
TAKE A TURN Volta al emri
TAKE IN 1)Yüklemek. 2)Çekmek,vira etmek,içeri almak.
TAKE IN A REEF Camadana vurmak.
TAKE IN TOW Yedeğe almak
TAKINGS AT SEA Savaşta tarafsız gemileri durdurarak kontrol etmek.
Bir tahıl taşıma deyimi olup,satıcının yükü iyi olarak yüklediği kabul edilir ve yoldaki
TALE QUALE hasar kabul edilmez.
TALLOW Sığır cinsi hayvanlardan çıkarılan don yağı,sabun ve mum yapılır.
TALLY Yükleme boşaltmada sayma işlemi.Puvantaj
TALLY AS PER SHORE Gemi dışında yapılan sayıma göre.
TAMPION Tıkaç
TANDEM,IN Birden fazla yedekleme.
TANKSIDE BRACKET Sintine yan braketi.
TANK TOP Double bottom tank üstü.
TAPERED ROPES Çıması,ucu ince halatlar.
TAPERING Bir makara yada radansadan geçirilecek halatın ucunu inceltmek.
TAPS AND DIES Pafta takımı.
TAR Katran.
TARE Dara.
TAR,OLD Deniz kurdu.
TARPAULIN Su geçmez branda
TARRED Katranlı
TAUT Sıkı,gergin,aganta,tize.
TEAK Tik ağacı.
TECHNICAL EFFICIENCY Teknik verim.Dedveyt'in deplasmana oranı.
TEEM Dökme,boşaltmak.
Dümen makinesini,dümen dolabının dönmesi ile hidrolik olarak çalıştıran dümen
TELEMOTOR donanımı.
TELLTALE Müşir.
TEMPEST Sert rüzgar fırtınası.
TEMPEST BEATEN Fırtınaya tutulmuş gemi.
TEMPLATE Şablon.Kalıp.

TENDENCY Değişmeye meyilli.Bu deyim özellikle barometrik basıncın değişmesi halinde kullanılır.

1)Doğrultma momenti küçük olan gemi.Denge durumundan kolayca ayrılıp sonra


yavaş olarak dengeye dönen küçük GM'li gemi. 2)Rüzgar vb. den çabuk etkilenen
TENDER tekne. 3)Teklif,teklif etmek.

Page 113
T

TENDER CLAUSE Teklif (tamir için) alma klozu.


TENOR Bir dökümanın yada ifadenin genel anlamı.
TENSILE Gerilme
TENSILE,HIGH Yüksek gerilime dayanıklı.
TENSILE STRENGHT Hasara uğamadan gerilmeye dayanıklı.
TENSILE STRESSES Bunlar gemide oluşan ve hasar yapabilecek hogging ve sagging stresleridir.
TENSION Germe,gerilme.
TEREBENTINE Neft.
TERMINATION OF ADVENTURE CLAUSE Seferin hangi koşullar altında biteceği yada uzatılabileceği hakkında kloz.
TERMINATION OF RISK Rizikonun sona ereceği tarih ve saat (gmt olarak).
TERMS Koşullar,şartlar.
Yersel,dünyaya ait.Dünya üzerindeki daireleri,yerleri,hatları göğünkünden ayırtetmek
TERRESTRIAL için kullanılan deyim.
TERRITORIAL WATERS Karasuları.
TEST,CENTRIFUGAL Savurma deneyi.
TEST RUN Seyir tecrübesi

THALVEG (LINE) 1)Bir nehrin en derin yerlerinden geçen hat. 2)Bir geçit yerinde orta hat.Talvek hattı.
THIMBLE Radansa.
THIMBLE AND LINK Baklalı radansa
Kenarları halat geçmesine elverişli,demir veya çelik levha üzerindeki yuvarlak
THIMBLE EYE delik,loça.
THIMBLE SCORE Radansa oluğu.
Deniz sigorta poliçelerinde geminin dönüşünden sonra sigortanın 30 gün daha devam
THIRTY DAYS CLAUSE edeceği anlamına kullanılan kloz.
THIRTY DAYS RETURN Geminin atıl kaldığı beher 30 gün için geri ödenecek sigorta primi.
THREAD 1)İplik. 2)Vida dişi,kılavuz diş.
THREE L (S) Latitude,Lead (iskandil),Lookout.
THROAT Praçolun yahut eğrinin (posta) iç açısı.
THROUGH PLATE Devamlı levha.

Sırast.İtme.Bir şafta ekseni yönünde etken olan kuvvet.Bir hat boyunca itici bir kuvvetin
uygulanması.Geminin seyri esnasında suyun pervaneye karşı gösterdiği dirençten
THRUST oluşan ve geminin ileri yada geri gitmesini sağlayan kuvvet.
Srast yatağı.Makineyi pervanenin itme kuvvetinden kurtarıp bu kuvveti gemi bünyesine
THRUST BEARING ileten pervane şaftı üzerindeki yatak.

THRUST BEARING,HORSE SHOE At nalı sırast yatağı.


THRUST BLOCK Sırast basma yatağı.
THRUST COLLAR BLOCK Sırast ped yakası.Pervane itiş gücünü gemi bünyesine ileten kısım.

THRUST POWER Çalışan bir pervanenin doğurduğu ve gemiiyi boy ekseninde itmeye yarayan güç.
THRUST SHAFT Pervane srastını,basmasını srast blok'a ve gemiye kaydıran şaft bölümü.
THWART Filikada kürek çekenlerin oturduğu oturak.
TIDAL AMPLITITUDE Verilen veya belirli bir yüksekliğe göre kabarma lçalma yükselmesi.
TIDAL BASIN Kabarma ve alçalmanın etkisi altında olan yarı kapalı su alanı.

Kabarma alçalma sabitesi,sayısı.Bir yerin kabarma alçalması ile esas alınan yerin
TIDAL CONSTANTS kabarma alçalması arasındaki farklar.Yükseklik veya zaman olarak verilir.
TIDAL FALL Alçalma miktarı veya yüksek su ile alçak su arasındaki fark.
TIDAL PARADOX Sığlık üzerinden geçen kabarma alçalma akıntısının oluşturduğu olağanüstülük.

TIDAL PREDICTION Belirli bir yerde,belirli bir saatte kabarma alçalma durumunun verilmesi,bildirilmesi.
Art arda olan yüksek su ile alçak su veya alçak su ile yüksek su arasındaki farkın
TIDAL RANGE rakamla ifadesi.
Kabarma lçalmayı oluşturan kuvvetlerin su yüzeyinde doğurduğu ritmik yükselme
TIDAL UNDULATION alçalma hareketi.

Page 114
T

Girişlerde yada daralan nehir ağızlarında görülen büyük kabarma alçalma


TIDAL WAVE dalgası.Severn,Seine,trent ve Ganj nehirlerinde görülür.

Dünyanın dönüş hareketinin doğurduğu merkez kaç kuvvet ile güneş ve ayın çekme
kuvvetlerinden dolayı,belirli bir yerde,deniz yüzeyinde,periyodik olarak meydana gelen
TIDE kabarma alçalma olayı.Kabarma laçalma arası 6 saat 12 dakikadır.
TIDE,EBB Suların alçalması (Cezir).
TIDE,FLOOD Suların kabarması (Med).

TIDE RIP Deniz dibinin doğası nedeniyle kabarma alçalma akıntısının doğurduğu karışık su.
TIEPLATE İki kısmı birbirine bağlamak için kullanılan levhalar.Enine bağ levhası.
TIE PLATES : (ROSS) Çapraz bağlantı levhası

1)Gemilerin borda bordaya bağlayarak yatacakları zaman bağladıkları palamar


şamandıraları. 2)Bırakılmak,koyverilmek üzere roda edilmiş halat. 3)Halat ızgarası.
TIER 4)Fıçı sırası. 5)Borda bordaya şamandıraya bağlı gemi sırası. 6)Bir çeşit usturmaça.
TIGHT,AIR Hava sızdırmaz.
TIGHTNESS Sızmazlık,sızdırmazlık.
TILLER Dümen yekesi.

Astarya günleri.Time sheet hesaplarında anlaşma ile tahsis edilen zaman.Yükleme


TIME ALLOWED yada boşaltma için verilen yada taraflar arasında anlaşmaya varılan toplam zaman.

TIME CHARTER,CATCH Geminin fiilen kullanıldığı zamanlarda kiranın ödeneceğini öngören kira anlaşması.
Gecikmeden ötürü doğacak zararlardan sigortacıyı kurtarmak için deniz sigorta
TIME PENALTY CLAUSE poliçelerine konulan kloz.
TIME SAVED Time Sheet hesaplarında kazanılan zaman.
Zaman cetveli.Aradaki anlaşmanın koşullarına göre,yükleme veya boşaltma için
yapılan cetvel.Demurrage veya Despatch yapılırken aşağıda gösterilen hususlara
TIME SHEET dikkat
1)Açık etmek
demir gereklidir.
yerine veya limana varış tarih ve saati.

2)Yükleme veya boşaltma yerine varış tarih ve saati.


3)Hazırlık mektubu ile kanıtlandığı gibi geminin yükleme veya boşalma için her
bakımdan hazır olduğu tarih ve saat.
4)aradaki anlaşmaya göre hazırlık mektubunun verildiği tarih ve saat.
5)Hazırlık mektubunun kiracılar tarafından kabul edildiği tarih ve saat.
6)Yükleme veya boşaltmanın fiilen başladığı tarih ve saat.Ayrıca yükleme veya
boşaltmanın yapıldığı günler ve saatler.
7)Kiralama mukavelesine göre zamanın sayılmaya başladığı tarih ve saat.
8)Kiralama anlaşmasına göre yükleme veya boşaltma nisbeti,miktarı.
9)Çalışılmayan günlerin ifadesi ve izahı,örneğin pazarlar,bayramlar,grev,hava koşulları
(eğer havanın çalışılmaya elverişli olduğu günler-weather working days üzerinden
anlaşmaya varılmışsa) vb.
10)Yüklenen veya boşaltılan yükün toplam miktarının olduğu gibi,günlük yüklenen veya
boşaltılan yükün toplam miktarı.
11)Kiralama anlaşma koşullarına göre 8. ve 10. maddelere dayanarak yüklemek veya
boşaltmak için ayrılan zaman.
12)Yükleme ve boşaltma ameliyelerinin tamamlandığı tarih ve saat.
TIME USED Kullanılan,çalışılan zaman.Yükleme yada boşaltma için kullanılan zaman.
TIN Kalay

İğilme.Kızaktan denize indirilen teknenin suya giren kısmı ile,karada olan kısmı
arasında oluşan tehlikeli durum.Diğer bir deyimle geminin kıçtan denize indirilmesi
esnasında suya giren kıç tarafın yüzmeye başlaması ile birlikte,geminin kızak
TIPPING üzerindeki
baş tarafı etrafında dönmesi sonucunda oluşan tehlikeli durum.

İğilme merkezi.Geminin baş kıç hattı ortasında olduğu kabul edilen merkez.Geminin
TIPPING CENTER trimi değiştiği halde yükselip alçalmayan yeri değişmeyen nokta.
TOE Köşebent yada dirsek topuğu.

Page 115
T

TOGGLE PIN Kırma pim.


TOM 1)Payandalamak. 2)Payanda veya destek.
TOMMED UP Payandalanmış.
TON,LONG 1016 kilo

TONNAGE Tonilato.2,83 m3 = 1 tonilato.Ağırlıkla ilişkisi gerekli olmayan gemi hacim ölçüsü.


TONNAGE BREADTH Yatay olarak karşılıklı postalar içinden ölçülen genişlik.

Tonilato güvertesi.Gemi tonilatosunun ölçüldüğü güverte.Genel tanım olarak "tonilato


güvertesi" bir güverteden fazla güvertesi olan gemilerde omurgadan itibaren
2.güverte,diğer gemilerde en üst güvertedir.8.Nisan.1966 tarih 12260 sayılı resmi
TONNAGE DECK gazetede:
üçten az güverteye tonilato güvertesi,bu güvertenin altında kalan hacime de güverte
altı tonilatosu denilmektedir.

TONNAGE DEPTH Ambar farş tahtaları veya tank top üstünden tonilato güvertesine olan derinliktir.
Ton olarak geminin taşıma kapasitesi.Merchant Shipping Act'in 3.bölümünde bu net
TONS BURDEN register tonnage'ı ifade eder.
TON,SHORT 907,20 kilo
TOOL Takım,alet.
TOP OF THE WHEEL HOUSE Miyar güverte.
TOPPING AND SLEWING DERRICK Mantilyası ve ablisi ile geniş hareket olanağı olan tek bumba.
TOPPING LIFT (BOOM LIFT) Mantilya,dik vento.
TOPPING LIFT BOOM BLOCK Mantilya bumba başı makarası.
TOPPING LIFT BOOM EYE PLATE Mantilya bumba başı mapası.
TOPPING LIFT FALLS Bumba,dikme mantilya palangası.
TOPPING LIFT LEAD BLOCK Mantilya topuk makarası.
TOPPING LIFT LEAD BLOCK EYE PLATE Mantilya topuk makara mapası.
TOPPING LIFT MAST BLOCK Mantilya direk makarası.
TOPPING LIFT MAST EYE PLATE Mantilya direk mapası.
TOPPING LIFT SPAN Mantilya teli.
TOPPING OFF 1)Ambar veya gladora üstüne konulan yük. 2)Yarım olan tankı doldurmak.

TOPSIDES Teknenin dizayn su hattından küpeşteye kadar su üzerinde kalan borda kaplamaları.
TORCH Pilli el lambası.
TORQUE Bir şaft veya dümen şaftını çevirmek için gerekli olan kuvvetler momenti,tork.
TORSION Burulma.Bir tork yada salınım nedeniyle bir cismin deforme olması.
TORT Yasa dışı hareket.
TOTAL LOSS ONLY Yalnız tam ziyada ödeme yapılır koşulu.

TOUCH AND GO Gemi karinasının deniz dibine değmesi ve geminin oturmadan yoluna devam etmesi.
Deniz poliçelerine konulan bu deyimle gemi yalnız seferle ilgili limanlara
TOUCH AND STAY uğrayabilir,sapma yapamaz.
TOUCH THE GROUND Sığlıkta geminin hafif ve geçici olarak oturması.

TOW 1)Yedekte çekme. 2)Yedekte çekilen. 3)Oturan bir gemiyi kurtarmak amacıyla çekmek.
Belirli durumda,geminin başkasını yedeklemesi yada yedeklenmesi serbestisi
TOWAGE CLAUSE verilmesi hususunda taşıma anlaşmasına veya konişmentoya konulan koşul.
TOW AHEAD Baştan çekmek,yedeklemek.
TOW ALONGSIDE Bordadan yedeğe almak.
TOW ASTERN Kıçtan yedeğe almak.
TOWING LIGHT Yedekleyenin yedekleme sırasında pruva direğine çektiği ek silyon feneri.
TOW LINE Yedekleme halatı.
TOXICATION Zehirleme
TOXIC EFFECT Zehirlenme
TRACK Pervane suyu.
TRACTIVE FORCE Kurtarma gemisinin yada romörkörün çekme kuvveti.
TRAJECTORY Meteorolojide herhangi bir cismin yer üzerinde seyri.

Page 116
T

TRANSIT,MAKE Transite almak.

1)Tek pervaneli bir geminin pervane evinden yukarı doğru çıkan üçgen şeklinde çelik
TRANSOM FLOORS levhalar. 2)Ayna kıçda kıç bodoslama üzerine vurulan döşek. 3)Kıç yatırmaları.
TRANSOM FRAMES Ayna kıçda transom floor dan yükselen postalar.Tırhandil postaları.
TRANSOM PLATE Kıç yatırma levhası.
TRANSOM STERN Ayna kıç.
TRANSSHIP (TRANSSHIPMENT) Limbo.
TRANSVERSAL Enine,aykırı.
Isherwood sisteminde derin postalara denir.Devamlı olup döşeklerde intercoastal'lerin
TRANSVERSE geçişi temin edilir.
TRANSVERSE BULKHEAD Enine perde.
Enine derin postalar.Bir tür gemi yapım yöntemi olan Isherwood biçiminde derin
postalar.Devamlı olup döşeklerde ara parçaların (intercostals) geçişine elverişli olarak
TRANSVERSE DEEP FRAMING yapılır.
Geminin ana yapısı,yakın mesafede yapılan aynı ölçüde postalarla temin edilen yapı
TRANSVERSE FRAMING şekli.
TRANSVERSE METACENTER Enine orta kesitte oluşan.

TRANSVERSES Gemiyi enine sağlamlaştırmak için dipte alabandadan alabandaya vurulan elemanlar.
TRANSVERSES,SPACING Tekne yapımında enine konulan elemanların arası,bırakılan ara.
TRANSVERSE STRESS Geminin veya bir elemanın enine yapısını bozmaya zorlayan kuvvet,gerilme.
Normale dikey olan itici kuvvet.Pervanenin sağa veya sola devrine göre geminin kıçını
TRANSVERSE THRUST sağa veya sola çeken kuvvet.
TREAD Gemi omurgasının uzunluğu (dikeyler arası).
TRENCHING Özellikle pirinç yükünde havalandırma yöntemi.

TREND 1)Geminin baş kıç hattı ile üzerine yatılan demirin arasında kalan açı. 2)Sahil çizgisi.
TRIAL Tecrübe,deney.
TRIATIC STAY Karanfil.
Radarda yollanan dalgalar arasının eşit olmasını sağlayan açıp kapama,anahtar
TRIGGER UNIT ünitesi.
TRIM Hap
TRIM IN GOOD İyi trimli.
TRIM LINE ANGLE Trim açısı.
TRIMMED Dengeli,düzgün,istifli,hap edilmiş.
TRIMMING İstifleme,düzeltme,ayarlama.
TRIM,OUT OF Trimi bozuk.
TRIP 1)Sefer. 2)Demiri fundo etmek.
TRIP,MAIDEN İlk sefer.
TRIPPING Demirin dipten kopması,salpa olması.
TRIPPING OF FLOORS Oturmadan ötürü döşeklerin yukarı kalkması.

TROPIC(S) Dönence.Ay yada güneşin görünen deviminde,gelip geri döndüğü yer yada daire.
TROPICAL Dönenceler arası.

Alçak enlemlerden,tropiklerden deniz üzerinde doğan meteorolojik depresyon.İlk önce


batıya doğru hareket ederek sonra poyraza döner (güney yarımküresinde
TROPICAL CYCLONE keşişlemeye).
TROT Eşit aralıklarla atılmış şamandıra hattı.
1)İki dalga arası,çukur. 2)Siklonik fırtınalarda en düşük barometrik fırtına alanı.
TROUGH 3)Barometrede düşme yükselme arasındaki ayırma hattı.
TRUCK Direk tepesine konulan yuvarlak parça,direk şapkası.
1)Üstü kapanabilen altı geniş bir yere açılan,dört tarafı dikey duvarlarla kapalı dörtgen
TRUNK giriş,tünel. 2)Dümen kovanı. 3)Hortum,su manikası.
TSUNAMI Korkunç tek dalga.
TUB Yükleme boşaltmada kullanılan kazan.
TUBE THICKNESS Boru et kalınlığı

Page 117
T

TUCK Teknenin kıçında dip kaplamaların kıç kruza geldiği kısım.Kepçe,kruz.


TUCK A STRAND Halat dikişinde,kol ucunu halatın diğer kolu altından geçirmek,bastırmak.
TUFA Sünger taşı.
Gemi bordalarının yukarıda,aşağıya nazaran içeri girmesi,daralması.Karnın şişik
TUMBLE HOME olması.İçe voltalı.

TUMBLER Demiri fundo etmek için zincir baklası üzerine konulan tırnak.Demir kaponu pimi.
TUNNEL Şaft tüneli.
TUNNEL ACCESS Tünel açıklığı.
TURBULENCE Karışıklık,girdap.
TURN 1)Halatın babaya tam sarılması,volta edilmesi. 2)Sıra (beklemede).
Bir yere yanaşmak yada bir yeri dönmek için az dümen açısı ile büyük daire çizerek
TURN A SHIP LONG ROUND seyretmek,yol almak,hareket etmek.Harmanlamak.
TURNBUCKLE 1)Liftin uskuru. 2)Kurbacık.
Sıra beklemeksizin.Astarya günlerinin,gemi limana varınca ve hazırsa derhal
TURN,FREE OF sayılmaya başlayacağı anlamına gelir.
TURNING A SHIP SHORT ROUND Olabildiği kadar gemi boyuna yakın dönmek.
TURNING BASIN Manevra yeri,alanı.

Devir merkezi.Dümen basıldığı zaman geminin üzerinde döndüğü kabul edilen


TURNING CENTER nokta.Trime bağlı olmakla beraber bu nokta baştan gemi boyunun 0,3/0,4 gerisindedir.

Devir dairesi.Gemi tam yol giderken dümenin alabanda yapılmasında 360 derece
dönerek çizdiği dairedir.Tek uskurlu gemilerde dairenin çapı yaklaşık olarak gemi
boyunun 6 yada 7 katı olarak kabul edilebilir.Diğer bir deyimle bir geminin çeşitli sürat
TURNING CIRCLE ve

açılarında yapmış olduğu dairelerin en küçüğü.Bu dairenin çapına manevra çapı denir.
TURNING GEAR Makşneyi el kuvveti ile çevirebilmek için yapılmış donanım.tornaçark.
TURN IN REGULAR Düzenli sıra ile.Free of turn tersi.
TURN TO Başlamak.
TURN UP Halatı babaya volta edip bağlamak.
TURPENTINE Terebentin.Reçinenin damıtılması ile elde edilen saydam bir sıvı.
TWINE Katransız kınnap.

Page 118
U

ULLAGE Aleç,tankda boş olan kısım


ULTIMATE STRENGHT Kopma kuvveti.
UMBRELLA Baca şapkası.
UMPIRE Hakem.
UNBALLAST Safrasını boşaltmak.
UNBEND 1)Fora etmek. 2)Zinciri demirden fora etmek. 3)Donanımı fora etmek.
UNCOIL Rodasını açmak.
UNDER INSURED Eksik,düşük sigortalı.
UNDERMANNED Eksik adamlı gemi.
Bu deyim,bir hareket,ödeme veya imzada kullanıldığı zaman ilerde itiraz etme hakkının saklı
UNDER PROTEST tutulduğunu ifade eder.
UNDERSET 1)ters dip akıntısı. 2)Dalga çatlağı altında denize doğru dip akıntısı.
UNDER THE LEE Rüzgaraltı yer,barınak.
UNDERWATER BODY Geminin suya batmış olan kısmı.Karina.
UNDER WAY Su üzerinde yol alan tekne.Bağlı değil,durmayan.
UNDER WEIGH Demir kaldırma,yol almaya hazır hale gelme.
UNDERWRITE Sigorta etmek.
UNDERWRITER Sigortacı.
UNDOCK Havuzdan çıkma.
UNDULATION Dalgalanma
UNDULATORY Yanlara da hareket ederek aşağı yukarı dalgalanma.
UNION GEAR Çift bumba yük tellerinin tek kancaya bağlanması.Alevera donanım.
UNION HOOK Çift fırdöndülü,aneleli fırdöndülü yük kancası.
UNION PURCHASE Union gear.Her iki bumbanın yük telleri bir kancaya bağlanmıştır.
UNLASH Lashing'i çözmek.
UNLAY Halatın kollarını açmak.
UNMAST Direği sökmek,indirmek.
UNMOOR Şamandıra yada rıhtıma bağlı teknenin halatlarını mola etmek.
UNNAVIGABLE Gemi seyrine elverişli olmayan.
UNREEL Halat dolabı,kütük,tambur yada dram üzerindeki halatı laçka etmek,koyvermek.
UNREEV Halatı makaradan ayırmak,çözmek.
UNSEAMANLIKE Gemiciliğe yakışmaz halde.
UNSHIP 1)Gemiden çıkarmak. 2)Sökmek,fora etmek.
UNSTOWED İyi istif edilmemiş.
UNSTOWING İstifi bozmak.Yükün boşaltılması için sapana hazırlamak.
UNSTUD LINK Lokmasız bakla.
UP ANCHOR Vira demir.
UP AND DOWN Zincirin loçadan demire dik ve düz olması hali.
UP AND DOWN FALL Union purchase de sapanı ambara mayna veya vira eden yük teli.
UP KEEP Bakılma,koruma,tamir.
UPON THE HIGH SEA Açık denizde.
UPPER WORKS Freeboard güvertesi üstünde olan bütün yapılar.
UPSIDE Baş aşağı etmek.

UPSIDE DOWN,TO TURN Başaşağı etmek.Çevirmek.

UPWRIGHT 1)Geminin meyilsiz,dik durması. 2)Kereste yükünde alabandalara konulan babadalyalar.


UPSTREAM 1)Akıntıya karşı. 2)Nehrin yukarı kısmına doğru.
UPTAKE VENTILATOR Geminin dip bölmelerinden yapılan havalandırma.
UPTURN Alabora.
UPWARD CURRENT Yukarıya doğru olan hava ceryanı.

Page 119
V

VACCINATE Aşılamak
VACCINE Aşı
VACUUM Vakum,boşluk.
Hükmi tam ziya halinde sigortalı değerin tamir edilmiş gemi değeri olarak alınacağı
VALUATION CLAUSE hususunda deniz sigorta poliçelerine konulan kloz.
VALVE,BY PASS Geri akma valfi
VALVE,CHECK Geri döndürmez valf.
Valf sandığı.Tanklardan,sintinelerden gelen borular,bu sandıktaki valfler sayesinde
VALVE,CHEST tulumbalara bağlanır.Buna distribution box da denir.
VALVE,INLET Giriş valfi
VALVE,MASTER Bütün devrelerin bağlandığı ana valf.
VALVE,OUTLET Boşaltma valfi
VANG Bumba ablisi.Buna guy da denir.
VANG PURCHASE Abli palangası.
VARIABLE Kararsız hava.
VARNISH Cila,vernik.
VEE OUT Kaynak ağzı açmak.
VEER 1)Kaloma. 2)Rüzgar yönünün değişmesi.
VEER AND HAUL Halat virasında,almayınca boş koyup tekrar vira etmek.
VEERING Rüzgarın saat yelkovanı yönünde yön değiştirmesi.
VEER ROUND Tek yönde dönmek
VEGETABLE FATS Adi sıcaklıkta donan yağlara fat denir.Donmayanlara ise oil.
VEIL CLOUD Tül bulut.
VELOCITY Hız
VELOCITY OF TRANSLATION Fırtına merkezinin hareketinin hızı.
VENT Delik,ağız.Bir yerden kirli havanın çıkması,kaçması için konulmuş boru,menfez.
VENTILATOR Manika
VENT PIPE Hava çıkış (firar) borusu.
VENTURE Tehlikeli iş,kaybetme rizikosu olan iş.
VERGE Direk bedeni.
VERMIN DAMAGE Haşarat,fare hasarı.
1)Bir eğrinin en büyük noktası. 2)Büyük daire syrinde varılan en yüksek enlem.
VERTEX 3)Fırtına geçit çizgisi,izinin dönüş noktası.

VERTICAL CENTER OF GRAVITY Ağırlık merkezi düşey konumu.


VESSEL OVERTAKEN Yetişilen gemi.
VESSEL OVERTAKING Yetişen gemi.
VICE Mengene
VICE BENCH Mengene tezgahı
VICTUALLING Kumanya,iaşe.
VIDEO AMPLIFIER Radarda alıcının son merhalesi.
Seyir için tehlikeli olduğu rapor edilmiş fakat sörvey edilerek haritaya konulmamış,yeri
VIGIA belli olmayan tehlike.
VIOL BLOCK Karnıyarık bastika.
Bumba ile kaldırılan bir yükün ağırlık merkezinin bumba cundasında olması gibi
VIRTUAL CENTER OF GRAVITY hareket halinde olan cisimlerin yarattığı yeni ağırlık noktası.
VISCOSITY Akışkanlık.sıvının akmaya karşı gösterdiği direnç.
VISCOUS Akışkanlığı az.
VISOR Lumbuz siperliği,gölgeliği (yağmur,güneşe karşı).
VITRIOL Kibrit tuzu,göztaşı.
VOIDABLE CONTRACT İptali mümkün anlaşma.
VOLATILE Benzin gibi uçucu maddeler.

Page 120
V

VOLUME Hacim
VOLUNTARY STRANDING Kaptanın gemisini bilerek,istekle,iradesiyle oturtması.
VORTEX 1)Tropikal devvar fırtınanın sayklon izinin merkezi. 2)Anafor,girdap.
VOYAGE CLAUSE Seferin başlangıç ve bitiş yerlerini tarif eden koşul.
V STERN Ayna kıç.

Page 121
W

WAGES Gemi adamlarına ödenen ücret,yövmiyeler.


WAIST Geminin orta kısmı,beli.
WAIST ANCHOR Yedek göz demiri.

WAKE Hareket halindeki teknenin hemen kıçındaaki karışık su.Dümen suyu.


WAKE OF,IN THE ..........in peşinde.
WALL SIDED Dik,duvar gibi bordaları olan tekne.
WAREHOUSE Antrepo,ambar.
WARM AIR MASS Sıcak hava kütlesi.
WARPAGE Şifting hareketi
Sigortacının belirtilmiş rizikolar sonucu oluşan hasardan sorumlu
WARRENTED FREE OF olmayacağı hususunda kesin ifade.
WARRENTED FREE OF FROM P/A Özel avarya hariç olarak taahhüt edilmiştir.
WARRANTIES,EXPRESS Açık,kesin özel teminatlar.
Zımmı teminatlar.Örneğin,geminin sefere elverişli olacağı yada
WARRANTIES,IMPLIED alışılmış,belirli rotasından sapmayacağı gibi.
Tramp sefer yapan gemiler için sefer bölgesi,taşınacak yük gibi
WARRANTIES,INSTITUTE hususlar için konulan yasaklar.
Kira anlaşmalarına konulan bu koşul ile seferin yasal,kanuni olduğu ve
WARRANTY OF LEGALITY yasal olarak yapılacağı teminatı kabul edilir.

WARRANTY OF SEAWORTHINESS Deniz sigortalarında zımmı teminatlardan biridir.


1)Üzerinde yol olan geminin başında yarılan sular. 2)Pervanenin
WASH oluşturduğu sular. 3)Küreğin palası.
WASHED ASHORE Sahile atılmış,vurmuş.
WASHER Conta,rondela,pul,salmastra.
WASHING DOWN Güverteye dolan suların firengilerden dışarı çıkması.
WASH OVERBOARD Deniz almak,dalga yemek.Denizin alıp götürmesi.
WASH PLATE Çalkantı saçı.Tank içine konulan saç bölme.Swash plate.
WASH PORT Frengi.

WASH STRAKE Baş üstüne çullanan dalganın denize akması için konulan dalgalık.
WASTE Üstüpü
WASTE WATER Kirli su.
WATCH BELOW Vardiya dışı.İstirahat eden vardiya.
WATCH,CALL THE Watch,relieve the.
WATCH,RELIEVE THE Nöbet değiştirmek.
WATCH,TAKE OVER Vardiyayı teslim almak.
WATCH,TO HAVE Vardiya tutmak.
WATCH,TO KEEP Vardiya tutmak.
WATER BORNE Yüzen,yüzmekte olan.
Sigorta poliçelerine konulan bu kloz ile yükün gemide bulunduğu zaman
WATER BORNE CLAUSE sigortalı olduğu anlamını taşır.
WATER COURSE Sintine su yolu.
WATER FRONT Deniz veya nehir kenarı.
WATER PLANE AREA Teknenin su hattı kesiti (alanı).
WATERTIGHT DIVISION Su geçmez bölme.
WATER WAYS Yalı kütüğü.
WAVE GUIDE Radarda vericiden çıkan yayını antene ulaştıran boru.
WAVESON Gemi battıktan sonra denizde yüzen eşyalar.
WAVE SUBDUER Başüstündeki dalgakıran.
WAX Mum.
WAY ASTERN Gerilemek.
WAY,HEAD İlerlemek.
WAY,STEERAGE Dümen dinleyecek kadar yol.
WAY,TO LOSE Yol kaybetmek

Page 122
W

WEAPON Silah
WEAR AND TEAR Normal,mutad eskime,aşınma,yıpranma.
WEATHER,ADVERSE Kötü hava
WEATHER,BEATEN Fırtınaya tutulmuş

WEATHER BOUND fırtına nedeni ile bir yere sığınmış ve havanın kalmasını bekleyen gemi.
WEATHER,BREAKING Hava bozuyor
WEATHER EYE Havaya dikkat etmek.
WEATHER DETERIORATING Hava bozuyor.
WEATHER FINE NOW Hava açtı.
WEATHER GLASS Barometre
Rüzgarın sertleşeceği anlamına gelen,rüzgaar yönündeki ufukda
WEATHER GLEAM anormal aydınlık.
WEATHER,GLOOMY Karanlık hava.

Navlun anlaşmalarına konulan bu kloz ile hava nedeniyle çalışılmadığı


WEATHER PERMITTING CLAUSE takdirde bu günler astarya günleri olarak sayılacaktır.
WEATHER SETTLED Hava karar kıldı.
WEATHER SIDE Rüzgar üstü.
WEATHER STRENGHT Havanın sertliği.
WEATHER,SULTRY Sıkıntılı hava.
WEATHER VANE Pinel.Rüzgar yönünü gösteren döner ok.
WEATHER VARIABLE Değişebilir hava.
WEB Yapının,elemanın ortası,braketin dikey parçası.
WEB SLING Palet sapan.Branda palet.
Whether entered in at customs or not - Gümrük işlemi yapılsın yada
WECON yapılmasın
1)Siğil,takoz. 2)İki depresyon arasında V şeklindeki yüksek basınç
WEDGE alanı.Kama.
WEEPING Çok az su sızdıran,terleyen,damlayan.
WEEVIL Buğday biti,tahıl kurdu.
WEIGHT,CONTENTS AND VALUE
UNKNOWN Ağırlığı,içindeki ve değeri bilinmemekte.
WEIGHT,GROSS Daralı ağırlık.
WEIGHT,TO TAKE THE Boşunu alıp bindirmek.
WEIR Dalyan
WELD Kaynak yapmak.
WELDED SEAM Kaynak dikişi.
WELDING,ARC Elektrik kaynağı.
WELDING ROD Kaynak çubuğu.
WELDING,SPOT Nokta kaynağı.
WELDING,TACK Punta kaynağı.
WELDING TORCH Kaynak şaloması.
WELL Sintine kuyusu.
WHALE Balina.
WHEEL Dümen dolabına verilen isim.
Dik ırgat bedeni yada vincin palamar babaları üzerine halatı iyi vira
WHELPS edebilmek için konulan kuşaklar.Beden kuşakları.
Bir kira anlaşmasına konulan bu deyim ile astarya günleri,gemi yükleme
yada boşaltmaya hazır ise,yanaşık olup olmadığına bakılmaksızın
WHETHER IN BERTH OR NOT başlar.
WHIP Piyan yapmak.
WHIRLPOOL Girdap,çevrinti.
WHISTLE Düdük.
WHISTLE,TO BLOW Düdük çekmek,çalmak.
WHITE CAPS Dalga tepesindeki çatlak.

Page 123
W

WHITE HORSES Süratli dalgalar.Enginde köpüklü dalgalar.


WHITE LEAD Beyaz üstübeç.
WHITE ROCK Kireç.
WHITEWASH Badana.
WIBON Whether in berth or not - Yanaşmış yada yanaşmamış olsun.
WINCH GYPSY HEAD Vinç palamar babası,feneri.
WINCH,INBOARD Ambar üzerine kumanda eden bumbanın vinci.
WINCH,OUTBOARD Dışarı kumanda eden bumbanın vinci.
WINDAGE Bir geminin rüzgara maruz kalan kısmı.
WIND,ANABATIC İmbat,denizden karaya doğru esen rüzgar.
WIND CATCHER Wind chute.
Gemi hareket halinde iken rüzgarı kamara içine yöneltmek için
WIND CHUTE kullanılan lumbuz manikası.
WIND, KATABATIC Meltem,karadan denize doğru esen rüzgar.
WINDLASS Irgat.
WINDLASS MAIN SPUR GEAR Irgat ana,düz dişlisi.
WIND SIDE Rüzgar üstü.
WIND SCOOPE Wind chute.
1)Gemiyi çevirmek. 2)Romorkörün halatı mola edip gemiyi kafadan
WIND,TO ,itmesi.

WING 1)Ambar yada gladora alabandası. 2)Yükü alabandaya istif etmek.


WINGING OUT Yükü ambarın alabandalarına koymak.
WIPON Whether in port or not - Limanda olsun yada olmasın.
WIRE,BARBED Dikenli tel.
WIRELESS Telsiz.
Tel halat keryesi.Tel halatları dikiş yapmadan birbirine bağlayan,kasa
WIRE ROPE GRIP yapmakta kullanılan sıkıştırıcı.
WIRING Kablo şebekesi.
WITH AVERAGE Her türlü hususi avaryayı içine alan deniz sigorta poliçesi.
WITHDRAWAL OF CLASS Klasın geri alınması (Gemi sahibinin talebiyle),klasdan çıkma.
Time charter da kira bedeli zamanında ödenmediği takdirde gemi sahibi
WITHDRAWAL OF SHIP gemisini geriye çekebilir.

Lehte yada alehte etki altında kalmadan,haklarına


dokunmaksızın,önceden var olan hakları bozmadan.Zarar ziyan kabul
WITHOUT PREJUDICE etmeksizin.Sorumluluk ve yükümlülük almadan.
Kaptan konişmentoyu imzalarken bu kaydı koyarsa charter party hakları
WITHOUT PREJUDICE TO CHARTER korunmuş olur.
Halat ızgarası.Güvertede halatın üzerine roda edildiği tahta
ızgaralar.Halatın altındaki hava dolaşımı hızlı kuruması sağlandığı gibi
WOODEN GRATING halatın altında su birikmesinin önüne de geçilir.
WOOD PULP Kağıt hamuru odunu.
WORK 1)Geminin dış etkenlerle oynayan kısmı. 2)Yük oynaması.
WORKAWAY Çalışan gemi adamı.
Bir limanda,resmen tanınan tatil ve pazar günleri hariç,normal olarak iş
yapılan günlerdir."Working days of 24 hours" deyimi normal 8 satt
WORKING DAYS çalışıla bir limana göre 3 gün olarak kabul edilir.
Kira anlaşmalarında bu deyim ambarın boşaltmada
WORKING HATCH bitmediği,yüklemede tam yüklenmediğini ifade eder.
WORKING PARTS İşleyen,hareketli kısımlar.
WORKING STRESS Bir halatın,parçanın yada bölümün dayanabileceği azami zor.
WORKING UP Sürati,zorlamayı yada verimi artırma.
WORKSHOP Atelye.
W/P Without prejudice.
1)İnce uçuşan bulutlar. 2)Denizlerin sahile attığı yosun. 3)Dalda hareketi
WRACK ile tahrip etmek.
WRENCH Somun anahtarı.İngiliz anahtarı.

Page 124
W

WRENCH,SCREW Vida anahtarı.


WRING Aşırı güç ile bozmak,zorlamak.
W.W.D. weather working days.
Weather working sunday holiday excepted - Hava müsadeli pazar,tatil
W.W.S.H.EX. hariç.
Weather working sunday holiday included - hava müsadeli pazar tatil
W.W.S.H.INC. dahil.

Page 125
X

X PLATES Radarda katod tüpüne konulmuş bu plakalarla elektronların yatay kontrolleri sağlanır.

Page 126
Y

YARN İplik,lif,flasa.

Geminin rotasında giderken düştüğü yalpa sonucunda,sancak iskele rotasından


YAW çıkması ve bu şekilde dümen tutulması.Gemiyi gezdirmek,gezmesi.
Gemi klasında ilk özel muayene zamanının gemi sahibinin isteği üzerine
YEAR OF GRACE uyularak 1 yıl uzatılması.
YOUNG FAST ICE Yeri sabit buz.
YOUNG FLOOD Kabarma akıntısının başlangıcı.
Radarda katod tüpüne konulan bu plakalarla elektronların dikey hareketleri
Y PLATES kontrol edilir.

Page 127
Z

ZENITH Başucu.
Tutya.Geminin bronz olan pervanesini vb. kimyasal etkilerden korumak
amacıyla geminin kıç kepçe altına ve kıc kuruz etrafına konulan çinko, tutya
parçaları, kimyasal işlemi üzerine çektiğinden pervane aşınmaya, yenmeye,
ZINC oyulmaya karşı korunmuş olur.
ZONE FRIGID Buzlu bölge.
ZONE TEMPERATE Ilımlı bölge
ZONE TORRID Sıcak bölge.

Page 128
Z

Tutya.Geminin bronz olan pervanesini vb. kimyasal etkilerden korumak amacıyla gemin

Page 129
Z

kilerden korumak amacıyla geminin kıç kepçe altına ve kıç kuruz etrafına konulan çinko,tutya parçaları,kimyasal işlemi üzerine çektiğind

Page 130
Z

kimyasal işlemi üzerine çektiğinden pervane aşınmaya,yenmeye,oyulmaya karşı korunmuş olur.

Page 131
TIP

ABSESS Abse
ALLERGIC REACTION Allerjik tepki.
AMOEBIC DYSENTERY Amipli dizanteri.
ANGINE PECTORIS Göğüs anjini.
ANKLE Ayak bileği
ANTHRAX Flegmanlı apse.
APOPLEXY Felç.
APPENDICITIS Apandist hastalığı.
ARM PIT Koltuk altı.
ARTERY Damarlar.
ASTHMA Astım.
BACILLERY DYSANTERY Basilli dizanteri
BACK LOWER ARM Alt kol gerisi.
BACK OF HAND Elin üstü.
BACK OF KNECK Boyun gerisi.
BACK OF KNEE Diz arkası
BACK THIGH Kalça kemiği arkası.
BACK UPPER ARM Üst kol gerisi.
BOILS Kan çıbanı.
BRAIN Beyin.
BRONCHITIS (ACUTE) Bronşit (akut).
BRONCHITIS (CHRONIC) Bronşit (kronik).
BRUCELLOIS Malta humması.
CALF Diz arkası.
CARBONCLUE Şarbon hastalığı.
CELLULITIS Derialtı iltihabı.
CENTRAL UPPER ABDOMEN Karın üst merkezi.
CHANCROID Yumuşak şankır hastalığı.
CHEST Göğüs.
CHICKEN POX Su çiçeği hastalığı.
CIRRHOSIS OF LIVER Karaciğer sirozu.
CONGESTIVE HEART FAILURE Kalp kifayetsizliği.
CONSTIPATION Kabızlık.
CORONARY THROMBOSIS Koroner trambozu hastalığı.
CORPES Ceset.
COUNTER POISON Panzehir.
CRACK Kemik çatlaması.
CYSTITIS Sistit hastalığı.
DENGUE Dank hastalığı.
DIABETS Şeker hastalığı.
DIABETIC COMA Şeker koması.
DIPHTHERIA Difteri,kuşpalazı.
DISINFECT Dezenfekte etmek.
DRUG REACTION İlaç yan tesiri.
DUODENAL ULCER Oniki parmak ülseri.
DYSENTERY Dizanteri,kanlı basur.
DYSPNOEA Nefes darlığı.
DYSURA İdrar güçlüğü.
ECZEMA Ekzema hastalığı.
ELBOW Dirsek.

Page 132
TIP

EPIDEMIC Salgın.
ERYSIPELAS Yılancık hastalığı.
FEVER Ateş.
FEVER AND AGUE Sıtma hastalığı.
FEVERED Ateşli.
FEVER SCARLET Kızıl humma.
FEVER TYPOID Tifo,barsak humması.
FEVER YELLOW Sarı humma.
FIRST AID İlk yardım.
FITS Nöbetler (ihtilaçlar).
FOREARM Kol,pazu kısmı.
FRONTAL REGION OF HEAD Başın ön kısmı.
FRONT OF LEG Bacağın ön kısmı.
GALL BLADER Safra kesesi.
GANGRENE Kangren.
GASTRIC ULCER Mide ülseri.
GASTRO ENTERITIS Mide,barsak iltihabı.
GONORRHEA Belsoğukluğu.
GOUT Gut hastalığı.
GROIN Kasık.
GULLET Gırtlak.
GUMS Diş etleri.
HEAT CRAMPS Sıcak çarpma ihtilaçları.
HEAT EXHAUSTION Sıcak çarpması.
HEAT STROKE Güneş çarpma felci.
HEEL Topuk.
HEPATITIS Karaciğer iltihabı.
HERNIA Fıtık.
INDIGESTION Hazımsızlık.
INFECTIOUS DISEASES Bulaşıcı hastalıklar.
INFLUENZA Grip,salgın nezle.
INJURE Yaralamak,sakatlamak.
INSULIN OVERDOSE Fazla doz ensülin.
INTESTINAL OBSTRUCTION Barsak tıkanması.
INTESTINE Barsak.
JAW Çene.
KIDNEY STONE Böbrek taşı.
KNEE Diz.
LIP,LOWER Alt dudak.
LIP,UPPER Üst dudak.
LOWER ABDOMEN Alt batın.
LOWER CHEST REGION Alt göğüs nahiyesi.
LOWER THIGH Alt kalça kemiği.
LUMBAR (KIDNEY) REGION Böbrek nahiyesi.
LUNG Akciğer.
MALARIA Sıtma.
MALARIAL Sıtmalı.
MALINGER Yalandan kendini hasta göstermek.
MEASLES Kızamık hastalığı.
MEDICAL CABINET İlaç dolabı.

Page 133
TIP

Ticaret gemilerinde bulundurulması zorunlu olan


MEDICAL CHEST ilaçlar için kullanılan ecza dolabı.
MENENGITIS Menenjit.
MENTAL ILNESS Akli hastalıklar.
MIGRAINE Migren.
MUMPS Kabakulak hastalığı.
NAUSEA Deniz tutması.
NECK FRONT Boyun ön kısmı.
NOSE Burun.
PALM OF HAND Avuç içi.
PATELLA Diz kapağı.
PERITONITIS Peritonit hastalığı.
PHLEBITIS Filebit hastalığı.
PILES Basur memeleri hastalığı.
PLAGUE Veba hastalığı.
PLEUSIRY Zatülcemp hastalığı.
POISINING (BARBITURATUS) Zehirlenme (uyku ilacı ile).
POISINING (CORROSIVE) Zehirlenme (yakıcı).
POISINING (GASSES) Zehirlenme (gazlar).
POISINING (METHYL ALCHOL) Zehirlenme (metil alkol).
POISINING NONCORROSIVE Zehirlenme (yakıcı olmayan).
POLIOMYELITIS Çocuk felci.
Yumuşakçalar (midye,istiridye,mürekkep balığı
POLYZOA vb.).
PONTIC BREAM Karagöz tirsi.

PROLAPSED INTER VERTEBRAL DISC Fıkra (disk) kayması.


PROSTATE Prostat hastalığı.
PULMONARY TUBERCULOSIS Akciğer veremi.

QUARANTABLE DISEASE Karantinaya bağlı hastalıklar.Cholera,smallpox.


QUINSY Had bademcik iltihabı.
PHEUMATIC FEVER Romatizma ateşi.
PHEUMATISM Romatizma.
SCARLET FEVER Kızıl hastalığı.
SCIATICA Siyatik hastalığı.
C vitamininin eksikliğinden oluşan iskorpit
SCURVY hastalığı.
SHOULDER Omuz.
SIDE OF HEAD Başın yan kısmı.
SILVESTOR METHOD Boğulana yapılan suni teneffüs.
SINUSITUS Sinüzit.
SMALL POX Çiçek hastalığı.
SPLEEN Dalak.
SUN STROKE Güneş çarpması.
SYPHLIS Firengi hastalığı.
TETANUS Tetanos.
THROAT Boğaz.
THUMB Başparmak.
TOES Ayak parmakları.

Page 134
TIP

TONSILLITIS Bademcik iltihabı.


TONSILS Bademcik.
TOP OF HEAD Başın tepesi.
TOXICATION Zehirleme.
TOXIC EFFECT Zehirlenme.
TYPHOID Tifo.
TYPHUS Tifüs hastalığı.
UPPER ABDOMEN Üst karın.
UPPER THIGH Üst kalça kemiği.
URETHRA İdrar yolu.
URETHRITIS İdrar yolu iltihabı.
URTICARIA Kurdeşen hastalığı.
VEIN Damar.
WHOLE ABDOMEN Bütün karın.
WHOLE ARM Bütün kol.
WHOLE BACK Bütün sırt.
WHOLE CHEST Bütün göğüs
WHOOPING COUGH Boğaca öksürüğü.
WRIST Bilek.
YELLOW FEVER Sarı humma.

Page 135
FISH

ALBACORE Uskumru cinsinden yenilebilen küçük bir balık.Vonos balığı.


ALLIGATOR SHARK Çivili köpek balığı.
AMBER JACK Sarı kuyruk balığı.
ANCHOVY Hamsi balığı.Ançuez.
ANGLER Fener balığı.
ANGLER FISH Keler balığı.
ANNULAR GILT HEAD İsparoz balığı.
ARGEN Gümüş balığı.
ATLANTIC MACKAREL Uskumru balığı
BAMBOO Çitari Sarpa.Sarpan balığı.
BAR Levrek balığı.
BARBELLE Bir nevi sakallı tatlı su balığı.
BARKING SHARK Büyük camgöz balığı.
1)Sphyracna sınıfından deniz balığı olup balıkçı ağlarına ve
BARRACUDA denizde yüzenlere saldırır. 2)Iskarmoz,zurna balığı.
Uzun zaman deniz üstünde hareketsiz yatan,köpekbalığı
cinsinden,takriben 35 kadem boyunda vahşi ve saldırgan
BASKING SHARK (Sun Fish) olmayan bir balık.
BASS,SEA PERCH Levrek balığı.

BEARDED ROCKLING,SEA LOCHE Gelincik balığı.


BECHE DE MER Deniz hıyarı.Deniz sümüklü böceği.
BLACK BREAM Sarıgöz balığı.
BLUE FIN (TUNA) TUNNY Orkinos balığı.
BLUE FISH Lüfer balığı.Kofana balığı.
BLUE POINTER Karkarias,canavar balığı.
BLUE SHARK Pamuk balığı.
BOGUE Küpes balığı.
BONITO Palamut balığı.
BRILL WINDOW PANE Çizgisiz kalkan balığı.
BROWN MEAGRE İşkine balığı.
BROWN SPOTTED ROCK COD Taş hanisi,kaya hanisi,lahoz balığı.
BUTTERFLY FISH Horozbina balığı.
CACHALOT Kik balığı.
CAPELIN Bir tür çaça balığı.
CAT FISH Kedi balığı.
COCKEREL Beyaz göz balığı.
Morina balığı.Genellikle tuzlu,kurutulmuş yada taze tuzlu
COD FISH olarak.
COLLY MACKEREL Kalyoz balığı.
COMMON SEABREAM Mandagöz mercan balığı.
COMMON SOLE (SLIP,TONGUE) Dil balığı.
CONGEREEL Mığrı balığı.
CORB Kötek balığı.
CORK WING Çırçır balığı.
COUCH WHITING Bakalarya balığı.
Karides avcılarının yakaladıkları karideslerin cankı
COURGE kalabilmeleri için peşlerinde bulundurdukları sepet,luvar.
COW NOSED RAY Fulya,Folya balığı.

Page 136
FISH

COWRIE SHELLS Deniz salyangozu kabuğu.


Torpil balığı.Elektirk yayan ve başka balıklara karşı bunu
CRAMP FISH silah olarak kullanan balık.
CRAWFISH (CRAYFISH) İstakozdan küçük kabuklu deniz hayvanı.Böcek.
CRAWL Dalyan.
CROAKER Eşkina,İşkine,Kil balığı.
İstakoz ve pavurya cinsi Atlantik deniz yaratıkları.8000 türü
CRUSTACEA vardır.
CUCKOO Vatos balığı.
DAB Dil balığı.
DACE Sazan balığı ailesinden bir balık.
DAMSELFISH Papaz balığı.
DARTER Bir çeşit ufak tatlı su balığı.
DAS (DASSIE) Karagöz balığı.
DENTEX Sinağrit balığı.
DESSERT PUPFISH Dişli sazancık balığı.
DEVIL RAY Kulaklı folya balığı.
DOGS TEETH Sinağrit balığı.
DUSKY SERRANUS Sarıhani,orfoz balığı.
EEL Yılan balığı.
ELECTRIC FISH Dokunulduğu zaman kimyasal elektrik etkisi veren balık.
ELECTRIC RAY Uyuşturan elektrik balığı.
ELF , ELFT Lüfer balığı.
FILE FISH Çütre balığı.
FIN Balık kanadı.
FISH ROE Balık yumurtası.
FLOUNDER Dil balığı.
FLOUNDER DAB Pisi balığı.
FLOUNDER,FLUKE Dere pisisi balığı.
FLYING FISH Uçan balık.
FRIGATE MACKEREL Gobene balığı.
FROG FISH Fener balığı.
GALLUDO Camgöz balığı.
GAR FISH Zargana balığı.
GARPIKE Zargana balığı.
GATTORUGINE Horozbina balığı.
GEMMOUS DRAGONET Üzgün balığı.
GILT HEAD Çırçır balığı.
GOAT FISH (SALMONET) Nil barbunyası.
GOBIE (GOBY) Kayabalığı.
GOLD FISH Mercan balığı.
GOLD LINE Çitari.Sarpa,sarpan balığı.
GOLD SINNY Çırçır balığı.
GRAY GURNARD Benekli kırlangıç balığı.
GRAYLING Tekir balığı.
GREATER WEEVER Çarpan,Trakonya,Dragonya balığı.
GREY MULLET Has kefal,Paçoz,Avrita balığı.
GROUPER Orfoz balığı.
HADDOG Mezit balığı.

Page 137
FISH

Yılan balığına benzeyen ve başka balıklara hücum eden


HAGFISH ufak deniz balığı.
HARVEST FISH Çivisiz kalkan,dişi kalkan balığı.
HERRING Ringa balığı.
HOLVE BASSE Berber balığı.
HORN FISH Zargana balığı.
HORSE MACKEREL İstavrit balığı.Kraça balığı.
JACKMACKEREL Karagöz istavrit balığı.
JOHN DORRY Dülger balığı.
KING FISH Büyük uskumru balığı.
LAMPRAY Zargana balığı.
LATCHET Kırlangıç balığı.
LESSER GREY MULLET Kefal,mavri balığı.
LESSER SPOTTED DOGFISH Kedi balığı.
LITTLE SOL Dil balığı.
LITTLE TUNNY Yazılı orkinos balığı.
MAASBANKER İstavrit,kraça balığı.
MACKEREL Uskumru,kolyoz balığı.
MACKEREL TUNA Yazılı orkinos balığı.
MAILED GOUNARD Dikenli öksüz balığı.
MENDOLE Beyazgöz balığı.
MONK Fener balığı.
MOONFISH Pervane balığı.
MORAY Merina balığı.
MUSSEL Midye.
NEEDLE FISH Turna balığı.
OAR FISH Kağıt balığı.
OCELLATED BLENNY Horozbiba balığı.
OLD WIFE Sarıgöz balığı.
OWEYE Küpez,lopa balığı.
OYSTERS İstiridye.
PAINTED COMBER Yazılı hani balığı.
PARROT FISH Iskaroz balığı.
PELAMID Palamut balığı.
PICKAREL 1)İzmarit. 2)İstrangiloz balığı.
PIKE Turna balığı.
PIKE PERCH Uzun levrek,Sudak balığı.
PILCHARD Sardalya balığı.
PILEKARD SARDINE Sardalya
PILOT FISH Malta palamutu.
PIPE FISH Deniz iğnesi balığı.
PIPER Öksüz balığı.
PLAIN BONITO Gobene balığı.
POISSONET İskorbit balığı.
POWER COD Mezgit,mezid balığı.
PRAWN Bir tür karides.
RABBIT FISH Çarpan balığı.
RAY Vatos balığı.
RED BREAM Çipura balığı.Mandagöz mercan.
RED GOLD HEAD BLOCKER Küpes,lopa balığı.

Page 138
FISH

RED GURNARD Öksüz balığı.


RED MULLET Barbunya balığı.
RED ROCK COD İskorpit balığı.

Yaklaşık olarak 20 cm boyunda ve vantuzu ile başka balığa


REMORO ve ya gemiye yapışarak gezen balık,yapışkan balığı.
RIBBON FISH Kağıt balığı.
SALMONET Nil barbunyası.
SANDBAD Pisi balığı.
SANDEEL Kum balığı.
SAURIE Zurna balığı.
SCAD İstavrit.
SCALD Dil balığı.
SCALE Balık pulu.
SCORPION FISH İskorpit balığı.
SEA BASS BONTROK Lekeli mercan balığı.
SEA BASS Levrek balığı.
SEA BREAM Karagöz balığı.
SEA CALF Fok balığı.
SEA PERCH Levrek balığı.
SEA POLYP Deniz ahtapotu.
SEA TENCH Sarıgöz balığı.
SEA URCHIN Deniz kestanesi.
SERGENT FISH Çipura balığı.
SHAD Lüfer balığı.
SHORT FINNED TUNNY Torik balığı.
SILVER FISH Beyaz mercan balığı,gümüş balığı.
SILVERSIDE Gümüş balığı.
SPANISH MACKEREL Kolyoz.
SPRAT Kraça balığı.
STOCK FISH Morina balığı.
STREAKED GURNARD Benekli kırlangıç balığı.
STRIPPED KARANTEEN Sarpa,sarpan balığı.
STRIPPED RED MULLET Tekir balığı.
STRIPPED WRASSE Lapina,lapin balığı.
STURGEON Mersin balığı.
SWORDFISH Kılıç balığı.
TAILER Küfer.
TOP KNOT Kalkan balığı.
TUBBOT Kırlangıç balığı.
TUBFISH Kırlangıç balığı.
TUNA Yazılı orkinos.
TURBOT Kalkan balığı.
TWAIT SHAD Tirsi balığı.
TWO BANDED BREAM Karagöz balığı.
WHITE BREAM Karagöz balığı.
WHITING Mezgit,mezid balığı.
WINDOW PANE Kalkan balığı.
YELLOW BELLY Orfoz balığı.
YELLOW GURNARD Kırlangıç balığı.

Page 139

También podría gustarte