Está en la página 1de 33

AZZ AYYAIN EFSANES

Joseph Roth (1894-1939)


Avusturyal yazar Joseph Roth 1894 ylnda Galiya'da dodu. Viyana ve Lemberg'dc
edebiyat ve felsefe okudu. Birinci Dnya Sava'na katld. 1918 ylndan itibaren nce
Viyana'da, sonra Berlin'de muhabirlik yapt. 1923-32 tarihleri arasnda Frankfurter Zeitung'un
muhabiriydi. 1933 ylnda Fransa'ya g etti. 1939 ylnda, henz 45 yandayken Paris'te
ld. Joseph Roth babasn hi tanmad. Hayatnn yarsn otellerde geirdi, asla sabit bir
adresi olmad ve memleketinin Avusturya-Macaristan olduunu, ancak bu monari tarihe
gmldnde anlad. Kars Friedl dnden alt yl sonra izofren oldu (1940'da, Roth'un
lmnden bir yl sonra, akl hastas olduu gerekesiyle Naziler tarafndan ldrld); Roth
karsnn hastal nedeniyle ar bir sululuk duydu, maddi durumu giderek mitsiz bir hal
ald. Ruhsal dengesini kaybeden ve ayya olan Roth, Paris'te bir yoksullar hastanesinde ld.
Tm dnyada ok sevilen ve Trkiye'de de tannmasnn zamannn geldiini dnerek
klliyatn yaymlayacamz Joseph Roth'un en nemli eserleri: Hotel Savoy, Hiob
(evriliyor), Beichte eines Mrders, Radetzkymarsch, Die Kapuzinergruft, Die Leende vom
Heiligen Trinker {Aziz Ayyan Efsanesi), Dasfalsche Gevicht (evriliyor), Die Geschichte
vom 1002. Nacht ve Der Leviathan.

Joseph Roth

AZZ AYYAIN EFSANES

1
Ya epey ilerlemi bir beyefendi, 1934 ylnn bir bahar akamnda, Seine Nehrinin
zerindeki kprlerden birinin ta basamaklarndan aa, kyya doru iniyordu. Burada,
btn dnyann da bildii zere, yine de tekrar etmekte fayda var, Paris'in evsizleri barnr ya
da daha dorusu konaklar.
Evsizlerden biri, yabanc kentlerdeki gzellikleri grmek niyetinde olan bir gezgin olduu
izlenimini veren iyi giyimli bu yal beyefendiyle karlat. Geri bu evsiz de, tpk yaamn
paylat dierleri gibi, hrpani ve acnas bir grne sahipti ancak yan ban alm iyi
giyimli beyefendi iin, anlalan, zel bir ilgiye laykt; neden, bilmiyoruz.
Sylendii gibi, akamd ve nehrin kysndaki kprlerin alt yukardan, rhtm ve
kprlerden daha youn bir karanla gmlmt. Evsiz ve hayli hrpani adam hafiften
yalpalyordu. Yal ve iyi giyimli beyefendiyi fark etmemi gibiydi. Oysa beriki kesinlikle
yalpalamayan, aksine kendinden emin ve dzgn admlarla yolunda yryen beyefendi ise,
yalpalayan kukusuz ta uzaktan fark etmiti. Yan ban alm beyefendi, hrpani adamn
yolunu kesti. ki adam karlkl durdu.
"Nereye gidiyorsunuz, kardeim?" diye sordu yal, iyi giyimli beyefendi.
Dieri adama bir sre baktktan sonra, "Bir kardeim olduunu bilmezdim ve yolun beni
nereye gtrdn de bilmiyorum," dedi.

"Size yolu gstermeye alacam," dedi beyefendi. "Ama sizden pek de allm olmayan
bir ey rica edeceim iin bana kzmamaksnz."
"Hizmetinize amadeyim," dedi hrpani olan.
"Geri baz hatalar yaptnz gryorum. Ama sizi yoluma Tanr kard. Eminim paraya
ihtiyacnz var, bu szm sizi incitmesin! Benim param ok. Bana samimiyetle ka paraya
ihtiyacnz olduunu syler misiniz? En azndan imdilik?"
Dieri birka saniye dndkten sonra, "Yirmi frank," dedi.
"Bu miktar belli ki ok az," diye diretti beyefendi. "Kukusuz en az iki yze ihtiyacnz var."
Hrpani, bir adm geri att, yalpalasa da, dimdik durabildi. Sonrada, "Kukusuz iki yz frang
yirmiye yelerim, ama ben namuslu bir adamm. Anlalan beni yanl anladnz. Bana teklif
ettiiniz paray alamam, stelik de u nedenlerle alamam; birincisi, sizinle tanma zevkine
sahip olmadm; ikincisi, size paray ne zaman ve nasl,iade edeceimi bilmiyorum; ncs,
beni uyarma olanana sahip deilsiniz. nk herhangi bir adresim yok. Hemen her gn
nehrin baka bir kprsnn altnda yayorum. Her eye ramen, demin de ifade ettiim gibi,
ben namuslu bir adamm; adresim olmasa da," dedi.
"Benim de bir adresim yok," dedi yan ban alm beyefendi, "ben de her gn baka bir
kprnn altnda yayorum, yine de u iki yz frang -kald ki sizin gibi bir adam iin gln
saylacak bir miktar bu- kabul etmenizi rica ediyorum. Geri demeye gelince, size, paray iade
edebileceiniz bir banka ad neden veremediimi aklayabilmem iin biraz gerilere dnmem
gerek. Ben, Lisieuxl kk Azize Therese'nin hikyesini okuduum iin Hristiyan oldum.
Bu yzden de azizenin zellikle de Ste Marie des Batignolles Kilisesi'nde bulunan ve sizin de
kolaylkla greceiniz o kk heykeline saygda kusur etmiyorum artk. ki yz frang bir

araya getirdiinizde ve vicdannz sizi bu gln miktar demeye zorladnda, ltfen Ste
Marie des Batignolles Kilisesi'ne gidin ve paray, o anda ayini yeni bitiren rahibin ellerine
teslim edin. Borlu olacanz biri varsa, o da kk Azize Therese'dir. Ama sakn unutmayn:
Ste Marie des Batignolles'de."
"Gryorum ki," dedi hrpani, "beni ve drstlm yeterince anlamsnz. Size szmde
duracama dair sz veriyorum. Ama bir tek pazar gnleri ayine gidebilirim."
"Peki, pazarlar olsun," dedi yal beyefendi. Czdanndan iki yz frank karp yalpalayan
hrpaniye uzatt: "Teekkr ederim!"
"Benim iin bir zevkti," diye yantlad beriki ve karanln iinde gzden kayboldu.
Zira bu arada ortalk zifiri karanla gmlmt; yukarda, kprlerin zerinde, rhtmdaki
gm fenerler, Paris'in neeli bir gecesini daha mjdelemek iin yanmaya baladlar.

II
yi giyimli beyefendi de karanln iinde kayboldu. Gerekten de, dinini deitirmesini
salayan bir mucizeyle karlam ve yoksullarn yaamn srmeye karar vermiti. Bu
nedenle de kpr altnda yayordu.
Dierine gelince; o bir ikiciydi, hatta bir ayya. Ad Andreas't. Ayyalarn ou gibi o da
rastlantlarla yayordu. ki yz franga sahip olduu gnler ok geride kalmt. Belki de bu
yzden, o gnler ok gerilerde kald iin, kprlerden birinin altndaki ender fenerlerden
birinin clz nda bir kt paras ve ucu kr bir kurun kalem kararak kk Azize
Therese'nin adresini, ve u andan itibaren ona borlu olduu iki yz frang yazd. Seine'in
kysndan rhtmlara kan merdivenlerden birinden yukarya kt. Orada, biliyordu ki, bir
lokanta vard. Ve ieri girdi, bolca yedi iti ve ok para harcad ve karken de, her zamanki
4

gibi kprnn altnda geirmeyi dnd gece iin, dolu bir ie ikiyi de yanma ald. Hatta
bir p sepetinden bir de gazete devirdi kendisine. Ama okumak iin deil, zerini rtmek
iin. nk gazeteler insan scak tutar, bunu btn evsizler bilir.

III
Ertesi sabah Andreas alkn olduundan daha erken uyand, nk alkn olmad kadar iyi
uyumutu. Uzun uzun dndkten sonra, dn bir mucize yaadn anmsad, bir mucize. Ve
o gece, zerinde kendisini scak tutan gazeteyle, son derece iyi uyuduunu dnerek, bu
souk mevsimde aylardr ykanmad iin ykanmaya karar verdi. Ama giysilerini
karmadan nce elini bir kez daha ceketinin sol i cebine, anmsad kadaryla, mucizenin
elle tutulur geri kalan ksmnn olmas gerektiini dnd yere gtrd. Hi deilse
yzn ve boynunu ykayabilmek iin Seine'in kysndaki allklar arasnda olabildiince
kuytu bir yer aramaya balad. Ama drt bir yandaki insanlarn, kendi trnde yoksul
insanlarn (anszn onlara iinden "sefil" der olmutu) ykanmasn seyredebilecekleri
izlenimine kapldndan, niyetinden vazgeip yalnzca ellerini suya daldrmakla yetindi.
Ceketini tekrar giydi, sol i cebindeki kt paray bir kez daha yoklad ve kendisini tertemiz,
stelik batan aaya deimi hissetti.
Gne, ok uzun zamandr yaamaya alkn olduu gnlerinden birine balad; bugn de her
zamanki gibi, Rus-Ermeni lokantas Tari-Bari'nin bulunduu ve gndelik rastlantnn
kendisine bahettii kuru paray ucuz ikiye yatrd Quatre Vents Caddesi'ne gitmeye
karar verdi.
Birtakm haftalk dergilerin resimlerinin cazibesine kaplp nnden getii ilk gazete
bayisinin nnde durdu, ama ayn zamanda, ani bir merakla, bugnn hangi gn olduunu,
bugnn tarihini ve adn renmek istedi. Bir gazete ald ve perembe olduunu grd ve

birdenbire bir perembe gn doduunu anmsad; ve gnn tarihine bakmakszn bu


perembeyi kendi doum gn ilan etmeye karar verdi. Ve hemen ocuksu bir kutlama sevincine kapldndan, bir an bile tereddt etmeden, Tari-Bari'ye gitmek yerine, elinde gazete, bir
fincan kahve, ama rom ile kokulandrlm bir kahve imek ve tereyal ekmek yemek iin
daha iyi bir tavernaya gitmek gibi iyi, hatta soylu bir niyete vakfetti kendini.
Bylece, eli yz dzgn bir bistroya gitti ve zerindeki hrpani kyafete ramen, kendinden
emin bir biimde bir masaya oturdu; onca zamandr tezghta ayakta dikilmeye, yani
yaslanarak durmaya alkn olan Andreas bu kez oturdu. Ve oturduu yerin karsnda bir
ayna bulunduundan, ehresine bakmaktan alkoyamad kendisini, ve ona yle geliyordu ki,
sanki kendisiyle yeniden tanyordu. Ne var ki bundan rkt. Bir yandan da, son yllarda
aynalardan neden korktuunu anlad. nk, insann perianln kendi gzleriyle grmesi
ho bir ey deildi. Ve yzne bakmak zorunda olmad srece, ya yz yokmu ya da
eskisine, sefalete dmeden ncekine sahipmi gibiydi.
Ama imdi, dediimiz gibi, korkmutu, zellikle de, fizyonomisini etrafndaki masalarda
oturan varlkl erkeklerinkiyle karlatrd iin. Sekiz gn nce, bir kardelerini czi bir
bedel karlnda tra etmeye her an hazr kaderdalarndan birine yarm yamalak, olduu
kadaryla tra olmutu. Oysa imdi, ne de olsa yeni bir yaama balamaya karar verdiinden,
gerek, adamakll bir tra gerekirdi. Bir eyler sipari etmeden nce, gerek bir berber
dkknna gitmeye karar verdi.
Dediini yapt - bir berber dkknna gitti.
Tavernaya dndnde, daha nce oturduu yer doluydu, dolaysyla kendisini aynada
uzaktan grebilecekti. Ama bu bile, deitiini, genleip gzelletiini anlamaya yetti. Evet,
yz, giysilerinin, lime lime olmu gmleinin ve yrtk prtk kenarl yakaya dolanm

krmz-beyaz izgili kravatnn eski pskln anlamsz klan bir parlaklk sayordu
sanki.
Neyse, oturdu bizim Andreas, ve yenilenmesinin bilinci iinde, bir zamanlar sahip olduu,
imdi adeta eski bir sevgili gibi geri dnme benzeyen kendinden emin bir sesle, bir "cafe,
arrose rhum" smarlad. Siparii geldi de, stelik onun izlenimine gre, genelde garsonlar
tarafndan itibarl mterilere kar gsterilen azami saygyla birlikte. Bu bizim Andreas' ok
memnun etti, gururunu okad ve tam da bugnn doum gn olduu dncesini pekitirdi.
Evsizin yaknndaki bir masada tek bana oturan bir beyefendi onu uzunca bir sre izledikten
sonra dnd ve "Para kazanmak ister misiniz? Benim iin alabilirsiniz. Yarn tanyorum
da. Karma ve mobilya nakliyecilerine yardm edebilirsiniz. Yeterince gl kuvvetli
grnyorsunuz. Yapabilirsiniz deil mi? stersiniz deil mi?" dedi.
"Elbette isterim," diye yantlad Andreas.
"Peki ka para istiyorsunuz," diye sordu beyefendi, "iki gnlk bir i iin? Yarn ve
cumartesi? Bilmelisiniz ki, olduka byk bir eve sahibim ve daha da byk bir eve
tanyorum. Mobilyam da ok. Ayrca benim de kendi iimin banda olmam gerekiyor."

"Emrinize amadeyim!" dedi evsiz.


"er misiniz?" diye sordu beyefendi.
Hemen iki Pernod1 smarlad ve kadeh tokuturdular beyefendi ile Andreas, ve fiyatta da
anlatlar: ki yz frank tutarndayd.

Pernod: Pelinotu, anason ve baka otlarla yaplan alkoll bir iki. (.n.)

"Birer tane daha ielim mi?" diye sordu beyefendi, ilk Pernod'yu bitirince.
"Ama bu kez ben deyeceim," dedi evsiz Andreas. "nk beni tanmyorsunuz: Ben
namuslu bir adamm. Drst bir ii. Ellerime bakn!" -ve ellerini gsterdi- "Kirli, nasrl, ama
drst bir iinin elleri."
"te bu houma gider!" dedi beyefendi. Ildayan gzleri, pembe bir ocuk yz ve tam
ortasnda siyah kk bir by vard. Btn olarak deerlendirildiinde, olduka dost canls
bir adamd ve Andreas ondan ok holanmt.
Neyse, birlikte itiler ve ikinci turu Andreas dedi. Ve ocuk yzl beyefendi ayaa
kalktnda, Andreas adamn ok iman olduunu grd. Adam czdanndan bir kartvizit
karp zerine adresini yazd. Sonra yine ayn czdandan yz franklk br banknot karp
ikisini de Andreas'a vererek, "Yarn kesin gelmeniz iin! Yarn sabah saat sekizde! Sakn
unutmayn! Geri kalan ksmn alacaksnz! Ve i bittikten sonra birlikte birer aperitif daha
ieriz. Grmek zere, sevgili arkadam!" dedi. Sonra da iman, ocuk yzl beyefendi
gitti; Andreas ise bu iman adamn adresi de parayla ayn czdandan karmasna armt
en ok. Ama artk hem paras hem de daha fazlasn kazanma ans olduundan, kendisi de bir
czdan almaya karar verdi. Bu niyetle, deri eya satan bir dkkn aramaya koyuldu. Yolu
zerindeki ilk dkknda gen, gzel bir tezghtar duruyordu. Kz, dar, siyah elbisesi,
gsndeki beyaz nl, bandaki bukleleri, sa bileindeki kaln altn knyesi ve tezghn
arkasndaki duruuyla Andreas'n ok houna gitti. apkasn kzn nnde kard ve sevecen
bir ifadeyle, "Bir czdan bakmtm," dedi. Kz adamn zerindeki kt kyafete kaamak bir
bak frlatt, ama baknda hibir kt niyet yoktu, yalnzca nasl bir mteri olduunu anlamak istemiti. nk alt dkknda pahal, orta pahallkta ve ok ucuza czdanlar
vard. Gereksiz sorular sormamak iin derhal bir merdivene trmand ve en st raftan bir kutu

indirdi. Bu rafta mterilerin bir bakasyla deitirmek zere geri getirdikleri czdanlar
bulunuyordu. Bu arada Andreas kzn ok gzel bacaklar olduunu ve ok zarif ayakkablar
giydiini fark etti ve kendisinin de bir vakitler bylesi baldrlar okadn ve bylesi ayaklar
ptn anmsad; ama yzleri anmsamyordu artk, kadnlarn yzlerini; uruna hapiste
yatt biricik istisna dnda. Bu arada kz merdivenden indi, kutuyu at ve Andreas fazla
incelemeden en stte duran czdanlardan birini ald. Czdann parasn dedi, apkasn tekrar
giydi ve kza glmsedi, kz da ona glmsedi. Yeni czdan dalgn dalgn cebine soktu, ama
paray czdann iine koymad. Bir anda czdan anlamsz buldu. Zihni merdivenle, kzn
bacaklar, ayaklan ile meguld. Bu nedenle, bir zamanlar eitli hazlar tatt semte doru,
Montmartre'a doru yola koyuldu. Dik ve dar bir sokakta iinde kzlarn olduu bir taverna
buldu. Bir-kayla birlikte masaya oturdu, bir tur iki smarlad ve kzlardan birini, kendisine
en yakn oturan seti. Ona gitti. Henz ikindi olmasna ramen sabahn erken saatlerine dek
uyudu - tavernaclar da iyi niyetli olduklarndan, uykusuna ilimediler.
Ertesi gn, yani cuma gn, ie, iman adama gitti. Burada evin kadnna paketlemede
yardm edecekti, nakliyeciler ie balam olduklar halde, Andreas'n yapaca yeterince zor
ama daha hafif iler kalmt. Ama gnn ilerleyen saatlerinde kaslarna eski gcnn yeniden
geri geldiini hissetti ve iten zevk ald. nk alarak bymt, babas gibi kmr
madeni iisiydi, biraz da, dedesi gibi ifti. Bir de u evin kadn anlamsz emirlerle,
neredeyse soluk bile almasna izin vermeden onu oradan oraya koturup sinirlendirmeseydi.
Ancak kadn da ok gergindi, o yzden anlayla karlyordu. Durup dururken tanmak onun
iin de kolay olmasa gerekti; belki de yeni evden korkuyordu. Giyinikti, manto, apka,
eldiven, anta ve emsiyesiyle ayakta duruyordu; stelik de, bir gn ve bir gece hatta yarn da
evde kalmak zorunda olduunu bilmesi gerektii halde. Arada bir dudaklarna ruj sryordu,
Andreas bunu ok iyi anlyordu. Ne de olsa o bir hanmefendiydi.

Andreas btn gn alt. ini bitirdiinde evin hanm, "Yarn sabah saat tam yedide burada
olun," dedi. Kk antasndan kk bir kese kard, iinde gm paralar vard. Uzun uzun
arand, eli on franga gitti, ama tekrar yerine koydu, ardndan bir belik karmaya karar verdi.
"Aln, size bahi!" dedi. "Ama," diye ekledi, "tmn ikiye yatrmayn ve yarn sabah tam
yedide burada olun!"
Andreas teekkr etti, gitti, bahiin tmn ikiye yatrd ama sonra baka iki imedi. O
geceyi kk bir otelde geirdi.

Sabah saat altda uyandrld. Ve din bir halde iine gitti.

IV
Bylece ertesi sabah nakliyecilerden de erken geldi. Ve tpk bir gn ncesindeki gibi evin
hanm hazr bekliyordu, mantosu, apkas ve eldivenleriyle; sanki hi uyumam gibiydi,
sevecen bir ifadeyle, "Gryorum ki, dnk uyarma kulak asmsnz ve gerekten de parann
tmn ikiye yatrmamsnz," dedi.
Andreas hemen ie koyuldu. Ayrca, tanmakta olduklar yeni eve kadar kadna elik etti ve
sempatik, iman adam gelene dek bekledi, o da sz verdii creti dedi.
"Sizi bir iki imeye davet etmek isterim," dedi iman beyefendi. "Benimle gelin."
Ama evin hanm buna engel oldu, nk araya girdi ve kocasnn yolunu keserek, "Birazdan
yemek yiyeceiz," dedi. Bylelikle Andreas o akam tek bana gitti, tek bana iki iti, tek
bana yemek yedi ve tezgh banda imek iin iki tavernaya daha girdi. ok iti, ama sarho
olmad ve ok para harcamamaya dikkat etti, nk yarn, verdii sz uyarnca, borcunun hi

10

olmazsa bir ksmn kk Azize Therese'ye sunabilmek iin Ste Marie des Batignolles
Kilisesi'ne gitmek istiyordu. Gelgeldim, o kadar ok iince, keskin gzleri ve ancak
yoksulluun bahedebilecei sezgisi kreldi ve civardaki olabilecek en ucuz oteli bulamad.
Bu nedenle biraz pahalca bir otel buldu, giysisinin hrpanilii ve bir valizi olmamas
nedeniyle, burada da otel cretini pein dedi. Ama bundan gocunmad ve rahat bir uyku
ekti, stelik de gnn ilerleyen saatlerine kadar. Yakndaki bir kilisenin grleyen an sesiyle
uyand ve bugnn ne kadar nemli bir gn olduunu hemen anlad: Bugnn bir pazar gn
olduunu ve borcunu demek iin kk Azize Therese'ye gideceini. Hzla giyindi ve hzl
admlarla kilisenin bulunduu meydana yneldi. Saat ondaki ayine yine zamannda
ulaamad, insanlar kiliseden akn akn dar kyordu. Bir sonraki ayinin kata
balayacan sordu, on ikide olaca sylendi kendisine. Ne yapacan pek bilemez bir halde
kilisenin giriinde kalakald. Daha bir saat zaman vard ve ne olursa olsun bu zaman sokakta
geirmek istemiyordu. Bekleyebilecei en uygun yeri bulabilmek iin evresine baknd ve
kilisenin sa apraznda bir bistro gzne iliti, oraya gidip kalan bir saatin gemesini
beklemeye karar verdi.
Cebinde paras olduundan emin biri gibi bir Pernod smarlad ve yaamnda bundan ok kez
imi biri gibi emin bir ekilde iti. kinci, nc bir kadeh daha iti; her seferinde kadehine
daha az su ekledi. Drdnc kadeh de geldiinde, artk iki mi, be mi yoksa alt kadeh mi
itiini bilemez haldeydi. Neden bu kahveye geldiini ve bu semtte ne aradn da
anmsamyordu artk. Bildii tek ey, bir borcu, bir namus borcu demesi gerektiiydi; hesab
dedi, ayaa kalkt, her eye ramen emin admlarla, kapdan darya kt, sol aprazdaki
kiliseye bakt ve hemen nerede, neden ve ne iin burada bulunduunu anmsad. Kiliseye
doru tam ilk admn ataca srada birdenbire adyla seslenildiini iitti. "Andreas!" diye
sesleniyordu biri, bir kadn sesiydi. ok eskilerden gelen bir sesti bu. Sese kulak verip ban

11

saa, sesin geldii yne evirdi. Uruna hapis yatt yz hemen tanyverdi. Bu Karoline
idi.
Karoline! Geri onda daha nce hi grmedii bir apka ve elbise vard zerinde, ama bu yine
de onun yzyd, dolaysyla, kadnn hi vakit kaybetmeden at kollarna atlmakta fazla
tereddt etmedi. "Bu ne rastlant," dedi kadn. Ve bu gerekten de onun sesiydi, Karoline'nin
sesi.
"Yalnz msn?" diye sordu kadn.
"Evet," dedi Andreas, "yalnzm."
"Gel dertleelim biraz," dedi kadn.
"Ama, ey," diye duraksad Andreas, "biriyle szletim."
"Bir kadnla m?" dedi kadn. "Evet," dedi Andreas rkeke. "Kiminle?"
"Kk Therese'yle," diye yantlad Andreas.
"Onun bir nemi yok," dedi Karoline.
Tam o srada bir taksi gemekteydi ve Karoline arabay emsiyesiyle durdurdu. Hemen
gidecekleri bir adres syledi ofre, Andreas ise ne olup bittiini anlayamadan arabann
iinde, Karoline'nin yannda buldu kendini; araba hareket etti, ve Andreas'n anlayabildii
kadaryla, kh bildik, kh bilinmedik sokaklardan geerek hzla bir yerlere doru -Tanr bilir
nereye- yol almaya baladlar.
Derken, ehir dnda bir yere geldiler; durduklar yer, yani birka aacn arkasna gizlenmi
ssz bir lokantann bulunduu bahe ak yeil, ilkbahar yeiliydi.

12

Arabadan ilk inen Karoline oldu; Andreas'n onda alkn olduu yldrm hzndaki admlarla
inen ilk o oldu. Ve birlikte lokantaya girdiler ve yeil pel rtl bir masaya yan yana
oturdular, tpk eski gnlerde, su ilenmeden nceki gnlerde olduu gibi. Kadn yemei
sipari etti, her zamanki gibi, ve Andreas'a bakt, ama Andreas kadnn yzne bakmaya
cesaret edemiyordu.
"Onca zamandr nerelerdeydin?" diye sordu kadn.
"Her yerde, hibir yerde," dedi adam. "e balayal henz iki gn oldu. Birbirimizi son
grdmzden beri srekli itim ve kpr altlarnda yattm, dier benzerlerim gibi; senin
herhalde daha iyi bir yaamn oldu. - Erkeklerle" diye ekledi bir vakit sonra.
"Peki ya sen?" diye sordu kadn. "Byle ayya ve isiz halinle ve kpr altlarnda yatarken
Therese'lerle tanmaya da frsat bulabiliyorsun anlalan. Ve ben gelmeseydim, rastlant ite,
demek ki gerekten ona gidecektin."
Andreas yant vermedi, etini yiyene ve peynir ve meyve gelene dek sustu. arabnn kalan son
yudumunu itikten sonra, birdenbire, bir zamanlar Karoline ile birlikte yaad gnlerde
ska hissettii o korkuya yeniden kapld. Bir kez daha ondan kamak istedi ve "Garson,
hesap!" diye seslendi. Ancak kadn araya girdi: "Bu benim iim, garson!" Garson, deneyimli
gzlere sahip olgun bir adamd: "nce beyefendi seslendi," dedi. Sonuta hesab deyen
Andreas oldu. Bu arada sol i cebindeki btn paray karmt, hesab dedikten sonra,
ancak zellikle de arabn lezzetiyle hafiflemi bir korkuyla, kk azizeye borlu olduu
miktara artk sahip olmadn grd. Ama bu gnlerde, arka arkaya o kadar ok mucize
oluyor ki, naslsa borcum olan paray haftaya bir araya getirir ve derim, dedi iinden.
"Demek ki zengin bir adamsn," dedi Karoline sokakta. "Anlalan u kk Therese sana iyi
bakyor."
13

Andreas itiraz etmedi, kadn da bylelikle hakllndan emin oldu. Sinemaya gtrlmek
istedi. Ve Andreas onunla sinemaya gitti. Uzun bir aradan sonra ilk kez bir film seyretti. Ama
en son bir film seyrettiinden bu yana o kadar ok zaman gemiti ki, seyrettiini hemen
hemen hi anlamad ve Karoline'nin omzunda uyuyakald. Ardndan, akordeon alnan bir
dans lokaline gittiler; en son dans ettiinden bu yana o kadar ok zaman gemiti ki, Karoline
ile doru drst dans edemedi. Ve kadn baka dans edenlere kaptrd, kadn hl taze ve
ekiciydi. Andreas tek bana masada oturdu ve yine Pernod iti, her ey tpk eski gnlerdeki
gibiydi, Karoline bakalaryla dans ediyor, o ise masada bir bana iki iiyordu. Derken,
Andreas kadn dans ettii adamn kollarndan aniden ve serte ekip alarak, "Eve gidiyoruz!"
dedi. Ensesinden tuttu ve brakmad, hesab dedi, ardndan da kadnla birlikte eve gitti.
Kadn yaknlarda oturuyordu.
Ve her ey yine eski gnlerdeki, sutan nceki gnlerdeki gibiydi.

V
Sabah ok erken saatte uyand. Karoline hl uyuyordu. Ak pencerenin nnde tek bana
bir ku tyordu. Bir sre yatakta akgzlerle yatt, birka dakika boyunca. Bu birka dakika
sresince dncelere dald. Uzun bir sredir u biricik haftada olduu kadar ok garip olayla
karlamam gibi geldi Andreas'a. Yzn yan tarafa evirdi ve sanda yatan Karoline'yi
grd. Dn onunla karlatnda grmedii eyi imdi fark ediyordu: Kadn yalanma,
solgun, yz gz i ve derin derin nefes alarak, yalanan kadnlarn sabah uykusunu
uyuyordu. Yanndan geip giden zamann deiimini fark etti. Kendisinin dnmn de; ve
Karoline'yi hi uyandrmadan hemen kalkmaya, Karoline ve kendisi dn nasl bir araya
gelmilerse, ayn rastlantyla, daha dorusu kaderin cilvesiyle, ekip gitmeye karar verdi.
Gizlice giyindi ve oradan uzaklaarak, yeni bir gne, alkn olduu yeni gnlerinden birine
balad.
14

Yani, aslnda alkn olmad gnlerinden birine. nk, elini birka zamandr kazand ya
da bulduu paray saklamaya alkn olduu sol i cebine attnda, yalnzca elli franklk bir
banknot ve biraz da bozukluun kaldn fark etti. Ve o, uzun yllardr parann nemini
bilmeyen ve paraya zerre kadar deer vermeyen biri, anszn korkmutu, tpk cebinde her
zaman para olmasna alkn birinin cebinde yeterli paray bulamadnda anszn korkmas
gibi. Alacakaranln, terk edilmi sokan orta yerinde, aylar boyu be parasz yaam
Andreas, cebinde, son zamanlarda sahip olduu kadar parann olmadn fark edince, bir
anda yoksullatn dnd. Paraszl ok, okgenlerde kalm ve layk olduu yaam
standardn salayacak miktan pervaszca olduu kadar dncesizce de Karoline'ye yedirmi
gibi geldi Andreas'a.
Ksacas, Karoline'ye kzgnd. Ve birdenbire Andreas, para sahibi olmaya hibir zaman deer
vermedii halde, parann deerini anlamaya balad. Birdenbire, onun deerinde bir adam iin
elli franklk bir banknotun gln olduunu ve hi olmazsa kendi deeri konusunda kesin bir
fikre sahip olabilmek iin, bir kadeh Pernod eliinde, kendisi hakknda dnmeyi gerekli
buldu.
Yakndaki meyhanelerden gzne en ho grnenlerden birine girdi, bir keye oturup bir
kadeh Pernod smarlad. kiyi ierken, aslnda oturma izni olmakszn Paris'te yaadn
anmsad ve belgelerine bakt. Ve bu sayede, aslnda snrd edilmi olduunu grd, nk
bir kmr iisi olarak Fransa'ya gelmiti, ve Olschowiceliydi, yani Polonya Silezyas'ndand.

VI
Bu arada, neredeyse lime lime olmu belgelerini masaya yayarken, yllar nce bir gn,
gazetede Fransa'da kmr iileri arand ilan edildii iin buraya geldiini anmsad. O
kendini bildi bileli uzak bir lkenin zlemini duymutu. Ve Quebecque'in ocaklarnda

15

alm ve hemehrisi Schebiec iftinin yannda kalmt. Ve kadn seviyordu, ve adam bir
keresinde kadn ldresiye dvd iin Andreas adam ldrmt. Ondan sonra da iki yl
cinayetten yatmt. te bu kadn Karoline idi.
Ve Andreas btn bunlar zaten geerlilii kalmam belgelerini incelerken dnd. Ve
bunun zerine bir Pernod daha smarlad, nk ok mutsuzdu.
Sonunda oturduu yerden kalktnda, bir tr alk hissetti, ama bu, yalnzca ayyalarn
hissedebilecei trden bir alkt. Bu, ylesine zel bir ihtirastr ki (yemekle ilgili deildir),
yalnzca birka saniye srer ve bunu hisseden kii o anda kendisine iyi geleceine inand bir
iki smarladnda, derhal sona erer. Andreas soyadn uzun zamandr anmsamyordu. Oysa
imdi, geerlilii kalmam belgelerini bir kez daha grnce, soyadnn Kartak olduunu
anmsad: Andreas Kartak. Ve yllardan sonra kendisini yeniden kefeder gibi oldu.
Her eye ramen, ona geen seferki gibi, bir kez daha, yine bu kahvede, iman, bykl, ocuk
yzl ve yeni para kazanma olana yaratacak bir adam gndermeyen kadere bir nebze
ksknd. nk insanolu hibir eye mucizeye alt kadar kolay almaz, hele ki bir, iki,
kez bana geldiyse. Evet! insanlar yle bir mizaca sahiptir ki, kendilerine rastlantsal ve
geici bir talihin vaat ettii eylere srekli sahip olamazlarsa fke duyarlar, insanlar byledirAndreas'tan da baka ne bekleyebiliriz ki? Sonuta gnn geri kalan ksmn baka baka
tavernalarda geirdi ve yaad mucize dneminin bittii, sonunda ebediyen bittii ve eski
gnlerinin artk yeniden balad dncesine almaya alt. Ve ayyalarn her zaman hazr
olduklar - ayklar bunu asla bilemez! - o yava ke teslim olmu bir halde Andreas tekrar
Seine'in kysna, kprlerin altna yneldi.
u ya da bu kaderdandan otland bir ie ikiyle kh gece, kh gndz, bir yldr alkn
olduu zere orada uyudu - perembeyi cumaya balayan geceye dek.

16

Zira o gece, kk Therese'nin sar bukleli bir kz suretinde yanna gelip "Geen pazar neden
bana gelmedin?" diye sorduunu grd ryasnda. Kk azize, yllar nce kafasnda
canlandrd kendi z kz gibi grnd Andreas'a. Oysa onun kz yoktu! Ve ryasnda
kk Therese'ye "Benimle nasl konuuyorsun? Baban olduumu unuttun mu?" dedi. Kk
kz, "Affedersin baba, ama bana bir iyilik yap ve br gn, pazar gn, yanma, Ste Marie des
Batignolles'e gel," dedi.
Bu ryay grd gecenin ardndan dinlemi olarak kalkt, tpk bir hafta nce, bana
mucizelerin geldii gnlerdeki gibi; yle ki, bu ryay da gerek bir mucize olarak kabul
edecekti neredeyse. Bir kez daha nehirde ykanmak istedi. Ancak bu niyetle kyafetini
karmadan nce, belki de varlndan haberdar olmad bir miktar daha para vardr
umuduyla, eliyle sol cebini yoklad. Elini sol i cebine gtrd, geri herhangi bir kt para
bulamad ama birka gn nce satn ald o deri czdan buldu. Czdan eline ald. Son
derece ucuz, kullanlm, takas edilmi bir czdand bu, baka trls de olamazd zaten.
atlam deri. Sr derisi. Nerede ve ne zaman satn aldn artk anmsamadndan,
czdan inceledi. Bu da nereden kt, diye sordu kendi kendine. Sonunda elindeki nesneyi
at ve iki blmesinin olduunu grd. Merakla her iki blmeye de gz att, blmelerden
birinde bir kt para vard. Paray czdandan kard, bin franklk bir banknottu bu.
Ardndan bin frang pantolonunun cebine soktu ve Seine kysna gitti ve biare yoldalarn
hi umursamayarak yzn ve hatta ensesini ykad, stelik de neredeyse neeyle. Daha sonra
tekrar ceketini giydi ve gne balad, gne, sigara almak iin bir ttn dkknna girerek
balad.
Geri sigaray demek iin yeterince bozuk paras vard, ancak mucizevi bir ekilde
czdannda bulduu bin frang hangi vesileyle bozdurabileceini bilemiyordu. nk,
dnyann gznde, yani esas dnyann gznde giysisiyle, grnyle, bin franklk banknot
17

arasnda kayda deer bir ztlk bulunduunu tahmin edebilecek kadar dnya deneyimine
sahipti. Buna ramen, son mucizeden ald cesaretle, banknotu gstermeye karar verdi.
Ancak, kalan akln, ttncde kasada duran beyefendiye, "Buyrun, bin frang bozamazsanz
bozuk param davar. Ama paray bozdurmak istiyorum," demek iin kulland.
Ttncdeki beyefendinin, "Bilakis! Benim de bir binlie ihtiyacm vard, iyi denk geldiniz,"
demesi Andreas' artt. Ve dkknn sahibi bin frang bozuverdi. Ardndan Andreas bir
barn tezghnda durup kadeh beyaz arap iti; adeta kaderine duyduu kranla.

VII
ylece tezghta dururken, meyhanecinin geni srtnn ardndaki duvarda asl ereveli bir
resim iliti gzne, ve bu resim ona Olschowiceli eski bir okul arkadan anmsatt.
Meyhaneciye sordu: "Kim bu? Galiba onu tanyorum." Bunun zerine gerek meyhaneciden
gerekse tezghta dikilen btn mterilerden gr bir kahkaha ykseldi. Ve herkes hep bir
azdan haykrd: "Ne yani, onu tanmyor mu!"
Ne de olsa resimdeki adam, Silezya kkenli byk futbolcu Kanjak idi ve her normal insan
onu tanrd. Ama Seine'deki kprlerin altnda yatan alkolikler, rnein bizim Andreas, onu
nereden bilecekti ki? Andreas ise utandndan, zellikle de az nce bin frank
bozdurduundan, "Ah, elbette tanyorum, hatta arkadam o benim. Ama resimden karamadm," dedi ve baka soru sormasnlar diye hemen hesab deyip gitti.
Karn ackmt. Bunun zerine en yakndaki lokantaya gidip yemek yedi ve bir kadeh krmz
arap iti ve peynirin ardndan bir fincan kahve iti ve leden sonrasn bir sinemada
geirmeye karar verdi. Ancak hangi sinemada, ite onu bilmiyordu. Bu yzden, tpk sokakta
rastlad varlkl her adam gibi o anda bol paras olduunun bilinciyle geni bulvarlara kt.
Opera ile Capucine Bulvar arasnda houna gidebilecek bir film arad ve sonunda bir tane
18

buldu. nk filmin afii, uzak bir macerada mahvolmaya niyetli bir adam gsteriyordu.
Afite grnd zere adam, gnein kasp kavurduu acmasz bir lde srnyordu. te
Andreas bu sinemaya girdi. Gnein kasp kavurduu lde yryen adamn filmini seyretti.
Ve Andreas, ksa srede, filmin kahramann sempatik ve kendisine yakn bulmaya balamt
ki film birdenbire beklenmedik mutlu bir ak ald ve ldeki adam, oradan gemekte olan bir
aratrmac kervan tarafndan kurtarlp Avrupa uygarlnn kucana geri gtrld. Bunun
zerine Andreas, filmin kahramanna besledii her tr yaknlk duygusunu yitirdi. Tam
kalkmak zereydi ki, beyazperdede, resmini biraz nce, tezghn banda dururken meyhanecinin arkasnda grd okul arkadann yzn grd. Byk futbolcu Kanjak't bu.
Bunun zerine Andreas, bir zamanlar, yirmi yl nce Kanjak'la ayn okul srasn paylatn
anmsad ve eski okul arkadann Paris'te olup olmadn hemen yarn renmeye karar
verdi.
nk onun, bizim Andreas'n cebindeki para, dokuz yz seksen franktan az deildi.
Ve bu da hi az deil.

VIII
Ancak sinemadan ayrlmadan nce, dostu ve okul arkadann adresi iin ille de yarn sabah
beklemesinin gerekmedii geldi aklna; zellikle de cebinde duran hatr saylr miktardaki
para nedeniyle.
u anda, arta kalan para nedeniyle o denli cesurdu ki, gieye arkadann, nl futbolcu
Kanjak'n adresini sormaya karar verdi. Bu konu iin bizzat sinemann mdryle grmek
gerekir, diye dnyordu. Ama hayr! Koca Paris'te, futbolcu Kanjak'tan daha nl kim vard
ki? Kapc bile biliyordu adresini. Champs-lyses'deki bir otelde kalyordu. Kapc otelin
adn bile syleyiverdi ve bizim Andreas derhal oraya doru yola koyuldu.
19

Gnmzn sekinleri olan futbolcu ve boksrlerin kalacaklar trden nezih, kk ve sessiz


bir oteldi. Andreas lobide kendini biraz yabanc hissetti, otel grevlilerine de biraz yabanc
geldi. Yine de, futbolcu Kanjak'n odasnda olduunu ve birazdan lobiye ineceini sylediler.
Nitekim birka dakika sonra da aaya indi; birbirlerini hemen tamdlar. Ayakst okul
anlarn tazeledikten sonra birlikte yemee gittiler, ikisi de pek neeliydi. Birlikte yemee
gittiler ve derken nl futbolcu sefil dostuna, "Neden bu kadar sefil grnyorsun, nedir
stndeki u hrpani giysiler?" diye sordu.
"Bamdan geenleri," diye yantlad Andreas, "anlatmaya kalksam hi houna gitmezdi. Bu
mutlu karlamamzn sevincini byk lde bozard. yisi mi bu konuya hi girmeyelim.
Daha neeli eylerden sz edelim."
"Benim bir sr elbisem var," dedi nl futbolcu Kanjak. "Ve bunlardan birini ya da tekini
sana vermekten mutluluk duyarm. Sen okulda benimle ayn sray paylatn ve bana kopya
verdin. Bir elbisenin ne nemi var ki! Nereye gndereyim?"
"Gnderemezsin," diye itiraz etti Andreas, "neden, nk bir adresim yok. Zira bir sredir
Seine'deki kprlerin altnda yayorum."
"O zaman ben de," dedi futbolcu Kanjak, "sana bir oda tutacam, srf sana bir takm elbise
hediye edebilmek iin. Gel hadi!"
Yemek yedikten sonra gittiler ve futbolcu Kanjak bir oda kiralad, odann gnlk fiyat yirmi
be frankt ve Paris'in "Madeleine" adyla bilinen grkemli kilisesinin yaknndayd.

IX

20

Oda beinci kattayd ve Andreas ile futbolcu asansr kullanmak zorunda kaldlar. Elbette ki
Andreas'n valizi yoktu. Ama ne kapc, ne asansr grevlisi, ne de otelin herhangi bir alan
buna ard. Zira bu yalnzca bir mucizeydi ve mucizelerde artc eyler yoktur. Birlikte
yukarya, odaya ktklarnda, futbolcu Kanjak sra arkada Andreas'a, "Herhalde sabuna
ihtiyacn olacak," dedi.
"Bizim gibiler," diye karlk verdi Andreas, "sabunsuz da yaayabilir. Burada sekiz gn
sabunsuz kalmak niyetindeyim, ama yine de ykanacam. Ama ncelikle, bu odann erefine
iecek bir eyler sipari etmek istiyorum."
Futbolcu bir ie konyak sipari etti. ienin dibini bulana dek itiler. Daha sonra odadan
ayrlp taksi ardlar ve Montmartre'a, kzlarn olduu, Andreas'n daha birka gn nce
gittii kahveye gittiler. Burada iki saat oturup okul gnlerine ait anlar tazeledikten sonra
futbolcu, Andreas' eve, daha dorusu, onun iin kiralad otel odasna gtrd, yolda, "ok
ge oldu. Seni yalnz brakaym. Sana yarn iki takm elbise gnderirim. Unutmadan - paraya
ihtiyacn var m?" diye sordu.
"Hayr," dedi Andreas, "dokuz yz seksen frangm var, bu da hi fena saylmaz. Hadi, evine
git!"
"ki gn sonra urarm," dedi arkada, futbolcu.

X
Andreas'n yaamaya balad otel odasnn numaras seksen dokuz idi. Andreas odada yalnz
kalr kalmaz pembe dokumayla kapl rahat koltua gmlp etraf incelemeye koyuldu. nce,
altn yaldzl papaan kafas desenleriyle ssl krmz ipekten duvar kdn, sada, kapnn
pervaznn yanndaki duvarda fildii elektrik dmesini, yatan yanndaki komodini ve

21

zerindeki koyu yeil abajurlu gece lambasn, ardnda, en azndan Andreas iin, gizli
birtakm eyler saklanma benzeyen beyaz tokmakl kapy grd. Ayrca, yatan yaknnda
siyah bir telefon duruyordu; yle bir yere konulmutu ki, yatakta yatan biri sa eliyle ahizeye
rahatlkla ulaabilirdi. Andreas oday uzun sre inceledikten sonra bir de yakndan tanmay
aklndan geirirken birden merakland. Beyaz tokmakl kapdan kukulanmt, ama
korkusuna ve otel odasna henz almam olmasna ramen ayaa kalkt ve kapnn nereye
aldna bakmaya karar verdi. Kapnn elbette kapal olduunu dnmt. Ancak kap
kendiliinden, neredeyse davetkr bir ekilde alnca aknln engelleyemedi!
Burann, parlak fayanslar, l l beyaz kveti ve klozetiyle bir banyo olduunu grd;
ksacas, kendi muhitinde bir ihtiya giderme yeri denebilecek bir yerdi.
te tam o srada ykanma ihtiyac duydu ve iki musluu ayn anda aarak kveti scak ve
souk suyla doldurdu. Kvete girmek zere soyunurken temiz bir gmleinin olmamasna
hayfland, zira zerindeki gmlei karrken bunun le gibi olduunu grd ve banyodan
kp tekrar bu gmlei giyecei andan daha imdiden korktu.
Kvete girdi, en son ykandndan bu yana epey bir zaman getiini biliyordu. Bu yzden de
neredeyse ehvetle ykand, ayaa kalkt, tekrar giyindi, ama ne yapacan kestiremiyordu.
Kararszlktan ok merak duygusuyla odann kapsn at, koridora kt ve koridorda, tpk
kendisi gibi, odasndan dar kan gen bir kadn grd. Kadn gen ve gzel buldu. Hatta,
czdan ald dkkndaki tezghtar kadna ve biraz da Karoline'ye benziyordu; derken hafife
eilip kadn selamlad, kadn da ban eerek yant verince tm cesaretini toplad ve kadna,
"Gzelsiniz," dedi.

22

"Ben de sizden holandm," dedi kadn, "bir saniye! Belki yarn grebiliriz." Ve koridorun
karanlnda gzden kayboldu. O ise, aniden kapld sevilme arzusuyla, kadnn ardnda
yaad kapnn numarasna bakt.
Seksen yedi numaral kapyd. Bu numaray kalbine yazd.

XI
Tekrar odasna dnd, bekledi, etrafa kulak kabartt ve gzel kzla bir araya gelmek iin ertesi
gn beklememeye karar verdi. Son gnlerde ard arkas kesilmeyen mucizeler nedeniyle
zerindeki ltuftan emin olmasna karn, srf bu yzden, bir tr taknla hakk olduuna
inand ve handiyse nezaket icab, bu ltuftan nce davranmas gerektiini varsayd, hem de
onu hi incitmeden. Bylece, seksen yedi numaradaki kzn sessiz admlarn iitir gibi olunca
odasnn kapsn dikkatlice aralad ve odasna dnen kiinin gerekten de o olduunu grd.
Ancak onca yln deneyimsizliiyle fark edemedii nemli ey, onun tarafndan
gzetlendiini gzel kzn da fark etmi olmasyd. Bunun zerine kz, meslein ve
alkanln rettikleriyle, odasn alelacele dzelterek tavandaki lambay sndrd, yataa
uzand ve gece lambasnn nda eline bir kitap alarak okumaya balad; ama bu daha nce
okuduu bir kitapt.
Bir sre sonra kaps vuruldu, tpk tahmin ettii gibi; ve Andreas girdi ieriye. Daha fazla
yaklamas iin gereken daveti birazdan alacandan emin olduu halde, kapnn eiinde
durdu. Gzel kz hi istifini bozmad, elindeki kitab olsun brakmad, yalnzca, "Eee, ne arzu
etmitiniz?" diye sordu.
Andreas, banyo, sabun, koltuk, duvar kd, papaan balar ve takm elbisenin verdii gven
duygusuyla, "Yarna kadar bekleyemem, hanmefendi," diye yantlad. Kz sustu.

23

Andreas kza biraz daha yaklap ne okuduunu sordu ve drste, "Kitaplar ilgimi ekmez,"
dedi.
"Geici bir sre iin buradaym," dedi yataktaki kz, "pazar gnne kadar burada kalacam.
Pazartesi Cannes'da yine sahneye kacam."

"Ne olarak?" diye sordu Andreas.


"Gazinoda dansym. Adm Gabby. Bu ad hi duymadnz m?"

"Duymaz olur muyum, gazetelerden biliyorum," diye uydurdu Andreas - ve eklemeyi


dnd: zerime rttm gazetelerden. Ama vazgeti.
Yatan kenarna oturdu, ve gzel kz buna itiraz etmedi. Hatta elindeki kitab brakt, ve
Andreas sabaha kadar seksen yedi numaral odada kald.

XII
Cumartesi sabah Andreas bu gzel kz buradan gidene kadar ondan kesinlikle ayrlmamaya
karar vererek uyand. Evet, hatta iinde, bu gen kadnla birlikte Cannes'a gitmek gibi narin
bir dnce filizlendi, nk Andreas da tpk btn yoksul insanlar gibi (zellikle de iki
bamls yoksul insanlar buna eilimlidirler), cebindeki kk miktarlar byk miktarlar
olarak alglamaya eilimliydi. Sabah bir kez daha dokuz yz seksen frangn sayd. Para
czdann iinde olduundan ve bu czdan da yeni takm elbisenin cebinde durduundan,
miktar on kat daha fazlaym gibi alglad. Bu yzden de, ondan ayrldktan bir saat sonra,
gzel kz kapy tklatmadan odasna girdiinde, kesinlikle heyecanl deildi ve kz Cannes'a
yapaca yolculuk ncesindeki cumartesiyi birlikte nasl geireceklerini sorunca geliigzel
"Fontainebleau" dedi. Bu ad bir yerlerde, belki de ryasnda duymutu. Ama ne olursa olsun,
bu semt adnn neden ve niin dilinin ucuna geldiini bilmiyordu.
24

Taksi tuttular ve Fontainebleau'ye gittiler. Ve burada gzel kzn, gzel yemekler yenebilen ve
gzel ikiler iilebilen iyi bir lokanta bildii ortaya kt. Garson kz tanyordu ve kz da ona
adyla hitap ediyordu. Ve bizim Andreas kskan mizal biri olsayd buna kzabilirdi. Ama
kskan deildi, dolaysyla kzmad. Bir sre yiyip ierek vakit geirdiler, sonra yeniden taksi
tutarak Paris'e dndler ve bir anda Paris'in grkemle yan akamn karlarnda buldular,
birbirlerine ait olmayan ve yalnzca rastlant sonucu bir araya gelen tm insanlar gibi, onlar da
ne yapacaklarn bilemiyorlard. Gece fazla aydnlk bir l gibi nlerinde uzanyordu.
Erkek ve kadna verilen en nemli yaanty dncesizce tkettiklerinden, imdi ne
yapacaklarn bilemiyorlard. Bunun zerine, ne yapacan bilemeyen gnmz insannn
yaptn yapmaya, sinemaya gitmeye karar verdiler. Sinemada oturdular, ierisi zifiri
karanlk deildi, karanlk bile deildi, hatta neredeyse lo denebilirdi. Ve birbirlerinin elini
tuttular, kz ve arkadamz Andreas. Ama Andreas kzn elini itenlikle tutmuyordu ve
bundan kendisi ac duyuyordu. Evet, kendisi. Bunun zerine, film arasnda, gzel kzla
birlikte fuayeye gidip iki imeye karar verdi; ve birlikte gidip iki itiler. Ve artk sinema
onu hi ilgilendirmiyordu. Youn bir i skntsyla otele dndler.
Ertesi sabah, pazar gnyd, Andreas paray geri demesi gerektiinin bilinciyle uyand. Bir
nceki gne gre daha hzl kalkt, yle ki gzel kz uykusundan srayarak uyand ve, "Bu ne
acele Andreas?" diye sordu.
"Borcum var, onu demem gerekiyor," dedi Andreas.
"Nasl yani? Bugn m, pazar gn m?" diye sordu gzel kz.
"Evet, bugn, pazar gn," diye karlk verdi Andreas.

25

"Borlu olduun kii erkek mi, kadn m?" "Kadn," dedi Andreas tereddtle. "Adine?"
"Therese."
Bunun zerine gzel kz yataktan frlad, yumruklarn skp Andreas'n yzne indirdi.
Ve Andreas odadan hzla kp oteli terk etti. Ve ardna bile bakmadan, bugn nihayet kk
Therese'ye iki yz frang deyebileceinden kesin emin olarak Ste Marie des Batignolles'e
doru yola koyuldu.

XIII
Kader bu ya -ya da daha az inanl insanlar buna rastlant da diyebilir-Andreas bu kez de saat
ondaki ayinin bitiminden hemen sonra gelebildi. Doaldr ki, geen sefer iki itii bistroya
iliti gz ve yine oraya gitti.
ki smarlad. Ancak bu kez, her ne kadar st ste mucizeyle karlam olsa da, o da bu
dnyann dier yoksullar gibi ihtiyatl olduundan, yeterince paras olup olmadn kontrol
etmek iin czdann kard. Ve dokuz yz seksen frangndan geriye pek bir ey kalmadn
grd.
Kala kala iki yz elli frang kalmt. Biraz dnnce, parasn oteldeki gzel kzn aldn
anlad. Ama bizimki pek aldr etmedi buna. Ald her hazzn parasn vermesi gerektiini
dnd, ve gerekten bir haz almt, dolaysyla da demesi gerekiyordu.
Ayine gitmek ve orada kk azizeye olan borcunu nihayet deyebilmek iin yakndaki
kilisenin anlar alana dek burada beklemeye karar verdi. Bu arada imek istiyordu ve iki
smarlad. ti. Ayine aran anlar almaya balad, Andreas seslendi: "Garson, hesap!"
dedi, ayaa kalkt, kapdan dar kmak zereyken geni omuzlu bir adamla arpt.

26

Adam hemen tand: "Woitech!" Beriki de ayn anda haykrd: "Andreas!" Birbirlerine
sarldlar, nk Quebecque'te ikisi de kmr iisiydi, ayn ocakta almlard.
"Beni burada bekle," dedi Andreas, "yalnzca yirmi dakika, ayin bitene kadar, daha fazla
deil!"

"Beklemem," dedi Woitech. "Hem sen ne zamandan beri ayinlere gidiyorsun. Papazlardan
holanmam, hele papazlara gidenlerden hi holanmam."
"Ama ben kk Therese'ye gidiyorum," dedi Andreas, "ona borcum var."
"u kk Azize Therese'yi mi kastediyorsun?" diye sordu Woitech.
"Evet, ite o," diye yantlad Andreas.

"Ne kadar borcun var ona?" diye sordu Woitech.


"ki yz frank!" dedi Andreas.
"O zaman sana elik edeyim!" dedi Woitech.
anlar hl alyordu. Kiliseye gittiler, ieri girdiklerinde ve ayin baladnda Woitech,
"Bana hemen yz frank ver! Karda birinin beni beklediini anmsadm. Vermezsen hapse
gireceim!" diye fsldad.
Andreas hi duraksamadan cebindeki iki yz franklk son iki banknotu ona vererek, "Ben de
birazdan gelirim," dedi.
Therese'ye verecek paras kalmadn anlaynca da ayinin sonuna kadar beklemenin anlamsz
olacan dnd. Nezaket icab be dakika daha kald ve ardndan Woitech'in kendisini
bekledii bistroya gitti.
27

Bundan byle dost oldular, nk bu konuda birbirlerine sz vermilerdi.


Elbette Woitech'in borlu olduu bir arkada yoktu. Andreas'n ona bor verdii yzl
zenle mendilinin iine gizleyip mendili dmledi. Dier yz frankla da Andreas' imeye
davet etti, itiler, bir daha itiler, bir daha itiler ve gece olduunda cilveli kzlarn bulunduu
eve gittiler ve burada gn kaldlar; tekrar dar ktklarnda salyd ve Woitech, "Pazar
gn grrz, ayn saatte, ayn yerde, ayn meknda," diyerek Andreas'tan ayrld.
"Allahasmarladk!" dedi Andreas.
"Allahasmarladk!" dedi Woitech ve gzden kayboldu.

XIV
Yamurlu bir sal ikindisiydi ve yamur o kadar iddetle yayordu ki, Woitech gerekten de
bir anda gzden kaybolmutu. En azndan Andreas'a yle gelmiti.
Arkadann yamurda yitip gittiini sand, tpk rastlantyla karlam olmalar gibi, ve
cebinde otuz be frank hari hi paras kalmadndan ve kaderin onu marttna
inandndan, yine bir mucizeyle karlaacandan emin, tpk tm yoksullarn ve ikiye
dknlerin yapt gibi, Tanr'ya, inand biricik kiiye snd. Seine'e gitti, bildik
merdivenden aaya, evsizlerin yurduna indi.
Burada, merdivenleri kmak zere olan ve ona gayet tandk gelen bir adamla karlat.
Bunun zerine Andreas adam nazike selamlad. Bakml, yalca grnen beyefendi
Andreas' dikkatlice szdkten sonra, "Paraya ihtiyacnz var m, sevgili baym?" diye sordu.
Andreas adamn sesinden, onun hafta nce karlat beyefendi olduunu anlad. Bu
nedenle, "Size borcumun olduunu elbette anmsyorum, paray Azize Therese'ye vermem

28

gerekiyordu. Ama, biliyor musunuz, araya srekli bir eyler girdi. Paray geri demem tam
kez engellendi."
"Yanlyorsunuz," dedi iyi giyimli, yalca beyefendi, "sizinle tanma erefine nail olmadm.
Beni baka biriyle kartryor olmalsnz, ama bana yle geliyor ki, bir skntnz var. Szn
ettiiniz Azize Therese'ye gelince, ona yle balym ki, ona borlu olduunuz miktar size
vermeye hazrm. Ne kadard?"
"ki yz frank," dedi Andreas ekinerek, "affedersiniz ama, beni tanmyorsunuz ki! Ben
onurlu biriyim ve beni uyarmanza gerek kalmayacak. Onurum var ama adresim yok. Bu
kprlerden birinin altnda yatyorum."
"Oh, bu hi nemli deil!" dedi beyefendi. "Ben de orada kalyorum. Bu paray alrsanz, bana
yle byk bir iyilik yapm olursunuz ki, ne kadar teekkr etsem azdr. nk kk
Therese'ye ben de ok borluyum!"
"yleyse," dedi Andreas, "hizmetinize amadeyim."
Paray ald, beyefendi merdivenlerden kana dek bir sre bekledi, ardndan o da ayn
merdivenlerden kt ve dosdoru Quatre Vents Caddesi'ndeki eski lokantasna, Rus-Ermeni
lokantas Tari-Bari'ye gitti ve orada cumartesi akamna dek kald. Ve o akam yarnn pazar
gn olduunu ve Ste Marie des Batignolles Kilisesi'ne gideceini anmsad.

XV
Tari-Bari'de bir sr insan vard, nk evi olmayan baz kiiler orada yatyordu, gnlerce,
geceler boyu, gndzleri tezghn arkasnda, geceleriyse masalarn zerinde. Andreas, ayini
karmaktan ziyade, onca gnn iki, yemek ve konaklama cretini demesi iin lokantacnn
onu uyaracandan korktuundan, pazar gn erkenden uyand.
29

Ancak yanlmt, nk lokantac ondan daha erken kalkmt. nk lokantac onu uzun bir
sredir tanyordu ve bizim Andreas'n hesab dememek iin her frsattan yararlanmaya
eilimli olduunu biliyordu. Bunun zerine bizim Andreas hesab demek zorunda kald,
saldan pazar gnne, bolca yemek ve ikinin parasn, stelik yediinden ve itiinden daha
fazlasn. nk Tari-Bari'nin sahibi hangi mterisinin hesap yapabildiini ve hangisinin
yapamadn biliyordu. Ama bizim Andreas, pek ok ayya gibi, hesap yapmasn
bilmeyenlerdendi. Dolaysyla cebindeki parann ounu verdi, ama yine de Ste Marie des
Batignolles Kilisesi'nin yolunu tuttu. Ancak Azize Therese'ye btn borcunu deyebilecek
kadar yeterli parasnn olmadn da biliyordu. te yandan, kk alacakls kadar, szletii
arkada Woitech'i de dnyordu.
Kilisenin yaknlarna geldiinde, saat ondaki ayin yine sona ermiti, ve bir kez daha ayinden
kanlarla karlat, ve alkn olduu zere bistronun yolunu tuttuu srada arkasndan
seslenildiini iitti, ve birdenbire omzu zerinde gl bir el hissetti. Ve arkasna dndnde
bir polisle karlat.
Bildiimiz kadaryla, pek ok kaderda gibi belgeleri olmayan bizim Andreas korktu ve
geerli belgeleri varm izlenimi yaratmak iin elini hemen cebine gtrd. Ama polis, "Ne
aradnz biliyorum. Bo yere cebinizi aramayn! Czdannz az nce drdnz.
Buyurun..." diyerek akayla ekledi: "Pazar gn bu kadar erken bir saatte bu kadar ok
aperitif iince olur byle eyler!..."
Andreas czdan hzla kapt, neredeyse apkasn karp selam veremeyecek kadar
heyecanlanmt, soluu kardaki bistroda ald.
Orada Woitech'i bekler buldu, ancak onu ilk bakta deil, uzunca bir sreden sonra
tanyabildi. Ama o zaman da onu daha bir yrekten selamlad bizim Andreas. Ve birbirlerine

30

srayla pe pee iki smarlamaya doyamadlar ve Woitech, ou insann olduu gibi nazik,
masadan kalkt ve Andreas'a eref yerini sundu, yalpalaya yalpalaya masann evresini
dolanp kardaki sandalyeye oturdu ve kibar laflar etti. Yalnzca Pernod iiyorlard.
"Bama yine garip bir ey geldi," dedi Andreas. "Tam randevumuza geleceim srada, bir
polis omzumdan tutup 'Czdannz kaybettiniz' diyor. Ve bana ait olmayan bir czdan veriyor
ve ben de bunu alp cebime atyorum; imdi bu neyin nesiymi bir bakacam."
Bylelikle czdan karp iine bakar, czdanda onu hi ilgilendirmeyen birtakm belgeler
vardr, czdanda ayrca para olduunu da grr ve banknotlar sayar, tam iki yz frank.
Bunun zerine Andreas, "Grdn m! Tanr'nn bir iareti bu. imdi karya gidip nihayet
borcumu deyeceim!" der.
"Bunu yapmak iin," diye karlk verdi Woitech, "ayin bitene kadar vaktin var naslsa. Ayine
gidip ne yapacaksn? Borcunu ayin srasnda deyemezsin. Ayinden sonra rahibin yanna
gidersin, o zamana kadar da bir eyler ieriz!"
"Elbette, nasl istersen," diye yantlad Andreas.
O srada kap ald ve Andreas, inanlmaz bir kalp ars ve youn bir halsizlik hissettii
srada ieriye gen bir kzn girdiini ve tam karsndaki masaya oturduunu grd. Kz ok
genti, o kadar genti ki, daha nce hi bu kadar gen bir kz grmediini dnd; ve kz gk
mavisi giyinmiti. Zira kz maviydi, baz gnlerde, stelik de kutsanm gnlerde yalnzca
gn mavi olabildii gibi.
Bylelikle yalpalayarak o tarafa gitti, eildi ve gen ocua, "Burada ne aryorsunuz?" dedi.

31

"Annemle babam bekliyorum, birazdan ayinden kacaklar; beni buradan alacaklar. Her
drdnc pazar," dedi kz; kendisiyle aniden konumaya balayan yalca adamdan ok
rkmt.
Bunun zerine Andreas, "Adnz ne?" diye sordu.
"Therese," dedi kz.
"Ah," diye bard Andreas bunun zerine, "bu harika! Bu kadar byk, bu kadar kk bir
azizenin, bu kadar byk ve bu kadar kk bir alacaklnn kendisine bir trl gidemediim
iin bana gelerek beni onurlandracan hi dnmezdim."
"Sylediklerinizden hibir ey anlamyorum," dedi kk hanm akn bir halde.
"Bu sizin inceliiniz," diye karlk verdi Andreas. "Bu sizin inceliiniz, ama ben bunun
deerini takdir edebilirim. Size uzun sredir iki yz frank borluyum ve bunu deyebilmek
bir trl nasip olmad aziz kk hanm!"
"Bana borcunuz yok, ama antamda biraz para var, buyurun, aln ve gidin. nk birazdan
annemle babam gelecek."
Bylece kz antasndan yzlk bir banknot karp Andreas'a verdi.
Woitech btn olup bitenleri aynadan seyretti ve oturduu koltuktan sendeleyerek kalkp iki
Pernod smarlad ve birlikte iebilmesi iin Andreas' tezgha srklemek istedi. Ama
Andreas tezgha ynelmek isteyince tpk uval gibi yere ylyor ve bistroda bulunan herkes
dehete kaplyor, Woitech de. Ve en ok da Therese adndaki kz dehete kaplyor. Ve
yaknlarda doktor ve eczane olmadndan onu kiliseye tayorlar, stelik de rahibin odasna,

32

nk inansz garsonlar, rahiplerin lmekten ve lmden bir eyler anladna inanyorlard


yine de; ve Therese adndaki kk hanm kendini alkoyamayp onlarla birlikte gidiyor.
Bylece bizim zavall Andreas' rahibin odasna gtryorlar ve o ne yazk ki artk
konuamyor, yalnzca, elini kk alacaklya borcu olan parann bulunduu yere, ceketinin
sol i cebine atmak ister gibi bir hareket yapyor ve "Bayan Therese!" diyor - ve son nefesini
verip lyor. Tanr hepimize, biz ayyalara, byle kolay ve gzel bir lm bahetsin!

33

También podría gustarte